ne kadar vasıfsız, değer üretmeyen ve insanların hakkını yiyerek illegal şekilde lüks hayat yaşayan asalak parazit varsa beter olması dileğiyle, nice dilan polatlara...
istanbul343 profili
-
nihal candan'ın adliyede sinir krizi geçirmesi
-
1 milyon dolar verseler insan eti yer misin
devamlı birileri havadan uçsuz bucaksız paralar veriyor ve sonu gelmeyen aptal sorulara maruz kalıyoruz. şu başlıktaki gibi soruları en fazla mahallede sokakta oynayan 12-13 yaşındaki bebeler soruyordur birbirlerine emin ol, kutsal bilgi kaynağının geldiği hâle bak.
-
acil olarak tv'ye geri gelmesi gereken programlar
şimdi geri gelmesini istediğim programları söyleyeceğim ancak önce bir görüş belirteceğim.
entry'lere baktığımda hep "eski türkiye" zamanlarından kalma program isimleri görüyorum.
bu durum bana göre acı bir gerçek içeriyor;
yüzölçümü küçük, nüfusu az ve gri değil de, ya siyah ya beyaz olan, nüfusu fazla, "sistem ülkesi" diyebileceğimiz 2 tane ülke tipinin özelliklerini sıralayacağım.
-1
• medyası özgür olan, herhangi bir muhabirin devlet lideri dahil korkmadan eleştirebildiği,
• gıda, ev aletleri vs. her türlü üründe kaliteli malzemelerin kullanıldığı ve halkın tamamına yakınının bunlara kolayca erişebildiği,
• paypal, uber, wise, glovo ve doordash gibi şirketlerin aktif olarak iş yaptığı/yapabildiği,
• vergi dağılımının adaletli ve sosyal yardımların düzenli/kâr amacı gütmeyen nitelikte olduğu,
• kaldırımların ve yolların sağlam ve amaca uygun olduğu, araçların yayalara yol verdiği, arabaların kaldırımlara ve yaya geçitlerine park etmediği,
• ekonomisi stabil olan ve hiçbir şahısa bağlı bulunmayan,
• halkın hukuka ve kolluk kuvvetlerine güvendiği,
• yolda yürürken insanların bön bön suratına bakmadığı,
• sokaklarında hayvan olmayan,
• yeterli derecede yeşil alanın olduğu,
• arabanın altındaki en ufak çiziği bile söyleyen, birilerini kazıklayarak kendi haysiyetini iki paralık etmeyi tercih etmeyen dürüst insanların/tüccarların yaşadığı,
• herkesin işini yaptığı ülkeler
-2
• medyası iktidar tarafından neredeyse tamamen ele geçirilerek halkın gerçekleri öğrenmesinden mümkün olduğunca uzak tutulmaya çalışıldığı, eleştirel eser üreten/icra eden sanatçıların ve kişilerin ekranlardan/piyasadan uzaklaştırıldığı, hükümetin ideolojik veya dini değerlerine aykırı yapımlara izin verilmediği,
• her türlü üründe kalitesiz malzemenin kullanıldığı ve fahiş fiyatla satıldığı,
• ülkeyi global ekonomiye dahil eden ve yakınlaştıran hiçbir şirkete iş yaptırılmadığı,
• hükümetin vergi yükünün tamamına yakınını sadece orta kesimin sırtına yükleyip, en zenginlerin vergi borçlarını silerek toplanan vergilerin bir kısmını bu zengin zümrelere, bir kısmını da hükümet destekçisi fakir halka düzensiz ve nemalanma/oy toplama amaçlı "sosyal yardımlar" ile peşkeş çektiği,
• kaldırımların ve yolların puzzle gibi ve hasarlı olduğu, yayaların araçlara yol verdiği, arabaların kaldırımlara ve yaya geçitlerine park ettiği,
• ekonomisi hop zıplayıp hop oturan, stabil olmayan ve hükümet liderine/söylemlerine göre şekillenen,
• halkın hukuka ve kolluk kuvvetlerine hiçbir şekilde güvenmediği, linç kültürünün olduğu, halkın kendi adaletini sağlamaya çalıştığı,
• yolda yürürken insanların neredeyse hiç gözünü ayırmadan ve kavga çıkaracak derecede baktığı,
• sokaklarında hayvanların cirit attığı ve dahi insanların ölümüne sebep olduğu,
• her yeri beton dolu olan,
• anası ağlamış veya âdi herhangi bir malı tertemiz/sorunsuz diye satmaya çalışan, yüz yüze bakarken utanmadan sıkılmadan mal hakkında yalan söyleyen, hiçbir vicdani rahatsızlık duymadan bu parayı yiyen ve ailesine yediren, kazıklamayı becerdiği için kendini kurnaz ve akıllı sanan "insan"ların yaşadığı,
• hiç kimsenin işini yapmadığı ülkeler.
türkiye çoktandır ikinci grup ülkelere dahildir ve yüzünü demokratik, her şeyin bir düzen içinde olduğu ve kimsenin çalıp çırpmadığı batı ülkeleri yerine;
serbest piyasanın önüne taş koyulmaya çalışıldığı, kimsenin ne devlete, ne hukuka, ne de kolluk kuvvetlerine güvenmediği, bir liderin koltuğa oturunca çeyrek asır kalkmadığı, liderin imajını zedeleyecek/suçlarını ifşa edecek hiçbir tv yayınına izin verilmediği, ekonomisi global ortamdan ve dinamiklerden gittikçe uzaklaşan/dışa kapalı, alım gücünün trajikomik seviyelerde olduğu, diktatörlükle yönetilen rusya, arabistan, fas ve çin gibi despot avrasya/ortadoğu ülkelerine yani doğuya dönmüştür.
başlık için sadece program isimlerini yazıp entry'i bitirebilirdim ancak bunları yazmak istedim. çünkü marketten aldığın çikolatanın tadının bok gibi olmasının, seni kazıklayan esnafın, sokak ortasında katledilen kadınların, ülkenin anasını ağlatan mültecilerin, sokaktaki hayvanların, paranın pul olmasının ve sayamadığım daha birçok şeyin tv'den indirilen o muhalif sanatçıyla bağlantısı var kardeşim. bunların hepsi birbirini getiriyor.
levent kırca, metin uca, uğur dündar ve niceleri... bu saydığım ve bu isimlere benzer birçok sanatçıyı ana akım medya'da ne zaman görürseniz bilin ki ülke yüzünü batıya dönmüş ve düzelmeye doğru gidiyor demektir.
buradaki çoğu entry istemli-istemsiz eski türkiye'ye özlem duyularak yazıldı biliyorum ve ben de biraz içimi dökmek istedim. şimdi program isimlerine gelelim.
-hugo ve tolga abi
-passaparola
-zaga
-beyaz show
-çarkıfelek(mehmet ali erbil ile)
-şahane pazar
-fear factor
-wipeout ve sunucusu iktidar yanlısı olmayan veya program formatı hükümetin ideolojisine ters düştüğü için tv'den sessiz sedasız kaldırılan isimlerini hatırlayamadığım sayısız program.
saygılar.