bstncltcs10
profili

  • istanbul'da yaşamayanların hayatı kaçırması

    ekşideki en saçma başlık olabilir.

    doğrusu, istanbul'da yaşayanların hayatı kaçırması olacaktır.

    bakın istanbul şöyle bir yer...
    sıralı tam liste:
    -kaos
    -trafik
    -gürültü
    -kalabalık
    -trafik
    -arap
    -kirlilik
    -trafik
    -keşmekeş
    -trafik
    -arap

  • memorial hastanesi işten çıkarma rezaleti

    üst edit. mesajlar geliyor sağ olun. burada hangisinin daha suçlu olduğuna karar veremiyorum. kurum mu yoksa doktor mu?
    ancak gerçek şu ki, zihniyet bu olduğu sürece bu ülke gelişemez. makam, mevki, prestij ve para bu ülkede diğer tüm şeylerin üstünde ne yazık ki.
    hak, adalet, eşitlik gibi şeyler pek ağırlığı olmayan kavramlar.

    şimdi size güçlünün kazandığı, hakkını gözetenenin görmezden gelindiği, adaletin ve eşitliğin yerle yeksan olduğu bir olaydan bahsedeceğim.

    şişli memorial hastanesinde 2 yıl 10 aydır porter olarak çalışıyordum.
    porterın görev tanımı şu şekilde: hasta transferi, medikal cihazların transferi, numune ve evrak transferlerini hastane içinde gerçekleştirmek.

    kurum içinde görev tanımının dışında işler de dayatılabiliyor. bununla ilgili rahatsızlık da yönetimdeki insanlara iletiliyor ve sorun bu şekilde çözülüyor genel olarak. bu olaylar da genelde hemşirelerle yaşanıyor ve konu uzamadan kapanıyordu.

    memorial hastaneleri idari işler direktörü ile bundan yaklaşık 2-3 ay evvel yapılan toplantıda yiyecek ve içecek taşınmaması gerektiğini, bunun kesinlikle yapılmaması gerektiği konusunda onlarca insanın önünde anlaşılmıştı.

    31 mart*(pazar günü çalışan porter sayısı 6, haftaiçi ise 20 küsürlerde.) tarihinde saat 19:40 sularında detay bilgilerine şuradan ulaşılabilecek olan bingür sönmez isimli profesör doktor, sekreterinden porter amirini arayıp yanına göndermesini istiyor.
    arkadaşımız yanına gittiğinde bir tabak karpuz verip bunu kvc hemşirelerine götürmesini istiyor. arkadaşımız da kırmıyor ve götürüyor.
    daha sonrasında sekreterine tekrar aratıp başka hemşirelere de göndereceğini, bu yüzden tekrar gelmesi gerektiğini söylüyor.

    arkadaşımız, bunun kendisinin işi olmadığını ve bu nedenle gelmeyeceğini söylüyor.
    aradan 5-10 dakika geçtikten sonra hastanenin gece müdürü arıyor ve karpuzların götürülmesi gerektiğini iletiyor.
    arkadaşımız yine aynı şekilde götürmeyeceğini, bunun işi olmadığını, bu konuda bir karar alındığını ve buna göre bunu yapmayacağını söylüyor.
    gece müdürü yanında kim var diyor ve telefon bana geçiyor.
    bana da aynı talep ile gelip götürmemiz için ricada bulunuyor.
    ben de kendisine kişisel algılamamasını, toplantıda yemek taşıma işini yapmayacağımıza dair karar alındığını, bunun bizim işimiz olmadığını uygun bir şekilde anlattım.
    daha sonra telefon başka arkadaşımıza geçti ve o da aynı şeyleri söyledi.
    konu böylece kapandı.

    akabinde son konuşan arkadaşımız kattan yoğun bakıma hasta indirmeye gitti.
    bu arada ramazan ayı içinde gerçekleşiyor bu olay ve iftar vakti neredeyse.

    evlere gittik. akşam yöneticim beni aradı ve detay sordu, ben de olduğu gibi anlattım.

    daha sonrasında meşhur doktorumuz bunu kendisine yapılmış bir saygısızlık olarak görmüş ve hastane yönetimine gereğinin yapılmasını istediğine dair mailler atmış. etrafındaki insanlara da bunu söylemiş.

    15 nisan sabahı yöneticimiz, telefon ile konuşan ilk arkadaş ve benim insan kaynaklarına gitmemiz gerektiğini söyledi.

    karpuz taşımadık da kovulacağımı pek konduramadığımdan savunma isteyecekler diye düşünüyorum ya da en kötü ihtimal haklarımızı verirler ve iş akdini bitirirler diye geçiriyorum içimden.
    her ayın 15inde talep ettiğimiz takdirde maaş avansı yatar bize. bu da sabah 9-10 civarlarında olur.
    bizim avans bir türlü yatmadı. iyice işkillendik haliyle. neyse saat 2 oldu insan kaynaklarına gittik ve bizi istemişsiniz dedik.

    ikimizi de farklı odaya aldılar.
    ik müdür yardımcısı hanımefendi geldi ve neden burda olduğumuzu bilip bilmediğimi sordu. tahminlerim olduğunu söyledim.
    sonra elime bir kağıt verdi ve okuyup imzalamamı istedi.

    kağıda elime aldığımda yer alan ifadeler şunlar:
    -mesai saatlerine riayet etmeme (yalan)
    -verilen işleri yerine getirmeme (yalan)
    -üstlerinin emirlerine uymama (yalan)
    -hastaneyi karalama, kötü gösterme (yalan) zira kötü yönetildiğini düşünüyorum ama bunları da kendi aramızda konuşuyoruz hasta, kurum dışından biri ile değil.
    -hastane içinde taşınması gereken malzemeleri taşımama (yalan)
    vs. vs. iki üç paragraf yapmadığımız, gerçek olmayan şeylerden dolayı iş akdinin haklı fesih edildiğini gösteren bir evrak koydular.

    her satırında güldüm ve ikcı hanımefendiye şaka mı bu, siz ne düşünüyorsunuz diye sordum.
    yorum yapamayacağını söyledi.
    imzalamayacağımı söyledim ve noterden evinize bir kağıt gelecek işiniz sonlandı dediler.

    bu şekilde kovulmuş olduk.
    bir doktorun özel işini yapmadığımız için yaklaşık 3 sene emek verdiğim yerden hiçbir hakkım teslim edilmeden işim sonlandırıldı.

    yaptığım işe aşık değildim bu bir gerçek ama hakkıyla yaptığımda yöneticiler tarafından onaylanıyor.
    böyle bir sebepten kovulmuş olmak insanın gerçekten zoruna gidiyor ve kovarken de iftiralarla dolu bir kağıt önümüze konulup imzalamamız bekleniyor.

    hayret-i mucip!

    doktor beyefendinin yaptığı işe saygım sonsuz. hayat kurtarıyor amenna.
    ama biz statümüz düşük olduğu için neden bu şekilde işten çıkarılıyoruz?

    not, elbette dava açacağım.
    ancak bilinsin istedim.

    edit2: şişli memorial hastanesinin yeri belli. olayı tüm hastane biliyor. herkes de durumun farkında. tek kişinin beyanı değil yani. benimkinden farklı bir şey söyleyen insan yok. doktorun kendisine sorsanız o da kabul edecektir. o yüzden tek kişiden dinledik bir de diğer taraftan dinlemek gerekiyor filan gibi cümleler bu konuda yersiz.

    edit3: doktoru tanıyorum babacan diyenler var. evet öyle biri olabilir. bununla ilgili bir sorunum yok. ama babacan olması, gelio geçerken selam vermesi bizi işimizden etmesini haklı mı gösteriyor onu anlamadım? işimiz olmayan bir işi yapmalı mıyız kurumsal bir firmada doktor iyi kalpli, şeker gibi bir insan diye?

    edit4: hayvan gibi destek mesajı geliyor. çok teşekkür ederim. hayvan demişken, hayvan çiftliği kitabında şöyle diyor george orwell tüm hayvanlar eşittir, domuzlar daha eşit.
    kıps.

    edit5: karpuz taşımak şahsi bir iştir stop. kurumsal bir firmada çalışıyorsanız göreviniz olmayan işleri yapıp yapmamak sizin insiyatifinizde olur stop. ilgili kişi başarılı, mükemmel ve buna benzer tüm sıfatlara sahip olsa da yardım etmek ya da etmemek benim insiyatifimde olur stop. insan, medikal ürün, numune taşıyor olduğumuz, her şeyi taşımamız gerektiği anlamına gelmiyor stop. belki ben karpuz görmeye dayanamıyorum içsel bir şekilde stop. insiyatife kalmış bir sebeple işten bu şekilde çıkarılamazsınız stop. ayrıca ik'da önüme konulan şeylere dair bir tutanağım yok stop. 3 senede tek bir tutnak var o da işe 2 saat geç gelmek stop.

    edit6: bazı soruları buradan cevaplamak isterim. doktoru tanırım. zaten o kurumda o kadar süre çalışıp tanımama imkanı yok. burada takınıdığımız tavır kişiler ile alakalı değil. hoca benden sivilken böyle bir şey istese ben de yaparım, nedir elime mi yapışacak? fakat konu bunun görev tanımımızda olmaması ve bizim kurumsal bir firmada görev tanımımızda olmayan bir olayı yapmayı reddetmemiz.
    taşı ne olacak diyenler var. yahu ölmem elbette ama öncesinde yöneticiyle yapılan toplantıda bu duruma değinilmiş ve taşımayacaksınız denmiş. bunu diyen idari hizmetler direktörü. 30 kişinin önünde söyledi. söylemesinin sebebi de yine böyle bir yemek taşıma durumunun bizim yöneticimiz tarafından kendisine, bakın böyle böyle bir durum var. arkadaşlar bundan şikayetçi vs. şeklinde açıklamasından ileri gelmişti.
    yani siz şunu savunuyorsunuz. bir kere yap bir şey olmaz. e yine olursa? e olsun yap zaten işin taşımak değil mi? taşımak ama yemek taşımak değil. yemek taşımak garsonların iş tanımında olan bir durum.
    ayrıca önemli olan kısım taşımak ya da taşımamakdan ziyade beni ve arkadaşımı haksız* gerekçelerle bir anda işten çıkarmış olmaları.

  • ateistlerin baş sağlığı sözleri

    allah rahmet eylesin.
    allah taksiratını affetsin.
    başınız sağ olsun.
    allah geride kalanlara sabır versin.
    mekanı cennet olsun.
    toprağı bol olsun.

    ateist olması bulunduğu coğrafyanın kültürünü yok sayması anlamına gelmiyor.

    bu tür şeylere inanmıyor olabilir ancak karşısındaki insan ile iletişim kurarken anlayacağı şekilde kurmalı kişi.

    felsefi ya da teolojik bir tartışmada, elbette fikirlerini uygun bir dil ile anlatabilir ancak ölüm/kalım konularında bu hassasiyetin gerekliliği tartışılır.

    büdüt: telefonun azizliği neticesinde taksiratı, tahsilat yazmışım*

  • simit sarayı'nın 60 liralık kahvaltısı

    testis nedir?
    testis nasıl geçilir?

    derdim ama fiyat algımız o kadar bozuk ki şuna 120 tl yazsalar şaşırmam.
    25 tl yazsalar yine şaşırmam.

    kafalar çok karışık!

  • özgür demirtaş'ın 11 yaş seviyesi mantık sorusu

    cevabı yazalım sonra 11 yaş saçmalığına değinelim.

    1'de üç harf var.
    2'de üç harf...
    6'da ise dört harf var yani sonuç 4 olacak.

    ancak buna 11 yaş seviyesi sorusu demek de ahmaklık olur. 11 yaşa uygun demek belki daha doğru.

    zira 11 yaşındaki biri bu bağlantıyı kurabilir çünkü o zamanlar beyinleri düz mantıkla çalışır. "aa bu şu kadar harf yaahu" diyebilir çocuk.

    fakat yetişkin biri matematiksel bir durum için matematiksel bir bağlantı arar. sayı dizisi düşünür, 4 işlem yapar, karesine bakar, yinelemeye bakar vs. ama harf olarak düşünmez ya da kolayca düşünmez diyelim.

    bu soruya cevap veremek 25 yaşında birini 11 yaş zekasından geri yapmaz. yapsa yapsa zaten kurulması tuhaf olan* bağlantıyı kuramamış biri yapar.

    edit. imla

  • evrende yalnız mıyız

    13 milyar yıl evvel başlayan bir enerji salınımı sonucu uzay zaman oluştu.

    bu uzay zaman dokusunda gezegenler, yıldızlar ve karadelikler bulunuyor.

    dünyamızın yaşı 4.5 milyar yıl.
    evren ise bizden yaklaşık 9 milyar yıl evvel oluştu.
    dünyada canlılık daha doğrusu bilinen en eski fosil 3.5 milyar yıl öncesine ait.

    şimdi, 9 milyar yıllık bir aralık, milyarlarca galaksi, sekstilyonlarca gezegen!

    eğer siz, bu süre zarfında evren içinde samanyolu galaksisinin, güneş sisteminde bulunan, minicik bir gezegeninin tek yaşam kaynağı olduğunu, tek canlılık serpintisi olduğunu düşünüyorsanız yarın gidin ve tüm mal varlığınızla aynı numaralara loto oynayın. lotonun, tüm risklerinizi almış ve sadece 6 sayı kullanmış olan size çıkma ihtimali evrende yalnız olma ihtimalimizden çok çok çok daha büyük.

    kanıtlayabilir miyim?
    hayır.
    ancak yalnız olma ihtimalimiz, şanlı fenerbahçe'min şampiyonlar ligi kupasını kaldırmasıyla eşdeğer bence.

  • barış özcan

    üst edit: ne fetoculuğum kalmış, 20 liraya entry giriyor oluşum kalmış, ne yalamalığım kalmış...
    toplu cevap olarak; gerçekten çok salak insanlarsınız yahu.

    (bkz: ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi) buraya da el atmış.

    adam bugün mars'a inen rover'ın canlı yayınını çevirdi lan!
    telsiz konuşmalarını çevirdi.
    neler döndüğünü anlamamızı sağladı yani.
    herkes su gibi ingilizce bilmiyor bu memlekette.
    sırf bu sebeple bile saygıyı hakediyor.

    içeriklerini beğenirsin ya da beğenmezsin ama adam yaptığı işi layığıyla yapıyor.
    şahsen bir keriz olarak memnunum.

    siz yapın sizi de izleyip keriz olalım.

    yeter ki bilgi verin.

    ne nefretmiş yahu, ne çekememezlikmiş.

    tanım: 5 milyon abonesi olan başarılı bir youtuber!

  • yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey

    (bkz: huzur) cidden param yetmiyor. sahil kasabası, ufaktan bahçeli müstakil bir ev ve burada geçirmem gereken 1 yıl!

    ama gel gör ki çalışmak gerek, faturalar filan.

  • survivor 2018 all-star

    herşey bir yana bugüne kadar duyduğum en güzel lakap bu yarışmada takılmıştır.
    yakıştıran yazar arkadaşa sonsuz tebriklerimi sunuyorum.
    bazen aklıma geldikçe gülüyorum da :))

    (bkz: rabbim sedat)

    ulan yaa :)))

  • bu başlıkta yaşımızı belli ediyoruz

    yaşım 29.
    tesekkurler.