vicdansız bir muhabir tarafından yazılmış haberle öğrendiğimiz durumdur.
yazmış ki; konserden önce babasının hayatını kaybettiğini öğrenen halil sezai, programını iptal etmeyerek hayranlarını eğlendirdi.
konser verdi değil, sevenleriyle beraber oldu değil, şarkılarını söyledi değil, eğlendirdi.
eğlendirdi.
eğlendirdi kelimesini özellikle kullanıyor ki okuyanın zihninde eller havaya durumları canlansın, babası ölmüşken soytarılık yapan halil sezai'ye daha bir iç rahatlığı ile sövsün okuyucular, içlerindeki irinleri boşaltacak kanalları daha bir genişlesin, güldür güldür aksın pislikleri.
edit: sinirimizden başsağlığı dilemeyi atlamışız, allah halil bey'e, sevenlerine sabır versin.
ihtiyatsiz adam5 profili
-
halil sezai'nin babası öldüğü gün konser vermesi
-
çok kadınla birlikte oldum diyen erkek
yalancıdır. çok kadınla olan erkek bunu anlatmaz.
-
istiklal'de stoya'yı görmek
-
rusya'nın sebze ve meyve ithalatını yasaklaması
tam olarak; rusya'nın türkiye'den tarım ürünleri, sebze ve meyve ithalatını yasaklaması.
30 kasım 2015 tarihinde rusya başbakan yardımcısının açıkladığı yasaklamadır. tıkla.
dönen tavuk etlerinin, yolu kesilen tırların, alınmayan meyve sebzenin acısını ilerleyen günlerde daha da derinden hissedeceğiz. biz mandalina yetiştiricisiyiz, ürünümüzü uçak olayından 3 gün önce sattık, çeklerimizi aldık. uçak düşünce yüreğimiz ağzımıza geldi çünkü tüccar bu malı rusya'ya satıyor. telefonla görüştük, bir şekilde romanya'ya satabileceklerini ama bundan sonra mal almayı durdurduklarını söylediler.
aynı tüccarla bu hafta pazarlığa oturacak çiftçilerin görüşmeleri iptal oldu, mal ellerinde. romanya'ya satabiliriz diye 95 kuruşluk mala 60 kuruş fiyat veren tüccarlar dolanmaya başladı. hemen hepsinin narenciye satılınca ödemek üzere vadesi ayarlanmış banka kredileri var.
güney komşularımızla ilişkilerimiz bitince o yöne ihracat büyük darbe almıştı zaten. ırak`a olan turunçgil ihracatımız 2013 yılında %22,3 oranında azalmış ve 236 milyon dolardan 183 milyon dolara gerilemişti.
ziraat odası'nın raporuna göre 2013 yılı itibarıyla %4`lük bir artış kaydederek 933 milyon dolara ulaşan turunçgil ihracatımız içerisinde rusya federasyonu 297 milyon dolar ile ilk sırada yer almakta ve sektörün vazgeçilmez pazarı olma niteliğini sürdürmekte idi.
sadece antalya değil, adana, mersin, ve hatay'ın kaliteli malı rusya'ya gidiyordu.
ortadoğu pazarı kapandı, büyük alıcı rusya kapandı, bu kadar malı 2016'da çiftçi satamayacak, kredisini, borcunu ödeyemeyecek.
neden?
edıt:
takip eden entrilerde bir kaç nokta tekrar tekrar vurgulanmış. bakalım;
1. bu sene meyveyi ucuza yeriz, güzelini yeriz.
hayır yiyemezsiniz.
bu sene malını satıp, borcunu ödeyemeyen üretici bankadan da önce veresiye mal aldığı ziraii ilaç bayi ve gübrecinin parasını ödemez. ilaçcı, gübreci de kendi borcunu ödeyemez bankaya. veresiyeyi azaltır, birikmiş alacağını almak üzere diğer üreticilerin üstüne yürür. domnio taşı gibi hepsi devrilir. kriz dediğin budur zaten. bunlar hep gelecek üretimleri etkiler.
daha da önemlisi, üretici malını kaçtan verirse versin, sizin ödeyeceğiniz parayı kabzımal, tüccar belirler. aradaki fark kabzımalın, halcinin lehine artar. sen yine aynı paraya yersin.
bu arada, o ince kabuklu, sulu, lezzetli malı yine sana yedirmeyecek tüccarlar, doğu avrupa bağlantılarını kuracaklar yavaş yavaş, üzerine ekleyip rusya’ya satacaklar. sen yine kalın kabuklu, susuz, lifli mandalinayı yiyeceksin.
2. yıllarca yerli tüketiciye geçirdiniz.
hayır geçirmedik. sizin 3-4-5 liraya yediğiniz mandalinanın bahçeden satış fiyatı 55-65 kuruştur. sizin yazın 7-8 tl’ye yediğiniz limonun bahçe satış fiyatı 50-70 kuruştur. aradaki fark kabzımal mafyası, dağıtıcı ve marketlere gider.
3. akp’ye oy verdiniz, daha beter olun.
en haklı olduğunuz konu bu ama bildiğim kadarıyla medeniyetin beşiği iç anadolu’da mandalina yetişmiyor, mandalina üreticisi illerimiz adana, antalya, mersin ve hatay. şu son seçime kadar akp’nin alamadığı, akp’ye en zor teslim olan kırmızı boyalı iller buralar değil mi?
edit 2: bu da seracı gözünden. #56617615 -
stoya'nın recep tayyip erdoğan yorumu
birisi; ’sansür var, g.t göremiyoruz’ yazmış, stoya'da; ’g.tü geçiniz, bu gidişle ebenizinkini göreceksiniz’ mealinde cevap vermiş.