uzaklardangelensesler3
profili

  • 30 nisan 2020 covid 19 testimin pozitif çıkması

    üst bilgi: öncelikle şunu söylemek istiyorum; yaklaşık 6 ay önce sözlüğün geldiği kalitesiz durumdan bıkarak sözlüğü bırakma kararı almıştım. ancak şu an ülkemizin de içerisinde bulunduğu süreçten sebeple insanları aydınlatmak gerektiğini düşündüğüm için bu başlığı açmaya karar verdim.

    yaklaşık 10 gün önce bir arkadaşım boğaz ağrısı çektiğini, arabamla onu eczaneye pastil ve gargara almak için götürüp götüremeyeceğimi sordu (bu arkadaşım 28 yaşında erkek, ateşi yok herhangi bir kronik rahatsızlık yok, başkaca da bir semptom da yok). ben de insani olarak tabi ki dedim ve onu eczaneye götürdüm. araçta sosyal mesafe kurallarına uyduk, maskemizi taktık ben aracımı sürerken arkadaşım sağ arka koltukta oturmaktaydı, hatta kendisine bir ara takıldım "pis herif, makam koltuğunda oturur gibi oturma sağ arka koltukta". şeklinde espri yaptım güldük. neyse, eczaneden boğaz pastili ve gargarasını aldık ben de "hazır eczaneye gelmişken maske koduyla maskemi alayım" dedim alacağımızı aldık ve geldik.

    arkadaşım yaklaşık üç gün sonra beni aradı ve covid 19 testi yaptırdığını, test sonucunun pozitif olduğunu imkanım varsa benim de yaptırmamı rica etti.

    ayrıca şunu da belirtmeliyim ki arkadaşım ertesi gün işe gidiyor ve işyerinde iki kişiyle de temasta bulunuyor ve bu kişilerde şu anda covid 19 pozitif...

    ben de bunun üzerine hemen istanbul kartal eğitim araştırma hastanesi'ne gittim durumu anlattım önce sürüntü örneği aldılar daha sonra kanımı aldılar ve tomografi çektiler. benimle ilgilenen doktor tahlillerimin ve filmlerinin temiz olduğunu, ancak mesleki tecrübesine istinaden büyük ihtimalle pozitif olduğumu ve evime gidip dinlenmem gerektiğini söyledi. bugün e-nabız'dan kontrol ettiğinde sonucun pozitif olduğunu öğrendim.

    kanıt

    akabinde ilçe sağlık müdürlüğü'nden arandım ilaçlarımın eve getirileceğini söylediler ilaçlar gelecek diye bekliyorum şu anda. ayrıca aile hekimim aradı uymam gereken kuralları tebliğ etti. şunu da eklemek isterim ki durumu çok ağır olmayanlar haricinde hastaneye yatış yaptırmıyorlar.

    ben arabama biner binmez elimi kolonya ile dezenfekte eder, eve aldığım bütün yiyecek-içecek malzemelerini etil alkol ile dezenfekte etmeden mutfağa sokmazdım. kapı kollarını peçetesiz tutmazdım, hatta peçeteyi attıktan sonra yine hemen elimi dezenfektan ile dezenfekte ederdim. neredeyse obsesif kompulsif takıntılı bir hale dönüşmüştü ben de bu temizlik hastalığı...

    yani bu covid 19 konusunda sosyal mesafeymiş, maskeymiş alınan çoğu tedbir yetersiz kalıyor maalesef... eğer imkanınız varsa kendinizi koruyun; evden dışarı çıkmayın, insanlarla iki metre dahi olsa yakınlaşmayın ve en ufak bir temasta dahi bulunmayın.

    ancak bu şekilde söylüyorum ama halkımızın pek çoğu mecburen yaşamak için çalışmak ve işe gidip gelmek zorunda.

    umarım bu başlık sayesinde birilerine faydam dokunur...

    sağlıklı kalın...

    ekleme: iyi niyet ve temennileriniz için herkese çok teşekkür ederim. çoğu kişi semptomları ve durumumu soruyorlar sağ olun var olun, mesajlara tek tek cevap veremiyorum o yüzden buradan topluca başlığı sürekli editleyerek cevap vereceğim.

    semptom konusu: 27 nisan pazartesi günü akşamında otururken birdenbire bir üşüme geldi ki o gün sahilde bulunmak zorunda kalmıştım ve saçımı da evimde tıraş etmiştim ki (klasik subay traşı kenarlar bir numara yukarılar 3 numara şeklinde) herhalde saçlarımı kısacık da kesmemin de etkisiyle sahilde soğuk aldığımı düşünerek üşüttüğümü sandım. sabah evde ateşimi ölçtüm 39.5'di. salı günü ateşim 38.5- 39 idi. çarşamba ise 37.5 38.5 aralarında gidip gelmekteydi. az önce ateşimi ölçtüm bugün saat 16.56 itibarıyla 36.6 derece. ayrıca 4 gündür gece gündüz terliyorum. hele akşamdan sabaha kadar en az beş kez çamaşır değiştirmekteyim...

    çok hafif şekilde solunum güçlüğü çekmekteyim; nefes almakta biraz zorlanıyorum. yani şöyle tarif edeyim; hani hızlı şekilde koşarsınız koştuktan sonra hızlı hızlı soluk alma ihtiyacı hissedersiniz ya işte benimki de buna benzer ama hafifi.

    ben kolay kolay hasta olmam. beslenmem protein* ağırlıklıdır. kesinlikle poğaça, börek, ekmek v.s hamur işi yemem. tatlıdan uzak dururum ve 3 yıldır da sigara içmiyorum. yıllardır spor yaptığım için bağışıklık sistemimin de güçlü olması sebebiyle covid 19 olabilmem ihtimali hiç aklıma gelmedi. yani arkadaşım bana covid 19 testinin pozitif çıktığını söylemeseydi durumum aşırı bir şekilde ağırlaşmadan doktora bile gitmezdim.

    hastanelerde kolayca test yapılmadığı konusu doğru ancak size şöyle söyleyeyim benim boyum 1.83cm, kilom 84, yaşım 35 ve yıllardır gerek profesyonel gerek amatör olarak fitness, dövüş sanatları v.s pekçok sporla ilgilenmekteyim ancak şu an 10 yaşında çocuk gelsin bana bir araba sopa atar gider zaten hastanedeki doktorlar da benim bu çökmüş durumumu görüp değerlendirip ona göre test yapmaya karar verdiler...

    edit 1: aracımı soranlar olmuş marka model vermek istemiyorum: aracım 4x4 suv sınıfı bir araç yani gayet geniş ve büyük bir araç. bunu belirtmemin sebebi sürücü ve sağ arka koltukta oturan yolcu arasındaki mesafe 1.5metre üzeri. araçta camlar da açıktı...

    gittiğimiz mesafeyi soranlar olmuş; en fazla 5 dakikalık bir mesafeydi.

    kullandığım maske türü soranlar olmuş; cerrahi tıp maskeydi...

    duygu durumumu soranlar olmuş; çok mutlu değilim ama çok da üzgün de değilim. iyileşeceğimi düşünüyorum ama ölmekten de korkmuyorum. şahsen bu hayatta çok çalıştım ve güzel spor arabalara bindim, sağlam motosikletlerim oldu, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı kültür dolu tatiller yaptım, pek çok kaliteli insanlar tanıdım, iyi anılar biriktirdim. güzel kadınlarla beraber oldum* .kısacası güzel bir hayat yaşadığıma inanıyorum. şu an karantinada evimde çalan bir metallica şarkısı gibi to live is to die...

    ayrıca belki birilerinin işine yarayabilir düşüncesiyle akciğer filmi görselini ekliyorum. görsel

    edit 2: sözlüğun nasıl bir çöplüge dönüştüğünü bugün de görmüş olduk çok şükür ve 6 ay önceki sözlüğü bırakma kararımın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlamış bulunuyorum. şurada insanlara bilgi vermek için başlık açmışız milletin dediklerine bak...

    arkadaş ağzımı bozmayacağım... boyumu yazmışım kilomu yazmışım belki bundan beden kitle endeksi hesabı yapıp bir çıkarım yapan olur diye primci demişler... arabam geniş olmasına rağmen bulaş oldu demişim 4x4 arabası var prim kasıyor demişler. bu hayatı galiba sözlükten ibaret sanıyor bazı zavallılar... burada bu başlığı beğenseniz ne beğenmezseniz ne. zaten kadınlarda koşa koşa bekliyorlardı gidelim covid 19 (+) adamın kucağına atlayalım diye.

    insanlar bir dünya mesaj atmışlar duygu durumu nasıl diye duygu durumunu anlatmışız ona da pirimci demişler...

    hey allah'ım... millet deliye hasret biz akıllıya hasretiz.

    edit 3: ilaçlarım geldi görsel

    ayrıca anlattıklarıma kolpa veya hikaye diyen arkadaşlar, bana özelden cep numarasını göndersin önce arayacağım daha sonra whatsapp'tan evimin konumunu atacağım. tek istediğim sadece kapıdan bir kez el sıkışmak ve yanaklarından öpmek. yol masrafları da bana ait; edirne'den hakkari'ye hiç fark etmez. hadi bakalım hodri meydan.

    karı kız düşürmeye çalışıyorsun diyen einstein ve türevlerine de cevabım şudur; ben evli barklı, altın gibi çocuklara sahip bir adamım, bunca yıldır eşimi hiç aldatmadım, bir kez dahi harama uçkur çözmedim*.düşün artık yakamdan diyerek bugünlük sözlerimi tamamlıyorum.

  • ekşi itiraf

    içim acıyor be sözlük;

    bir kaç saat önce istanbul'un merkezi ilçelerinden birinde can sıkıntısından yürüyüşe çıkmıştım. boş boş yürürken, bir çocuk parkının karanlık bir köşesinde sessizce ama hıçkıra hıçkıra ağlayan iyi giyimli, düzgün kılıklı, temiz yüzlü, sinek kaydı traşlı ve kırklı yaşlarının sonunda bir adam gördüm.

    yanına gidip derdini sordum, adını sordum; adı hüseyin'miş. hüseyin abi ıraklı bir türkmen. asıl mesleği oto tamirciliği ama pkk kendisinin ve ailesinin ırak'ta yaşadığı yere saldırmış ve tıp doktoru olan oğlunu öldürmüş . hüseyin abi de milis güçlere katılmış ama pkk'ya karşı girdiği bir çatışmada savaşırken yaralanmış ve tedavisi için türkiye'ye getirmişler. vücudunda şarapnel yaraları, platinler... yeni iyileşmiş.

    hüseyin abi iş bulamamış, iş arıyormuş... eğer yarın öğlene kadar çalışma ve oturma izni belgesini alamazsa onu, eşini ve küçük kızını deport edeceklermiş. ''245 lira param eksik bulamadım hiç bir yerden, eğer bu parayı yarın öğlene kadar yatırıp çalışma izin belgemizi alamazsam beni deport edecekler. dükkanım, evim hepsi kaldı kuzey ırak'ta. pkk hakkımda idam kararı çıkartmış gidersem beni ve ailemi öldürecekler'' diyor konuşurken de gözyaşları sessizce yanaklarından süzülüyordu.

    ben bu yaşıma kadar çok kötü insan gördüm. yani gerçek kötüler; dolandırıcılar, katiller, hırsızlar, sapıklar... bu adam onlardan biri değildi. bu adam ''süreli çalışma belgesi''nin eksik kalan 245 lirasını bulamazsa ailesiyle birlikte ölüme doğru yollanacak bir adamdı.

    kendisinin ihtiyacı olan parayı veriyorum, oto tamircisi bir arkadaşımın da numarasını veriyorum kendisine; çalışsın, işi olsun diye... benden telefon numaramı ya da adresimi vermemi istiyor; ''bunu borç olarak alıyorum, muhakkak geri ödeyeceğim'' diyor''. küçük kızının, eşinin fotoğrafını cüzdanından çıkarıyor ve bana gösteriyor ''hepimizin hayatını kurtardın, kardeşim'' diyor. parmağından gümüş evlilik yüzüğünü çıkarıp bana rehin vermek istiyor borcuna karşılık ''canın sağ olsun abi, dursun sende'' diyorum... tekrar ağlamaya başlıyor ama bu sefer sevinçten...

    245 lira be sözlük, üç cefakar insanın canının ederi bu mu...

    sanki göğsüme öküz oturdu akşamdan beri...

  • gürcistan denince akla gelenler

    timur gürcistan üzerine sefere çıkar. gürcüler ülkenin işgale uğraması ve üzüm bağlarının yok edilmesi tehlikesine karşılık önlem almak isterler. her gürcü savaşçı zırhının veya göğsünün içerisine üzüm bağlarından aldığı bir parçayı saklayıp korur. gürcüler timur'a yenilirler ve timur ülkeyi vergiye bağlayıp geri döner. geri dönerlerken de şarap üretimini engellemek için bütün üzüm bağlarını yok ederler. timur ve ordusu bir kaç yıl sonra gürcistana tekrar geri geldiklerinde ise şarap üretilen tüm üzüm bağlarını yeniden yeşermiş görürler ve buna çok şaşırırlar...

    gürcistan'da halen, halkın büyük bir kısmının evinde kendi ürettikleri en az bir kaç yüz litrelik şarap stoğu vardır. gürcü demek şarap demektir.