bulutlarinkrali2
profili

  • engelliler için ötv indirimi adaletsizliği

    kimse aşağıyı okumuyor; o yüzden en üste yazayım. bu hak kademeli verilmeli. %89 özür oranı olan biri hiç birşey alamazken %90 özür oranı için mercedese binmek; lükse kaçmak gereksiz. %60 özür ile otobüslerde perişan olan engellilere ikinci el araç alımına destek gelsin. her türlü adaletsiz olan bu sistem tekrar düzenlenmeli. ya hep ya hiç olması hoş değil. ya da bu yardımlar engelli ailere direk nakdi olarak yapılmalı. isteyen araba alır isteyen ev.
    ———-

    özet geçeyim; fakir ve engelli iseniz ötv indiriminden yararlanıp araba alamazsınız. engelli aylığınız kesilir. fakir engellilere tanınan bir hak yok. zenginseniz ve engelli bir yakınınız varsa eğer ötv indiriminden lüks araç alırsınız ama muhtemelen engelli vatandaş binmez o arabaya. bahsettiğim adaletsizlik engelli vatandaşlar arasındaki adaletsizlik. amacımız buraya ayrılan kaynağı azaltmak değil; bu kaynağın bir kısmının da fakir ve engelli olanlara verilmesi

    —————

    son dönemde en fazla suistimal edilen yardımlardan biri. %20 si gerçekten hakedenler tarafından kullanılıyorsa %80 belki de daha fazlası suistimal edilmekte ve asıl ihtiyacı olan fakir ve engelli kesimin araç alma hakkı yok !! biraz anlatayım size;
    eskiden bu araçların plakalarında engelli işareti olurdu ve fiyatta üst limit yoktu. o dönemde daha çok engelli veya yakınları tarafından kullanılırdı. engelli olmayanlar işaret dolayısıyla pek almak istemezlerdi bu araçları. fakat işaret kaldırılınca zengin ve aç gözlü; lüks ve gösteriş meraklısı tayfa fırsatı gördü ve işin boku çıktı. nedenine birazdan geleceğim.

    varsayalım bugün 330 bine bir vw tiguan almaya karar verdik. sonra anneannemizin yanına gittik. anneanne evde zor yürüyen; tansiyon; şeker hastalığı olan ama yemeğini kendi yiyebilen bakıma değil de daha çok gözetime muhtaç bir kadın. ya da dedeniz var. kanser hastalığı mevcut; 3-4 senedir durağan seyrediyor. dışarda kahvede kağıt oynayıp çay içiyor. bu iki senaryoda bile %90 özür oranı çıkabilir. bu yaşlılarımızın icazetini aldıktan sonra 330 binlik arabayı 190 bine alıyoruz. 140 bin cepte. 5 senede vergi yok. ortalama bir 15 binde ordan kar ediyoruz. 5 sene sonra türkiye şartlarında araçlar %30 değer kaybeder. 5 sene sonra cebimizden hiç para çıkmadan arabamızı yenileyebiliyoruz ve hatta cebimize para bile kalabilir.
    şu an tüm esnaf; galerici; emlakçı; boş gezen tayfa bu engellilerin peşinde :)
    şimdi gelelim olayın iç yüzüne. burası çokomelli;
    öncelikle gerçekten engelli ve maddi durumunuzun araç almaya yetersiz olduğunu farzedelim. maddi durumunuz kötü ise devlet size engelli aylığı bağlar. fakat bu aylığı almak için mal varlığınızın belli bir miktarın altında olması gerekir. misal 200 binlik araba alırsanız artık sizi fakir görmediği için aylığınızı keser. çünkü engelli aylığı almak için belli kriterleri karşılamanız kısaca fakir olmanız gerekir. size iki seçenek sunulur. araba ya da aylık. dolayısıyla engelli ve fakirseniz zaten arabayı alamıyorsunuz. alırsanız aylığınız kesilir ekmeğe muhtaç kalırsınız.
    yürüme engelli olduğunuzu farzedelim. iki ayağınız kesik. ama kollarınız sapasağlam. sgk size akülü tekerlekli sandalye vermiyor. fakat akülü sandalye verilmeyen vatandaşın 330 bin tl lik lüks c suv alma hakkı var. ama fakirseniz ve bacaklarınız yoksa ne araba ne de sandalyeniz oluyor.
    ya da yaşlı ve bilinci yerinde olmayan bir yakınınız var. gerçekten aracı almanız gerekiyor. alırken siz bir çok engelle (vasi; bilinç durumu vs) yukarıdaki avantadan araç alan arkadaşlar hiç bir bürokratik engelle karşılaşmıyor. gerçekten ihtiyacı olan birinin aracı alması 1-1.5 sene sürerken nispeten sağlıklı vatandaş 1-2 haftada alıyor.
    ne yapılmalı?
    bu araçların üst sınırı bir egea ya da baz model ticari araçların seviyesine indirilmeli. buna göre size 50-60 bin civarı bir vergi indirimi hakkı verilir siz isterseniz mercedes isterseniz bmw alın. eğer aracın sedye; tekerlekli sandalye kullanımına uygun olması; asansör gereksinimi vs varsa bunlar hekim tarafından belirlenmeli ve devlet bu modifikasyonları gerekirse üstlenmeli.
    araç satışı için 5 sene türkiye şartlarında kısa bir süre. gerekirse uzatılmalı misal 10 sene. eğer araçta ciddi arızalar varsa yetkili servisten alınacak bir raporla yeni araç alma hakkı daha erken dönemde verilebilir.
    polis denetimlerinde aracı kullananlar ne için kullandıklarını açıklamak zorunda olmalı. ikametgahı diyarbakırda olan bir hastanın aracının antalya da kullanılmaması gerekli. eğer il dışında kullanacaksa mazeret belirtilmeli.
    eğer hasta 5 seneden önce vefat ederse aracın kasko değerinden ötv si belli oranda alınmalı.
    plakada engelli işareti geri gelmeli. fakat engelli birey aracı kendisi kullabilecek düzeyde ise bu işaret olmamalı. işaretin engelli ve hayata aktif katılan vatandaşlarımızı olumsuz engellediğini biliyoruz. ama yatalak dedeniz için bir araba alıyorsanız ve onun hastane işleri için bu aracı kullanıyorsanız öndeki engelli işareti sizi rencide etmez. engelli yerine engelli işareti olmayan araç parkedememeli. engelli işareti olan araçlar pozitif ayrışmalı.
    çok çok basit önlemlerle bu fırsatçılığın önüne geçilebilir. burdan alınan kaynaklarla gerçekten ihtiyacı olanlara kaynak yaratılabilir.
    misal ötvsiz olarak sadece fiat egea vs yerli araç alımına izin verirsiniz. ama araç alanların engelli aylığını kesmez iseniz daha çok insana ulaşmış olursunuz.
    ya da 2. el araç alımına izin verilir ve bir miktar yardımda bulunulsa ( misal kasko değerinin yüzde 30’u) sıfır araç alacak gücü olmayan engellilerin de aracı olur.
    bu başlık altında önerilerinizi bekliyorum. gündeme getirebilirsek hem daha güzel fikirler ortaya çıkar hem de bu fırsatçılığın önüne geçeriz.
    işim gereği bu fırsatçılarla çok sık karşılaşıyorum. kafamda her şeyi netleştirebilirsem; sizlerle de tartıştıktan sonra ilgili kurumlara da önerilerde bulunabiliriz. bu konuda da ayrıca yardımınızı bekliyorum.
    burada hakkı yenen aslında biz çalışan; üreten düzgün insanlar ya da engelli ama fakir olan insanlar
    başlığı yukarıda tutabilirsek ve başka mecralara da yayabilirsek sesimiz daha gür çıkar.

  • şubat 2021 doğuş oto sıfır araç rezaleti

    yakın arkadaşımın başına gelen rezalet. benden paylaşmamı istedi. kısaca özetlemek gerekirse sıfır araç ve dsg problemlerine doğuş otonun tutumu
    “11 şubat 2021 perşembe günü akşam saatlerinde doğuş oto bursa'dan satın aldığımız volkswagen t-roc marka araç ile aynı akşam istanbul'a geldik. 140 km sonra aradan 24 saat bile geçmeden 12 şubat 2021 cuma öğlen saatlerinde araç şanzıman ve diğer bir çok elektronik aksamda arıza verdi ve vitese geçmedi. aynı gün çekici ile en yakın vw servisi olan erel otomotiv yetkili servisine götürüldü. 4 gün sonra 16 şubat 2021'de mekatronik arızası olduğu bilgisini verdiler. bu süreçte doğuş oto bursa ve genel merkeze yaptığımız değişim talebine muhtemelen ülkedeki yavaş ve aksak işleyen hukuk sistemine güvenerek bezdirmeye ve sindirmeye yönelik cevaplar verildi. aracı yaptırmak istemediğimi ve tamirine onay vermediğimi ayrıca tekrar sorun çıkarabileceği için değişiklik talep ettiğimi ısrarla belirtsem de bu talebim karşılık bulmadı. hukukçu bir yakınımıza ne yapmamız gerektiğini danıştıktan sonra (dava süreci belki de yıllar süreceği için) aracı yaptırıp hukuksal süreci de başlatmaya karar verdik ama problem burada bitmedi maalesef. erel otomotiv 19.02.2021 tarihinde mekatronik parçası değişen aracımı teslim alabileceğimi söyledi. cuma işten geç çıkabildiğim araya da haftasonu girdiği için pazartesi gelebileceğimi söyledim. tekrar problem yaşamama umudu ile aracı 22.02.2021 tarihinde teslim almaya gittiğimde ise ikinci bir skandal yaşandı. mekatronik parçası değişen aracın arızası devam ettiği için bu sefer de vites kolu/ünitesinin değişmesi gerektiği bilgisi verildi. yani aracı 19 şubat'ta teslim almış olsaydım tekrar beni yolda bırakacak ve çekici ile götürülmek durumunda kalacaktı. bu araç sıfır alındı ve daha 150 km bile yapılmadan çok önemli iki parçası değişti. onu da geçtim sürekli acaba tekrar yolda bırakır mı korkusu yaşayacağız biz öyle mi? bu ayıplı ürün karşısında tüketicinin bu konudaki seçim haklarından biri olan ürünün yenisi ile değiştirilmesi ya da iadesi hakkını kabul etmeyen aç gözlü ve arsız doğuş otonun bu tutumu buraya da not düşülsün.”