eğitimi, yarın öbür gün amerikada üniversite okuyabilecek çocukların algısına göre ileri seviye müfredatla daha iyi yapabileceğini zannedenlerden dolayı başımıza gelmiş olan olaydır.
kapasite ve algı farkı olan milyonlarca gencin bünyelerinin alacağından fazlası bilgilerle doldurulmaya çalışılması iyi eğitim aldıkları anlamına gelmez.
hiç bir nedensellik bağı kurulmadan anlatılan ve ne yazık ki kimsede merak duygusu uyandırmayan bu müfredattan çıktıktan sonra biz amerikadaki muadillerimizden sınavlarımızı daha iyi verdik demek olmaz.
ben, fen ve matematikle 24 yaşından sonra ilgilenmeye başlayan bir insan olarak hormonlarımın tavan yaptığı bir dönemde benim ilgi alanlarımla bağdaştırmadan beni heyecanlandırmadan kalk oğlum bu hafta sen anlat konuyu diyen memur zihniyetli öğretmenlerin sonucuyum. ve ne yazık ki onların sayesinde eşit ağırlık tercih ederek şu an hiç sevmediğim bir işi yapıyorum.
bu ülkede eğitim sistemi değişecek eninde sonunda merak etmeyin. çünkü içimizde bunun sonucunu yaşayan ve bunu düzeltmek için uğraşan insanlar olacak. ömrünü buna vakfedecek insanlar olacak. bu ülkenin daha fazla nesil kaybetmesine gerek yok.
edit: öğretmenlerin sonucu derken müfredatın dolayısıyla milli eğitimin sonucu olduğumdan bahsediyorum. yoksa insanların hayatlarına dokunarak onların önünü açan binlerce öğretmen olduğu gibi senden bi bok olmaz diyerek öğrenilmiş çaresizliği gencecik insanların bünyelerine zerk edenlerine de şahit oldum. ben fizik kimya gibi zaten öğrenilmesi zor alanlarda "haftaya bu konuyu sen anlat" diyerek oturduğu yerden maaş alan öğretmenlerden bahsediyorum. ama sonuç olarak şu da bir gerçek ki bu ülkede öğrenmeyi öğretebilecek nitelikte kendini sürekli alanında geliştiren öğretmen sayısı da oldukça az.
objectivetheory1 profili
-
türkiye'nin matematik fen eğitiminde 104. olması