esasen iran’ın saldırmayacağını düşünenlerdendim ama saldıracağını düşünenlerle de dalga geçmedim, bir şekilde çatışmaya sokulacağına inandım * hala iran’ın saldırmayacağını ya da danışıklı dövüş yapılacağını düşünüyorum fakat:
1) abd ve israil sürekli iran’ın saldıracağını dikte ediyor
2) iran’ın saldırmaması için müttefik ülkelerle görüşüp baskı kurdurmaya çalışıyor.
3) lufthansa, türk hava yolları gibi firmalar tahran’a uçak seferlerini iptal ediyor.
4) abd büyükelçiliği, israil’de zorunlu olmadıkça bulunmayın diye vatandaşlarını bilgilendiriyor.
5) ingiltere büyükelçiliği, israil’e gitmeyin zorunlu değilse dönün diyor.
6) abd, uçak gemilerini yemenden çekip iran açıklarına doğru yola çıkarıyor.
7) idf ve mossad, iran’ın saldırı planını onaylıyor. kaynak
8) iran hava savunma sistemlerini ülke içinde hareket ettiriyor ve uydu görüntülerine yansıyor.
9) fransa da vatandaşlarına iran’a, israil’e gitmeyin diye uyarı yapıyor.
10) wall street journal’a göre, iran cuma veya cumartesi günü gibi israil’e saldırmayı planlıyor kaynak
belirtiler böyle uzuyor gidiyor ancak ben hala yukarıda paylaştığım entrymdeki gibi iran’ın saldırmayacağını, saldırılmış gibi gösterilip iran’a girileceğini düşünüyorum.
kalkıp burada “iran kuru sıkı silah bi halt yapamazlar” diye ortada gezmenin alemi yok, belirtiler çok fazla ve biraz üstüne düşünmekten zarar gelmez.
ativanimi getirin2 profili
-
11 nisan 2024 iran'ın israil'i vurma ihtimali
-
celal şengör'ün istanbul'dan taşınması
celal şengör’ün deprem tehlikesi nedeniyle istanbul’u terk etmesi olayı.
keşke herkesin böyle imkanı olsa da farklı yere taşınabilse.
--- spoiler ---
celal şengör, istanbul'dan taşınacak! nedenini fatih altaylı'ya anlattı:depremden sonra istanbul’un ne hale geleceğini biliyorum
prof. dr. celal şengör, olası deprem nedeniyle istanbul’dan taşınmak istediğini gazeteci fatih altaylı’ya anlattı. şengör, “çünkü depremden sonra istanbul’un ne hale geleceğini biliyorum” dedi.
küçük bir operasyon geçiren prof. dr. celal şengör’ü hastanede ziyaret eden fatih altaylı, aralarında geçen diyalogu köşe yazısına taşıdı.
şengör’ün istanbul’dan taşınacağını ifade eden altaylı şöyle yazdı:
"kütüphaneyi yazlık eve taşımak, çanakkale civarında bir yerlere de yerleşmeyi düşünüyordu.
“senin ev sağlam. biliyorum. bulunduğu zemin sağlam, biliyorum. niye taşınıyorsun” diye sordum.
“çünkü depremden sonra istanbul’un ne hale geleceğini biliyorum” dedi ve anlattı.
“tabii ki, bütün istanbul yerle bir olmayacak. mustafa erdik 8 bin binanın akordeon gibi olacağını söylüyordu. bu sayı galiba daha fazla olacak. 60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak.
kentin elektrik, su, kanalizasyon ve doğalgaz alt yapısı bitecek. ilk gün her yerde yangınlar olacak. itfaiye enkaz altında kaldığı için, itfaiyeciler ya enkaz altında olduğu için, ya enkaz altındaki araçlarına ulaşamadığı için bu yangınlara müdahale edilemeyecek.
kent dışından yardım gelemeyecek. bugün deprem bölgelerine giden yardım ve kurtarma ekiplerinin yüzde 60’ı istanbul’dan gidiyor. istanbul yıkılınca istanbul’a zaten çok ez ekip gelebilecek, gelenler de kente giremeyecek.
yeni havalimanı dolgu zemine yapıldığı için muhtemelen hasar alacak ve bir süre kullanılamaz olacak. zaten o havalimanını kente bağlayan yolların ne olacağını da bilmiyoruz. atatürk havalimanı ise en iyi pisti kırıldığı için ancak yarım hizmet verebilecek.
birkaç gün içinde kentte açlık başlayacak. yağmalar başlayacak. bunu salgın hastalıklar takip edecek. enkazlar uzun süre kaldırılamayacak. kenti ağır bir koku saracak, nefes alınmaz hale gelecek.”
içim karardı bir anda.
“mad max filmi gibi bir şey anlatıyorsun” dedim.
“tam da öyle” dedi.
bu yüzden istanbul’dan taşınmayı düşünüyordu celal şengör.
istanbul depremi’nden değil, sonrasından korkuyordu."
--- spoiler ---
kaynak
edit: “imkanı olan taşınabilse” lafıma kızanlar olmuş, hatta birisi de demiş ki “tüm kariyerimi, evimi, hayalimi bırakıp mı gideyim?” ve (sanırım) beni istanbul’u depresyona sürüklemekle suçlamış.
arkadaşlar kabul edin ya da etmeyin bu depremin olacağı belli. 1 saat sonra da olabilir, yarın da olabilir 5-10 sene sonra da olabilir. keşke arkadaşlarınız, kariyeriniz, hayalleriniz ve canınız arasında seçim yapmak zorunda kalmasanız ama durum bu şekilde.
bu olayı görmezden geldiğimiz her saat, gerçekleşecek olan olaya borçlanıyoruz ve bu borç bir şekilde mutlaka ödenecek. istanbul depreminden sonra muhtemelen sizin bedeniniz enkaz altındayken binanızın arsasını müteahhitlere satacaklar.
hayalleriniz, kariyeriniz, arkadaşlarınız istanbul’da olabilir. fakat depremden sonra hala orada olmayacaklar, bunun farkında mısınız bilmiyorum? ölü taklidi yapmak ve bu depremi hatırlatanlara kızmak o kadar saçma ki. keşke milleti susturmaya çalışacağınız gayreti başkalarına gösterseydiniz de sorun en azından hafifletilebilseydi.
edit 2: bazıları da “deprem olunca evde olacağım ne malum? avmde, okulda, misafirlikte olursam ne olacak?” diyor. celal şengör binanın yıkılmasından korktuğu için çanakkale’ye taşınmıyor, depremden sonra şehirin geleceği durumu bildiği için farklı şehire gidiyor. çanakkale’de de yıkıcı bir depreme avmde, hastanede yakalanabilir ancak depremden sonra eve gidebilme ihtimali çok daha yüksek.
edit 3: “sanki ölüm gittiği yerde bulamayacak” diyenler var. benim herhangi bir inancım olmamakla birlikte, eğer müslümansanız önce eşeği sağlam kazığa bağlarsınız, sonra allah’a emanet edersiniz. yok eğer müslüman değilseniz de zaten önlem alırsınız çünkü sizi kurtaracak gücün olmadığını bilirsiniz.
don’t look up gibi ülke gerçekten.