rumored1
profili

  • abdi ibrahim personelinin nezih barut videosu

    haziran basinda sacma toplantilardan birinde (ki sonradan bu toplantinin aslinda amacinin cooook buyuk bir lansman oldugu ortaya cikti) ne icin bu sirkette calistigimizi soran ceo ve patrona gerekli cevabi vermistim tum calisanlar adina :) biz de soruyoruz kendimize her sabah , her aksam gunun icinde kim bilir kac kere ' burada ne isimiz var diye'.. boyle basladim yaklasik 5 dakika konustum ozet olarak, insanlarin bu sirkette calismaktan mutsuz olduklarini bunu yapilan baglilik anketlerinden de gorebileceklerini , mudurler tarafindan yapilan baskinin hat safhada oldugunu soyledim. madem hayati guzellestirmek istiyorsunuz(bunu iddia ediyorlardi, calismamizin sebebi hayati guzellestirmekmis) once buyrun burada calisanlarin hayatini guzellestirin, soyledikleri hedefleri gerceklestirirken(bilmem kac kat buyume) bu insanlar icin ne planladiklarini, artacak olan baskiyi nasil engelleyeceklerini sordum.. ve daha bir cok sey... sonra tum fabrika alkisladi :) video kendilerinde mevcut:)) onu da yayinlasinlar.. tabiii cilgina donen ceo ve patron ve videoda gordugunuz kucuk, buyuk yalakalar, kacacak delik aradi :))) hemen bir toplanti yapti en yaslilari ... ben biatlarini aciklamak icin tum mudurlerin yalakaliklarini ozelde sergileyeceklerini duymustum (ki bunu kesin yapmislardir) ama bu kadarina ohaaa diyorum. anlayin bu videoyu cekerken bile insanlari kiliktan kiliga girmek zorunda biraktiklarini.. ha gerci cogu dunden razi zaten. hepsini bir bir tanimaktan utanc duyuyorum. veda mailimde de yazmistim 'bakın bu ülkenin en büyük sorunu eğitimsizlik, cahillik değil, okumuş beyaz yakalıların bana değmeyen yılan bin yaşasıncı halidir. en büyük suçlu da, oy veren cahil insan, ya da doğunun eğitimsiz ve ezilmiş halkı değil, bunca haksızlığa, sömürüye, adaletsizliğe, hırsızlığa sesini çıkarmayan batılı, üniversite okumuş, eğitimli beyaz yakalılardır. ben böyle görüyorum.'

    tabi sonrasinda yasadigim mobingi anlatmiyorum bile ..
    (hesabin sahibi degilim)

    veda mailimi de paylasmak isterim..

    sevgili canlar :)

    arkadaşlarım,

    benim için ayrılma vakti geldi, ..buçuk yıl bitti burada, çok bile olmuş. teşekkür edecek kimse yok :) iyilik timsali diyebileceğim, benzetildiğim ve benzetildiğimden onur duyabileceğim kimse yok:) kimseye de var olun, devriniz daim olsun diyemiyorum :)

    ama tahmin edersiniz ki, başka diyeceklerim var. :)

    ilk ve son cümlem aynı olacak, kimsenin kölesi olmayın, kimsenin kölesi olmak için bu kadar hevesli olmayın.

    nasıl mı? bu çark devri daim ediyor, kapitalizm böyledir biri zorunlu bırakır, örneğin, borçlandırır, diğer alternatiflerin hepsini kapatır, diğeri ise sizi sömürür. ikisi de bunu göstere göstere yapar aslında. bunu kurbağa örneği ile yapar, sizi su dolu bir kazana koyar, bir yandan yemeğinizi verir, bir yandan ocağın altını açar, yavaş yavaş ısınırsınız, kaynarsınız sonunda da ölürsünüzj ama biz bu durumdan olabildiğince zevk almaya bakarız. 10 yılda ödeyecek de olsak, kendimizi en zora sokacak, en köşeye sıkıştıracak evi satın alırız, asla arabasız şuradan şuraya gitmez ilk fırsatta bir araba kredisine gireriz. zaten evlilik, düğün dernek, baby shower, düğün gibi organize edilen bebek doğum günleri, içlerine girmek için can attığımız o fotoğraf çerçeveleri, kurabiyeler, kartonlar, etiketler… (bu listeyi sonsuza götürebilirim!) tüketimde dünyanın 1 numarası, üretimde sondan 1. siyiz. ama devam, daha kötü olabiliriz! başkaları daha basit nasıl yaşayabilirim diye düşünürken, biz daha şatafatlı nasıl yaşarızın derdindeyiz, her şeyden elimizde en az 3-5 tane olsun isteriz. ve en lüksü için kendimizi parçalarız. şark kültürü, görmemişlik, olmamışlık, hamlıktır bu.

    at gibi sınavlara koşturulduk, anamız babamız bizi ne zor şartlarda okuttu, geldik mühendislik yapacağız diye, ne görelim safi ego tatmini. iş yapamıyoruz insanların egolarını tatmin etmekten, korkutulmaktan, sindirilmekten. bu ülkenin bilimi ve geliştirme çalışmaları yok ki üniversite mezununa, kimyagerine, kimya mühendisine ihtiyacı olsun, tek ihtiyacı maraba, emirerij ama o kadar zeki akıllı insanları var ki, ve o kadar da çok üniversitesi. herkes okuyor.. ama okuyan herkes iş bulacak değil ya, bulsa da gerçekten okuduğu işi yapacak değil ya. bu kadar çok mezun varken de seni istediği gibi sömürebiliyor. beğenmezsen git, yerine sırada bekleyen binlerce kişi var diyor, haklı, var. açılan bir tane fabrika yokken bunca senedir, alternatifin de yok, başka bir iş yapamıyorsun, devlete girmeyi bile düşünemiyorsun. ama saha ekibine bu sömürü bir yere kadar yapılabiliyor, insanlar doktor ya da eczacı, alternatifi var. bizim yok. ama madem bu ülkede alternatifimiz yok, başka şeyler araştırmak gerek. çalışmaya gelince herkes köpek gibi çalışıyor, ama kendi hayatınızda bir değişiklik yapın madem mutsuzsunuz bir çıkış yolu arayın deyince, kimsenin kolunu kıpırdatacak hali yok. 30 sene daha işkenceye razı herkes. hiçbir durum daha kötü olamaz bu durumdan. bu bir reaksiyon, sabah servisle alınıyoruz, akşam posamız eve geri bırakılıyor. zamanla kişiliğimiz de eriyip gidiyor içinde bu döngünün. hastalanıyoruz, mutsuzlaşıyoruz. kim üniversitede attığı gibi dolu dolu 32 dişi görünerek kahkaha atıyor hala?

    bakın bu ülkenin en büyük sorunu eğitimsizlik, cahillik değil, okumuş beyaz yakalıların bana değmeyen yılan bin yaşasıncı halidir. en büyük suçlu da, oy veren cahil insan, ya da doğunun eğitimsiz ve ezilmiş halkı değil, bunca haksızlığa, sömürüye, adaletsizliğe, hırsızlığa sesini çıkarmayan batılı, üniversite okumuş, eğitimli beyaz yakalılardır. ben böyle görüyorum. yanınızdaki haksızlığa sesiniz çıkmıyor.. haksızlık en iyi bildiğimiz kelime. insanlar haksız yere öldürülüyor, yakılıyor, vuruluyor. ekmek almaya giderken öldürülen 11 yaşındaki berkin’in, dövülerek öldürülen ali ismail’in ve daha nicelerinin ülkesi burası. tabi ki bu haksızlıkların yanında bizim iş hayatında yaşadıklarımız hafif. ancak alt metinde yatan şey aynı, çoğunluk böyle istiyor, böyle düşünüyor sen de buna uyacak, sesini çıkarmayacaksın, itiraz etmeyeceksin, düzenimizi bozmayacaksın, uyuyanı uyandırmayacaksın. karşı çıkın!

    korkmayın! konuşun, itiraz edin, hakkınızı arayın, fikirlerinizi söyleyin, bulunduğunuz yeri eleştirerek güzelleştirebilirsiniz, şükrederek değil. ben konuştum da başıma bir şeyler geldi diye korkmayın, başıma hiçbir şey gelmedi, yani dayanamayacağım, karşılığını veremeyeceğim bir şey gelmedi j. bugün aynı şey olsun daha yüksek sesle konuşurum. unutmayın kimse sizden akıllı değil, haklarınızı bilin! size kendisini akıllı sananlar, hangi avukata yazdırdın bu dilekçeyi diye aşağılayıcı bir şekilde sorsa da, gülünj

    önemli olan adaleti, dürüstlüğü, ahlakı ve erdemlerimizi terk etmemek. onları tehdit edildiğiniz, korkutulduğunuz ya da daha çok para kazanmak istediğiniz için satmayın. satanlara özenmeyin j ananız, babanız size kiminle konuşup konuşamayacağınızı söyleyemezken, kimlerin sözünü dinlediğinize dikkat edin! kim onlar! neden korkuyorsunuz! az kişi var direnen, korkmayan siz de azlardan olun, diğerleri sizi gördüğünde kendisinden utansın, ama arkanızdan kaç tane kaldı ki, bunlar da bir avuç nesli tükenmiş geyik desin. bir avuç kalmış olanlar acıyor diğerlerine!

    kendinizi sadece siz kurtarabilirsiniz. olumlama ya da secret değil:d cesaret ve azmetmek işi bu. gözü karartmak;) “en kötü limon satarım pazarda ama bu hayatı yaşamam, kendime bunları yaptırtmam” deme işi..

    öpüyorum hepinizi, hepiniz çok daha iyilerini hakkediyorsunuz, ‘dışarısı çok kötü, burası cennet’ yalanına inanmayın.

    sıkıntılarınızı ve kurtuluşunuzu yazın :)

    destek veren arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

    gönülden sevgilerimle..
    gün gelir, zorbalar kalmaz gider! merak etmeyin :)

    oa