sorgulamaya başlamışsanız, o tünele girmişsiniz demektir. artık bunun geri dönüşü yoktur. çünkü sorguladığınız şey bir çocuk masalından bile tutarsızdır. mantıklı bir yaklaşımla din lehine hiçbir şey bulamazsınız.
dinlerin, sadece islam da değil, ne ayrıntılarında ne de temelinde mantıklı bir şey yoktur. "öldürmeyeceksin!" der musa'ya gelen 10 emirde ama çok da durdurmaz ölümleri. bu kadar açık bir emirde bile anlaşmazlık çıkar.
bu eşikte olmak korku verir. kendi kendiniz bildiniz bileli size öğretilen şeylerin bir deli saçması olmasını sindirmek kolay değildir. doğduğunuzdan beri bildiğiniz kadının aslında anneniz olmadığını öğrenmek gibi düşünün. bu size delillerle, tanıklarla kanıtlansa bile inanmamaya uğraşırdınız.
öldükten sonra yok mu olacağız? evet, yok olacağız. tıpkı bizden önce yaşayıp ölen milyarca canlı gibi. buradaki "yokluk" düşüncesi sizi korkutuyor ama o düşünceyi üreten bilinciniz de son bulacak. yani bu durumdan şikayetçi olacak, üzülecek veya acı çekecek hiçbir şey kalmayacak geriye. ölümden sonra yaşam fikri çok uzun zamandır var. antik mısır'da, öldükten sonra geri uyanacaklarına o kadar eminlerdi ki, mezarlarına günlük olarak kullanacakları şeyleri bile koydular ama hepimizin bildiği gibi hala yerinden kalkan olmadı.
bir filmin anlayamadığımız yerde bitmesi gibi. "ne yani bu kadar mı?" diye sorduk. başka bir şey olmalı mutlaka, burada bitemez, dedik. kimi cennet/cehennem kavramını attı ortaya, kimi yeniden ama başka bir kişi olarak dirilmeyi... sonuç olarak anlamsızı anlamlandırmak istedik, ölümsüzlük hoşumuza gitti.
ölümden geri dönmeyi bilimsel olarak deneyenler oldu ama çok uzağa gidemediler. o kafa tasının içindeki et parçası bir kere öldüğünde geriye kesinlikle gelmiyordu. şimdilik böyle ama sonra belki birileri "ölmemenin" çaresini bulabilir.
biliyorum, bunlar insanın midesine oturacak şeyler. tam da bu yüzden insanlar "sonraki adımı" icat etti. bir memeli gibi yaşayıp öleceğimizi kimse kabul etmek istemedi.
sonraki adımın icadı insanları biraz rahatlatsa da çok büyük bir yan etkisi oldu. şimdi değilse de "hesap gününde" mutlaka telafi edileceğini sandı. bir tür ödül/ceza sistemi olduğunu düşündüğünden bazı şeylere razı oldu, düzeltmek için uğraşmak yerine kabul etmeyi seçti. bunun planlı olduğunu, bu olumsuz şeylerin olması gerektiğini düşündü. düşünsenize, herkes alacağını, yaşıyorken almak isteseydi, bu anlayış otursaydı yaşadığımız dünya ne kadar da farklı bir yer olurdu, değil mi?
yok olmayı çoğu insan kabul edemiyor, zaten dinlerin çıkması da bu yüzdendir. bu gerçekle yüzleştiğinde, özümsediğinde artık özgür biri olacaksın. öldükten sonraki yaşama değil, doğduktan sonraki yaşama önem vereceksin.
hollowlife1 profili
-
ateizm eşiğindeki gençlere tavsiyeler