bir fincan kakao3
profili

  • erdoğan'a hakaretten hapis cezası almak

    29 eylül 2021 tarihinde görülen duruşma sonucu cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'a hakaret ettiğim iddiasıyla 2 yıl hapis cezası almam durumudur. ister rezalet deyin, ister oh olsun deyin, tanım böyle.

    gelelim detaylara:

    2 sene önce karşıma bir haber çıktı; cumhurbaşkanı, kendisine hakaret eden vatandaştan, ezbere şiir okuması şartıyla şikayetini geri çekmiş. o esnada benim, başka bir olaydan yine tayyip bey ile hakaret davam vardı. anlaşılacağı üzere birbirimizi pek severiz. (sonradan o davadan beraat ettim.) ben de facebook'ta haberi paylaşıp, "bana da aynı şartı öne sürerse ezbere bildiğim tek bir şiir var" diyerek sümbülzade vehbi efendi'nin malum şiirini paylaştım. sayın muhbir vatandaş'lardan biri yememiş içmemiş, cimer üzerinden şikayette bulunmuş. emniyet'e çağırdılar, ifademi aldılar, ben ciddiye almadım tabi. şiir ulan bu. kendisi şiir okudu diye hapiste yatmış bir cumhurbaşkanı, velinimeti olan cumhuruna şiir paylaştı diye dava açar mı? açarmış meğerse.

    neyse, görülen dava sonucu cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2 yıl hapis cezası aldım, hakareti alanen ettiğimden cezayı biraz arttırdılar, duruşmaya takım elbise giyip gitmiştim, malum 9 kişiyi öldür takım elbise giy, iyi hal indirimi uygularlar, sağolsun hakime hanımın gözünden kaçmamış, iyi halden bi tık indirmiş cezamı. sonuç olarak ertelemesiz, paraya çevirmesiz 1 yıl 11 ay 10 gün hapis. yalanını s*yim diyecek inci'ci varsa buyrun iddianame 1-2 ve karar.

    istinaf yoluna başvurdum elbette, bakalım süreç neler getirecek?

    bu arada malum şiir de şu:

    azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
    kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can..
    lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
    parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan..
    eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
    lale ile sümbülü kahkülüne nevcivan..
    diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
    bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan..
    salınarak giderken arkandan ben sokam,
    ard eteğin beline, olmasın çamur aman..
    kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
    sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan..
    öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
    düşmanın bağrına, hançerimi nagehan..
    eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
    yeterki sen kulundan lokum iste her zaman..
    herkeze vermektesin, bir de bana versene
    avuç avuç altını, olsun kulun şaduman..
    sen her zaman gelesin, ben vehbi'ye veresin,
    esselamun aleyküm ve aleykümüsselam...

    peşin edit 1: infaz yasası uyarınca cezam 3 yılın altında kaldığı için tamamını hapiste yatmayacağım. sadece cezaevine girip, sanırım 1-2 gün kalıp, denetimli serbestlikle salıverileceğim. ondan sonra bana yol mu süpürtürler, kütüphane memuru mu yaparlar bilmem.
    peşin edit 2 : uzun yıllar gazetecilik yaptığım için daha önce de benzer olaylardan sabıkam var. o yüzden cezam ertelenmedi, paraya çevrilmedi.
    sonradan edit 3 : iddianamede facebook - kararda twitter yazmasını ben de sonradan farkettim. hakimin kafa dalgınlığı & zabıt katibinin halt yemesi. kalkıp onun için karar düzeltme talep etsem gülerler sanırım.

  • chp'nin iskeleye yunan kralının adını vermesi

    agamemnon yunan kralı değil, aksine türk'tür. etimolojik olarak agamemnon = aga memnun kökünden gelir. yaprak sarması gibi, baklava gibi, karagöz hacivat gibi hain yunanlılar aga'mızı da çalarak kendilerine mal etmiştir. chp'li belediye iskeleye agamemnon adını vererek kültürümüze sahip çıkmıştır. ben destekliyorum.

    agamemnon isminin etimolojik kökeni hakkında kaynak : götüm

  • acı biber yemenin mantığı

    aslında evrimsel olarak acı biber yiyemememiz / yemememiz gerekirdi. zira biber, memeliler onu yiyemesin, tohumlarını midelerindeki asitle sindirip kullanılamaz hale getirmesin diye acıdır. oysa acı tadı hissedemeyen kuşların midesinde asit yoktur ve yedikleri tohumları dışkı yoluyla başka yerlere taşırlar, yani bitkinin üremesini sağlarlar.

    ne zaman ki insanlar yerleşik hayata ve tarıma geçmiş, tohum ıslahını keşfetmiş, garibim biberin milyonlarca yılda geliştirdiği savunma ve üreme sistemini de sikmiş atmış.

    --- spoiler ---

    yediğimiz biber, aslında bitkinin meyvesi, ve içindeki çekirdekler de tohumlarıdır. yani biberin hayvanları cezbederek onlara kendini yedirmesi gerekir ki içindeki tohumlar sonra dışkıyla başka yerlere atılsın ve o tohumlar yeni birer biber bitkisine dönüşsün.

    o halde biber kendisini yayarak ona fayda sağlayacak hayvanları neden kapsaisin ile rahatsız ediyor?

    bu çelişkinin sebebini abd’li araştırmacı joshua tewksbury’nin arizona’daki çalışmaları sayesinde öğreniyoruz. tewksbury, kendisinden önce yapılan çalışmalardan görüyor ki memeli hayvanlar biberin lezzetinden rahatsız oluyor ama kuşlar olmuyor. bunu kendi de sınayarak hem doğada hem de laboratuvarda fare ve sıçan gibi kemirgen memelilerin acı biberlerden uzak durduğunu, kuşların ise acı ve tatlı biberler arasında bir fark gözetmediğini tespit ediyor.

    tabii akla ilk gelen soru, kapsaisinin neden memelileri hedef aldığı… tewksbury, memelilerin sindirim sistemlerinin biber tohumlarına zarar veriyor olabileceğini, bu nedenle biber bitkisinin memelileri uzaklaştırmak için kapsaisin kullanıyor olabileceğini düşünüyor. bu varsayımını sınamak için fare, sıçan ve kuşlara acı olmayan biberlerden yediriyor ve hayvanların dışkılarındaki tohumları topluyor. bu tohumları ektiğinde görüyor ki kuşların dışkısından çıkan tohumlar her zaman gelişerek biber bitkisine dönüşüyor, ama kemirgenlerinkinden çıkanlar parçalanmış ve sindirilmiş olduğundan gelişmiyor.

    yani kapsaisinin işlevi, biber için önemli bir iş gören kuşları rahatsız etmeden, tohumlarını parçalayan memeli hayvanları savmak olmalı.

    --- spoiler ---

    kaynak