neden korkuyorsunuz ki?
annemlerin köyde bir adama, çocukları bakmadı. köyde bizim eski bir yapı vardı, orada kalıyordu. dayımlar kucak açmıştı adamcağıza. ilçeye gidince garibe otobüs çarpmış. oracıkta öldü. kimseye daha fazla yük olmadan, çekip gitti bu dünyâdan. yâni evlilik de, çocuklar da bir garanti vs. değil. öyle görmek de saçma zâten. "yaşlanınca yanımda birileri olsun." düşüncesi, anlaşılabilir bir düşünce ama. yalnızlık zor...
binlerce ölüm türü olabilir. aklıma ikisi geldi: birincisi, bu anlattığım örnekte olduğu gibi. ânî bir kalp krizi hiç fenâ olmaz. çünkü insan yükü ağırdır. kimsenin minnetini çekmeden gideriz bu diyardan. o da yaşlanırsak tabiî...
ikincisi ise şu: haberlerde hep görmüşsünüzdür:
"yaşlı adam/kadın evinde ölü bulundu. bir süredir kendinden haber alınamamayan emekli adamın komşuları polise haber verdi. evden gelen kötü kokular üzerine içeri giren polis, adamın cesediyle karşılaştı. yaşlı adamın naaşı, otopsi yapılmak üzere adlî tıp morguna kaldırıldı. polis, olayla ilgili soruşturma başlattı..."
bu minval üzerine yazılmış binlerce haber gördük hepimiz. gazetelere her gün böyle haberler çıkıyor. bu da yaşlı insanları bekleyen bir ölüm şekli. günlerce aç, susuz kalıp ölmek korkutucu. bu şekilde ölen insanlar inşallah çabucak can veriyordur. günlerce beklemek kâbus gibi olur. çabuk ölüp cesedinin kokması da kötü bir şey elbette.
küçük yaşlardayken bunu fark etmiştim: yalnız öleceğim sanırım. hayâtım boyunca da yalnız kalacağım, bundan kaçış yok. tabiî yaşlanacak kadar yaşarsam... o yüzden kimseye yük olmak, muhtaç olmak korkutuyor beni.
ne diyeyim? allah, hepimize; acısız, çilesiz, ayakta iken, kimseye yük olmadan, âsan bir ölüm nasip etsin.
yalvehayp2 profili
-
bekar kalıp yalnız ölmek
-
bir erkeğe çirkinsin demek
o gün sözlükten bir kadın, bana "çirkinsin. hiç beğenmedim seni." dedi. biraz tuhaf hissettim :(
burada tanıştık, birkaç gün konuştuk; sonra vatsap'a geçtik. dostça başlayan sohbet hâliyle flörtleşmeye döndü. sohbetimi çok sevdiğini söyledi. "iyi niyetli" biriymişim...
hiçbir sosyal paylaşım sitesinde profil fotoğrafım yoktur. yüzümü sevmediğim için ya hiç koymam ya da suratımın bir kısmını koyarım sâdece. tamamını görmeye cesâret edemiyorum çünkü...
neyse söz, döndü, dolaştı; "artık fotoğraf at, yüzünü göreyim lütfen." kısmına geldi. ben de "ne olacaksa olsun ya!" deyip sonunda kıza, fotoğrafımı gönderdim.
kız, birkaç saat yazmadı. daha sonra uzun bir mesaj yazdı. kısaca "sana yalan söylemeyeceğim. kaç gündür güzel sohbet ettik, flörtleştik ama çirkinmişsin yalvehayp. beğenmedim seni. bunu açıkça söylüyorum ki umudun olmasın. her şey için teşekkür ederim. dikkat et kendine. hoşça kal." gibi bir şey yazmıştı. okuması 10 dakîkalık uzun mesajın özeti buydu.
dürüst davrandığı için teşekkür mesajı yazıp vedâ ettim ona.
kızın kabalık ettiğini düşünmüyorum. içinden geçenleri dürüstçe söyledi. fakat ben, gerçeği kaldıramadım galiba; bilmiyorum...
aynanın karşısına geçip yüzüme baktım dakîkalarca. sonra da dayanamayıp için için ağladım...