türkiye'de müstakil ev sahibi olmanın neredeyse imkansız olmasının sebebi çok açık.
yaşadığım yerden örnekle, ingiltere'de (uk değil, england) nüfusun %80'i müstakil evlerde, apartmanda yaşayan %20'nin ise 14'ü üç veya daha az katlı binalarda yaşıyor. bakın, giriş artı üç kat değil, toplam üç kat.
bu oranın türkiye'deki karşılığını uğraşıp araştırmaya değer görmüyorum, malumunuz.
ingiltere'nin yüz ölçümü 130.000km2. türkiye'nin (783.000km2) yalnızca 6'da biri.
ingilitere'de toplam yüzölçümün %9.3'ü ulusal parklar, toplam %10'u orman arazisi. türkiye'de orman arazisi toplam yüzölçümün %29'u. yani orman görece çok, yaşam alanı yüzde olarak daha küçük. gel gelelim, orman arazilerini düşersek ingiltere'de 117.000km2, türkiye'de 556.000km2 kalıyor. yani hala ingiltere'nin 4,75 katı.
yani sorun yer, alan değil.
nüfus yoğunluğuna da bakalım. ingiltere nüfusu öyle az buz değil, 56.000.000 (2018). türkiye'ninki de 85.000.000 (2021). türkiye'nin nüfus yoğunluğu 108-112kişi/km2 olarak geçiyor ama orman arazisini düşersek 153 elde ediyoruz. ingiltere'de orman arazisi hariç nüfus yoğunluğu ise kilometrekare başına 478 kişi, türkiye'nin 3 katından fazla.
yani sorun nüfus, kalabalık da değil.
bu verilere göre arazi rantının türkiye'de çok daha düşük olması gerekiyor ki daha bu hesap içinde sanayi ve çiftçilik için ayrılan arazilerden elde edilen verim de yok. km2 başına üretilen katma değer yüksek olduğu için ingiltere'de arazi çok çok daha kıymetli.
kısaca ingiltere'de arazi rantı ve nüfus yoğunluğu çok daha yüksek olmasına rağmen nüfusun neredeyse tamamı müstakil evlerde yaşabiliyorken, türkiye'de insanlar apartmanlara tıkılıyor.
bu farkın tek açıklaması var; fakirlik.
apartmanların inşası, bakımı, altyapısı, hizmeti, ısınması çok daha ucuz. dikey yapılanmayla küçücük alanlara sıkıştırılan büyük nufüslara sosyal hizmet götürmek çok daha ucuz. trafik düzenlemesi, yol, kanalizasyon, elektrik, su gibi altyapı ağları çok daha küçük alana sıkıştığı için daha ucuz. polis, itfaiye, okul, hastane vs. sayısı daha az, yine küçük alana daha çok sayıda personel sıkıştırarak verilen hizmet daha ucuz. çöp toplamak dahi daha ucuz.
yani konu halk fakirliği de değil, ülke fakirliği. türkiye cumhuriyeti devleti fakir bir devlet, halkı daha da fakir bir halk. türkiye'de maliyet, insan hayatı dahil her şeyden daha önemli.
işte bu yüzden türkiye'de bir kişinin sıçtığı bok zemine inene kadar 10 ailenin evinin içinden geçip gidiyor, insanlar bu yüzden başka evlerin sifon sesine uyanıyor, yemek kokusuna, çocuk koşturmasına, karı koca bağırtısına katlanıyor, ve tek bir deprem olduğunda onbinler halinde ölüyor.
en pahalı rezidanslarda yaşayanları da dahil olmak üzere, türkiye'deki kronik ve endemik fakirlik, halkı ömür boyu süründürüyor, ve nihayetinde öldürüyor.
carc1 profili
-
müstakil ev sahibi olmak