metro grossmarket, carrefour veya migroslardan 50-60tl’ye alip giydigimiz, 2000’lerin ikinci yarisi, 2010’larin ilk yarisini kapsayan muhtesem zamanlar. o donemden sonra giyiminin azalmasinin sebebi nike’in markayi satin alip fiyatlarini artirmasi ve muhtesem ekonomimiz. ayakkabinin fiyati her gecen gun artti ve ulasilmasi zorlasti. bez ayakkabiya o kadar para vermek istemedi insanlar.
dandelion flying away4 profili
-
converse ayakkabı giyilen korkunç dönem
-
geceye bir araba bilgisi bırak
en parasız olduğunuz dönemde, arabanızın benzin de dahil para isteyen bütün ikaz ışıkları yanar!
-
yalnız tipler hasta olunca kim bakıyor sorunsalı
hastalıktan kasıt grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklar ise; kendi kendimize iyileşiyoruz. mesela ben domuz gribini yalnız atlattım. doktora, ordan eczaneye, sonra da yanı başımda terleyince değiştirmek için pijama, su, ilaç ve iki kediyle yatağa. acıkınca yemek sepetinden bol acılı herhangi bir çorba, acılı ekşili uzakdoğu mutfağı, tavuk suyuna şehriye veya et suyuna mercimek tercih ediyorum.
bir keresinde bel fıtığı sebebiyle kitlenip kalmıştım, o kitlenmeyi de; ağlayarak kendimi 4. kattaki merdivenlerden aşağı yuvarlayıp, acilde kas gevşetici yaptırarak açmıştım.
bir keresinde de sakarlığımdan avucumun içine meyve bıçağı sağlayıp, bıçağı çeksem kan çok çıkar mı diyip bıçağı bir türlü çekmeye cesaret edemeyip, bayılacak kadar içimin çekilmişliği var. sonrası yine hastane.
böyle böyle idare ediyoruz işte.
ben de isterim hayatım acıdı mı diyip avucumu öpeni ya da kucaklayıp hastaneye götüreni, grip olunca hiçbir şey yapmasa bile arada ateşime bakıp, saçımı okşayanı... ama bi de şöyle düşünün ya beter ol diyen olursa, daha beter ol, sana bi
şey olmaz domuz gibisin vb.
kendi kendimize iyileşiyoruz. -
evlenemeyeceğim korkusunun başladığı dönem
33’ümden bildiriyorum; “halen yoktur!”
kamu spotu; önyargı öldürür!