bu kaçıncı çalınışı kapımın
bu kaçıncı sen değilsin başkası
peşimde mazinin ayak sesleri
nelerden vazgeçiyoruz bir düşünsene
kırık kalpler üstüne kuruyoruz bir şey
bu kalleşlik belki bana yakışmıyor ama
sarı saçlarından sen suçlusun
aspirin bey4 profili
-
kayahan sözleri
-
1999'dan beri internet kullanan efsane nesil
1998 yılında 10 yaşımda ilk defa internet cafeye gitmem ile başlayan internet maceram 1999'da ilk pc'min alınmasıyla evde sanırım daha kontrol altına alınmıştım
hee birde 99'dan 2000'e geçtiğimiz gece bizim pc çöp olacakmı diye kara kara düşünürken sabaha hiç birşeyin olmadığını tüm dünya ile beraber öğrenen nesile de mensubum. -
bir kadının boş biri olduğunu anlama yöntemi
kadın, erkek farketmez
daha önceleri malesef bende bu gaflete düşüyordum ama yaşayan hiçbir insan boş biri değildir.
senin ilgini çekmeyen konularda hiç birşey bilmiyor olabilir, genel kültür, bilim desen hak getire olabilir
ama şuan hayattaysa illa ki bir becerisi, illa ki senin bilmediğin birşeyi biliyor olabilir.
o yüzden haytta kimseyi boş biri olarak görmeyin ya da yöntemlerini aramayın. -
whatsapp'tan önce sevgililerin iletişimi
lise ikide platonik bir aşkım vardı,
ilk gördüğümde aşık olmuştum.
o da lise bire gidiyordu.
zar zor birilerinden numarasını almıştım.
okul çıkışı onun bindiği otobüsü gözlerdim daha sonra da hemen yanına oturur muhabbet açardım niyetimi de gayet iyi biliyordu ama başka bir lisede sevgilisi varmış,
yine de sanırım benim ona ilgi duymam,
hoşuna gidiyordu ve rahatsız olmuyordu.
benim içinse,bırakın karşılık vermesini, onunla konuşmam bile içimde fırtınalar kopmasını sağlıyordu.
tabi o zamanlar daha bu mesajlaşma paketleri çıkmamıştı.
bir mesaja 2-3 kontör gidiyordu zaten 2 ayda anca bir 100 kontör yükleyebiliyoruz.
o yüzden çağrı atma vardı o zamanlar.
seni düşünüyorum hesabı.
bu bizimki arada bana çağrı atardı.
ben zaten 7/24 onu düşündüğümden çağrı attığında,
oha! ulan, o da bak tam beni düşünüyormuş diye saftirik bir biçimde sevinirdim.
annesi sağlık ocağında çalışıyordu
bazen annesinin yanına giderdi,
okul dışında onu görebileyim diye bir ay içinde 4 kere kan grubumu ölçtürmeye gittiğimi hatırlıyorum*
gel zaman, git zaman ilgime hiç karşılık vermedi sadece bir kaç kez okul çıkışı beraber yürüdük o kadar.
hatta en yakın arkadası da benden hoşlanıyormuş,
benimle en yakın arkadaşının arasını yapmaya çalışmıştı ama bende o kızı sevmiyordum.
klasik,
beni beğeneni ben beğenmem,
benim beğendiğim de beni beğenmez,
durumu.
şimdiki gibi sosyal medya da yok,
yonja vardı, oradan profilini bulup,
profil fotografını bilgisayarıma indirip,
saatlerce elimde olan tek fotoğrafına bakar,
5+1 ses sisteminden bangır bangır evde zeynep dizdar-vazgeç gönül şarkısını açar, ekran başında hayallere dalardım*
tabi ergenlik,
bu platonik aşk ,
başkasını bulduktan, hem de karşılık veren bir güzele denk geldikten sonra unutuldu gitti.
yıllar sonra üniversite bittikten sonra çalışmaya başladığım döneme kadar kendisini görmedim.
bir gün twitterdan birisi beni ekledi o zamanlar instagram yok facebook ve twitter var.
bir baktım kucağında bir bebekle, o,
halimi hatrımı sordu, liseden sonra üniversiteye gitmemiş, evlenmiş çocuğu olmuş sonrada boşanmış.
detay sormadım ama üzgün gibiydi hatta beni bulması bile belki o sıra kendini kötü hissetmesinden kaynaklı geçmişe dair dönüşlerdi.
öyle bir kaç sohbet ettikten sonra da görüşmedik zaten o benim için çocuklukta kalmış biraz hoş, biraz komik bir heycandan başka birşey değildi.
daha sonra instagramda filan da ekliydi,
sonra tekrar çocuğunun babasıyla birleştiler galiba,
zaten bende 5 senedir sosyal medya kullanmıyorum, bir daha da görmedim.
velhasıl, whatsapp'tan önce çağrılaşma vardı arkadaşlar.
daha öncesinde de herkes yakın arkadaşların ev telefonlarını ezbere bilirdi.