istanbul'da kalan tek güzel şeyin de içine etmeyi başarmış vapurlardır. bunu da ancak istanbul'lu olmayan yöneticiler yapardı zaten. bakın nereli olduklarına? hepsi istanbul dışından. kadıköylü, beşiktaşlı, arnavutköylü, beykozlu, sarıyer'li, emirgan'lı var mı? yok!
nerede o açık hava güvertesi ? hayvanlar
mıyız biz?
tır mıyız?
araba mıyız?
hava almak için karşıya geçmek diye bir şey duymadınız mı? hep audi a8l 'de gezmekten bilemezsiniz siz tabii.
allah belanızı versin bu kadar açık söylüyorum.
zevksizliğiniz, düşüncesiz öküzlüğünüz, estetiksizliğiniz, bütün gelişmemiş ülke insanı kafanız boğazın sularına batsın.
şunu iyi anlayın zor anlarsınız ama olsun:
biz hızlı filan geçmek istemiyoruz karşıya, yavaş yavaş hava alarak geçmek istiyoruz.
biz konferans salonu koltuklarında oturmak istemiyoruz, tahta sıralarda oturmak istiyoruz.
klima istemiyoruz lan, boğazın kendisi klima aptallar!
televizyon istemiyoruz, televizyon ne ki? biz boğazı seyretmek için biniyoruz o vapurlara
filtrelenmiş hava değil, boğaz havası almak istiyoruz.
bunları yaparken de gazetemizi okuyup, çayımızı içmek, fotoğraf çekmek istiyoruz.
bu kadar yaşadığın şehirden habersiz insanlar bizi nasıl yönetir, buna nasıl izin verdiniz?
şimdi bunları savunanlar da çıkar, işte onlar helak olmaya doğru bizi götürenlerdir.
edit: yazım hataları
dert father1 profili
-
istanbul'un yeni vapurları