hazard ratio6
profili

  • tiyatrocu iticiliği gerçeği

    hakikaten inanılmaz derecede iticiler.. herşeyi kendilerinin bildiğini, sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi önemli bir iş yaptıklarını sanmaları, herkese tepeden bakmaları, alkol ve hafif uyuşturucu kullanımını yücelten tarzları ile beni oldum olası irrite etmişlerdir.

  • trabzon'da doktor çiftin kanlı biten takı kavgası

    okul çağında sıkı ders çalışmak ve günün birinde doktor olarak mezun olmak sizi bu toplumun cehaletinden, saçma âdetlerinden, yobazlığından, magandalığından falan kurtarmayacağı için şaşırmıyorum bu tarz haberlere..

  • fatih altaylı'nın tüm ülkeyi açıkça uyarması

    gazeteci yazar fatih altaylı, dış politikada türkiye'ye kurulan tuzağı detaylı bir biçimde anlatmış. avrupa ve abd'de radikal islamcı grupların türkiye tarafından destek görüp, finanse edildiğine yönelik bir algı yaratıldığını söyleyen altaylı, böyle giderse ve bu şeytani plana dur denilmezse türkiye'nin iran benzeri bir hale dönüştürülüp, ambargo yiyerek izole edileceğini ima etmiş.

    avrupa ülkeleri bu grupları sınırdışı ederken ve arap ülkeleri bile oturum vermezken, türkiye'den oturum ve vatandaşlık alabiliyorlarmış.

    yani nato'dan kovulmak, ambargo yemek, haydut devlet muamelesi görmek. galiba başımızdakilerin istediği de bu. vahdettin'in yapamadığını yapıp, anadolu islam cumhuriyeti benzeri bir ucubeyi hayata geçirmek.

    --- spoiler ---

    türkiye’nin şu an dünyada mücadele etmesi gereken çok ciddi bir algı var.

    bu algı adım adım, ağ gibi örülüyor ve türkiye de bu algının oluşmasına bilerek veya bilmeyerek destek oluyor.

    “terörü destekleyen ülke” algısı.

    farklı islamcı grupların türkiye’de kendine güvenli bir ortam bulması, avrupa’dan çıkartılmak istenen bazı radikal isimlerin türkiye’den oturma izni talep etmesi ve türkiye’nin bunlara yeşil ışık yakan ülke gibi görünmesi türkiye’nin dünyadaki algısını bozuyor.

    bunları yaptıkça istediğimiz kadar avrupa’daki terör saldırılarını kınayalım, istediğimiz kadar terör ile islam bir araya gelemez diyelim, istediğimiz kadar terörün her türlüsünü lanetleyelim sonuç değişmez.

    türkiye’nin, türk halkının yüzde 99’unun bu işlerle uzak yakın ilişkisi olmayacağını, bunları desteklemeyeceğini ben bilirim, siz bilirsiniz ama bunu kimseye anlatamayız!

    bunun sonucunda önce siyasi ilişkiler yara alır, sonrasında ticari ilişkiler ve türkiye’ye yönelik yatırımlar durur...

    sonrasını ise düşünmek bile istemem.

    bu yüzden türkiye, bu grupların türkiye’deki faaliyetlerini bir an önce durdurmalı, bunları ülkeden dışarı çıkarmalı ve yenilerinin ülkeye gelmesini engellemeli.

    başta göç idaresi başkanlığı olmak üzere tüm kurumlar bunlardan uzak durmalı.

    “bunlar din kardeşlerimiz” falan diye de kimse bana maval okumasın.

    din kardeşi dediklerinizden neler çektiğimizi unutmayalım.

    hem içerde, hem dışarda.

    şunu da hatırlatayım.

    yukarıdaki yazıdaki fikir bu konuda da geçerli.

    yani zamanında yapmak lazım ne yapılacaksa.

    geç kalınırsa, geçmiş olsun!

    --- spoiler ---

    link

  • beyaz tenli erkek iticiliği

    ülkenin genel tip ortalaması hindistan'a döndüğü için katılmadığım iddia. bir erkek yakışıklı ise beyaz ten avantajdır. yakışıklılık puanını yukarı taşır. hindistan ve bangladeş'de yaşıyormuş gibi esmer görmekten bıktık.

  • gençler artık çalışmak istemiyor

    fatih altaylı'nın köşe yazısında dile getirdiği tespit.

    gerekçe ise kronik yüksek enflasyon, gelecek belirsizliği, düşük maaş gibi sıkıntılar.

    üniversiteyi bitirmiş ve meslek sahibi olmuş çoğu genç çalışmaya değmediğini, elde ettikleri kazancın emeklerine karşılık gelmediğini ve bazı durumlarda çalışmamanın daha karlı olduğunu belirtmiş.

    şöyle demiş fatih altaylı:

    --- spoiler ---

    birkaç gün önce gazetede bir grup gençle oturduk sohbet ediyoruz.

    20’li yaşların ortalarında, üniversiteyi yeni bitirmiş, pırıl pırıl, her şeye rağmen neşeli ve keyifli gençler.

    hepsinin bir işi var.

    kimi 1 kimi 2 yıldır çalışıyor.

    ne yapmak istediklerini soruyorum.

    bir ikisi hariç yanıtları şaşırtıcı:
    çalışmamayı ve evde oturmayı düşünüyorlar.
    nedenini soruyorum.

    “çok daha rahat ve daha az masraflı” diyorlar.

    aldıkları maaşlar asgari ücretin biraz üstü.
    aldıkları ücret iş yerine gelip gitme ve işyerinde yemek masraflarını ve giyim masraflarını karşılamıyormuş.

    “evde oturunca ailemize daha az yük oluyoruz” diyorlar.

    biri “abim 32 yaşında 4 senedir evde oturuyor.

    süper rahat etti. ben de ona katılacağım” diyor.
    ilerde maaşlarının artacağına dair beklentileri yok çoğunun.

    “abi de ki dayandık. şirket batıyor. hop kapı önüne. yeniden iş bulmak zor. bulsan da aldığın maaş yine başa dönüyor. gerek yok çalışmaya” diyor biri.

    bazı arkadaşları partiye kaydoluyormuş. onların iş bulması daha kolay oluyormuş ama daha torpilli bir partili gelince onların da işi garanti olmuyormuş.

    birkaçı şansını yurt dışında denemek istiyor.
    “abi iş önemli değil. üniversite bitirdim ama benzincide de çalışırım. 2-3 bin euro kazanırım” diyor.

    “evlilik, aile kurmak” diyorum.

    hep beraber gülüyorlar.

    “abi ne evliliği. parasız evlilik mi olur.”

    “peki ilişki?”

    “o da yok abi.

    haftada bir dışarı çıkıyoruz.

    iki bira.

    kız erkek aynı kafadayız. seks ortak ihtiyaç.

    yaparız, kaçarız.

    iki bira parasını zor bulan adam nasıl evlensin.

    böyle iyi.”

    “peki bira içmeyenler?”

    “onlar da nargileci.”

    ilginç olan keyiflerinin gayet yerinde görünmesi.

    iki gündür bu çocuklarla yaptığım sohbeti düşünüyordum.

    genç işsizliği olmuş yüzde 27.4.

    asgari ücret yeni olmuş 2 bin 324 tl.

    iş bulmak mı daha iyi yoksa bulmamak mı gençler bunu hesaplamaya çalışıyor.

    dünün sorusu ise “gençler niye evlenmiyor?”

    müesseseye saygı yok diye mi?

    zihinlerinde kaygı çok diye mi?

    --- spoiler ---

    https://m.haberturk.com/…da-sengor-aslinda-ne-diyor

  • erdoğan'ın süvari birliği ve mehterle yemin etmesi

    adam padişah dediğimizde inanmıyordunuz.

    adam sultan üçüncü abdülhamid han.

    abdülhamid 3 tane türkiye büyüklüğünde toprak kaybedip rus ordusu istanbul'u işgal ederken kaçıp ingiltere ve fransa ile irtibata geçmişti.

    ingiltere ve fransa, ruslara istanbul'u tek başına yedirmemek için devreye girmişti. ruslar mecburen geri çekildiler. çekilirken de katliamlar ve tecavüzler gerçekleştirip şehri ateşe verdiler. bazı yerlerde yangınlar tam 1 ay sürdü. rus ordusu çekilmek istememişti çünkü istanbul'u ele geçirmek tarihi rüyalarıydı. ancak imparator emredince mecbur kaldılar.

    rus ordusu çekilirken bir de anıt diktiler. o anıtı atatürk, enver paşa ve mahmut şevket paşa birinci dünya savaşından önce bombalayıp havaya uçurmuştu.

    bu da üçüncü abdülhamid olayım derken ruslara tüm ülkeyi kaptırmaz inşallah. ruslarla el sıkıştıktan sonra parmakları kontrol edeceksin demişler.