lynyrd skynyrd5
profili

  • yüzüklerin efendisi (dizi)

    yayın tarihi açıklandığına göre bilgilerini tazelemek isteyen okuyucular için güç yüzüklerinin tarihine dair bir şeyler karalamak istiyorum:

    arka planında hemen hemen hiçbir edebiyat ürünüyle mukayese kabul etmeyecek zenginlikte bir tarih ve coğrafya ihtiva eden orta dünyanın kadim ve muktedir hükümdarlarını doğru yoldan saptırmak ve şerre hizmet ettirmek amacıyla annatar sauron tarafından ikinci çağ'da dövülmüş yirmi sihirli yüzüğü odak noktasına alan muhtemel başyapıt.

    güç yüzükleri, silmarillerin ve palantirinin yaratıcısı ve "tengwar" yazısının mucidi olan orta dünya'da eşine az rastlanır bir yeteneğe sahip olan zanaatkar ve büyük savaşçı feanor'un torunu lord celebrimbor'un ve önderliğindeki eregion'un elf demircilerinin başyapıtıydı. elfler tarafından toplam on dokuz güç yüzüğü dövüldü ve on altı tanesinin yaratılmasında sauron'un doğrudan parmağı vardı. bunların arasındaki en üstün üç yüzüğü, celebrimbor tek başına yaptı.

    eseri okuyanların bildiği üzere sauron, güç yüzüklerini orta dünya'da kalan elflere hükmetmek için kullanmayı planladı. bunun için, "tek yüzük"ü hüküm dağı'nın ateşlerinde gizlice dövdü ve tüm yüzükleri ve takanları kendi egemenliği altına almaya çalıştı. ancak sauron tek yüzük'ü parmağına taktığında elfler, bu durumdan hemen haberdar oldu ve güç yüzüklerini parmaklarından çıkardılar. bu duruma oldukça öfkelenen sauron, savaş tehdidiyle elflerin karşısına çıkarak yüzüklerin kendisine verilmesini istedi. neyse ki elfler diğerlerine kıyasla en üstün olan üç güç yüzüğünü sakladı. ancak sauron diğerlerini geri alıp irade kuvvetleri zayıf olan insanlara ve cücelere bahşetti. birçoğumuzun bildiği üzere dokuz güç yüzüğü verilen insanoğlu, zamanla sauron'un karanlık hizmetkarına dönüştü. cüce lordlar ise, ölçülemeyecek kadar zengin oldular, ancak sauron'a tabi olmadı. gizemli, değerli değersiz tüm taşları ve kendi halinde yaşayan şeyleri değil de bir ustanın elleri altında biçim değiştirebilen şeyleri çok seven aksi tabiatlı cüceler için bu zenginleşmenin bir bedeli olmalıydı: güç yüzükleri, kendi içlerinde sonsuz tamahkarlığı alevlendirdi ve bu melun, kendi krallıklarının yıkımlarına neden oldu.

    filmleri izleyenlerin de yakından göreceği üzere bilbo baggins, güç yüzüğüne sahip olduğu uzun mu uzun bir süre boyunca yaşlanmıyordu. buna rağmen, daha fazla yaşam elde edemezdi. bunun en önemli nedeni, sauron tüm yüzüklerin başlangıçta ölümsüz olan elfler tarafından takılmasını amaçladığından, bu muhtemelen yüzüklerin gücünün istenmeyen bir yan etkisi olduğu ifade edilir.

    elflerde bulunan üç yüce yüzük, sauron'dan titizlikle gizlendi. bununla birlikte, savaş silahları olarak ya da başkalarına hükmetme aracı olarak yaratılmadılar; amaçları, taşıyıcılarının ikamet ettiği elf topraklarını korumak ve kötülüğü iyileştirmeye ve kötülüğe direnmeye yardımcı olmaktı. ancak hâlâ tek yüzük'e bağlıydı.

    silmarillion'da,cücelere ait yedi yüzüğün, insanlara verilen dokuz yüzükten temelde farklı olmadığı belirtilir. çünkü başlangıçta sauron bu yüzüklerin, onları kontrol edebilmesi için elflerin elinde kalmasını amaçlamıştı. hatta, yüzükteki sihirin erkekleri daha kolay kontrol altına alabileceği ifade edilir. sahipleri üzerindeki etkileri veya onlara verdiği güçler bakımından farklı olup olmadıkları belirtilmemiştir. en çok merak ettiğim konulardan biri de bu aslında. acaba dizide, yüzüklerin sahiplerine nasıl bir güç ve özellik vereceği yansıtılacak mı? gene de sauron, yedi ve dokuz'un yaratılmasına yardım etti. bu nedenle, her bir set farklı olsa bile, güçleri ve kullanıcıları üzerindeki etkilerinin benzer olması muhtemeldir. öte yandan bitmemiş öyküler'de yedi yüzüğün, dokuz'dan önce yaratıldığından bahsedilir.

    dizide yedi yüzüğün, cüceleri sauron'un kuvvetli iradesine boyun eğdirmemesi gerçeğinin, yüzüklerin değil, bu kadim ırkın dirençli doğasıyla ilgili olduğunu belirtmek önemli olacaktır. hatta yedi yüzükten birini kullanan bir insan, muhtemelen yine karanlıkla boyanmış bir hayalete ve hizmetkâra dönüşürdü.

    yüce üç yüzük ise, temelde farklıydı. zira büyük zanaatkar celebrimbor, tek başına çalışarak bu üç yüzüğü sauron'un düşünce çizgisine uymayan belirli amaçlar için yarattı ve sauron onların yaratılışlarınaki gerçekten habersizdi.

    silmarillion'da elflerin başka birçok sihirli yüzük yaptığından bahsedilir. bu küçük yüzüklerin, nihai kaderleri ve güçlerinin tek yüzük"e bağlı olup olmadığı bilinmiyor.

    "three rings for the elven kings under the sky..."

    bu üç yüzüklerden ilki, "ring of fire" veya "red ring" olarak da adlandırılan ve kırmızı bir yakut ve altınla süslenen narya'dır. bitmemiş öyküler'e göre, elfler ve sauron savaşı'nın başlangıcında celebrimbor, narya'yı gil-galad'ın ölümünden sonra mithlond limanlarının efendisi cirdan'a verdi. üçüncü çağ'da ise cirdan, gandalf'ın gerçek doğasını valinor'lu maiar'lardan biri olarak kabul edip, zorlu görevinde yardımcı olması için yüzüğü kendisine verdi. bu yüzük başkalarını tiranlığa, tahakküme ve umutsuzluğa direnmeye teşvik etme (başka bir deyişle, kullananın etrafındaki diğerlerinde umut uyandırma) ve zamanın yorgunluğuna direnme gücüne sahip olarak tanımlandı. cirdan ise, gandalf'a yüzüğü verdiği sırada şu sözleri sarf etti: "şimdi bu yüzüğü al. çünkü emeklerin ve kaygıların ağır olacak, ama her durumda seni destekleyecek ve seni yorgunluktan koruyacak. çünkü bu ateş çemberidir ve bununla, belki de, giderek soğuyan bir dünyada kalpleri eskinin yiğitliğiyle yeniden tutuşturursun."

    ikinci yüzük ise, "quenya" lisanında "nen" kökünden türeyen ve "su" anlamına gelen nenya'dır. nenya'nın mithrilden yapılmış olduğu ve muhtemelen elmas olan bir "beyaz taş" ile süslendiği tarif edilir. bir diğer adı olan "ring of adamant"ı, bu özelliğinden dolayı aldığı düşünülse de bu fikir, hiçbir zaman belirtilmedi. taşıyıcısı galadriel olan nenya, yıldızlarınki kadar bir parlaklığa sahiptir. frodo baggins yüzük taşıyıcısı olduğu için bunu görebilirken, samwise gamgee, galadriel'e sadece "parmaklarının arasından bir yıldız gördüğünü" söyler.

    nenya'nın gücü muhafaza etmek ve korumaktır. muhtemelen kötülükten gizlenme idi. zira lorien hakkında "burada kötülüğü topraktan uzaklaştıran gizli bir güç var" deniyor. gene de, herhangi bir savaşta yıkıcı bir güce sahip olmadığı ifade edilir. açıkçası yüzüğün güçlerine dair tüm bu özelliklerin, dizide nasıl işleneceğini oldukça merak ediyorum. nenya tarafından korunan lothlorien'in, bizzat sauron saldırmadığı sürece düşmeyeceği söylenir. galadriel bu güçleri lothlorien'i yaratmak ve bekası için kullandı, ama aynı zamanda denize ve ölümsüz topraklara geri dönme arzusunu da artırdı. tek yüzük'ün yok edilmesinden ve sauron'un yenilmesinden sonra, gücü diğer güç yüzükleri ile birlikte kayboldu. galadriel, nenya'yı ölümsüz topraklar'a götürdükten sonra yüzyıllardır yaşayan olağanüstü mallorn ağaçlarıyla birlikte lorien'in büyüsü ve güzelliği de soldu ve yavaş yavaş nüfusu azaldı. hatta arwen, burada öldüğünde lothlorien terk edilmiş ve harap olmuştu.

    üç yüzüğün en yücesi ve büyüğü ise vilya'dır. sauron eregion'u harap ettiğinde vilya, narya ile birlikte lindon'daki elf kralı gil-galad'a gönderildi. yüzüklerin dağıtımı sırasında gil-galad noldor'un yüce kralı olduğundan, üç elf yüzüğünden en güçlüsüyle ilgilenmek için en uygun kişi olduğu düşünülüyordu. son ittifak savaşı'ndaki (war of the last alliance) ölümünden sonra yüzük, üçüncü çağ boyunca elrond tarafından taşındı.

    elflerin diğer iki yüzüğü gibi, vilya da mücevherliydi. sahip olduğu "safir yüzük" ve "mavi yüzük" unvanlarına atıfta bulunan altın bir şeritte büyük bir mavi taş ihtiva eder. vilya'nın kesin gücünden söz edilmiyor. gene de narya ve nenya'nın güçlerine sahip olduğu belirtilir. bunun dışında elrond'a öngörü kazandırdığı düşünülür.

    "seven for the dwarf-lords in their halls of stone..."

    yedi güç yüzüğü verilen cüceler ise, bunları efsanevi hazinelerini kurmak için kullandılar. bu azametleri, daha sonra tamahkarlıklarını alevlendirip ejderhaları cezbederek krallıklarının çöküşüne neden oldu. öte yandan, bu yüzükler kendilerini görünmez yapmıyordu. iradeleri ise, yüzüklere karşı - merak uyandırıcı bir şekilde - güçlüydü. özellikle cücelerin yedi babasının en büyüğü olan yüce durin'in soyundan geldikleri düşünülürse... zaten silmarillion'da ifade edildiği üzere, diğer ırklardan farklıdır. başlangıçları, doğaları farklı olsalar da kötü yaradılışlı değillerdir. gene de kendi rızasıyla düşmana hizmet edenleri vardı; lakin bunların sayısı oldukça azdı. yüzük savaşları sırasında dört yüzük ejderha ateşi tarafından yakılıp kül edildi. geri kalanlar, sauron tarafından ele geçirildi.

    bu yedi güç yüzüğün arasından en güçlü ve yüce olanını, cücelerin yedi babasının en büyüğü olan; doğrudan yüce durin'in soyundan gelen durin iii taşıyordu. bu bakımdan kendi lisanları khuz-dul'u bir hazine gibi koruyan ve kendi gizli ve iç isimlerini hatta gerçek isimlerini, bırakın yabancı ırklara söylemelerini, mezar taşlarına dahi yazmayan bu kadim, gizemli ve son derece cesur ırkın, dizide layıkıyla aktarılmasını umut ediyorum.

    "nine for mortal men doomed to die..."

    tolkien'in epigrafında yer alan ve insanların kaderine atıfta bulunan bu söz o kadar çok anlam ifade ediyor ki, insanların kutsanmış diyarlardaki elflerin ölümsüzlüğüne olan kıskançlığı büyük numenor'un (land of gift) yok olmasına neden oldu.

    dokuz yüzüğün insanlar üzerindeki etkileri her birinin büyük güç ve zenginlik elde etmelerinin yanı sıra; güçlü büyücüler olmaları ve sonsuz yaşama sahip olmalarıydı. ancak bir süre sonra hayat onlar için dayanılmaz hale geldi ve yüzükleri taktıklarında genellikle sauron'un sanrılarını gördüler. insanın doğasına ve kötülüğe karşı koyamama yetersizliğinden dolayı, birer birer sauron'un kontrolü altına girdiler ve sadece sauron'un emrini yerine getiren hayaletler haline geldiler. sauron'un gücü zayıfladığında, karanlık hizmetkarları da güçsüz bir duruma geliyordu. dizide, bu dokuz hizmetkarın bir araya nasıl geldikleri, meziyetleri vs. ayrıntılı bir şekilde anlatılır, umarım. en önemlisi cadı kral öldürüldüğünde tolkien, onun bir yüzük taktığını tanımlamaz. gandalf ya da aragorn ise daha sonra yüzüğe ne olduğu konusunda endişelerini ifade etmez.

    ""one for the dark lord on his dark throne..."

    ve tek yüzük... bu, başlı başına bir yazının konusu olabilir.

  • thor ragnarok

    resmi fragmanında fenris'i(büyük siyah kurt), korg'u, surtur'u ve sonunda thor'u kadim zamanlardan kalma asgard güçleriyle (odinforce) gördüğümüz yapım. bana kalırsa sinematik evren'de karakterlerin yaşadığı bu önemli değişimlerin nedeni sonunda thanos'la yüzleşecek olmalarıdır. hulk'ın artık konuşabilme yetisini keşfetmesi de buna dahil.

  • smaug vs balrog

    kimin kazanacaığından ziyade bu iki türün kendine has niteliklerini temel alırsak şöyle bir karşılaştırma olur, sanırım:

    ancalagon'un soyundan gelen ve 200 yıl boyunca hiçbir meydan okumayla karşılaşmayan smaug'a, orta dünya'da sadece cüceler karşı gelebildi. balrog gibi ateş ve karanlıkla boyanmış bir kötülükle karşılaşan gandalf'ın ise o anki çaresizliği ve umutsuzluğu yüzüne yansımıştı. içi, korku ve çaresizlikle dolan gandalf, balrog karşısında ne yapacağını bilmiyordu, ta ki khazad-dum köprüsünde onunla yüzleşene dek. ian mckellen, bu bakımdan filmde müthiş bir performans sanatı sergilemişti.

    bilindiği üzere smaug uruloki'lerin ateş soluyan son büyük ırkıdır. dev kanatları sayesinde angalacon kadar olmasa da fırtınalar yaratabilirdi. balrog'lar hakkında merak edilen en önemli konulardan biri ise, kanatlara sahip olup olmadığıdır. her ne kadar basit bir soru gibi görünse de cevaplaması oldukça zordur. bu konuyla ilgili şimdiye dek net bir açıklama yapılmış değil. tolkien'in kitabında da ifade ettiği gibi, kanatlarının olduğu kanaatine varılmış. "his enemy halted again, facing him, and the shadow about it reached out like two vast wings." keza the lord of the rings the fellowship of the ring filminde de görüleceği üzere buradaki balrog, kanatlı bir şekilde betimlenmiştir. peki kanatları olmasına rağmen uçabiliyorlar mıydı? işte asıl soru bu!

    şaka bir yana! asıl tartışma ve sorulan sorular, bu ifadelerden sonra başlamaktadır. zira yukarıda, balrog'ların belli belirsiz bazı silüetlerden tekvin edildiğini yazdım. bu silüetler veya gölgeler, tıpkı alev gibi farklı formlara giren ve zorlukla seçilebilen biçimlerdir. sıkı j.r.r. tolkien okuyucularının yorumları , kanatlarının, vücudunu sarmalayan söz konusu silüetler ve gölgeler tarafından oluşturulduğu yönündedir. bundan ötürü "gerçek" kanatlara sahip olmadığını savunun muhalif kişilerin değerlendirmeleri de pek makuldur.

    balrog'lar nam-ı diğer valaraukar'lar, birer maia oldukları için büyü ile alevlerden muhtelif silahlar yaratabilmektedir. silah yapmaları dışında, diğer yetenekleri gibi büyük gizeme sahiptir. zira gandalf the grey'in de ifade ettiği gibi, balrog karşısında kılıç ve ok gibi normal ve sıradan silahların hiçbir işe yaramadığı bilinmektedir. gandalf, durin'in felaketi ile dövüşürken bir gondolin kılıcı olan glamdring'i, büyü ile kullanmıştı.

    smaug ise kibirli, doyumsuz, altınlara karşı bastırılamayan, sönmeyen bir arzu ve bununla birlikte benliğinden ötürü alaycı bir mizaca sahip olan ejderhadır. gür sesiyle sürekli olarak kendisini sena eder ki, bu durum zaafını itiraf etmesine dahi müsaade etmez. kendisini orta dünya'daki diğer ejderhalardan ve antagonist karakterlerden ayıran bir diğer önemli nokta ise, kötülükten ziyade hazinelere karşı ihtiraslı ve amansız zaafları ve kişisel kibiridir. filmde de görüleceği üzere, dağaltı krallığını altınlar ve diğer hazineler için düşürmüş ve burayı hazinelerle istifleyerek muazzam bir yatağa dönüştürmüştür. öyle ki, kendisi rahatsız edilmediği sürece orta dünya'da bir tehlike oluşturmuyordu. bu bakımdan dikkate değer bir karakterdir. keza balrog'da uyandırılmadan önce o da herhangi bir tehlike arz etmiyordu.

  • carles puyol

    akılda hoş anılar bırakan efsane:

    https://fbcdn-video-e-a.akamaihd.net/…a8fccdb792925

  • yaran facebook durum güncellemeleri

    "sigara kullanmadığım için tam 3 saat 47 dk otobüs bekledim amk. allahtan durağa biri geldi sigarasını yaktı da yarısında otobüs geldi."