edit: ilk olarak; aile ile aramda herhangi bir bag yoktur. daha once bu tarz basliklarda bulundugum icin yardim istediler ben de
actim. ıkinci olarak dolayli yoldan bana tehdit mesaji bosuna yazmayin, etkilemez! ayrica surekli yazar ve caylaklardan mesaj geliyor; olayla ilgili, bircok kisinin ortak noktasi benzer davalarinin oldugu ve bir sekilde cinayeti isleyenlerin kisa surede tahliye edilmesi.
(bkz: 4 ekim 2016 ruzgar cetinin tahliye edilmesi)
(bkz: sule cet cinayeti)
(bkz: 19 eylul 2017 feray sahin cinayeti)
çaylak bir arkadasin mesaji uzerine bu basligi aciyorum. basligi boyle acmamin sebebi dikkat cekmek amaclidir.
gaziantep-şehitkamil ilçesi 100. yıl parkındaki masalpark yaya geçidinde, 19 yaşındaki ehliyetsiz ve alkollü sürücü mehmet kaplan’ın çarptığı, 35 yaşındaki 1 çocuk annesi zeynep berna atay, olay yerinde yaşamını yitirdi. mehmet kaplan ise tahliye edilmistir. baba bu duruma isyan etmektedir.
yağışlı havada, alkollü ve ehliyetsiz olarak yayaya çarpan ve ölümüne sebep olan 34 bay 376 plakalı aracın sürücüsü mehmet kaplan ise çıkarıldığı mahkeme tarafından, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
edinilen bilgilere göre, olay geçtiğimiz çarşamba akşamı masalpark tramvay durağı yaya geçidinde meydana geldi. metro market istikametinden 25 aralık devlet hastanesi istikametine seyreden 19 yaşındaki ehliyetsiz ve 210 promil alkollü mehmet kaplan idaresindeki otomobil, masalpark durağı yaya geçinden kırmızı ışıkta geçen 35 yaşındaki zeynep berna atay’a çarptı. görgü tanıklarının ifadesine göre aşırı hızlı olan araç, yayaya çarptıktan 120 mt sonra yol kenarındaki bir ağaca da çarpıp ağacı kökünden söktükten sonra, tramvay korkuluklarını da devirip, tramvay hattına girerek durabildi.
berna atay olay yerinde yaşamını yitirirken, araç sürüsü mehmet kaplan, açılan hava yastıkları sayesinde olaydan yara almadan kurtuldu. mehmet kaplan çıkarıldığı mahkemede ikametinin sabit olması, kaçma şüphesinin bulunmaması ve öğrenci olması nedeniyle tahliyesini istedi. mahkeme sanığın adli kontrol şartı ve bulunduğu ikametten ayrılmaması şartı ile tutuksuz yargılanmasına ve tahliyesine karar verdi.
kazada yaşamını yitiren zeynep berna atay’ın eşi mehmet atay mahkemenin verdiği karara itiraz ettiklerini belirterek tepkisine şöyle devam etti;
“sanık 210 promil ile aşırı derecede alkollü. ehliyeti yok. merhume eşime çarptıktan 120 mt sonra bir ağaca çarpıyor ve hava yastıkları açılıyor. 120 mt sonra ağaca çarpmadan dursa karayolları genel müdürlüğü resmi hesaplamalarına göre hızı 120 km olurdu. oysa araç 120 mt sonra durmuyor ve bir de ağaca çarparak ağacı deviriyor, ardından da tramvay yonuna girip durabiliyor. bu arada bütün hava yastıkları açılıyor.hava yastıkları 25-30 km hızla çarptığınızda açılır. kazaya karışan araç 120 mt sonra bir de ağaca çarpıp yastıkları açılıyorsa hızı en az 120-140 km demektir ki bu hız sınırının 70 km olduğu yolda aşırı hızdan da fazlasıdır. ayrıca çarpan sürücü yaya geçidi ve kavşağa yaklaşırken yavaşlamak ve önüne çıkan yayayı korna ile uyarmakla yükümlüdür. hepimiz araç kullanıyoruz ve bunları biliyoruz. yeni kanunlarla yaya geçindeki yayalara karşı daha özenli olunması gerektiğinin yasal güvence altına alındığını da biliyoruz. kazayla ilgili gerçekler bunlarken ve biz daha cenazemizi kaldırmamışken, eşimin cenazesi bize gösterilmeyecek kadar ağır bir durumdayken, bütün bunların dikkate alınmaması, sadece sanığın sabit ikametgahı ve öğrenciliği dikkate alınarak adli kontrolle tahliye edilmesi acımızı ikiye katlamıştır. öğrenciliğini mahkemede hatırlayan şahsın, ertesi gün okula gidecekken 210 promil alkol ile direksiyonda ne işi olduğunu sorgulamayı ise komuoyu ve adaletin vicdanına bırakıyorum. yasal hakkımızı kullanarak tutuksuz yargılamaya itiraz ettik. gelecek sonucu bekliyoruz. 6 yaşında annesiz kalan oğlumuza, annesinin ölümüne sebep olan adamın serbest kaldığını söylemek istemiyorum.”
kaynak: http://yenicizgihaber.com/…n-oldurdu-serbest-kaldi/
edit: baska bir yazar arkadasin mesajji. katilmamakla birlikte paylasiyorum.
"hocam senden bir ricam olacak. amacım suçu ya da suçluyu korumak değil. ancak bu şahıs beraat etmesi, cezasız bırakılmadı. sadece türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde bir kişinin suçu sabit olsa dahi tutuklu yargılanma şartlarını sağlamadığı takdirde yargılanıp mahkeme karar verene kadar mahkum edilemez. buna masumiyet karinesi denir. peki mahkeme kararı olmadan tutukluluk hangi şartlarda mümkün? delil karartma riski olduğu, şüphelinin kaçma-kacirilma riskinin olduğu ve buna benzer kanunda tanımlanmış durumlarda hüküm verilmese dahi şahıs tutuklu yargılanabilir. tutuklu yargılama bir ceza değildir, sadece önlemdir. hem davayı, hem mağdurları, hem de şüpheliyi korur. zira mahkeme hüküm vermediği sürece bir şahıs mahkum değil, şüphelidir. suçu işleyen kişinin suç esnasında kamera kaydı olsa ve bütün dünya bunu görüp şahit olsa dahi mahkeme hüküm vermediği sürece her insan şüphelidir. dolayısıyla açtığınız başlıktaki şahıs beraat etmemiş, suçsuz sayilmamistir. bunu yazmamın sebebi şu: okumuyoruz, araştırmıyoruz, galeyana gelmeyi seviyoruz. bu kaza değil, cinayet; nasıl serbest kalır? çok basit: çünkü henüz yargılanmadı. yargılandıktan sonra tutuklanıp mahkum olacaktır. ancak hükme kadar şüphelidir ve mahkeme karar verip suçlu ilan edene kadar masumdur, suçu sabit olsa dahi."
pezeveng3 profili
-
34 bay 376 cinayeti
-
21 haziran 2018 fox tv muharrem ince yayını
“ziraat bankasının görevi çiftçiye kredi vermek, destek çıkmaktır.
medya patronuna 1 milyar kredi vermek değildir. ha verirlerse soğan fiyatı doları geçer” demiştir. -
ptt'nin 100 milyon liralık ihalesi
ptt’nin 100 milyon liralık güvenlik kamerası ihalesini diyanet işleri eski başkanı mehmet görmez’in oğlu burak görmez’e ait firmanın kazandığı ortaya çıktı
edit: ptt'nin ihaleyi stm adlı şirkete verdiği, bu şirketin ise yüzde 5 komisyon ile işi görmez'in oğlu burak görmez'e ait niti firmasına devrettiği belirlendi.
edit 2: bir arkadaş uyarı niteliğinde mesaj attı.
: “ihale için hesaplanan miktar 23.500 kamera ve bedeli de 61 milyon liraydı. sonra kamera adedi 20.825'e düştü ama maliyet 70 milyon 150 bin liraya yükseldi. ptt bu ihaleyi açık olarak yapsa, yüzde 20-30 kırım olur, 35-38 milyon liraya düşerdi. stm hemen 42 milyon ön ödeme alıyor. dışarıdan gelecek her türlü mamulü de ptt üstleniyor. bu sayede ihale 70 değil, 80 milyona verilmiş oluyor.” cihazların garanti sürelerinin 5 yıldan 3 yıla indirildiğini belirten sertel, “bu niti firması kime aittir diye baktık, diyanet işleri eski başkanı mehmet görmez'in oğlu burak görmez çıktı”
edit3:ptt genel müdürü kenan bozgeyik ise iddialar için “yaklaşık maliyetin teknik hesaplama usulleri var, o yaklaşık maliyette size verilen bilgiler yanlış” dedi.
kaynak yazacak arkadaşlara şimdiden söyleyeyim, sizin takip ettiğiniz medya kuruluşları korkudan böyle bir haberi es geçiyorlar. e diğer medya kuruluşları; onlara fetöcü damgası yediği için dikkate almıyorsunuz.