gerçek bir insan turnusolu, size günlerinizi, aylarınızı hatta yıllarınızı kurtarabilir bu turnusol.
bayram tatili süresince göcek'te bir yelkenli festivalindeydim, gündüzleri deniz, akşamları parti, yelkenlilerde kalınıyor. sürekli flört, akşamları ise karanlık ve basık yelkenli kamaralarında seks.
velhasıl burada, ortama göre oldukça masum görünen bir hatun ile tanıştım. veteriner hekim olduğum için konu onun scottish fold kedisinin genetik hastalığına evrildi, o konuda neler yapılabileceği konusunda tavsiyeler verdim ve yol haritası çizdim. dilerse de moda'daki kliniğimde yine bakabileceğimi söyledim. tatil boyunca da oldukça yakındık, ama dejenere ortamdakiler gibi sevişmedik, seviyesiz bir ilişkimiz olmadı. bilgi üniversitesi'nde muhtemelen burssuz okumuş, yine muhtemelen ailesinin ödediği ulus'taki evinde oturuyor olsa da, keçi sütü rengi teni, oregon kavunu göğüsleri ve simsiyah swimsuit'i ile şahane görünüyordu.
tatil dönüşü kliniğime geldi kedisiyle, yaklaşık 1000 euro civarı fiyata almış kedisini. oysaki ben ona ücretsiz aynı yakışıklılıkta bulabilirdim, ama 1000 euronun bir değeri yok onun gibilerin gözünde. biraz muayene ettim, scottishlerdeki kronik ve genetik problem, hayvan maalesef acı çekiyor. acısını dindirecek birkaç ilaç verdim. ilaç ücreti dışında da muayene ücreti talep etmedim. bunun üzerine:
-o zaman sana bu akşam güzel bir pestolu karidesli linguine yapayım, spesiyalimdir.
dedi yeni dolgulanmış dudaklarını tebessüm eder hale getirip.
oregon kavunu sevdiğim için kabul ettim. 11 temmuz'da milan kundera'nın ölümü için attığı cringe story sonrası ilgim azalmıştı ama oregon etkisi işte...
uzatmayayım, akşam evine gittim. mutfağa sokmadı, şahane bir masa hazırlamış, güzel bir beyaz şarap ile. yemeğimizi yedik, afedersiniz 2 tabak yedim, sonrasında güzel bir rehavet çöktü ki koltukta yanıma gelmesi ile norepinefrin sistemimde bir canlanma oldu, giydiği dar siyah elbisesiyle kucağıma geldi ve öpüşmeye başladık. yemek sonrası adetim değildir sevişmek,
-dur, gece uzun, önce rica etsem bana bir bardak su getirir misin?
dedim, dişlerimi fırçalayamayacağımdan en azından bir su içeyim diye düşündüm.
kalçalarını bi o yana bi bu yana sallaya sallaya gitti mutfağa. ama mutfaktan garip bir white noise, kulak tırmalamayan ama yüksek sesli bir titreşim sesi gibi bir şey geliyor.
salondan seslendim;
-bu ses nereden geliyor? diye.
+damacana pompası çalışıyor da, birazdan sürahi dolar ses kesilir.
dedi.
önce milan kundera'yı anan cringe story'si geldi aklıma. sen kim köpek milan kundera'yı anıyorsun, bir de hikayesinde var olmanın dayanılmaz hafifliği kitabını almış eline. ona çok şey öğretmişmiş. sen kim, varoluşçuluk kim? sen konforlu hayatında, önüne sunulan devasa fırsatlarla yaşıyorsun, sen varoluşçuluğun ruhsal acısını nasıl içselleştirebilirsin? geleceğini sen mi şekillendiriyorsun ki varoluşuna bir anlam katasın? 4 sayfa sonra o kitabı kapattığından keçi gibi eminim. bir de üzerine bu otomatik damacana pompası...sevişsek muhtemelen 30 saniye üstte kalınca yorulacak, sonra yine konforuna bakıp ya altta kalacak ya da lazy doggy...
aile evinde yaşa, baba parası ile üniversiteye git, babanın çok yakın arkadaşının şirketinde ik uzman yardımcısı diye işe gir...bu rahat hayatın üzerine bari pompaya kendin bas, biraz çaba sarfet.
içimde bir öğrüntü ve iğrenti ile koltuktan kalktım, hızlıca espadrillerimi giydim, kapıyı çekerken elektrikli pompanın sesi hala geliyordu, yarım saatte dolduramadı bir sürahiyi. ben o vakte çoktan pompalamıştım.
adnan saygun'da biraz yürüyüp, metroya binip hacıosman'daki evime gittim.
bergamotlu tomurcuk cay6 profili
-
şarjlı damacana pompası kullanan insan
-
aldatan kadını affeden erkek
duygularına esir olmuş erkektir.
ben yakaladığımda kendimi zor tutmuştum, o an haklıyken haksız durumuna düşmek istemiyordum çünkü eşim borderline kişilikte inanılmaz dengesiz biriydi. şiddet en kolayıydı.
gördüğüm fotoğraflar karşısında bazı erkekler katil bile olabilirdi, o derece. ancak sükunetimi korudum.
3 senedir travma sonrası stres bozukluğu tedavisi görüyorum, hala o fotoğraftaki erkeğin instagram'ını stalkluyorum, akşam gittiği mekanları görüp ben de oraya gidiyorum. nasıl bir insanmış, nasıl eşimi etkilemiş anlamaya çalışıyorum...
bu takıntıdan da kurtulabilirsem sağlıklı şekilde hayatıma devam edeceğim. umutluyum.
ben affedemedim. -
bill gates anadolu'da 900 bin dönüm tarla aldı
hala oğlumun dün çay içerken sarf ettiği iddia. kuru pastayı yerken anlattı.
gizli bir plan varmış.
1 milyon dönüm almamasının sebebi de, 1 milyon dönüm alırsa kanunlar gereği alanın isminin açıklanması gerekiyormuş.
bu kadar afgan, suriyeli girişinin sebebi de, gates'in tarlalarında oluşacak devasa mevsimlik işçi ihtiyacını karşılamakmış.
bill gates'in afgan göçü ile ilgili bir tane kınayan tweet'ini, bir tane story'sini bulamazsınız mesela.
adam zeki. -
bilgisayar oyun tarihinin en şerefsizi
half-life'taki böcektir.
aklım çıkıyordu tavan arasında dolaşırken "viyuuuvv" diye suratıma zıplayınca.
levyenin tersiyle pekmezini akıtsam da kalp çarpıntım zor geçerdi. -
30 yaş üzeri + kedi + pilates + yoga + instagram
kronik depresyon + cipralex + prozac + instagram'da mindfulness içerikli boş paylaşımlar ile eşlik eden kombinasyon.
+
yanlış ilişkiler + biyolojik saatin çocuk için sıkıştırması + histeri krizleri. -
hesabı erkek öder bu bir görgü kuralıdır
tam kapanma olunca şu çile biter dedim ama bitmiyor arkadaş.
evlere kapanıyorsun, sipariş veriyorsun. yemek geliyor bir öde, iki öde...hatunun evindesin hani misafir gibi belki biraz bir naziklik yapar.
koltuğa kurulmuş, kapı çalıyor hiçbir hareketlenme yok. dürüm vesaire de yemiyoruz hani 20-30 tl'lik siparişler değil.
gurme burgercilerden burgerler, sushiler, çin yemekleri, karides salataları...en son bokunu çıkardı "nasıl olsa kendi ödemiyor" 289 tl olan 45'li sushi set'i işaret etti, "canı çekmiş". ben tatlı niyetine keçiboynuzu pekmezi ile tahini karıştırıyorum, hatunun canı bir gün panna cotta çekiyor öbür gün san sebastian cheesecake. hesaplar da bana...kurye ile akraba olduk.
sorsan kendisine ama "ben kadınım, haklarım ve gücüm var. erkeğe muhtaç değilim" der.
3 haftalık kapanma sürecinde hesapladım en az 4500 tl cebinde kaldı. (market alışverişleri vb. dahil) şu yasaklar kalksa da evime dönsem diye iple çekiyorum.