merhaba arkadaşlar,
öncelikle çoğunuzun bu tür başlıklardan hoşnut olmadığı biliyorum; fakat bu tür bir durumu buraya yazmaktan başka bir seçeneğim yok; çünkü belki değiştirip hayatına dokunacağımız bir ablamız söz konusu ve olayın şahidi olarak ben bunu yapmak zorundayım.
kısa bir şekilde anlatacağım:
biraz önce eve doğru yürüyordum, kafelerin olduğu bir cadde vardır, yandan kuytudan giderken bir abla çarptı gözüme, çöp konteynerinin önünde maskesini takmış poşetlerden bir şeyler karıştırıyor, yanına yaklaştım ne yapıyorsun teyze dedim, çocuklarıma beslenme hazırlıyorum dedi. ciddi ciddi eliyle ekmek parçalarını, hani o bizim beğenmediğimiz fazlasını çöpe attığımız ekmekleri eliyle temizleyip temiz poşetine ayırıyordu, içim parçalandı be onu demesiyle. gün içinde beğenmediğimiz, burun kıvırdığımız ne varsa aklıma düştü, memnuniyetsizlik durumunu bir kenara bırakın, bir yanda ballı sütlerle büyüyen çocuklar, bir yanda atılan ekmeklere muhtaç olanlar, bir kez daha nefret ettim insanlığımızdan.
her neyse teyzem dedim, onları boşver bir şeyler alalım marketten dememle dilenci değilim oğlum cevabını aldım, ve ikinci utanmamı yaşadım, neyse ikna ettim falan derken şu lafı çok ağırıma gitti:
oğlum senden ricam peynir alır mısın, çocukların beslenmesi için dedi...
bir yandan hayata küfür ediyorum, bir yandan yüreğim parça parça falan derken elimden geldiğince bir şeyler aldım falan sonra sohbet ettik biraz.
meğerse kendisi göğüs kanseri ve koah hastasıymış, yüzde 80 olan engel durumunu yüzde 28'e indirmişler ve bu kişi devletten yardım alamıyor, engelli maaşı da alamıyor anladığım kadarıyla. ondan hastane raporunu falan aldım, umarım yardımımız dokunur diye ve siz geldiniz aklıma sayın sözlük yazarları, buradan tüm bilgileriyle bu raporu paylaşmak doğru mu bilmiyorum; ama eğer paylaş derseniz hemen ekleyeyim, ne yapmalı, nasıl sesimizi duyurmalı, nasıl gerekli yardım sağlanabilir? çocukları beslenmeleri yok diye günlerdir okula gidemiyormuş. dört tane de çocuğu var. telefon bilgilerini falan da aldım, yardımlarınızı bekliyorum, nereye başvuralım? ne yapalım? bir an önce tedavi de edilmeli? bir aydınlatın be duyarlı insanlar.
ek bilgi: kendisinin kimlik bilgisi asıl yaşından 8 yaş küçük, babası kocaya kaçmasın diye geç almış kimliğini, asıl yaşı 38. işte sözlük herkes şanslı doğamıyor. cahiliyet hep bizi mahveden hep...
edit 1: ilk eylem planım şu olacak, (bkz: jeru)'nun tavsiyesi üzerine öncelikle kendisinin önceden bir yerde çalışıp çalışmadığını öğreneceğim ki eğer çalışmışlığı varsa böyle bir durumda 18 ay malulen emeklilik hakkı veriliyormuş sgk tarafından, bir ikincisi valiliklere bağlı sosyal yardım vakıflarına başvuruda bulunu bilgi alacağım, gelişmeleri tekrar yazıyor olacağım, başlığı taze tutarsanız sevinirim.
edit 2: telefonla konuştum, kocası hastalığından sonra terk etmiş, daha önce bir yerde çalışmışlığı yok, haliyle malulen emeklilik kısmından faydalanamayacağımızı düşünüyorum.
edit3: ihtiyaç haritası'ndan ihtiyaç girişi yaptım, mod onayı bekliyor, onay geldikten sonra paylaşacağım. ayrıca bir hesap açmak gerekir mi bilemiyorum, bu konuda fikirleriniz neler? şu an için valilik ve yardım kuruluşlarını yönlendirip sonrasında yardım sağlayamazsak açmak daha mantıklı geliyor.
edit4: durumun medyaya yansıması mümkün olabilir mi? ne bileyim şu show'da çıkan ihbar hatları falan işe yarar mı ki yetkililer için?
edit5: bir arkadaşın tavsiyesi üzerine ombudsmanlığa başvuru yapacağım, ilgisi için kendisine teşekkür ediyorum.
şimdilik iyi geceler, umarım güzel haberlerle uyanırız.
arkburak3 profili
-
kanser hastası aslı ablaya maaş bağlansın
-
türkiye'nin merkez sol parti ihtiyacı
bu ülkede, "sağcı parti ve kurumlar dinine düşkün, allah inancı olan muhafazakar; solcu kurum ve partiler ise putperest, alkolik, ayyaştır" algısı yıkılmadan boşa çıkacak önermedir. aynısı tam tersi içinde geçerlidir. sağcılar yobaz, geride kalmış; solcular en süper ve aydındır algısı da yıkılmalıdır. evet bakıldığında genel sol düşünceye sahip insanlar arasında çok aydın kesim bulunmasına rağmen, sadece çevre etkisiyle ve din karşıtlığı ile solcuyum diyenler de vardır. sağcılar arasında ise dine inanmayan bizden değildir algısı ve yine çevre etkisiyle bu sayı daha da fazladır.
önemli olan insanı insan yapan değerlere sahip olmaktır, kültürel değerlere, insanına sahip çıkmaktır, sanata, eğitime ve bilime katkı sağlayabilmektir. bunun özünde ise eşitçilik vardır, ve yine empati vardır, hümanizm vardır, demokrasi vardır, insanı sevebilmek ve fikirlere saygı gösterebilmek vardır. bunu ne kadar yapabiliyoruz onu düşünmeli, durmadan kendimizi geliştirmeli.
özeleştiri yapmam gerekirse daha çok okumam, kendimi daha çok geliştirmem ve insanları daha iyi anlamam gerek. bence herkesin kendine özeleştiri yapması gerek. ancak böyle değişir bu toplum. -
2 günlük bebeğini köprüden atan baba müsveddesi
çok kötü bir durumdur, herhangi bir yorum yapamam adam hakkında. çok kötü bir olay, karısı felç geçiriyor sonra da cinnet geçirip çocuğu atıyor. çok zor sözlük. hayat bazen gerçekten zor. eğer size zor değilse ne güzel; ama lütfen her şeye pata küte yorum yapmayın.
evet yaptığı insanlığa sığmaz; ama karısının o duruma düştüğünü görünce getirdiği cinnet yaptırmış besbelli.