ben çok küçükken kooperatiften bir evimiz olmuştu.* fakat ev hem küçük hem de bodrum katıydı sadece eşyalarımızı bile sığdıramazdık sanıyorum, ki 6 hatta zaman zaman 7 kişiydik.
hal böyle olunca zaten kiradayız, babam dedi kiraya verelim üstüne az ekler kendi kiramızı öderiz.
neyse evi verdik kiraya yıllar geçti, ne doğru düzgün kira alabildik ne kar edebildik. dedik kiracıyı evden çıkarıp satalım evi, üstüne para ekler başka bir ev alır kendimiz otururuz. babam aylarca kiracıyı çıkarmaya çalıştı. sonra bir gün evden çıkıp gitmişler sanırım borç da bırakarak, dedim ya küçüğüm daha.
adamlar otururken evi su basmış. ne yapacaklarını bilemeyip "nasolsa bodrum kat anasını satayım" deyip evin ortasını delmişler, su aşağı insin.
evden çıkarken ampulü söken kiracı bana bunları hatırlattı, keşke ampulleri söküp götürseydiler.
sonra babam dünya masraf yaptı o evi elden çıkarabilmek için. çıkardık da. fakat ev alma hayalimize bir türlü kavuşamadık.
babam yıllar sonra köyde başımızı sokacak kadar bir ev yaptı sonunda ama sanırım istanbul bizi pek sevmedi.*
böyle söyleyince çok kötü durumdaymışız gibi oldu ama aksine hiç bir zaman hiç bir şeyimiz eksik olmadı. her zaman saçı en temiz, önlüğü en ütülü, yakalığı en güzel çocuklardık ben de, kardeşlerim de.
saksininardindaki1 profili
-
evden çıkarken ampulü söken kiracı