hoca 45 yaşında. şu an süper lig'deki dördüncü sezonunu yaşıyor. ligde 91 maçı geride bıraktıktan sonra herhangi bir kupa kazanmadan üçüncü takımı olan fenerbahçe'nin başına geçti.
bu akşam yenildiği sumudica ise 49 yaşında. bu kariyerindeki 12'inci sezonu. üç farklı ülkede 10 farklı takım çalıştırmış. 338 maçlık kariyerinde romanya'da bir lig, bir de kupa şampiyonluğu kazanmış.
ali koç başkan olduğu dönemde görüştükleri hocaların çok üst düzey olduğunu belirtmiş ve hatta bu üst düzey hocaların kapılmasından dolayı üzüntüsünü belirtmişti. o dönem kapılan hocalardan bazıları da sarri, favre, emery gibi a sınıf hocalardı yani.
geldiğimiz noktada ise 3 yıllık hoca olan ve kariyerinde 100 maçı bile bulunmayan erol bulut'u takımın başına getirmek için 3 ay boyunca geçen sezonun bitmesini bekleyen ve avrupa biletini de çöpe atan bir fenerbahçe var.
gerçekten üzücü.
maça gelince... fenerbahçe'nin bu sezon en fazla yaptığı hücumlaradan biri açık oyuncusunu çizgiye bastırıp, onu takip eden bekle stoperin arasındaki mesafe açılınca bu boşluğa santrforunu ve orta sahasını koşturmaktı. gaziantep üçlü oynadığı için bunu yapmanın çok zor olacağı aşikardı ve bunu da maça dair analizimde belirtmiştim.
https://www.youtube.com/watch?v=t0rq7mlxr6u
hücumdaki ana planlarından birinin taca çıkacağı bu kadar ortadayken, 3-5-2 ile kenarlarda nispeten risk alan bir rakibe karşı canerle başlamamak bence hataydı ama fenerbahçe bu yüzden yenildi demek de kolay değil.
başkanın önünde iki seçenek var. ya erol bulut'u gönderip yerine bir başkasını getirecek ya da çıkıp hocamız hakkında spekülasyonlara son verin ne olursa olsun bu sezonu erol bulutla tamamlıyoruz diyecek. bu ikisinden birinin yapılmadığı her geçen gün takımı maalesef daha geriye götürür.
siraktan4 profili
-
erol bulut
-
duru'ya nefes oluyoruz kampanyası
yeterince ilgi görmeyen kampanya.
arkadaşlar bir çocuğun yarınları görebilmesi, önce emeklemeyi sonra yürümeyi öğrenmesi, okula gidebilmesi, sokakta saklambaç oynayabilmesi bu kampanyanın yeterince ilgi görmesine bağlı.
lütfen.
https://twitter.com/…emir/status/869919397703548929
********************
hesap numarası: tr950001500158007306025234
valilik onayı: https://pbs.twimg.com/…ia/dc3e4srxyaauyk2.jpg:large
duru'nun annesi özlem hanım'ın numarası: 05079687728
toplamamız gereken para: 2 milyon lira.
arkadaşlar selamlar yine ben. sizlerin de büyük desteğiyle ece'ye umut oluyoruz kampanyasında gerekli olan paranın toplanması için emek verdik ve parayı topladık hatırlayacağınız gibi.
https://twitter.com/…utol/status/875782216734965760
bugün yine ece gibi sma hastası bir başka küçük arkadaşımıza yardımda bulunabilmek için sizlerleyim.
bu seferki kardeşimizin adı henüz 11 aylık olan duru. yardım kampanyası için açılan internet sitesi burada.
iletişim için duru'nun annesi özlem hanım'ın numarası: 05079687728
teyzesi: 05304625428
halası: 05535938876
özlem hanım'ın twitter'ı: https://twitter.com/ozleozdemir
not: benim ece ile olduğu gibi duru ile de herhangi bir tanışıklığım, akrabalığım ya da yakınlığım yok. ece twitter'da dolanırken karşıma çıkmıştı ve buraya taşımak istedim. duru'da ise farklı bir şekilde annesi özlem hanım bana tweet atıp yardımcı olmamı istedi ben de onun bu isteğini elbette ki geri çevirmeyerek buraya taşıdım.
hayırlara vesile olsun diyelim... -
alex de souza
kendisiyle ilgili anlayamadığım 1-2 şey var. sormak istiyorum.
1- kendisi hakkında neden sürekli olarak "kimse fenerbahçe'den büyük değil" cümlesi kuruluyor? alex'in fenerbahçe'de oynadığı dönemde ya da sonrasında "ben > fenerbahçe" şeklinde bi beyanı mı oldu?
2-kendisi hakkında neden sürekli "fenerbahçe'ye zarar veriyor, susmalı" cümlesi kuruluyor? alex'in sevilla maçındaki imza polemiği fenerbahçe'ye ne gibi bi zarar verdi? hisseler mi düştü, futbolcular maça çıkarken ya bizim de primlerimiz verilmezse falan mı diyor? bu zarar tam olarak nedir biri net olarak ifade ederse sevinirim.
3-yaptığı açıklamalar kimi neden rahatsız ediyor? aziz yıldırım ve aykut kocaman'ı anlayabiliyorum çünkü ikisini de doğrudan yalancılıkla suçluyor da taraftara ne oluyor? fenerbahçe taraftarı alex'in söylediklerinden neden rahatsızlık duyuyor bunu gerçekten çok merak ediyorum. bunlardan sözlükte de var bi açıklasınlar.
4-alex'ten soğuyoruz ne demek? soğuyorsan senin problemin alex ne yapsın yani sen soğuma diye üzerine battaniye mi örtsün, doğru bildiği şeyleri söylemekten mi vazgeçsin? o zaman ısınır mısınız? -
ersun yanal
normalde sözlükte futbol entrysi yazmıyorum, hatta son zamanlarda entry bile yazmıyorum ama ersun yanal konusunda hassasım 1-2 bi şey yazmam lazım.
ersun yanal'ın fenerbahçe'ye gelmesini hep çok istedim. şimdi baktım bundan önce 32 entryim var kendisiyle ilgili tarihleriyle beraber bakıp okuyabilir isteyen.
fenerbahçe aykut'un takımın karakteriyle oynaması sonrası ersun yanal göreve geldiğinde çok derece silik, çekingen ve korkak oynayan bir takımdı. galatasaray maçlarını kendi yarı sahamızda kabul ederdik. hatta bu anlayış hocanın ilk galatasaray maçı olan süper kupa'ya da yansımıştı ama o zamanlar bu anlayışı değiştirebilecek yer yüzündeki tek hocanın ersun yanal olduğunu bildiğim için göreve gelmesi %100 doğruydu. o takımı ersun yanal'dan başkası şampiyon yapamazdı bunu bi kenara koyalım.
bugün durum öyle değil. o zaman olduğundan daha kolay her şey. bugün herhangi bir teknik adam fenerbahçe'yi şampiyon yapabilir bu ersun yanal da olur, hiddink de olur, otto baric de olur hatta arttırıyorum çok af edersiniz aykut bile olur.
ersun yanal fenerbahçe'ye dönsün mü? dönmesin. neden?
kaan kural'ın çok sevdiğim bir yazısı vardır içinde
"ama nadiren de olsa mucizeler gerçekleşir. nadiren de olsa insana umut etmenin iyi bir şey olduğunu hatırlatan, hayatın güzel olduğunu gösteren olaylar olur. mesela platonik aşkınız da yunan mitolojisiyle çok ilgilidir ve o sığ erkek arkadaşının aksine siz bu ve pek çok konuda daha bilgilisinizdir. derste yaptığınız, hera ile zeus'un ilişkisini anlatan sunum çok ilgisini çekmiştir. sizi daha yakından tanımak ister. ya da daha yakın bir ihtimalle porsche'li çocuk bir manken sevgili bulmuş ve sizin narin platonik aşkınızı ortada bırakmış olabilir ve ağlayacak bir omuz arıyordur.
ne olursa olsun, o fırsat elinize geçerse kim olduğunuzu doğru şekilde ortaya koyabilmelisiniz. kalbiniz hayatınızda hiç olmadığı, hatta hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar hızlı atarken bile o anın değerini bilmeli ve hakkını verebilmelisiniz. sonunda hiçbir yere gitmese bile, 2.5 yıldır beklediğiniz o an karşınıza çıktığı zaman berbat etmek istemezsiniz"
şeklinde bir bölüm geçer...
ersun yanal teknik direktörlüğe başladığı günden beri fenerbahçe teknik direktörü olmayı hayal etti, bunun için yaşadı. doğru mudur bilmem ama hangi takımı çalıştırırsa çalıştırsın bilgisayarında kendi takımının yanı sıra bir de fenerbahçeli oyuncuların verilerinin bulunduğu bi dosya bulundurur derler hatta.
sonra o nadiren de olsa gerçekleşen mucizelerden biri oldu ve yıllardır hak ettiği fenerbahçe teknik direktörlüğüne getirildi. hak ederek diyorum çünkü bunu rıdvan, oğuz, aykut, ismail kartal gibi fenerli eski futbolcu olarak değil çalıştırdığı her takıma karakterli bir oyun oynattığı, zamanla "ersun yanal takımı" gibi bi kavramı türk futboluna kattığı için yaptı. soyunma odasındaki ses kaydını hatırlarsanız "ben buraya fenerbahçe ile gelmedim" demişti, boş laf değildi. galatasaray derbisinden önce kalbine stent takması gerekti, kaan kural'ın yazısındaki gibi o fırsat eline geçtiğinde kalbi hayatında hiç olmadığı, hatta hiç tahmin edemeyeceği kadar hızlı çarptığı içindi belki.
ama yine kaan kural'ın yazısındaki gibi hayatı boyunca beklediği o an karşısına çıkınca berbat etmedi ve hakkını verdi. çok güzel bir hikaye yazarak babasının, kendisinin ve oğlunun takımını şampiyon yaptı ama onur sadece onur sadece oğlunun adı değildi ve kendisine yaşatılanlar sonrası istifa etti. öyle aykut gibi yalandan da değil üstelik arkasına bakmadan çekip gitti.
dönmesin dedim neden?
hoca çok güzel bir hikaye yazdı ve ben istiyorum ki o hikaye bırakalım çok güzel kalsın. ersun yanal bazen fenerbahçe bugünlerde olduğu gibi kötü gittiğinde bazen nisan yağmurlarıyla hatırlansın. bu takımın işler kötü gittiğinde en büyük efsanesi alex'i bile nasıl harcadığı malumken ersun yanal sadece güzel anılar bıraktığı yere geri dönüp o güzel anıları riske atmasın. güzel kalmayı beceremiyoruz bi çünkü. kimse her zaman kazanamaz. 2 sene şampiyon yapıp 3. sene yapamasa ve kovulsa ne nisan yağmurlarıyla gelen şampiyonluk hatırlanır ne de oynattığı futbol. yapamadığı 3. seneyle hatırlar insanlar. özetle ersun yanal'ın fenerbahçe'si çok güzel bir hikayeydi, bırakalım öyle kalsın.
bu arada yukarıda "trabzonspor şampiyondur" dediği falan iddia edilmiş hiçbir zaman öyle bi şey demediği gibi trabzon'dan ayrılmasının/istenmemesinin en büyük nedenlerinden biri de direkt budur zaten.
son olarak geçtiğimiz günlerde kendisiyle konuştum ve sadece şunu söyleyeyim aziz yıldırım olduğu sürece fenerbahçe'ye dönmeyecek.
entryyi de kendisinin sözüyle bitireyim: fenerbahçe büyük takım, kendini kurtarır...