santavigo2
profili

  • kerem demirbay

    adamın konuşması, tarzı falan tam zeki demirkubuz filminden fırlamış gibi. çekmiş takım elbiseyi, istanbul'a haydarpaşa'ya inmiş gibi. koy kader filmine, bekir abim gibi takılır. hani sevdiği kadına ev de tutar, kadın isterse anasını da getirebilir.

  • öğrencilerin sabah derse aç girmesi

    bununla ilgili başlık aradım ama bulamayınca kendim açayım dedim. malum türkiye'de yıllardan beri hep eğitim sistemi eleştirilir ama pandemi sonrasında ise konunun önceliği değişti. küçük çocukların derse aç girmesi. ki eğitim sistemi zaten başlı başına bir fecaat. neyse, twitter'da görünce buraya taşımak istedim. biosunda meb'de matematik öğretmeni olduğu yazan bir kullanıcı, sınıfında yaşadığı "açlık sorununu" anlatmış. sanırım milyonlarca öğrenci açlıkla terbiye edilirken bunlardan derslerine öncelik vermesini beklemek aptalca olur.

    edit: gelen bazı saçma mesaj ve entryleri çok önemsemiyorum açıkçası. anne babaların "günahını" çocuklara yüklemek akıl tutulmasıdır. bir de bu olay yokmuş gibi yazan trollerin de önemsenecek tarafları yok. evet sorun artık "açlık sorunu" olmaya başlamış durumda. kaldı ki sadece ilkokul ortaokul veya lisede de değil. üniversitede bile bu durum çok fazla. çoğu öğrenci günü bir öğün ile geçiştiriyor. zamanı olmaması olayı da değil, cebinde harçlığı yok. ayrıca saat olayı zaten başlı başına ele alınması gereken bir konu. şu an avrupa'dayım ve saatler geri alındı. en azından burada çocuklar veya çalışanlar zifiri karanlıkta işe okula gitmiyor. belki de saatlerin tekrardan geri alınması, çoğu insanın sabahleyin evden aç çıkmamasını sağlar. velhasıl öyle bir durum ki nereden baksan elinde kalıyor.

    işte ilgili paylaşım;

    "bugün bir öğrencim derste başım çok ağrıyor dedi
    ve biz dersteyken ağladığını söyledi öğrenciler. yanına gittim ve çocuğun başının ağrımasının nedeninin açlık olduğunu hemen anladım maalesef. çünkü çok sık karşılaşıyoruz.

    böyle durumlarda biz öğretmenlerinin bir şeyler almasını kabul etmiyor öğrenciler. çok gururlular. ne yapsam diye düşünürken sevdiğim bir öğrenciyi çağırıp gizliden biraz para verdim kantinden hem kendisine hem de ona bir şeyler almasını söyledim.

    çok geçmedi, para verdiğim öğrenci gidip sadece arkadaşına bir şeyler alıp kendisi ona almış gibi verdi çocuğa. tüm ısrarıma rağmen kendisi için bir şey almadı. başı ağrıyan çocuk bir şeyler yedikten sonra kendine geldi ve teneffüste arkadaşlarıyla koşup oynadı.

    bunu şunun için anlatıyorum. bu sadece bir öğretmen olarak benim karşılaştığım ilk olay değil. defalarca karnım ağrıyor, başım dönüyor diyen çocuklara zorla da olsa bir şeyler yedirince çocuklar kendine gelip derse veya arkadaşlarına dönüyorlar.

    şu anki eğitim sisteminde cidden büyük sorunlar var ama belki de sorunların en acili çocukların henüz biyolojik ihtiyaçları bile karşılanmadan okuldan verim almalarının beklenmesi.

    sabah çok erken bir saatte karanlıkta derse başlıyoruz. o saatte çocuğun kahvaltı yapabilme imkanı olsa bile ( ki çoğu kahvaltısız geliyor) 7 saat boyunca acıkmadan durabilmesi çok zor. biz yetişkinler bile dayanamıyoruz. bunlar daha küçücük çocuk.

    kaldı ki o kadar erken geliyoruz ki çocuklar ilk derste uyumak istiyorlar. düşünün sabahın o saatinde hem doğru düzgün bir şey yemeniz zor hem de uykusuzsunuz. bu çocuklar bizi hangi kafayla dinleyecekler de verim alacaklar.

    birçok ailenin çocuğuna kantinde harcaması için düzenli para verebilmesi de çok zor( hele de benimki gibi mahallelerdeki okullarda). kantindeki fahiş fiyatlardan bahsetmiyorum bile. en ucuz kalitesiz çikolata 5 lira. 2-3 liraya alınacak bir şey kalmadı.

    okullarda çocukların beslenme yapabilmesi için bir bütçe ayrılması ya da okullarda beslenme dağıtılmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum. biz öğretmenlerin çabalarıyla bu sorun çözülmez.

    kaç tane öğretmen arkadaşım biliyorum, birkaç çocuğun açlığını görüp onları rencide etmeden sorunu çözmek için numaradan bir soru sorup o soru bilinince tüm sınıfa kahvaltı ısmarladığını biliyorum.

    ama bizim de durumumuz çok iyi değil ki. biz de zar zor geçinebilen, hatta geçinemeyen borç batağında insanlarız.

    bu tweeti yazdım. çünkü hayat bu ya belli mi olur. belki bu sorunu yüksek perdeden dillendirecek birilerinin önüne düşer. belki de sorunu çözecek makamdakilerin önüne düşer.

    kaynak:
    https://twitter.com/…?t=gxvvojat_ugxk5sxcrxdrw&s=19