bravomatmazel2
profili

  • recep tayyip erdoğan'ın kazanmasının asıl nedeni

    ben karadeniz'in bir köylüsüyüm. herhalde karadenizi de benden iyi bilecek haliniz yoksa eğer kendi analizimi paylaşmak isterim.

    bana yakın olan ilçelerde tayyip'e %70'in üzerinde, yaşadığım ilde ise %60'ın üzerinde oy çıktı. yaşadığım köyde %92, çevremdeki yüzlerce köyde %80'in üzerinde oy çıktı.

    istisnasız her seçim anadolu'ya karadenize bok atılıyor, cahil deniliyor, değişik değişik analizler yapılıyor. ben size izah edeyim, cahil dediğiniz insanlar bok cahil, asıl cahil sizsiniz. bunu bir muhalif seçmen olarak söylüyorum, herhalde bir muhalif olarak benden daha sıkıntılı bir durumda değilsinizdir seçmen olarak, yüzdeler ortada.

    bu insanlar benim ailem, akrabalarım, arkadaşlarım. yok karadeniz milliyetçiymiş, yok sağcıymış, yok kılıçdaroğlu şeytanmış, yok bilmem neymiş vs. geçiniz bunları. uzaktan yakından alakası yok. inanın bana yok, benden daha iyi bilemezsiniz. verilen uç örnekler çok az bir insan grubunu temsil ediyor ve bu sadece karadeniz'de değil her yerde var zaten.

    karadeniz insanı egoyu sevmiyor, bitti. mesela çevremde izmir hakkında hiç aşağılayıcı şeyler duymazken, izmirden bir vatandaş sosyal medyada samsun'u gömebiliyor. bu tip şeyler görülmüyor mu zannediyorsunuz siz? tabi bunlar çok küçük örnekler. daha sıkıntılı olan asıl konuya gelelim.

    akp kendi seçmen profilini o kadar iyi biliyor ve bunu o kadar iyi kullanıyor ki, şaşar kalırsınız. mesela akp ilçe teşkilatı köylere zamanından beri öyle iyi girmiş, öyle iyi çalışmış ki, insanlar da haklı olarak kendine yakın hissettiklerine oy veriyorlar. peki muhalefetin ilçe teşkilatı ne alemde? yoklar, şaka değil, adamlar yok. kendi sandığımda gönüllü müşahit olmak için kart almaya gittiğim chp ilçe teşkilatında insan yoktu. varlar aslında ama yoklar. telefonda konuşan sekreter telefonla konuşmaya ara bile vermeden bana kartı lakayıt bir şekilde verdi. ama akp'ye gitseydim, biliyorum ki hiç öyle karşılanmayacaktım. o kadar oy almalarına rağmen öyle bir tavırla karşılaşmayacaktım.

    ister bana inanın, ister inanmayın. bu verdiğim örnekler, inanın çok azıdır. muhalefetin bu pervasızlığına, bu rahatlığına diyecek söz bulamıyorum. iki büyük ilçede, seçim süreci boyunca hiç çalışmadılar. bir iki kere müzikli araba gördüm o kadar, o da zaten saçmalıktan başka bişey değil. ne düğünlerde, ne davetlerde, ne de başka topluluklarda muhalefetten kimse yoktu, ama akp bilmem ne kolunun bilmem nesi bile vardı arkadaşlar. ovanın en ücra köyünde bile vardılar. muhalefet yoktu karadenizde, yoktu!

    içinde bulunduğum ama bir çok yönden ayrıştığım muhalif seçmene de iki çift lafım var. siz gerçekten, ama gerçekten de bir bok bilmiyorsunuz sevgili yoldaşlarım. ülkeyi istanbul'dan, izmir'den ibaret zannedip ona göre yorumlarda bulunuyorsunuz. insanları aşağılıyorsunuz, içlerine girmiyorsunuz, şefkatli ve sabırlı karakterinizi göstermiyor iyiden iyiye ayrışıyorsunuz. kendinizi kendi içinizde, gerçel dünyada olandan bambaşka bir noktaya konumlandırıyorsunuz. sonra da aziz nesin diyip, ülkeden gitme söylemleriniz oluyor, siniriniz bozuluyor. ama tabiki yine de sizin bir suçunuz yok, bütün suç, muhalif politika ürettiğini zanneden zavallı mı zavallı partilerimizde.

    başta chp olmak üzere bu muhalif partilerin alayının, genel başkanlarından ilçe teşkilatlarına kadar, tamamen değişmesi gerekiyor, hem de ivedilikle. köylere kadar inmesi, insanlarla iletişim kurması gerekiyor. bir bölgeyi küçümseyip öbür bölgeyi yüceltmemesi gerekiyor.

    bu seçim, bir köyün bile göz ardı edilemeyeceği bir seçimdi. ama ben hayretler içinde yerelde hiç çalışmayan bir muhalefete karşı, sosyal medyada, başka bir dünyada, oğuzhan uğur'un programının oylara etkisine dair analizleri okuyordum. ben seçimi kaybettiğimize şimdi değil, daha o zaman çok üzüldüm ama elimden müşahit olmak dışında bişey gelmedi. üzgünüm, böyle dünyadan habersiz politikalar üreten, nice gençlerin habersizce umut bağladığı, bu muhalefetten ve yaşattığı rezillikten ötürü çok üzgünüm.

  • mesleğini söyleyince verilen cevaplar

    çiftçi
    -okumadın mı?
    okudum
    -ne okudun?
    bilgisayar mühendisliği
    -o zaman neden köydesin?
    tercih meselesi, bu işi daha çok seviyorum. kendime daha fazla zaman ayırabiliyorum.
    -(küçümseyici ve acıyıcı ses tonu ve bakışlarla birlikte) olsun, hayat mücadelesi zart zurt.

    40 yaşlarında memur bir dayı, 28 yaşında çiftçilik yapmayı seçmiş bir mühendise acıyıcı imalarla tavsiyeler vermekte. çok garip, adam benim yeteri kadar para kazanamadığımı düşünüyor ve söylüyor. bilmiyor ki kendisini 30 kere üst üste satın alabilirim ve hayatımda hiç bir şey değişmez. çok garip bir milletiz çok.