freddie slash3
profili

  • setur miray cruise rezaleti

    özet;

    setur’un sattığı miray cruise’deki 3 gece 4 günlük yunan adaları turunun bir tane bile yunan adası göremeden, açık sularda elektrik kesintisinden, gemi motor arızasına, acil durum teyakkuzlarından, kavga gürültülü hadiselere kadar saçma sapan olaylarla heba olması ve elle tutulur bir telafi yapılmaması hadisesi

    gelelim detaylara,

    19-22 mayıs tarihlerinin pek çok şirket gibi eşim ve benim de çalıştığımız iş yerleri tarafından köprü izin olarak bağlanması sebebiyle, 4 günlük tatilimizi değerlendirebileceğimiz bir yurtdışı turu arayışına giriştik.

    eşimin setur’un web sitesinden bulduğu 3 gece 4 günlük cruise ile yunan adaları turu aklımıza yattı ve bu tura katılabilmek için gerekli tüm hazırlıkları yaptık.

    hazırlık ve gemiye biniş aşamasına kadar her şey yolunda gidiyordu, ta ki m/v gemini isimli gemiye binerek tura başlayana kadar.

    bizlere turun saat 14.00'de başlayacağı, 13.00'de yolcu alımının sonlandırılacağı, bu nedenle 11.00'de limanda hazır bulunmamız gerektiği söylenmişti. biz de saat 11.00'de çeşme limanı'nda hazır bulunabilmek için adana'dan sabah kalkan uçaklara binmek yerine, bir gün öncesinden izmir'e uçarak 1 gece çeşme'de otelde kaldık. otele varmamız saat 03.30'u buldu. tüm çabamız vaktinde gemiye yetişmek ve geminin koyduğu kurallara uymak içindi.

    ancak gemi belirtilen saatte kapı kapatmak bir kenara dursun, hareket dahi etmedi. latin amerika'dan gelecek yolcular için tam 4 saat gemide bekletildik. 1 gün önceden gelip otelde konakladığımız ve sabah 11.00'de hazır bulunduğumuz çeşme limanı'ndan kalkışımız saat 18.00'i buldu.

    geç kalkış için özür dilendi ve bunun girit'e varış saatimizi etkilemeyeceğine dair sözler verildi. girit'e vardığımızda ise hayal kırıklıklarının ilkiyle karşılaştık bile. gemi limana doğru yaklaştıktan sonra ani bir u dönüşüyle açık denizlere doğru yol almaya başladı. yolcular merakla sorular sormasına rağmen kimseye bir açıklama yapılmadı ve anonsu beklememiz söylendi.

    07.00'de girit'te olmayı beklerken 09.00 sularında gelen anons ile girit'e gitmeyeceğimiz ve otoritelerin limana yanaşmamıza izin vermediğini belirten bir anons geçildi. girit'i pas geçerek bir sonraki durak olan santorini'ye doğru yol almıştık. böylelikle girit mübadili bir ailenin mensubu olduğum için tura katılmamdaki yegane destinasyon olan girit'i görme imkanım da ortadan kalkmış oluyordu.

    ikinci durak olan santorini'nin körfez vari kavisli bir yapısı olduğu ve rahatlıkla yanaşacağımız söylendi. yolculara anons yapılacağı, anonsu beklemeleri gerektiği tembihlendi. ancak saatler geçtikçe anons falan gelmiyordu, insanlara herhangi bir bilgi de verilmemişti. insanlar garsonlardan, resepsiyonistlerden bilgi almaya çabaladı saatlerce, ancak ne olumlu, ne de olumsuz hiç bir bilgi alamadık. santorini açıklarında bir kaç saat bekledikten sonra gemi oradan da ayrıldı, bir süre sonra santorini'ye de gidemeyeceğimizin anonsu geçildi. gerekçe olarak hava koşulları gösteriliyordu.

    burada hem girit hem de santorini de güneşli bir havanın olduğunu ve bunun kameralarımızla da kaydedildiğini belirtmek isterim. ayrıca günümüz teknolojisinde hava durumu günler öncesinden tahmin edilebiliyor. eğer turda vaadedilen yerlere hava durumu nedeniyle gidilemeyecektiyse bunun bilgisinin önceden verilmiş olması gerekirdi. hava durumu elverişli olmamasına rağmen her şey yolundaymış gibi turu başlatmanın etik değerlerle örtüşmediğini belirtmek isterim.

    hedeflenen ilk 2 destinasyondan 2'sine de gidilememesi yolcularda gerginlik ve mutsuzluğa yol açtı, üstelik 30 saattir de denizin üstündeydik ve bizden 15 saat daha gemide kalarak toplam 45 saatlik süreyi gemide geçirmemizi bekliyorlardı. geminin içi tabiri caizse miting alanına döndü. bir yandan ispanyolca konuşan yolcuların protestoları, bir yandan türk yolcuların tartışmaları derken tatile gidiyoruz derken kendimizi denizin üstünde 45 saat geçirmeye mahkum kalmış ve yoğun tartışmaların geçtiği gergin bir ortamın içinde bulduk.

    yine de motivasyonumuzu yüksek tutmaya çalışıyorduk, atina'da karaya çıkmanın bizi bir nebze rahatlatacağını ve içine düştüğümüz bunalımlı durumdan bir nebze olsun uzaklaşabileceğimizi hayal ediyorduk.

    tüm yolcular 45 saat gemide mahsur kalmayı ve bize vaadedilen 2 lokasyonu da görmeden geçmeyi sindirmeye çalışarak odalarımıza geçmiştik ki gemide elektrikler kesildi ve tüm gemi karanlığa gömüldü. insanlar panikle koridorlara çıkıp durumu soruşturmaya başladılar. bizlere teknik bir aksaklık olduğu ve ekiplerin çalıştığı söylendi. bir süre sonra elektrikler geldi.

    elektriklerin gelmesiyle kısa süreli bir rahatlama yaşayacaktık ki gemide birden sirenler çalmaya başladı. ilk başta ne olduğuna anlam veremedik. daha sonra acil durum anonsları yapılmaya başlandı, tüm yolcuların can yeleklerini giyerek acil durum toplanma alanlarına gitmesi anons edildi. hemen yeleklerimizi giyip acil durum toplanma bölgelerine gittik. yeleklerimizde yazan filika numaralarının önderi olan personelin levhasını bularak filikalara binip gemiyi terk etmeye hazır biçimde beklemeye başladık.

    bu esnada panik atak krizi geçiren yolcular, ağlama nöbetine girenler, tansiyonu yükselenler derken yaşlı yolculardan bazıları baygınlık geçirmeye de başladı. bizim toplanma alanımız olan casino'da yaşlı yolcular yerlere yığılıyor, rulet masalarının üstünde baygınlık geçiriyordu. nasıl bir atmosferin içine düştüğümüzü kafanızda canlandırabiliyorsunuzdur herhalde.

    uzunca bir süre yolculara açıklama yapılmadı, biz yine görevlilerin ağzından can güvenliğimiz yerinde mi diye sorular sorarak bilgi almaya çalıştık. bu esnada geminin motorları çalışmıyor ve biz sürüklendiğimizden kuşku duyuyor, sürüklenerek bir adaya çarpma durumumuz var mı diye kaygılanıyor, etrafta bize yardıma gelebilecek bir yerleşim yeri var mı diye kendimizce sorgulamalar yapıyoruz.

    bir süre sonra geminin motor arızası yaşadığı ve bu arızanın giderilmeye çalışıldığı anonsu yapıldı. uzunca bir süre üzerimizde can yelekleriyle gemiyi terk etmeye hazır biçimde bekledikten sonra arızanın giderildiği anonsu verildi ve atina'ya doğru yol alacağımız bilgisi verildi.

    bu dakikadan sonra biz dahil bütün yolcularda ne atina'ya gidecek heves ne de moral kalmıştı.

    ertesi sabah atina'ya vardık. atina'da geminin kapısının açılmamasından dolayı da bir süre zaman kaybettik, üstüne yunan polisinin yaptığı pasaport kontrolü de cabası oldu.

    kısıtlı bir süre atina'da gezip yaklaşık 2 tam gün denizde mahsur kalma durumundan kurutulup karaya ayak bastıktan sonra atina turumuzu tamamlayıp geri çeşme'ye döndük.

    özetle vize masrafından tutun, vize için izin alıp ankara'ya gittiğimiz, adana-izmir uçak biletleri masrafına katlandığımız, sırf kalkış saatinde limanda olmak için çeşme otel masrafına katlandığımız, tur ücreti ödediğimiz, yıllık iznimizden harcadığımız yani binbir maddi ve manevi zahmete katlanıp katıldığımız tur burnumuzdan geldi. üstelik bir gezi turu olmasına rağmen gezeceğimiz 3 destinasyondan 2 tanesini de göremedik. tur gerginlik, stres, korku ve %30 destinasyon başarı oranıyla tamamlandı desem yeridir.

    bu arada moral ve motivasyon yönünden hiç de iyi durumda olmayan yolculara gemide defalarca ve açıkça yaşanan bu olumsuz tecrübeyi telafi etme sözleri verildi. kanımca bu vaatlerle bir nebze olsun yolculuk anındaki tepkileri dizginlemeye çalıştılar.

    biz de gemide verilen vaatler ve yaşadığımız kötü deneyimin haklılığına dayanarak karaya adım atar atmaz konuyu setur ile paylaştık. seturun yetkilisi doğal olarak yaşadığımız deneyimin çok kötü bir tecrübe olduğunu, üzgün olduklarını ve telafi konusunda miray cruise ile iletişime geçecekleri bilgisini verdi.

    biz de apaçık mağduriyetimiz ve bu mağduriyetin gemi personeli ve setur tarafından da haklı görülmesinin verdiği özgüvenle telafi konusunda beklemeye başladık.

    bu süre zarfında bize gemide sözler verildiğine dair görüntüleri de setur ile paylaştık, haklılığımızın herkesçe bilinip görünmesini istiyorduk.

    bütün bu yaşanan apaçık olaylara ve elimizdeki kanıtlara rağmen 8 gün geçmesine rağmen setur’dan telafiyle ilgili bir yanıt alamadık. sonunda setur’u arayarak durumun akıbeti hakkında bilgi almaya çalıştık.

    bize verilen bilgi mi desem önerilen uygulama mı desem ne desem bilemiyorum ama açıkça komikti ve dalga geçer gibiydi. binlerce lira masraf ve emek harcayarak katıldığımız tur şirketi, bize yeni bir tur satın almamızı ve bu satın alacağımız turda oda upgrade’i ve gemide 100 euroluk harcama limiti vadediyordu.

    üstelik tüm bunlara eşimle birlikte birer tur daha satın alarak, yani ancak ekstra yeni masraflara katlanarak ulaşabileceğiz. kısaca bizi enayi yerine koymaya çalışan, hatasını telafi etmek yerine yeni bir tur satmaya çalışan bir anlayış ve kabul edilemez bir sözde teklif ile karşı karşıya bırakıldık.

    bu kötü sözde tatil deneyiminden sonra başka insanların da benzer şeylere maruz kalmaması için yaşadığım tecrübeyi tüm sözlük ahalisiyle paylaşılmasını bir görev biliyorum.

    öte yandan hakkımızı arama yolunda başvurabileceğimiz merciler ve hukuki yöntemler hakkında da özelden mesaj atarak bilgi verebilirseniz çok sevinirim.

    edit: 19 mayıs tatili 19-22 mayıs tarihleri arasına denk gelmektedir. başlığı açarken 15-19 mayıs olarak yazmışım

  • akp'nin gençliğe sunduğu imkanlar

    medya ve içeriklerde sansür

    düşük hızlı internet

    pahalı telekomünikasyon hizmetleri

    gelişmiş ülkelere vizeli seyahat

    yüksek döviz kuru

    niteliksiz eğitim

    pahalı hayat

    düşük ücret

    işsizlik

    65 yaşında emeklilik

    teknoloji ürünlerinde fahiş vergiler

    düşünce, ifade ve toplanma yasakları

    ak parti'nin gençlere sunduğu imkanların başlıcalarıdır

  • ilk 500'de sadece 1 üniversitemizin olması

    bundan 15 yıl önce çukurova üniversitesi bile ilk 500'deydi.

    hatta web sitesi artık ilk 500'deyiz yazısıyla açılırdı. adana'da yaşayan pek çok kişi iyi bir üniversiteye sahip olmanın gururunu yaşıyordu. hatırladığım kadarıyla 2007-2008 yıllarıydı. o yıllardan sonra türkiye'nin ve üniversitelerin başına gelenleri biliyorsunuz zaten.