mal de l amor7
profili

  • 14 mart 2024 trendyol dolandırıcılığı

    merhabalar,
    2012 yılından beri yazarım fakat sanırım bu açtığım 2 ya da 3.başlık. verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim.

    hala aklımın almadığı şekilde trendyol'un kişisel bilgilerimi satması ya da herhangi bir çalışanının buna dahil olması sebebiyle ile dolandırıldım dün.

    almak istediğim bir kahve makinası vardı, dün indirime girdiğini görünce aldım. normalde satıcı kim diye pek bakmam ama, dikkatimi çekti. iş kıyafetleri satan bir firma.
    trendyol asistana bağlanıp kahve makinası aldığımı fakat satıcının sayfasında böyle bir ürün göremediğimi, iş kıyafetleri sattığını ve bir yanlışlık olup olmadığını sordum. canlı destek sayfası olduğu için ekran görüntüsü almayı akıl edemedim fakat gelen cevap "firma unvan değişikliği yapmış olabilir, rahat olun bir sıkıntı yok" şeklindeydi. ardından satıcıya da aynı soruyu sordum fakat cevap geldiğinde her şey olup bitmişti.

    hemen akabinde telefon geldi 0850'li bir numaradan. telefonum şüpheli numaralarda uyarı veriyor, öyle bir uyarı da almadım. telefon eden kişi trendyol'dan aradığını, aldığım ürünün flaş ürün olduğunu ve benimle birlikte aynı anda 4 kişi daha ürünü aldığı için ürünü iptal etmek durumunda kaldıklarını, iade bedelinin birazdan hesabıma geri geleceğini, fakat mağduriyetimi gidermek adına mal bedelini eft yaparsam (çünkü o fiyata artık satışta olmadığı için) ürünü tarafıma göndereceklerini söylediler. önce şüphelendim tabii ki. fakat o esnada siparişim iptal olup ürün bedeli hesabıma geri geldi. siparişimin verildiği dakikadan ( dakikası dakikasına) tc kimlik numarama kadar her şeyi bildikleri için boşluğuma geldi ve ürün bedelini eft yaptım. bu tamamen benim hatam.

    ardından eft yaparken açıklama kısmına sipariş numarasını(ki bunu da telefondaki kişi söyledi ve ben trendyol hesabımdan kontrol ettim, doğruydu) yanlış yazdığımı, başına rakamlar ile sipariş numarası boşluk numara şeklinde yazmam gerektiğini, eft'nin askıda kaldığını, tekrar eft yapmamı ve ardından yanlış eft'nin tarafıma geri gönderileceğini söylediler. "önce iade edin sonra tekrar göndereyim" dediğimde para yanlışlık sebebiyle askıda kaldığı için mümkün olmadığını söylediler.

    ben de o zaman ürünü istemediğimi, vazgeçtiğimi söylediğimde, "%20 kesinti olur" gibi bir dönüş aldım. "sizin trendyol'dan aradığınızı nereden bileyim" dediğimde de "tc kimlik numaranız şu, telefon numaranız bu, ürünü iptal edip tarafınıza iade sürecini tamamlayan benim, sipariş numaranız bu, trendyol çalışanı olmasam bu bilgileri nasıl bileyim, trendyol bu bilgileri satıcılar ile güvenlik için asla paylaşmaz" gibi bir dönüş ile karşılaştım.

    ikinci bir hata yaparak tekrar eft yaptım kendilerine. sonra telefonuma sms geldi trendyol tarafından. baya sms başlığı trendyol muhasebe departmanı. eft bedelinin tarafıma iadesi için limitin 50 bin tl olması gerektiği ile ilgili. o an zaten dolandırıldığımı anladım ve telefonu kapatıp trendyol'u aradım. kendileri böyle bir uygulama şekillerinin olmadığı söyledi ama iş işten geçti tabii. onu da ekleyeyim aşağıya.

    ardından bana ilgili satıcıdan cevap geldi. aşağı bırakıyorum.

    firmayı araştırdığımda fiilen satış yapan bir firma. beni arayan, sipariş verdiğim dakikadan tc kimlik numarama kadar bilen bu kişi firma bu firma çalışanı mı, yoksa trendyol hesaplarına ulaşabilen içeriden biri mi bilmiyorum.

    trendyol ürün yelpazesinde kahve makinası olmayan bir satıcıdan bana nasıl satış yaptı? buyurun ekran görüntüsünü bıraktım aşağıya.

    ardından bugün ilgili satıcıya google üzerinden ulaşıp mail attım, durumu anlattım. kendileri de dünden beri ne olduğunu anlamadıklarını, kahve makinası satmadıklarını, fakat birilerinin bir şekilde hesaplarına girip bunu gerçekleştirdiğini düşündüklerini, trendyol'un durduk yere açıklama yapmadan satışlarını durdurduklarını ve çok mağdur olduklarını, bu sebeple trendyol'a ihtarname çektiklerini ve hukuki süreci başlatacaklarını söylediler. "bizim ürün sattığımız kişilerin telefonunu bilmemiz mümkün değil, trendyol bu bilgiyi asla vermiyor, siz aramasanız ne olduğunu anlamadık bile" dediler.

    sonuç olarak bugün savcılığa gidip suç duyurusunda bulundum. ben yanlış bir işlem yaptım evet fakat kafam zaten doluydu mesai içinde ve sağlıklı düşünemedim. evet ben 30bin küsür para kaybettim ve üstüne dolandırıcı kişi beni arayıp "geçmiş olsun" dedi. parasını geçtim buna ayrı deliriyorum. ben apartmanımda yardıma ihtiyacı olan bir teyzeye fidye olarak gideyim alışveriş yapayım derken, insanlar çok kolay "geçmiş olsun" diyebiliyor.

    bakın inanın parasını geçtim, madem bir an aptallık ettim, öderim de. fakat bu trendyol'un benim kişisel bilgilerim ile beni dolandırdığı gerçeğini değiştirmiyor. muhtemelen bunu yapan kendi içlerinden biri. birileri satıcı hesabına erişip olmayan bir ürün ekleyerek sattı ve hemen akabinde güven vermek için beni arayıp ücret iadesi yaparak dolandırdı.

    trendyol benim kişisel bilgilerimi, telefon numaramı ve tc kimlik numaramı kimlerle ve nasıl paylaştı?

    kendilerini aradığımda bana tek dönüşleri "ürün iade bedeli tarafınıza yansıtılmıştır"oluyor.

    beni kim dolandırdı şu an? satıcı da mağdur görünüyor. baktığımda köklü ve sadece iş kıyafetleri satan bir firma. bu sebeple unvanı paylaşmadım.

    bana olmayan bir ürünü satan ve "sıkıntı yok unvan değişikliği olabilir" deyip bilgilerimi 3.kişi ve firmalarla paylaşan trendyol mu? yoksa ürün bizim satışımızda yok, trendyol'da sistemsel bir problem sebebiyle var görünüyor diyen satıcı mı? yoksa ikisi de mi?

    sen de eft yapmasaydın diyebilirsiniz. bunu yapacağım aklıma da gelmezdi fakat kişisel bilgilerime, sipariş verdiğim dakikaya, sipariş numarama bu kadar hakim oldukları için basiretim bağlandı sanırım. burada hatamı zaten kabul ediyorum.

    benim tahminim trendyol çalışanlarının bir şekilde kişisel verileri 3.kişilerle paylaşarak ya da direkt olarak dolandırıcılık yaptığı yönünde. koskoca trendyol bunu yapıyorsa kim ne yapar bilemiyorum..

    hukuki süreç ile ilgili tavsiyelerinizi rica ediyorum.

    bana "sen de rererö" diyecek insanlar olacaktır. dediğim gibi bu para beni eksiltmez. fakat benim bile başıma geldiyse, herkesin başına inanın gelebilir. yazıyorum ki sizin de başınıza gelebilir diye. yoksa tüm günüm zaten savcılıkta geçti. gerekeni yaptım. fakat beni bu duruma sürükleyen trendyol'a olan güvenim oldu. kendileri bana olmayan bir ürünü satmasa bunu yaşamayacaktım ve evet bu hem siber suç hem de dolandırıcılıktır.

    teşekkürler.

    edit: lütfen bana aptallığımı anlatmayın arkadaşlar, bunu kabul ediyorum. paranın derdinde değilim. ama inanın kime desem inanamıyor dolandırıldığıma. aptal biri değilim. ama kendimi de savunamam. ben kimseden para dilenmiyorum. benim tüm kişisel verilerime nasıl erişildi, iş kıyafeti satan bir firmaya nasıl kahve makinası satışı yaptırıldı 10 dakika içinde 26 tane onu sorguluyorum. dediğim gibi zaten hukuki süreci başlattım. sizden tek ricam bu durumun duyulması. trendyol insanların güvenini sömürüyor ise bedelini ödemeli, maddi olmasa bile manevi olarak. savcılık tutanaklarında çok fazla kişisel bilgi var, onları da paylaşırım gerekirse. şu an gücüm yok.

    sevgiler.

    edit: banka ile elbette görüştüm. zaten kendileri beni savcılığa yönlenirdi. "biz parayı geri isteriz fakat elbette bunu yapan kişi kabul etmez" dediler. savcılık bana gönderdiğim hesaba tedbir / bloke konması için hemen bilgi verileceğini söyledi. fakat bunlar onun da yolunu buluyorlarmış. gitsin param gitsin allah kahretsin gitsin, fakat trendyol bunun cezası neyse çeksin. tekel oldu gidiyor diye susmak istemiyorum.

    görsel

    görsel
    görsel
    görsel

    edit: güncellemeleri elbette paylaşayacağım fakat hatamı kabul etmeme rağmen, linç yemeye kendimi hazırlamıştım.
    desteğiniz için teşekkür ederim. güzel destek mesajlarınız için de. sözlüğü bu yüzden çok seviyorum.

    gece editi: bana bir sürü mesaj geliyor. çok teşekkür ederim. fakat ben sinirlenince bir mideme vuruyor falan sürekli midem bulanıyor.
    bu ajitasyon değil, zaten sabah mesaim var. fakat bu sebeple, herkese cevap veremiyorum. ama vereceğim mutlaka.

    iyi ki varsınız.

  • yargı (dizi)

    ceylin'in annesi, kızının asıl katilinin annesi ile birlikte aslında katil olmayan aileye birlikte gidiyor. aslında ne eşinin ne de kızının katili olmayan insanlara "benim size verecek canım kalmadı" diye cığırıyor yine.

    sema hanım ne yapıyorsunuz? çıkartın şu kadını diziden.

  • babil (dizi)

    çocuğunun ameliyatı için amerika'ya giden biri neden dönüş bileti alsın ki? çocuğun ne zaman iyileşeceği belli mi? adamın cebinde tonla para var, dönüşü de alayım da ucuza gelsin diye mi düşünecek :) gerçekten miami'den geçecek houston'a belki. sonuçta adam gerçekten ameliyat için gidiyor. bunlar "beni kandırdın" demek için geçerli sebepler değil. saçmaladılar yani.

    zorladım izlemek için ama çok yavaş ilerliyor, içim bayıldı.

    ayrıca siz de her sahneye anlam yükleyip durmayın. yok "her şey çok güzel olacak" demiş, şuna selam çakmış buna selam çakmış falan..

  • 5 yıl sonraki ben'e mektup

    şu başlığı düzeltin gözünüzü seveyim gözüm kanıyor.

    (bkz: ne olur ne olmaz deyip bütün ki'leri ayrı yazmak)

  • terör saldırılarından hükümeti sorumlu tutmak

    bu ülkeye bu kadar bomba ne zaman sokuldu, ne zaman saklandı??? çözüm sürecinde değil mi?

    pkk ile kim masaya oturdu, kim iş birliği yapmaya çalıştı, kim vaadler verdi, megri megri şarkıları söylenirken kimler yanlarında saf tuttu, alkış tuttu, barış güvercinleri uçurdu, kimler dağdan inenleri çalgı çengi ile karşıladı, hükümet değil mi??

    pkk'yı dağdan indirip bu kadar içimize sokan hükümet o kadar mı aptaldı ki; bu kadar bombanın ülkeye girişini bilmedi, duymadı, engel olmadı??

    mağdur edebiyatinizi yemiyoruz artık. bıktık "kandirildik" zirvalarinizdan. laf kalabalığı yapmayın, pisliginizi temizleyin!!

    önemli ek: 2010 yılında açılım bahanesiyle hükümetin tsk'nin elinden müdahale yetkisini aldığını, olası bir tehlike anında vali izni olmadan müdahelenin yasaklandığını da hatırlatayım. sonrasında da suçu güvenlik güçlerine atmıştı; al bu da erdoğan'ın itirafı: https://www.youtube.com/watch?v=y76ttejd8ue

    hem tsk'nın pkk'ya müdahele etmesine engel ol; hem "aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın dediler, engel olmadılar" diye güvenlik güçlerine sitem et. bombalar ardı ardına patlayınca da "kandırıldık" diye işin içinden sıyrıl. oh ne ala memleket. al, tsk'nin operasyon talebine verilmeyen izinlerin sayısı da burada. 290 tanesinden sadece 8 tanesine valilikten izin verilmiş!

    kınamalarınızı duymak istemiyoruz, hesap vereceksiniz.

  • 15-16 kasım 2015 g-20 antalya zirvesi

    az önce tayyip kürsüde konuşma yapıyordu. konuşması bittikten sonra canımız ciğerimiz yeni göz bebeğimiz kanada'nın gencecik zeki çevik ahlaklı ve yakışıklı başbakanı justin trudeau, tayyip erdoğan ile tokalaşıp kulağına doğru yaklaşarak uzun uzun bir şeyler söyedi. tayyip de gergin bir şekilde kafa sallayıp durdu ve arkasını dönüp hızlı adımlarla uzaklaştı.

    sonra dedim ki kendi kendime; justinciğim, o ingilizce bilmiyor, öyle kulağına kulağına konuşma canım benim <3

  • 15 kasım 2015 samanyolu grubu'nun kapatılması

    tam (bkz: ayna) izlerken kanal gitti. "noluyo ya, uyduda mı sorun var yoksa acaba kanal mı kapatıldı" diye düşünürken başlığı gördüm.

    şimdi biz ayna izleyemeyecek miyiz ya. ama izliyordum ben. fethullah falan bana ne ben ayna izlemek istiyorum. herkes avrupa gezerken o adını bile duymadığım ülkelere gidiyordu hep. çok mutsuzum şu an öf.