fantasma danza1
profili

  • ekşi itiraf

    işsizlik anıları vol 87213847.

    banka sınavlarından birini atlatıp mülakata kalmışım. mülakat önce grup mülakatı şeklinde oluyor 5-6 aday toplanıp bir olay üzerinde tartışıyoruz, sonra kişilik analizi için test oluyoruz bir hafta sonrasında da kurul mülakatı var.

    grup mülakatı çok uzakta olduğundan sabah 5 gibi kalkmışım hava aydınlanmamış. bir şekilde hazırlanıp, evdekilerden uğur öpücükleri alıp mülakat yerine gittim. grup mülakatı için adaylar ve gruplar belirlendi. ben de kendi grubumla beraber yarım saat sonra mülakata girdim.

    grupta hali hazırda bankacı olan bir eleman, çok gergin iki eleman, bir de güzel bir hatun var. hacı allah var beyaz tenli bu hanım kızı görünce sokarım işsizliğine ya dedim. aşırı derecede tatlı bi şeymişsin sen dedim. kedi canını senin dedim. mülakat başlayınca ellerimize kağıtları tutuşturup hadi tartışın dediler. bu tip mülakatlarda uzlaşmacı olmanız önemlidir. çok çıkıntı olmamanız başkalarıyla tartışırken bile çözüm odaklı yaklaşmanız esastır. ama tartışmaya başlayınca mihriban'ın içinden adeta bir kemal kılıçdaroğlu, bir meral akşener çıktı. herkese muhalefet, herkese ateş ediyor. dedim oğlum yolu yok çekeceksin eğ başını usul usul yürü. ben de dayanamayıp kılışdar modunu açtım, eksik olan karizmamı ise sevgi kelebeğim tamamlıyordu. söylediği her boktan şeye onun yanında saf tutup, girdiğim her söze; "sevgi kelebeğime kesinlikle katılıyorum", "siz haksızsınız ibneler ve size laflar hazırladım" diyerek girdim, "dombilisiniz, taocusunuz. hatta abdülhamit'i savundunuz" diyerek sonlandırdım.

    mülakatı bok etmenin de verdiği gönül rahatlığı ile pıtırcılığımla mülakat sonu birkaç kelam ettik ve gülüşerek yollarımıza dağıldık.

    - chapter 2 -

    nasıl iç kontrolör olamadım gökhan'ın yolu

    gel zaman git zaman 1 hafta çabuk geçmiş, kurul mülakatına sıra gelmişti. ben ise yeşil gözlümü görmek için mülakat yerine 2 gün önc ?! saat önceden gelmiştim. yeşil gözlüm, beyaz tenlim ise mülakatın tam başlama saatinde gelmişti.

    ancak şaşırtıcı şekilde direkt konuşmaya başladık. bal porsuğum özgüvenli olduğunu da gösteriyor iyice dibimin düşmesine sebeiyet veriyor ve mülakat rakiplerinden bir adayı kolaylıkla eliyordu. ikimizin de sırası sonlara doğru olunca neredeyse 2 saat boyunca konuşma fırsatı bulduk. allah var 2 saat boyunca epey güldük, gülüştük pek çok şey öğrendik birbirimiz hakkında. eskişehir'de oturduğunu, benimle aynı fakülteden 2015 yılında mezun olduğunu öğrenince içim burulmuştu. "üniversitede denk gelsem seni bırakır mıydım?" dedim kendime sonra iç sesim cevap verdi: bırakırdın çünkü sığırsın dedi. haklısın deyip hiç itiraz etmedim. sonra bu kızın telefon numarasını falan al dedi iç sesim, bırakma böyle git peşinden kovala dedi. harbiden lan dedim. sonra mülakat sırası ona geldi.

    mülakattan çıktığında ise yanıma oturup mülakatının nasıl geçtiğini anlattı. ben ise bırak şu zırva mülakatı deyip dudaklarına yapıştım. artık çılgınca öpüşme vaktimiz gelmişti. önce ceketimi çıkardı. yok lan bir dk böyle değildi. mülakatının nasıl geçtiğini anlattı, saçma bir magazin sorusu sorduklarından yakındı biraz. sonra gideyim artık dedi. gideyim dediği anda bir parçam da artık onunla gitmişti. çünkü işsizdim amınakoyim. bir buluşma için bile param yoktu cesaret etmek için enerji harcamadım bile. sonra adım okundu ve 20 dakika boyunca hangi memleketli olduğum, neden memleketime gitmediğim, memleketimin önemli yiyecekleri üzerine konuştuktan sonra mülakattan ayrıldım. zaten iç kontrolör ne amk. atanamamış müfettiş gibi. peeeh. bu hikayenin de sonunu bağlayamadım. bok gibi kaldı böyle hay mnskm.