crazypumpkin1
profili

  • 23 ekim ayağımı kaybetme riskimin olması

    son edit editi:
    https://eksiup.com/p/g6276663wjy2
    https://eksiup.com/p/t42766658bkr
    bu bir sistem eleştirisidir. en çok da bu gibi insanlara; " eğer sakat kalırsan daha çabuk atanırsın" diyen insanlara(!) gelen bir eleştridir.

    son edit: bir ekşi yazarı arkadaşımız önerisi ile özel bir hastaneye gittim. doktor cam kesiği olduğu için röntgen ve mr istedi. neyseki içinde cam yokmuş. sonuç olarak enfeksiyon olduğu düsünüldü ve iki farkli antibiyotik verildi.

    şimdi sorun burada başlıyor; olay benim canımın tatlıliğı değil devlet hastanelerinin rezilliği. çünkü ben olası bir ciddi durumda tedavi olamayacağımı anlamış oldum.
    neler mi olabilirdi? gerçekten aşil tendomum zarar gormüş olabilirdi, damarımda sorun olmuş olabilirdi, içinde cam kalmış olabilirdi! şimdilik enfeksiyon.
    soruyorum size; devletin tanıdiğı bu hakkı kullanamamak çok üzücü değil mi?
    tedavi olamamak?
    çünku ben olamadım. diyorlar ki polikliniğe gitmemişsin ama okuduğunuzu anlamıyorsunuz.
    ben asil tendonun ne olduğunu bile bilmiyordum. gazi mustafa kemal paşa hastanesindeki doktor o zarar görmuşe benziyor diyene kadar. ve beni acile yönlendiren de oydu.
    diğer tarafta ise acilde pansuman bile yapmaktan aciz hemşireler ve acaba dikişim kapanmış mı? sorusuna bile alamadığım bir cevap var.

    param yoktu arkadaşlar özele gidememiştim. ve yine durumun ciddi olabilecegini acilde normal 2 günde bir yaptırdığım pansumanımı yaptırırken söylediler. yani ben günlerce beklemedim. sadece bilmiyordum!
    aileme haber vermedim telaşlanmasınlar diye. daha yeni konusma fırsatım oldu.
    ya benim anne babam olmasaydı?
    ya benim param olmasaydı?
    ya bu entry de gercekten ihmal yüzünden kaybettiğim bir ayak olsaydı, daha mı mutlu olacaktınız?
    özelime o kadar mesaj geldi ki kimilerinde gözlerim yaşardı, kimilerinde gercekten ne kadar iyi insanlar var dedim.
    devlet hastanelerinde herkesin benzer bir anısı olmuş nerdeyse.
    çok üzüldüm arkadaşlar, çaresiz hissettim. orada o insanların hepsinin çare arayan bakışlarında, bekleyislerinde gördüm çaresizliği.
    hepiniz aylık 30 bin kazanıyorsunuz ama biz kazanmıyoruz. ve kısmi olarak yasam hakkımız elimizden alınıyor. belki bu doktorların, hemşirelerin suçu değil.
    peki ama devlet nerede?
    bu yeni bir sorun mu? tabi ki hayır.
    allah parası olmayıp buralara düşenlere yardım etsin gercekten de çaresizliği ve korkuyu iliklerime kadar hissettim.
    " özele gideceksin devlette bakmazlar sana" bence bu hepimizin ettiği cümle bir utanç kaynağı.
    son olarak; herkese çok ama çok teşekkur ediyorum. eksideki o aile sıcaklığıni hissettirdiğiniz için minnettarım.

    merabalar öncelikle ben 21 yaşında ingilizce bölüm okuyan gencecik bir kızım.
    10 gün önce ayağıma geçirdiğim kaza sonucu cam girdi. birisi tehlikeli bir bölgeden olmak üzere bir çok kesi var ayağımda.
    ilk mudehale konya selçuk universitesi tıp fakultesi hastanesinde oldu. ve rezillikler burada başladı diyebilirim;
    ayağımın topuk kısmına yakın kesi ( topuk yukarısındaki çıkıntılı kemik ile topuk arasında) biraz derindi ve çok acıyordu. fakat ben bunu doktorlara anlatamadım. daha doğrusu buradaki doktor adaylarına. ilk önce ağlaya ağlaya ambulanstan indirildiğimde acilde bulunan hekim bana; kocaman kızsın ne bu ağlamak diyerek bağırdı.
    olayın şoku ile kendimden geçmiştim malesef.
    dikiş masasına bir tane öğrenci kardeşimiz yatırdi beni. öndeki dikişimi bitirdiğinde yanındaki diğer arkadaşına sen dikersin dedi eldivenlerini çıkartıyordu. arkamdaki kesik ise tamamen açık. diğer kız da pek istekli değil dikmeye. dedim ki sen başladın sen bitir lütfen. saolsun kirmadı beni.
    merak ediyorum öğlen iki gibi neyin yorgunluğu. tamam yorgunsundur anlarım ama birazıni dikip, birazını dikmemek nedir? bunu da anladım tamam. hiçbirşey gözüme batmıyor çünkü ölürüm heralde diye düşünüyorum.
    daha sonrasında eve yollandım fakat ağrılarım geçmedi. öyle ki ara ara dikiş yerlerimde kramp gibi acılar saplanıyor, geceleri ağrıdan uyuyamıyordum.
    ayağımın üst kısmındaki dikişte hic bir sorun yoktu, fakat alt bilek kismındaki pansumanlarda dokununca bile beni öldürüyordu. 2 günde bir, her pansumana gittiğimde. bakın burası çok acıyor, ağrıyor, bazen şişiyor dedim. kimse umursamadı. normal denildi.
    her gittiğimde farkli yapıldi pansumanım, birinde sargı sarıldı, birinde bant yapıştırıldı. beni doktor görebilir mi dediğimde ise ben doktorum zaten deyip gülündü yüzüme.
    ben buradan bir şey çıkmayacağını anlayınca ve ordaki acildeki bir doktorun suratıma bakmadan sinirde ezik olabilir demesi üzerine ertesi gün apar topar ankaraya gittim.
    daha iyi ilgilenirler ümidi ile. ( konyayi tam bilmiyorum fakat ankarada 1 yıl yaşamıştım.)
    gittiğim hastane gazi mustafa kemal paşa idi. sakin olduğu ile ilgili yorumlar okuyunca oraya gitmeye karar verdim.
    uzun uğraşlar sonucu hastaneye gittiğimde doktorun rengi değişti tabiri caizse. 10 gündür üzerine basmayı bırak ara ara ağrıdıgıni soyledim.
    doktor gördüğünde ayağim davul gibi olmuştu.
    üzerindeki damarlar morarmış yer yer. hissizlik baslamıştı. evet bu beni en çok korkutan şey oldu.
    hissedemiyordum ayağımın serçe parmak kısmını.
    boncuk boncuk terliyordu ayağım.
    dikiş yerlerim sancıdan beni öldürüyordu.
    ordaki doktor bana bunun aşil tendom kesisi olabileceğini söyledi ya da oradaki damarda bir hasar var dedi. ben buna bir şey yapamam gazi universitesi hastanesi aciline gidin deyip yolladı.
    tabi ben ağlama krizi geçiriyorum ayağımı kaybedeceğimi duşünerek.
    buraya geldik. acile aldılar bizi.
    ordaki hemşire bizi alamayacağını çok yoğun olduğunu söyledi.
    dedim ki ayağım böyle böyle. diğer doktor beni buraya yönlendirdi.
    bana dediği şey sen bana bağırıyor musun. ( o an acım olduğu için haliyle yuksek tonda ama aynen bu şekilde hiç bir saygısızlık olmadan söyledim.)
    dedim ki benim ayağım bu sekilde. neden size bağırıyım ben ayağimı düşünüyorum.
    kadin bizi almadı sıraya.
    bir otele gittik artık iyiden iyiye ayağımdaki uyuşma yayılıyordu.
    daha sonra çile çeke çeke konyaya döndüm. bunu yatağımdan yazıyorum.
    https://eksiup.com/p/f8274935y9hb
    https://eksiup.com/p/er275714dc9v
    https://eksiup.com/p/dn275870hisa
    https://eksiup.com/p/ht2758712ben
    ayağim bu haldeyken beni geri çevirdiler. bir tani koymadilar. 10 gündur acildekilere diretmene ragmen pansuman yapıp yolladılar.
    ben bu ayağımı kaybedersem sorumlusu kimdir?
    biz it miyiz hayvan mıyız da devlet hastanelerine gittiğimizde bize hayvandan aşağı davranılıyor.
    her şey para mı?
    sağlık bu bir insan hayatı! bir insan ömrü.
    öğretmen olup öğrencilerime yapacağim egitimleri, etkinlikleri, süprizleri düşunürken
    bir baskası yuzünden hayallerimden olmam reva mıdır?
    işini cok guzel yapan hekimler var ve tabi ki de olmaya devam edecek.
    her mesleğin insanlığa bir katkısı olduğunu düşünüyorum. fakat doktorluk ve öğretmenliğin ayrıca kutsal olduğunu düşünüyorum.
    bu entryim tamamen yasadığım çaresizliği ve ayağımı kaybetme ihtimalimin korkusu ile yazılmıştır.
    (başlık dikkat çekme amaçlıdır)
    edit: arkadaslar ben bunu ağlayarak yazdim. şuan evde dinlendiriyorum ayağimı. birinci fotograf normal şişligi ikinci fotograf artik en son hali ayağimin.
    yarın ozel bir hastaneye gideceğim. iyi dileklerini ileten yazarlara çok teşekkür ederim. aslinda devlet hastanelerin durumunu yazmak istedim ve de aramızda bir doktor varsa bir tavsiye verir belki diye duşündüm ki yardımcı olmaya çalışan doktorlarımiz oldu çok sagolsunlar.
    bu entryi bir hayatım nasıl karardı entryisi olmaz umarim. yarın yeniden paylaşacağim durumunu.
    çok özür dilerim yazım hatalarım için.

    ikinci edit: cevap veremediğim yazar olduysa kusura bakmasın, onu sevgi ile kucaklıyorum. goz yaşlarımı gülümseme ile birleştirdiğiniz için tesekkür ediyorum.
    tırnak kırılmasına benzeten yazarlar için dikişlerimin de resmini koyacagım. asil tendom kesisini bir araştırsınlar onlara önerim.
    hergün merve boluğur, seyma subası başlıkları açılıyor burada. sizin de paranız olmasın da bu hallere "düşmeyin". hayır çünkü cok zor.
    bugün avuç içlerime kadar morardı ellerim, değneklerimi tutmaktan.
    bilmiyordum. okula gidemiyorum 10 gündür ve arkadaşlarım mesaj atıyor. ailem çok farklı bir şehirde yanlarına gidemiyorum, tuvalete bile yardım olmadan gidemiyorum, ayağımın belli bir kısmıni hissedemiyorum ve buna rağmen doktorlar tanı bile koymadan eve dönmek zorunda kalıyorum. çok korktum. gerçekten ayağımi dahi kaybedebileceğimi düşündüm. başıma daha önce böyle bir şey gelmemişti. aslında bunu da siz kötu kalpli yazarlara değil diğer burayı okuyan arkadaşlar için yazıyorum.
    eğer paranız yoksa, devlet hastanelerinde bu gibi durumlara düşebiliyorsunuz malesef.
    yazar arkadaşlar saolsunlar ayağimı kaybetme gibi bir durumum yokmuş fakat uzun bir tedavi sureci beni bekliyor olacak anlaşılan...
    yarın gidip göreceğim.