"carrefoursa marmara forum mağazasında yaşadığım bir hırsızlık olayından ve sonrasında carrefoursa ile yaşadığım trajikomik ve gerilim tadında süreçten bahsetmek istiyorum. işin trajikomiklik kısmının carrefoursa’nın içler acısı müşteri memnuniyeti ve kelime anlamını bile bilmediklerinden emin olduğum kriz yönetimi politikalarından dolayı yaşandığını altını çizerek belirtmek isterim.
herşey 14 ekim tarihinde çantamın mağaza içersindeki manav reyonunda çalınmasıyla başladı. ‘istanbul bu sonuçta olur böyle’ dedik ve (alışveriş sepetinde taşıdığımız için bir nebze suçluluk duyduk ancak nolursa olsun güvenlikli bir yerde alışveriş yaptığımızı düşünmemiz imiş asıl suçumuz o ana kadar bilmiyorduk)
çantamın çalındığını anladığım an güvenliği bulmak için koşturmaya başladım. sonuçta mağazada güvenlik kameralarının olduğundan o kadar eminim ki, hemen hırsızın eşgalini alıp polise koşacağım aklımca! tabii güvenliği o kadar uzun uğraşlar sonucu bulduk ki o süreç içersinde hırsızlar istanbul sınırını terketmiş olabilir.
neyse, güvenlik arkadaşlar teşrif ettikten sonra bizi kamera kayıtları inceleniyor diye yaklaşık yarım saat oyaladılar. yarım saat sonra ise ağızlarındaki baklayı çıkardılar. neymiş efendim ‘mağazada 97 adet kamera varmış ancak yalnızca manav reyonunu kayıt altına alan tek bir kamera bile yokmuş. ayrıca konuyu çok büyütmeme de gerek yokmuş. çünkü burada hergün bir sürü hırsızlık olayı yaşanıyormuş!’
yani hergün hırsızlık yaşanan bir yer olduğunu bile bile güvenlik kamerası koymaktan aciziz biz demenin farklı bir yöntemiydi sanırım bu. ayrıca hırsızların da bu kameranın olmadığı alanda icraata geçmeleri ne kadar kısmetli şahıslar olduklarına delalet ediyor sanırım (!). çünkü, bunun zaten hırsızlarca biliniyor olmasını düşünmek dahi istemiyorum!
mağazadaki çalışanlarla hiçbir yere varamayacağımızı zaten ‘burada hergün hırsızlık yaşanıyor çok büyütmenize gerek yok’ şeklideki beyanatlarından anlamıştım. ne olur ne olmaz karakola gittim, zabıt tutturdum.
karakolda zabıt işlemini hallettikten sonra marmara forum’a geri döndüm –hani bir ihtimal içindekileri alıp çantamı otoparka bir yere atmışlardır diye- o sırada es kaza marmara forum’un güvenlik ekibiyle karşılaştım ve konuyu dile getirdim. avm güvenliğinin konudan haberi dahi yoktu. ‘carrefoursa güvenliği neden bize haber vermedi?’ şeklinde sorular yönelttiler şaşkın bir şekilde. kendilerine haber verilse en azından ‘giriş çıkışı tutabileceklerine dair yetkileri olduğunu’ belirttiler. onlara haber verilseydi belki avm den çıkamayacak ve yakalanacaklardı. bunu dönüp carrefoursa daki pek kıymetli güvenlik arkadaşlara ilettiğimizde ise ‘böyle bir zorunluluklarının olmadığı’ yönünde sitcom repliği tadında bir cevap ile karşılaştım. güvenlik elemanının zorunluluk ve yetki tanımıyla ilgili bilgi düzeyini varın siz düşünün!
sonrasında dedim ki ‘ben direkt carrefoursa ile görüşüp mağduriyetimi dile getireyim en azından belki bir özür diler ve af maniyetinde bir adım atarlar’. demez olaydım! call centerları, mağaza çalışanarından daha beter! en az 20 kez aradım. her seferinde 24 saat içersinde tarafınıza dönülecek denilip dönülmedi. her seferinde tekrar terar olayı birilerine izah etmeye çalışmaktan usandım. en son kendsini call center ekip lideri olarak tanıtan bir hanımefendiye yönlendirildim. kendisi bana ‘kendi çantanıza sizin sahip çıkmanız gerekiyor’ şeklinde kaba bir üslupla akıl vermeye kalkıştı. ben de dayanamadım sordum ‘eğer burada bir çanta değilde ailesinin yanından bir çocuk çalınsaydı ve hiçbir güvenlik kamerası olmadığı için kaçıralanlar tespit edilemeseydi o çocuğun ailesine de çocuğunuza sahip çıkmaktan siz sorumlusunuz mu diyecektiniz?’. işte o an pek yetkili ekip liderinin ‘siyah ekran 404 not found’ hatası verdiğine şahit oldum. buna verecek bir cevapları olmadığnı zaten biliyordum. sonrasında zaten kendi afallamasına da bozulup ‘yapacak birşeyimiz yok iyi günler’ diyip kapadı. ama çok yetkili hanımefendi bir özür dilemekten bir çözüm sunmaktan bile acizdi.
bunlada kalmadı. sonrasında bir y kuşağı olarak çözümü sosyal medya kanadında aramaya başladım. carrefoursa nın instagram hesabındaki postlarına yorum bıraktım. mağduriyetimi dile getirdim. kesinlikle hiçbir küfür ya da hakaret olmadan! buna sosyal medya tarafı çok ciddi bir büyüklüğe sahip olan bir e-ticaret sitesi çalışanı olarak çok ama çok dikkat ettim. ilk etapta yorumum silindi sonrasında hesabım engellendi. ‘yok artık’ derken eşimin hesabının da engellendiğini gördük. inada bindirdim ve arkadaşlarıma yorum yaptırdım. hepsinin intagram hesabı kendini demet akalın’ın sosyal medya çalışanı sanan carrefoursa ekibi tarafından engellemeye alındı. –yaklaşık 40 kişi- gerçekten trajikomik sürecin top yaptığı bir an oldu bu. baya baya eski sevgili muamellesi gördük çünkü.
benim çalıştığım şirkette bir müşterinin yorumunu silmek için başta müşteri olmak üzere 10 farklı merciden onay almamız gerekiyor. işte profesyonel ekip ile ergen mantalitesinde çalışan kurumsallıktan nasibini almamış bir ekibin farkı bu oluyor sanırım.
bir özür dilemek ya da az da olsa müşterinin gönlünü almak bu kadar zor olmamalıydı. kurumsallık bunu gerektirir çünkü. bir de koskoca carrefoursa yız diye geçinirler. şu andan itibaren benim gözümde sokağın köşesinde yer alan 3 metrekare dükkanıyla bakkal rüstem amca kadar bile kurumsal değiller.
carrefoursa ya gitmeyin, gidenleri de uyarın. çünkü orada mal ve can güvenliğinizden sizin kadar sorumlu olması gerekirken nerdeyse hırsızların ekmeğine yağ süren bir mantık ile baş etmek zorunda kalabilirsiniz. sinirlerinizi bozduğunuza değmez. halk pazarları bile daha güvenilir yerdir emin olabilirsiniz.
hakkımızı daha fazla nasıl arayabiliriz avukat arkadaşlar varsa bilgilendirsin lütfen."
dedi yakın akrabam. bana da bunu sizlerle paylaşmak düştü.
storax1 profili
-
carrefoursa'da hırsızlık olayı ve çözümsüzlük