lisede bir ilişkim oldu; bir yıl, bir ay ve ondört gün sürdü. ilk ilişkim ve de tecrübesiz birisi olduğum için saçma sapan kıskançlıklar yaptım ve ayrıldık.
ondan sonraki üç sene boyunca hayatımda kimse olmadı; belki benim cesaretsizliğimden, belki yine kıskançlık yapar mıyım endişesinden, belki de tanımlayamadığım bambaşka bir sebepten. ek olarak para karşılığı da ne o dönemde ne de hayatımın geri kalanında kimseyle birlikte olmadım.
üniversiteye başladığımda tanıdım onu. havalıydı, güzeldi, popülerdi ve yaşça benden büyüktü. alttan ders aldığı için birkaç derste aynı sınıftaydık. samimi bir şekilde diyalog başladı ve bende "acaba?" sorgulamalarının başlamasıyla birlikte bir adım atmaya karar verdim.
yedi sene çok güzel bir birlikteliğimiz oldu, çok güldük, çok eğlendik, çok gezdik, çok yedik, çok içtik ve çok seviştik. kavgalar ve tartışmalar da oldu tabi ki de ama onlara takılıp birbirimizi yıpratmadık. ilişki budur diyerek kaptırdım kendimi ve yakın dostlarımdan ve özellikle ailemden gelen birçok nasihati görmezden geldim.
bu kadar uzun süren bir birliktelik sonrası karşı tarafın aile baskısı da kaçınılmazdı tabi ki de. ben daha gezeriz tozarız, keyfimize bakarız derken kendimi nikah masasında buldum ve ne olduysa o imza atıldıktan sonra başladı. benim ailem maddi açıdan çok rahat olmasına ve bize güzel imkanlar (kendi evimiz, arabamız vb.) sağlamasına rağmen, karşı taraf ve ailesinden sürekli bir "neden üzerine bir şey yapılmıyor?" sorgulamaları başladı. afallamıştım, daha önce bu diyaloglara hiç girmemiştim ve çok rahatsız etmişti.
bu durumu biraz kendi içimde sorgularken üzerine çok daha büyük bir sorun eklendi: yalan. gözümün içine bakarak ve yakın zamanda vefat eden bir akrabasını kullanarak bana yalan söyledi ve ben de hazırlıklarına başladığımız çocuk sahibi olmayı ertelememiz gerektiğini ilettim, ipler koptu.
üç senelik bir evlilik sonrasında şiddetli geçimsizlikten boşandık ve herkes kendi yoluna dedik. buraya kadar sorun yok değil mi? hatta güven ile alakalı bir şey de yok. o zaman neden yazdın bu kadar be sığır dediğinizin farkındayım. biraz daha dayanın a dostlar.
boşandıktan dört ay sonra mesaj geldi. "özledim" diyordu, "senden başkasına dokunamadım, kimseyi içim almıyor" diyordu. hatalarını kabul ediyor ve yeniden başlamak istiyordu. ben de kabul ettim ve "görüşelim" dedim. görüştük, yemek yedik ve kaçınılmaz olarak yakınlaştık gecenin ilerleyen saatlerinde. daha sonra bir telefon geldi ve içeri gitti konuşmak için. bu sırada önümde duran şirket hattına bir mesaj düştü "kokunu özledim" yazıyordu. karşı konulamaz bir dürtüyle elime aldım telefonu ve mesajın daha önce hiç kullanmadığını bildiğim facebook üzerinden geldiğini gördüm. yazışmaları dehşetle okudum; tamamen cinsel içerikli, bol fotoğraf paylaşımlı ve evliliğimizden de öncesine kadar gidiyordu. esas şoku ise gelen kutusuna girince yaşadım, birden fazla erkekle bu tarz yazışmalar vardı.
sonuç olarak, boşanalı yaklaşık 4 sene oldu, karşı taraf bu olaylardan üç ay sonra o adamlardan biriyle nişanlanıp evlendi, ben ise sağlıklı bir ilişki yaşayamıyorum güvensizliğimden ötürü. güvenilir erkeklerin başına genelde böyle şeyler geliyor ve kendileri de güvenilmez hale geliyor ne yazık ki.
baya bir uzun oldu farkındayım ama sabah dabah içimi dökesim geldi sanırım, kusura bakmayın sevgili suserler.
konuludram1 profili
-
güvenilir erkek bulmanın çok zor olması