tartışılması anlamsız geldiği için normal şartlarda cevap yazmayacağım ama mesainin ilk saatleri olduğu için işsizlik sebebiyle bir iki kelam edeceğim başlıktır öncelikle.
sevgili arkadaşlar, durumu başımdan geçen küçük bir olayla özetlemek isterim. bir iki hafta önce birlikte çalıştığım insanlardan biri, hocam, bilmem ne teknikerliği-teknisyenliği okuyorum, fizyoloji sınavım var yardımcı olur musunuz, diye rica etti. normalde hiç hoşuma gitmez bu tarz talepler. bir insan harvard'da hukuk okuyorsa da tırt bir üniversitede kıytırık bir bölüm okuyorsa da kendi emeği doğrultusunda o bölümü bitirmesi gerektiğini düşünürüm ancak bu arkadaşın yakın zamanda babası vefat etmişti bu süreçte yaşadığı şeyleri göz önünde bulundurup insiyatif alarak, olur, dedim.
sonra içimi bir korku kapladı. okul biteli olmuş neredeyse on sene e fizyolojiyi dediğimiz dersi de okulun ilk dönemlerinde alıyoruz. içim içimi yiyor, ya cevapları bilemezsem, hem benim kabul ettiğim bir sorumluluk yüzünden başarısız olacak hem de düşünüyorum kendi kendime rezil olacağım diye. dedim, ver notlarına bir göz gezdireyim. sonrasında şov başlıyor zaten. tutuşturdu elime 8-9 sayfa not, bunlar hocam, diye. açtım okuyorum notları, notlar kuran mealinin mealinin meali gibi. sonra sınav başladı. yemin ediyorum sözlük sorular şu seviyede; aşağıdakilerden hangisi idrar yapmayla ilgili organlarımızdan değildir? akciğerlerin görevi nedir? küçük dolaşımda hangi karıncık ve kulakçıklar rol alır? böyle gidiyor sorular. sınavı yapıyorum ama bir yandan da kahkaha atıyorum. gayet doğal olarak, bir soruya ayırdığım süre 2-3 saniyeyle sınırlı oldukça, bizimki de arkadan bağırıyor sanki çok anormal bir durummuş gibi, woooowwww, inanamıyorum, ooo yeeee, bu nasıl bir şey yaa. kendimi zor tuttum, ben inanamıyorum, sana ov yeee, bu nasıl bir şey yaa, diye cevap vermemek için.
yani; hem aldıkları eğitimi ispatlamak için sorulan soruların ilkokul fen bilgisi düzeyinde olmasına şaşırmıyor, hem de normal şartlar altında zaten kapıdan geçen herhangi birinin bile, belki sürede değişiklik olacak şekilde bu soruları cevaplayabilecekken bir doktorun bunu yapmasına şaşırıyor. bilgi yok, yorumlama yeteneği yok, algılama yeteneği yok, yok oğlu yok...
sonra biri çıkıyor, diyor ki, bu eğitim düzeyindeki insanlar da doktor olmalı.
romalılar, bütün doktorlar mükemmel, her şeyi bilir, hiçbir şeyi atlamaz, gibi bir iddiam yok. yiğitliğe bok sürdürmemek adına, süper bütün doktorlar, dünya alem doktorların t.şşağını yesin, gibi bir yorum yapmayacağım çünkü bir doktor olarak hepsinin ciğerini biliyorum maalesef *
arkadaşlar el insaf yav. hiçbir zaman bir doktorun bilgisine sonsuz güvenisi olduğu için cahil cesaretiyle davrandığını görmedim (hadi %99 diyelim, o kadar da iddialıyım). en burnundan kıl aldırmayanının bile şunu dediğini duydum, her şeyi bilemeyiz sonuçta. demese bile davranışlarında, o, primum non nocerenin yaşanmışlığını hissedersiniz bak, sebebi son yıllardaki arsızca süren malpraktis uğraşları da olabilir, allah korkusu da olabilir, hasta sevgisi de olabilir.... ama ben gerçekten cahil cesaretinin bu kadar ayyuka çıktığı bir meslek grubu görmedim ya.
iki sene bu örnek verdiğim minvalde bir şeyler okumuş(!), örnek verdiğim şekillerde mezun olmuş (!) sonra radyolog olmak ister. arkadaşım kusura bakma ama örnek verdiğim seviyedeki bir insanın latincedeki en uzun kelime gruplarından biri olan sulcus tendinis musculus flexoris hallucis longiyi ezberlemesi zaten iki senesini alır yav. bu gözler orderda yazan, po, iv, inh, im,... yazılarındaki farkın ne anlama geldiğini bilmediği için adrenalini iv yapıp, sonra gelip, hocam hasta bi fenalaştı ilacı yapınca, diyen hemşire gördü yav. aynı harfle başlayan iki ilacın kendince aynı olduğuna kanaat ederek düşüş yapan tıbbi sekreterler, mr'da bt'de olan hasta anksiyete atağı geçirdi diye mavi kod veren radyoloji teknisyenleri gördü hey yavrum... daha anlatsam dersiniz ki ulannnnn nasıl iş bu, o zaman doktor beni sadece muayene edip tedavimi düzenlemesin, ilacımı da o yapsın, röntgenimi de o çeksin o yüzden anlatmıyorum çünkü meslek zaten iyice ele ayağa düştü daha fazlasına gerek yok *
bakın gerçekliğine defalarca şahitlik ettiğim şöyle de bir söz vardır, iyi hemşire doktoru ipten alır, kötü hemşire doktoru ipe götürür. o yüzden işini gerçekten iyi yapan yardımcı sağlık personeline buradan şükranlarımı sunuyorum.
ama ne bok olsa, sorumluluk sahibi en tepedeki kişi ve maalesef doktor arkadaşlar. mesleğimin son beş senesinde gerçekten hemşireden tutu temizlik görevlisine herkesin kıçını toplamışlığım var maalesef. maalesef diyorum çünkü buna mecbur değilim ama çalıştığımız insanların örnek verdiğim sınavlarla mezun olduklarını ve her şeyin cezasının doktora kesildiği bir dönemde ve mekanda yaşadığımızı göz önünde bulundurursak sistem beni buna mecbur kılıyor. keşke doktorluk yetkisi alsa bu arkadaşlar da ceremelerini biz çekmesek diyor ve sabahki, derdimi sikeyim, modumu sonlandırıyorum. esen kalın.
bokuma no pain no gain1 profili
-
radyoloji teknisyeni doktor olsun kampanyası