benim bu. övünürüm gayet,haklı sebeplerim var.
lisede sıra arkadaşım ayda bir sevgili değiştirip cafelerde orda burda gezerken ben oturur test çözerdim. o bazen okula gelmez istanbul'a gezmeye giderdi kuzenleriyle keyfi,ben test çözerdim. okulda inek olduğum için arkamdan gülerlerdi ben yine ders çalışırdım. çok durumumuz yoktu, babam test kitabı almak istediğimde çemkirir çok lazım mı diye sorardı. ben bilirdim ki kendi elimden yalnızca kendim tutabilirim. çok şükür tuttum da. okulu dereceyle bitirdim. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birini kazandım. okurken erasmus yaptım, hibe yetmezse diye yine bursumu biriktirip biraz da ek gelirli işlerde çalışıp gönlümce gezdim.
şimdi kusura bakmayın da, ben koç ailesinin kızı olarak dünyaya gelmedim. gelsem de bunun havasını atmazdım o ayrı. ben güzel bulduğum yerlerimin de havasını atmadım. sonradan satın alabildiğim markaların da havasını atmadım. akranlarım benle dalga geçerken kendi çabamla kıçımın üstüne oturup emek gösterip güzel bir devlet üniversitesini kazanmamı, çeşitli projelere katılmamı tabii ki havasını atmak değil de dillendireceğim. tabii ki konusu açılınca kendimle ve başarılarımla gurur duyacağım. çünkü bahsetmek istemiyorum ama herkes gibi benim de çook zor yıllarım oldu. ben tamamen görünmez bir insanken, lisenin son günü yüzüme bakmayan sikiklerin aileleri nasıl dereceye girdiğimi soruyorlardı.
uzun lafın kısası, siz asıl calvin klein donunu göstermezse ölecek insanlara çemkirin. emeğiyle kazandığı diplomayı gösterenlere değil. birinin en azından zamanında farkındalığı varmış çünkü.
cok kitap okuyan kadin2 profili
-
mezun olduğu üniversite ile övünen insan
-
mutsuz bir insana iyi gelecek şey
3 gündür kısmî depresyondayım. aynı zamanda regl mutsuzluğu da var üstümde. yataktan zaruri sebepler haricinde çıkmadım pek. taktım kulaklığı istediğim müziği dinledim. kimse görmediği zamanlarda hıçkıra hıçkıra ağladım. hatta normal zamanlarda da aniden krizim tutar diye yastığımın altına peçeteler gizledim. mesaj yazan arkadaşlarıma canım istemeyince cevap yazmadım. hayatı bir süreliğine durdurdum anlayacağınız.
bazen buna ihtiyaç duyuyor insan. acınız varsa bırakın da yaşayın o acıyı. acıya saygı duyarım şahsen, geldiğinde iliklerime kadar hissetmeye çalışırım. çünkü bazen öyle olması gerekir. bazen çıkmaza girmeniz gerekir, bazen hayatı durdurup etrafınıza bakmanız, sorgulamanız gerekir. bazen 'noldu?' sorularını bile takmamanız gerekir. sadece yatmak mı istiyorsunuz? yatın. sadece ağlamaktan yerlere mi düşmek istiyorsunuz? düşün. sadece karanlıkta mı oturmak istiyorsunuz? oturun.
mutsuz olduğunuzda kendinizi iyi hissetmeye zorlamak daha da geri tepebilir. hayat farklı süreçlerden oluşuyor, o süreçleri hissetmeniz gerekiyorsa gerekiyordur. illa 'hemmmmen mutlu olmalıyım bu normal değil' moduna bürünmeyin. mutsuzluğu da yaşayın geldiyse, yalnızca anormal insanlar mı mutsuz oluyor sanki? insanız şunun şurasında. düştüysek kalkarız.