kız arkadaşınızın mini etek giymesini kabullenemiyorsanız mini etek giymeyen, kendi kafa yapınıza uygun kişileri hayatınıza alın. ne siz üzülün, ne de karşınızdakini üzün. zira uzun vadede bu kısıtlamalar taraflardan birini mutsuz etmeye başlayacak. ya er kişi daha çok alana müdahale etmek isteyecek, ya da bir süre sonra sevdiceği isyan bayrağını çekecek.
ilişkide karşılıklı saygı ve güven en güzelidir.
kafamda delii sorular7 profili
-
kız arkadaşın mini etek giymesine izin vermemek
-
yakından görülen en ünlü kişi
(bkz: kubat)
en ünlü değil ama farklı bir anı. yıllar yıllar önce lisedeyken, okuduğum ilçeye konsere gelmişti. başkanlık tarafından kubat'a çiçek verilecekti, o çiçeği benim vermem istendi. sahneye çıktım, çiçeği bir kenara bırakıp elimi tutup "işte benim çiçeğim geldi" demişti, sonrasında da sımsıkı sarılmıştı. tek hatırladığım vıcık vıcık ter. sonra bir süre okulda "kubatın çiçeği" diye çağırıldım*. -
ekşi itiraf
aşka olan inancımı kaybettim be sözlük..
kanser olan bir arkadaşım, sevdiği ve sevildiği kişi tarafından kanser olduğu için terk edildi. söylerken hiç çekinmemiş, en ufak bir tereddütü olmamış: “ben kanserli birisi ile hayatımı sürdüremem” deyivermiş bir çırpıda. arkadaşım ise sessizce ama gururla yolculamış, ne git ne de gitme.. hiçbir şey söylemeden gidişini izlemiş. geldi, omuzlarımda ağladı hem de hıçkıra hıçkıra! o ağladı, ben ağladım. yeni yeni çıkan saçlarını okşadım, hep mi ipekti saçları? sımsıkı sarıldım.. kelimeler düğümlendi boğazımda, sarılmaktan başka bir şey gelmedi elimden..
ne ara kalplerimiz bu denli kötüleşti? ne ara bu denli acımasız olduk? anlamıyorum sözlük, insanları anlayamıyorum.
aşka olan, insanlara olan inancımı ve güvenimi kaybettim sözlük.. -
ekşi itiraf
75 yaşında çapkın, nevi şahsına münhasır bir dedem var.
dedem ve annanem birbirine çok aşıktı. yaklaşık 1,5 sene önce annenem vefat edince biz dedem de üzüntüden 2 ay içinde ölür diye düşünürken, efenim adam küllerinden yeniden doğdu. cenazenin üçüncü günü “yalnızlık çok zor ühühüh ben evleneceğim” diye küçük emrah moduna girdi. dur dede aman n'apıyorsun, ne ediyorsun dedik, lakin söz dinletemedik. bizim anka kuşu o gün bugündür hatun kovalıyor. bu uğurda başına gelmeyen kalmadı*. travestilerin ellerine düştü, evlenme vaadiyle kandıran dolandırıcılar tarafından mimlenmiş bir sürü para kaptırdı*, daha neler neler. önüne gelene evlenme teklif ediyor. bir de romantik hiççç sormayın; şarkılar, şiirler*.
yeni biri ile tanışmış, 55 yaşlarında bir kadın. kadının çocukları evlenmesine izin vermemiş, benim para avcısı dayım da mal mülk gidecek diye izin vermiyor*. bizim iki çılgın ne yapalım, ne edelim diye düşünürken akıllarına dahiyane bir fikir gelmiş: biz ayrı gayrı yapamayız deyip kaçmaya karar vermişler*. hadi dedem deli, biz alıştık çapkınlıklarına da teyze sen 55 yaşındasın, bu neyin sevdası? nereye kaçıyorsun?
bugün kaçacaklarmış bizim çılgınlar ama teyzoş çocuklarını uyutup evden çıkamamış, yarın tekrar deneyecekmiş *.
ben kendime deli derdim, bunu duyduktan sonra kimse kendine deliyim demesin. bir daha düşünün :) -
hiç aşık olmamış birine aşkı anlatmak
karda donmak üzeresin,
uyumak tatlı geliyor ama
sen öldüğünün farkında değilsin. -
reynmen konserine gidemeyen adamın ağlaması
arkadan gelen annenin sesi:
“oğlum noldu niye ağlıyorsun, oğlum?”
yazık, kadın oğluna bir şey oldu diye endişeleniyor. oğlunuz mal teyzecim, gözüne reynmen kaçmış. -
bir defa gelinen hayatta sabah 8 akşam 5 çalışmak
oku, mezun ol. sabah 8 akşam 5 bir iş bul. evlen. 3 oda 1 salon ev al. koltuk takımı al. her gün o koltuğa oturup aptal dizilerin beynini yıkamasına izin ver. çocuk yap, çocuğun ile ilgilenmekten kendini unut. çocuğunu büyüt, aynı evrelerden geçmesini izle. öl. hayat bu mu?
oysa ki; insanlar sadece öğlene kadar çalışmalı. öğleden sonra da göl kenarına gidip resim yapmalı, felsefe yapmalı, kitap okumalı, tartışmalı. insanlık ancak bu şekilde gelişir. 70 sene insan sabah 8 akşam 5 çalışıp sonunda ölmeyi bekler mi?
kısmi alıntıdır.