firatto2
profili

  • tarsus'taki esrarengiz kazı

    (bkz: #159982325)

    bu entry dünün en beğenilen entryler arasına girmiş, hasbelkader arkeoloji eğitimi almış ve aktif kazılarda, projelerde görev almış bir vatandaş olarak belirtmek isterim arkeoloji bilimsel bir disiplindir. yani böyle uydurmalara inanmayın.

    kapı varmış, o kapıdan geçince başka bir boyuta ışınlanmıyormuşsun vs. gibi iddialar metafiziksel, gerçek dışı iddialardır. bol bol mezar kazmış, bir çok niş ve mağaraya girmiş, kafatası ile iskelet ile çokça karşılaşmış ve bir çok açmanın başında bulunmuş bir vatandaşım. ne büyülerle, ne lanetlerle ne gizemlerle ne boyutlarla karşılaştım. ayrıca binlerce yıl önce ölmüş insanların iskeletleri de kimseye zarar vermez.

    türkiye'de youtube kanallarında böyle içerikler popüler mesela "hazine avcıları" kanalları bir tiyatro gösterisi düzenliyorlar, bu tip spekülatif yorumlar size mistik bir heyecan veriyor olabilir.

    zaten arkeolojiyi ilginç ve eğlenceli kılan büyülü hazineler, gizli geçitler, mu kıtası vs. değildir. arkeoloji içerisinde bunlarla karşılaşmazsanız, hazine diyebileceğimiz gömülere ise çok nadiren rastlarsınız, onların önemli bir kısmı müzeye teslim edilir.

    arkeoloji, adından anlaşılacağı üzere eskiyi araştıran ve yöntem olarak başta kazı olmak üzere bir çok araç kullanan. antropoloji, jeoloji, zooloji, biyoloji, kimya, epigrafi, nümizmatik vs. gibi bir çok bilimsel disiplinden yararlanan bir bilim dalıdır.

    amaçlarından birisi artık konuşma şansı olmayan ve/veya yok olmuş kültürleri üstte belirtiğim yöntemlerle ortaya çıkarmak ve aydınlatmaktır.

    tarsus kazısında boyut yok, geçitten geçip mu kıtasına veya cehenneme ışınlanmıyorsunuz.

    tarsus kazısı muhtemelen aziz paulus ile ilgiliydi. aziz paulus, sistematik olarak hristiyan cemaatlerini organize eden ve heterodoks yahudiliğin bir sekti olarak sıkışıp kalacakken kültürlerarası bir din haline getiren isimdir. dolayısıyla onunla alakalı bir keşif hristiyan dünyasında büyük heyecan uyandırır ve onunla alakalı her eşya paha biçilmezdir.

    örneğin; 1000 altın sikkenin olduğu bir gömü mü ? aziz paulus' ait kalıntılar, eşyalar ve yazılar mı daha değerlidir ? ona ait bir papirüs veya parşömen mi daha kıymetlidir ? hristiyan dünyası için cevap açık.

    bir metaya değer yükleyen kültürel unsurlardır. yırtık, pırtık bir papirüs mesela tarsus köylüsü için paçavradan hallicedir ama altın bir değerdir. örneğin medrese eğitimi almış bir hoca için eski dönem 8.yy'a ait el yazması kur'an-ı kerim paha biçilmez bir eserdir ama atasından dedesinden böyle bir esere sahip bir köylü için yalnızca eski bir kur'an-ı kerimdir, değerlidir ama bilen bir göz kadar paha biçmez.

    niyeyse böyle süper hazineler, olağanüstü şeyler bekliyor insanlar. brütüs denarius'u veya "eid mar" sikkesi m.ö 43 ve 42 yılında üretilmiş ve roma imparatorluğunun dönüşümünde çok önemli bir paya sahip bir olayın anlık tarihsel verisidir. bu sikke 4 milyon 188 bin dolara satıldı. yani güncel kurla bu ufak sikkenin değeri 121 milyon tl'yi geçiyor. 121 milyon tl'niz olsa bu sikkeye bu parayı verir misiniz ?

    görsel

    veren niye veriyor ? bir kere alan çok zengin, ikincisi çok kültürlü, üçüncüsü tarihin bir anını elinde tutma şansına sahip, dördüncüsü çevresi açısından da büyük keyifle gösterebileceği prestij nesnesi.

    ancak bu sikke yunanistan'dan çalınmış bir sikkeymiş ve yunanistan'a geri iade edilmiş.

    https://www.nytimes.com/…turned-greece-eid-mar.html

    bunları niye anlatıyorum ? gizli geçite, muhteşem hazinelere gerek yok, bazen tek bir buluntu bile bilen biri için paha biçilemez bir eserdir.

  • kılıçdaroğlu'nun erdoğan'ı yeneceği gerçeği

    cumhuriyet halk partisi'nin az çok içini bilen ve hizipçiliğin nasıl bir manyaklık olduğunu idrak edebilmiş bir vatandaş olarak açıklama yapmak istiyorum.

    chp, ülkenin kurucu partisi olduğu için çok eski bir partidir. eski partilerin en temel karakteristiği örgütlenmesinde yaşanan sorunlar ve heyecandır. diğer bir sorun hizipleşmelerdir. çok fazla klik ve çeper mevcuttur. örneğin chp istanbul il başkanı canan kaftancıoğlu bir hiziptir, mesela eren erdem bir başka hiziptir. sizin bütün olarak gördüğünüz şey ayrıntıya girdiğinizde paramparçadır. türkiye'de siyaset ülkenin geleceği için değil, genelde kişilerin çıkarlarının maksimize edilmesi ile ilintilidir. çok fazla detaya girmeye gerek yok. akp'de eskiden sıkışmış çatı partiydi dolayısıyla daha konsolideydi, şimdi bir güç odağı var ve alt örgütlerde hiziplerden meydana geliyor. partiler eskidikçe bu işler çığırından çıkar. partiler oportünist çıkar sağlamak isteyen kişilerin birbiriyle mücadele ettiği bir arenaya dönüşür.

    chp'de hiziplerin hepsi kemal kılıçdaroğlu'nun aday olmasını istiyor ve neden istiyorlar ? madde madde açıklayayım;

    - eğer kk kazanırsa parti içerisinde pozisyonları korudukları gibi başkana olan yakınlıkları sayesinde çok güçlü siyasi pozisyonlar ve güç elde edecekler.

    - eğer kk kaybederse parti içerisinde hem başkanlığa oynayacaklar hem gene pozisyonlarını koruyacaklar.

    - kk sayesinde kendi istedikleri kişileri, istedikleri şekilde yönlendirebiliyorlar ve kemal kılıçdaroğlu'nun gevşek siyaseti sayesinde parti içerisinde at koşturuyorlar.

    - dalkavukluk meselesi ise adeta bir parti teamülü haline gelmiş durumda.

    şimdi bir başka kişi cumhurbaşkanı adayı olsa hepsinin pozisyonu havası sönmüş balon gibi büzüşecek. kemal kılıçdaroğlu'nu yönlendirebildikleri gibi ilgili kişiyi yönlendiremeyecek ve istediklerini elde edemeyecekler.

    bu bilgiyi cebinize atın ve kemal kılıçdaroğlu'nu sürekli öven chp kurmaylarını, musluğun başını tutanları sosyal medyadan dikkatli bir şekilde takip edin.

    bu kısmı geçtik peki kemal kılıçdaroğlu neden cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamaz ?

    - öncelikle alevi olması seçilmesinin önünde en büyük engel. diyeceksiniz ki 2023 yılındayız, bunun ne önemi var ? evet, büyükşehirlerde insanlar bu kadar sekter bakmıyor durumlara ama anadolu taşrası öyle değil. alevi ve sünni köyleri arasında sizin görmediğiniz kalın duvarlar vardır. chp, anadolu'da aleviler sayesinde ayaktadır, bu ayakta durmasının nedeniyle sünniler tarafından alevi partisi olarak damgalanmıştır. chp batı'da seküler seçmenden, anadolu'da alevi seçmenden ağırlıklı olarak oy alır. isteyen gitsin köy köy, sandık sandık anadolu seçmen analizi yapsın, demografisini çıkarsın. bizde amerika'da olduğu gibi şeffaflık mevcut olmadığı için bu durumlar hala anlaşılmıyor ve tartışılmıyor halbuki bu demografik yapıyı wikileaks belgelerinde anlaşıldığı kadarıyla amerika tarafı çoktan çözmüş ve analiz etmiş durumda.

    - mezhepsel tutum aynı zamanda siyasi bir davranış patterni oluşturur. örneğin akp'ye uzun yıllardır oy vermiş bir köy içerisinde mutlaka bu sayede bir memurluk, bir imtiyaz veya bir siyasi pozisyon kapmış birileri vardır hatta bu sayede köyde ciddi bir rahatlama meydana gelmiştir. alevi bir adayın başa gelmesi demek, karşı köyün benzer bir imtiyaz koparması anlamına gelir, bir kere üstünlük hissini yok eden bir durumdur bu, ikinci olarak imtiyazların kaybedilmesi riskini taşır. kemal kılıçdaroğlu'nun adaylığı sonucu taşralı seçmenden oy alamaz, oy alamazsa seçilemezde.

    - siyaset matematik işi değildir. 6'lı parti desteklerse mutlaka kazanır tevatür bir yorumdur. şimdi tabii oy hesaplamaları yapılıyor. chp %25, iyip %15, gp - deva - saadet - dp %5 ve hdp %10 aa seçimi kazanıyoruz. o işler öyle olmaz. seçmen konsolidasyonu mühim bir meseledir.

    - iyip, gelecek, deva, saadet seçmenin önemli bir bölümü için sünni kimlik mühimdir, kürtler içinde sünnilik önemli bir meseledir. hdp seçmeni seküler kürt seçmenden oluşmuyor, aynı zamanda mütedeyyin kürt seçmende hdp'ye oy veriyor hatta yöneticiler daha seküler kadrolarken oy verenlerin ağırlığı tam tersi istikamette. bu ne demek ? 6'lı masa kemal kılıçdaroğlu adaylığında uzlaşsa ve hep beraber destekleseler, hepsi propaganda yapsa dahi seçmeni ellerinde üstte belirttiğim nedenlerle tutamazlar.

    buna karşı argüman amerika'da barack obama seçildi oluyor ki bu argüman tamamen bir zırvadan başka bir şey değil.

    alevi - sünni meselesinin önemsizleşmesi için şehir nüfusunun %60'ı geçtiği, dini bakış açısının zayıfladığı ve daha modern değerlerin öne çıktığı bir zemin lazım, şu an böyle bir zeminde miyiz ?

    - non-seküler ve dini kısmı anlattım sanıyorum, şimdi daha normal alana kayalım.

    - kemal kılıçdaroğlu, iktidar medyasının gücü yüzünden veya sayesinde(nereden baktığınıza göre değişir) yıpratılmış, silikleştirilmiş bir isimdir. seçmen kitlesinin önemli bir bölümü olumsuz propagandanın etkisi ile yaşıyor. bu propagandayı 3 ayda nasıl kırabiliyorsunuz ?

    - yaş demografisine gelelim. öncelikle kemal kılıçdaroğlu yaşlı bir aday - 75 yaşında. türkiye'nin seçmenin ağırlığı ise genç. 75 yaşında bir insanı gençliğe umut diye pazarlama girişimi sizce tutar mı ?

    - gelelim hitabet meselesine - kemal kılıçdaroğlu, iyi bir hatip mi ? yani konuşmalarında size heyecan veriyor mu ? her konuşmasını dikkatle takip ediyor ve dinliyor musunuz ? sizi derinden etkiliyor mu ?

    - kemal kılıçdaroğlu, kadrosunu oluştururken gerçekten teknokrat ve işini bilir bir kadro oluşturdu mu ? geçin ülkeyi, chp seçmeni acaba chp kadrolarından ve yönetiminden ne kadar memnun ?

    - kemal kılıçdaroğlu, kendi partisini bir lider olarak iyi bir şekilde sevk ve idare edebiliyor mu ? insanların sıkıntılarını çözebiliyor mu ? yaralara merhem olabiliyor mu ?

    yani bildiğiniz sorular, bildiğiniz cevaplar

    ayrıca şiddetle tavsiye edeceğim, eli yüzü düzgün bir yazı

    soli özel - kemal bey'in adaylığı

    kemal kılıçdaroğlu'nun aday olmasını istemeyenler zafer partili veya mhp'li değil, benim mesela bu partilerle ne ideolojik, ne resmi, ne gayri resmi herhangi bir bağım yok ama istememe gerekçelerimi kendime rasyonel olarak ifade edebiliyorum.

    sırf birileri makam elde edecek diye, ucuz propagandaya ayrıca kapalıyım. buraya kadar okuduysanız, değerli zamanınızı ayırdığınız için size teşekkür ederim.