buz gibi santrayi vermedi hakem, yuh olsun!
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 30 ekim 2017 fenerbahçe kayserispor maçı
-
2. şeyma subaşı
milletin tüm özgürlüklerine el koyan bir iktidara yaslanarak zengin olmuş olan tipler oldukları için eleştiriliyorlar.
sigara, içki, ve hatta neredeyse rahat rahat konser dinlemek bile hemen yemen yasaklanmış, rahat giyinenlere saldıran saldırana, iktidar kanadı ise bu saldırıları destekleyenleri besliyor.
işte acun ılıcalı da bu iktidara sırtını yaslayarak yıllardır milyonlar kazanıyor.
dolayısıyla bu gibi açıklar verdi mi üzerine gidilecektir, bundan daha doğal birşey yok. -
3. 31 ekim 2017 benzin ve motorin zammı
(bkz: benzin bey diyeceksiniz)
-
4. türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-merhaba mülayim abi.
- merhaba canım. bu herifi de hiç sevmem.
(bkz: korkusuz korkak) -
5. balıkesir belediye başkanının istifa etmesi
gözyaşlarından çok "yolsuzluğunuz yok, usulsüzlüğünüz yok, başarısızlığınız yok, fetö bağlantınız yok ama ailenize ve evinize kadar ulaşan tehditler katlanacak bir durum olmanın ötesine geçmiştir" demeci çok tartışılacaktır.
şaka lan şaka. ne tartışılması. burası yeni türkiye. -
6. ak parti'nin biraz atatürkçü çizgiye kayması
şu saatten sonra buna inanacak adam zaten atatürkçü değildir. o yüzden toplamda 1 puan bile kendine bir şey katamaz.
-
7. aykut kocaman
şerefin varsa siktir olup gidersin bu takımdan allahın belası kibirli korkak köpek.
not:ersun yanal ulan! -
8. yeni bir medeniyet kurarken lazım olacak üç kitap
olum cidden mal mısınız, entellik ayağına mı yatmaya çalışıyorsunuz sizi ben anlamıyorum ya.
mühendislik, tıp ve tarih alanında en temel bilgileri içeren üç kitap olurdu
edit: işte şu anki medeniyeti de benim gibi ortalama insan zekasına sahip düz insanlar kurdu nihahahahahaaaa.
kudurun zambiti beyaz yakalı enteller, o hoşlandığınız avratlarının kalbinin orta yerine de cumhuriyet kurup zafer davullarını yine biz tokmakliyiciğaaaazz. -
9. 29 ekim 2017 acun ılıcalı'nın hap sorması
(bkz: çok fena şekilde sikiş döndüğü düşünülen yerler)
başlık başa editi: ulen dün gece bi ton entry vardı benimkinin üstünde. acun para mı verdi de sildiniz olum. ıyide fav almış benimki silmeye kıyamadım valla. üsttekiler gidince anlamsız olmuş bizim espri ama, siz konuyu biliyorsunuz zaten. -
10. muslera'nın trabzonspor maçında ettiği küfür
hakeme kufrettigini nerden biliyorsunuzmus. baska bir seye sinirlenmis olabilirmis. tabi ya kesin uruguay'daki kuzenine gitti akli. hani su brezilyali ile kacan kiz. ona kufrediyordur macla ve hakemle ilgisi olamaz.
(bkz: zekası ömre bedel saraylılar) -
11. 30 ekim 2017 wikipedia direnişi
#wikipediayasaklanamaz
(bkz: 29 nisan 2017 wikipedia'ya erişim yasağı)
tanım: fazlasıyla geç kalınmış direniş.
change.org
üst edit: #wikipediayasaklanamaz etiketi ile twitter'da sesimizi duyuruyoruz.
tv kanallarının whatsapp ihbar hatları
fox tv whatsapp ihbar hattı:0 542 370 45 45 (tüm kanallara atabilirsek mesajı şukela olur ama hiç uğraşamayacaklar için en azından fox tv ye yoğunlaşırsak bir sonuca varabiliriz.)
buradaki numaralara, ''wikipedia yasağı 6 aydır devam etmekte, günümüzün en önemli bilgi kaynaklarından olan bir sitenin erişiminin engellenmesi bizimki gibi gelişmekte olan ülkelere yakışmayan bir durumdur. halkın bilgiden mahrum kalması ya da bırakılması geri kalmışlık göstergesidir. lütfen bu konuda bir gündem oluşturmamıza yardımcı olun.''
yazıp bu başlığın linkini gönderebiliriz. daha düzgün bir şekilde yazan olursa editleyebilrim.
face grubu editi: ekşi wiki direnişi adında grup kurduk, çaylakların da fikirlerini almak ve koordineli bir şekilde sosyal medyada uplamak için gruba katılmanızı bekliyoruz.
twitter, instagram ve facebook yasaklarındaki tepkinin onda biri gösterilseydi, şimdiye erişimde hiçbir sıkıntımız kalmış olmazdı. bu herkesin gündeminde olması gereken bir konuyken, sırf başka yöntemlerle bu siteye girilebildiği için, erişiminin engellenmesi pek fazla umursanmıyor.
donanımhaber'in akk'yi kaldırtmasındaki büyük rolünü gördükten sonra internet üzerinden bu tür direnişlerin bir sonuca vardığına ikna oldum ve bizim de böyle bir şeyi başarabileceğimizi düşünüyorum. biz de gerekirse milletvekillerine kadar bu olayı ulaştırıp, mecliste görüşülmesini sağlamalıyız.
(bkz: #71754749)
(bkz: #71757347)
#wikipediayasaklanamaz -
12. ekşi itiraf
telefon icat edilmeden önceki dönemde yaşasam çok sosyal bir insan olabilirdim bence. telefonla konuşmaktan nefret ediyorum ve o telefonofobiyi de bir türlü aşamadım. sosyal hayatımı baltalayan en önemli unsur telefon, ağzına sıçayım telefon. senin de graham bell.
-
13. galatasaraylıların şampiyonluk gitti paniği
teknik direktörünün yerine fatih terim'in konuşulduğu takımın taraftarı tüm camia omuz omuzayız diyor.
bir diğeri de gelmiş bugün kayserispor'u yenersek galatasaray ile aramızda 2 puan kalacak, ondan panik yaptılar diyor. arkadaşın matematik öğretmenine de buradan selamlar.
tanım : geç kalmış paniktir. -
14. galatasaray
aynı gün içinde hem fenerbahçe'ye hem beşiktaş'a hem de trabzonspor'a yenilmeyi başaran spor kulübü.
futbolda trabzonspor'a 2-1
erkek basketbolda fenerbahçe'ye 83-62
kadın basketbolda beşiktaş'a 62-61
(bkz: kara pazar) -
15. olcay şahan
daha dün bu pozisyonda ki temas nedeniyle veli'yi oyundan attıran çok şerefli snejder'ın yaptıklarını profesyonellik bağlamında değerlendiren galatasaray'lıların konu farklı bir takım olduğunda ana avrat sövdüklerini görmemizi sağlayan futbolcudur.
çapınızda, karakterinizde eksi değerlerde.
edit: snijder'in pozisyonunda ki temas videodan da çok rahat anlaşılabileceği gibi 3 parmağın ucuyla gerçekleşmiş bir temastır, sakatlanacak yada zarar görebileceği hiç bir şey yoktur. o maçın başlığı ekşi sözlük'te bulunmaktadır. pozisyonla ilgili galatasaray'lıların neler yazdıkları konuyu profesyonelliğe nasıl bağladıkları ekşi sözlük'te bulunmaktadır.
olcay'ın pozisyonunda ise olcay'ın suratına atılan bir yumruk bulunmaktadır, surata atılan yumruk var ve galatasaray'lılar bunun kırmızı kart olmaması gerektiğini yazabilmekteler. aynı kişiler 2 satır sonra tiner yazar, efendileri beşiktaş ile dalga geçemeye çalışır vs.
gerçekten çapsızsınız. -
16. kevin spacey
-
17. 80 lirayla türkiye'ye gelip milyoner olan suriyeli
arka plandaki para sayma makinesi mi yoksa bana mı öyle geliyor?
-
18. türkiye'de wikipedia yasağının protesto edilmemesi
ekim sonu itibari ile hala wikipedia yasağı devam etmekte.
inanamıyorum böyle bir şeye, akıl alır gibi değil,böyle bir konu unutuluyor,
toplum olarak iyice mallaştığımızın en büyük göstergesi.
wikipedia'ya protesto edilmemesinin yegane sebebi, halkın çoğunun kesinlikle hala bu siteden habersiz olması. wikipedia'dan hala habersiz olan birisi ise, ne herhangi bir şey araştırmıştır hayatında(en azından 20 sene önce falan araştırmayı bırakmıştır), ne üniversitede bir ödev yapmıştır.
yeter artık açın şu siteyi diyen yok. akıl alır gibi değil.
edit: yeni başlığa destek verelim
(bkz: 30 ekim 2017 wikipedia direnişi) -
19. igor tudor
hiçbir başarısı olmamasına rağmen slaven bilic'e benzetilen teknik direktör.
arkadaşlar bilmiyorum nasıl bir algınız var ama bilic dediğimiz adam hırvatistan'ı yıllar sonra ilk kez hem avrupa şampiyonasına, hem de dünya kupasına götürmüş bir teknik direktör. beşiktaş kariyerine de gelecek olursak; beşiktaş'ın iç saha maçlarını olimpiyat stadı ve ankara gibi istanbul'a alakasız yerlerde oynadığı ve kadrosunda diğer iki rakibinin yedek kulübesinde zor oturacak adamların olduğu bir dönemde takımı ligin 30. haftasına lider olarak girmişti. avrupa'da liverpool'u eledi, tottenham'ı yendi, arsenal ile başa baş oynadı tek golle elendi. west ham'da ise ilk sezonunda premier lig 6. sı olup west ham'a tarihinin en başarılı sezonunu yaşattı. 3 sezondur da dünyanın en iyi liginde takım çalıştırıyor. tek başarısı karabükspor'da beşiktaş'ı yenmek olan adamla kıyaslamadan önce bir daha düşünün isterseniz. ha benzetmeniz derbiler üzerindense bilic en azından başakşehir ve trabzonspor'u yenebiliyordu. galatasaray ve fenerbahçe maçlarında da iç sahada oynayabilse ve takımı maçları 11 kişi tamamlayabilse belki farklı skorlar alırdı.
yani igor tudor ve bilic'in tek benzerliği milliyetleridir arkadaşlar cahil cahil konuşmayalım. -
20. kızı 4.kattan atlarken mahalleliyi düşünmek
haberi okumadan önce anneye saçını taraması için tarak hediye etmek istemiştim ama annenin açıklamalarını okuyunca;
"ne derdin var rezil, terbiyesiz. ne derdin var hayvan. en iyi okullarda okuyorsun. en iyi şeyleri yiyor içiyorsun hayvan. 40 yıllık devlet memuruyum rezil ettin bizi. "
fikrim değişti.
kadın muslukları açıp bütün imkanları sağlamış. kız ilgi beklemiş anne de, kızına en iyi şeyleri sunmakla ergen kızının mutlu olacağını düşünmüş.
anneye 8 de 4, kıza da atlarken, denize atlar gibi burnunu eliyle tıkadigi için 8 de 1 kusur veriyorum.
8 de 3 kusur ise buraya yazdığım için bana. -
21. erdoğan ima etsin hemen istifamı veririm
(bkz: abi beni sik)
-
22. bir doktorun egosundan daha büyük olan şey
muayenehanenin önünde kayıt alan memur egosudur. net.
-
23. özgür demirtaş'ın sorduğu zeka sorusu
cevabın 3 olduğu soru.
3. kovadan 4. kovaya uzanan taraf kapalı.
3. kovadan 5. kovaya uzanan borunun ağzı kapalı.
bu durumda da 3. kova ilk dolacak olan kovadır.
edit: bok da çıkabilir. bilemiyorum. -
24. 29 ekim 2017 trabzonspor galatasaray maçı
yok kalitesiz maç,yok lige el koyuldu,yok halis özkahya,yok hamsiler,yok olcay şahan...
dünya derbilerinde nasıl dünya derbisiyse gol olmuyor,atak olmuyor.izle işte gol var,kontratak var,kırmızı kart var,sarı var.
yenince suçlu,yenilince suçlu,berabere kalınca suçlu.arkadaş ne takımmış trabzonspor.iyi kadrosuna rağmen sansayonel ve onur kırıcı mağlubiyetler aldı bu sene trabzonspor.çok gerilere düştü.ona rağmen stadı doluydu.atmosfer iyiydi.iyide top oynadı trabzonspor.diriliş maçıydı.oynadı ve kazandı.trabzon büyük maçları iyi oynuyor bu bir gerçek.
burak,rodallega,kucka,mas yoktu trabzonspor'da.castillo ve sosa yedekti.konuşacak isek bunları konuşalım.
ne yaptı galatasaray?bomabardımana mı tuttu trabzonspor kalesini.kontra üstüne kontra mı yaptı.onur çataldan toplar mı çıkardı.2 şut var toplasan.nedir bu kabullenmeme durumu...?7 kişiyken oley çekersen koşullu şartlandırırsın karşındaki takımı.3 maçtır içeride dışarıda yener seni....
yenilseydi trabzonspor lideri alkışlayacaktık.galatasaray kadrosu ile oynadığı top ile hakediyordu zaten bu zamana kadar bulunduğu konumu.bizde kaosumuzla başbaşa kalacaktık.yok mu allasen hamsilerden başka söz şu karadeniz takımına?
kör fanatizm,kabullenmeme,troll olma çabası ,iyiyi kötüyü ayırt etmeme,küfür,hakaret futbol başlıklarında çokca hakim.
çomar takımı dediğin takımın yetiştirdiği bir futbolcu günün en güzel konuşmasını yaptı.genelleme de bir yere kadar.alanya ile akhisarı alkışladı trabzonspor taraftarı.bugün kendi takımını alkışladığı gibi.
temposu ile birçok istanbul derbisinden seyir zevki daha güzel olan bir maçtı...darısı diğer büyük maçlara.
edit :daha iyisini izlemek istiyorsanız sizi geçen seneki trabzonspor-beşiktaş maçına alalım.eğer bu kesmediyse. -
25. 30 ekim 2017 ali türkşen'in odatv'deki yazısı
hem kendisine hem de iyi parti'ye yönelik eleştiriler ve endişeler hakkında yorumlarının bulunduğu önemli yazıdır. parti programı, bir askerin siyasete girmesi, ülkeyi terketmek gibi konulardaki görüşleri takdir etmelik. okunması ve okutulması gereken yazıdır. bir paragrafın başında da dediği gibi insanlara umut aşılayacakken, umuda yola çıkanlara terslenmemek gerekir.
kaynak
--- doğrudan alıntı ---
29 ekim cumhuriyet bayramımız kutlu olsun. 94’üncüsünü olabildiğince coşkuyla kutlamaya çalıştığımız güzel bir günün akşamında, kaç gündür elimde sallanan okuduğunuz bu yazı için masaya oturdum. iyi parti’yi nasıl anlatacağıma dair bir başlangıç noktası bulmaya çalıştığım sırada, yakın bir dostumdan, sevgili nihat genç ağabeyin ulusal kanal’da yaptığı bir programa ilişkin haber geldi.(https://www.ulusal.com.tr/…-ne-bir-sey-h179772.html)
aslında kendisini düşünerek belirtmediğim bir görüşüme yönelik, “klasik nihat abi” üslubuyla verdiği cevabı birkaç kez izledikten ve notlar aldıktan sonra yazıma nereden başlayacağıma karar verdim. her zaman ufkumuzu açan görüşleri bu kez şahsıma yönelik sitem dolu olsa da kendisine saygılarımı sunuyorum. teşekkürler nihat abi.
aslına bakarsanız hikaye, 21 nisan 2009 tarihinde başladı. kepçelerle ve iş makineleriyle mühimmat aranan poyrazköy kazılarıyla. şimdi tamamı ya hapiste ya da yurt dışında firarda olan yargı ve emniyet mensuplarının yönetiminde. tam 6 yıl boyunca hayatımıza sekte vuracak ve kalan ömrümüzü epey bir etkileyecek poyrazköy, balyoz ve bilumum kumpas davalarıyla bizleri de siyasete sokmayı başardılar sonunda. şahsım adına, önceleri mahkeme salonlarında fetö’nün yargı elemanlarıyla başlayan mücadele, devamında odatv başta olmak üzere çeşitli mecralarda yazılar yazmakla sürdü. hapislik süreme iki de kitap sıkıştırabildim böylece.
tavrım, tarzım ve hayata bakışım belli. keskin yazıyor, keskin söylüyorum ki ihanetin büyüklüğü iyice anlaşılsın. bu nedenle çeşit çeşit davalarla uğraşıyorum bazen. kimisinden beraat, kimisinden ceza geliyor. bir tek gerçeği biliyorum kendimle ilgili, susmayı ve durmayı bilmiyorum. çünkü sevgili nihat abi gibi, yıllarca yüzbinler satan kitaplar yazıp, binlerce saat süren televizyon programlarının ülkemi güzel günlere taşımaya yetmeyeceğini biliyorum. sen gafulluklarla mücadeleden yoruldunsa, biz mücadeleye senin bıraktığın yerden devam ederiz nihat abi.
biz de mücadeleyi bırakırsak, daha kaç 29 ekim’i “cumhuriyet bayramı” olarak kutlayacağımız belli değil çünkü nihat abi. olmaz ama, olur da bir gün elimizde bavul bilmem hangi ülkeye göçmeye çalışırken yolda rastlaşırsak, senin evladın sana; “ülke elden giderken sen ne yaptın baba?” diye sorduğunda, ben bu soru için kendi evladıma verecek cevabım olsun istiyorum nihat abi. çok güzel kitaplar yazıyorsun. neredeyse yazdığın her bir kitabın kütüphanemde. çok güzel konuşuyorsun. neredeyse her bir konuşmanı izlemeye çalışıyorum. ama sen yıllardır konuşmak ve yıllardır yazmaktan yoruldu isen, kendi deyiminle “kendi kendine konuşan deli” haline geldi isen, bizim suçumuz ne be nihat abi? ben de isterdim senin gibi okuyup-yazmayı, konuşmayı. ben de isterdim sadece yazarak ve konuşarak içimi rahatlatmayı. ama olmuyor, sen de bunu anla nihat abi.
sen insanlara umut aşılayacakken, umuda yola çıkanlara tersleniyorsan, sana saygı duyan bir kardeşin olarak müsaadenle benim de iki çift lafım olur o vakit nihat abi. sayın meral akşener’in liderliğinde bir yola çıktık hayırlısıyla. türkiye iyi olsun istiyoruz. türkiye iyileşsin istiyoruz. çünkü buna hakkımız var. çünkü böyle yaşamaktan mutlu değiliz. çünkü bunu ancak siyasete girerek yapabileceğimiz biliyoruz nihat abi. ve sen de görüyorsun ki, son 15 senedir bir öpülmedik kulağımızın arkası kaldı, 2019 seçimleriyle de onu hedefliyorlar, farkında mısın nihat abi? ben artık öpülmek istemiyorum nihat abi. öpen olmak da istemiyorum. sadece huzur istiyorum. refah istiyorum. sükunet istiyorum. iyilik istiyorum nihat abi.
demişsin ki: “pkk’nın, fetö’nün kucağına oturduktan sonra ne millilik kalır ne bir şey.”
çok haklısın nihat abi. aynı doğu perinçek beyefendi gibi, sen de eksik bilgiyle yanlış değerlendirme yapıyorsun nihat abi. 24 ekim akşamı partinin kuruluşuyla ilgili evrakları imzalarken senin bahsettiğin hususun yer aldığı “eşit vatandaşlık” ifadesini içeren paragraf olduğu gibi çıkarıldı. 48. kez tadil edilen bu program partinin resmi yayın organları tarafından basına verilmediği için sizler hep önceki taslak üzerinden değerlendirme yaptınız. haksız değilsin. belki böyle teknik ve önemli bir resmi yayım hatasının ortaya çıkmaması gerekirdi ama tekrar ifade etmek gerekirse, partinin imzalanan programında böyle bir husus yer almamaktadır ve dolayısıyla kimsenin pkk’nın kucağına falan oturduğu yoktur nihat abi.
nato ile ilgili iki paragrafı nasıl yorumlayacağın sana kalmış. sen orada yazanları; “nato’ya bağlılık, fetö’ye bağlılıktır” diye algılıyorsan, senin bileceğin iş. ama “özellikle kondu” diyeceksen, orada da kimseye haksızlık etmemeni rica etmek hakkımızdır diye düşünüyorum nihat abi.
konuşmanda çok güzel bir ifade kullandın nihat abi. diyorsun ki; “türkiye bu hale, bilip de susanlar yüzünden geldi.” sen bildin ve susmadın da türkiye nasıl bu hale geldi o zaman nihat abi? ben sana nedenini söyleyeyim istersen; “türkiye bu hale, bilip de susanlar kadar, bilip de sadece konuşanlar, elini taşın altına koymayanlar yüzünden geldi” tıpkı sen ve senin gibiler sayesinde nihat abi.
diyorsun ki; “artislik yapma. beni mi dövecen? terbiyesiz adama bak. pazusu büyük adamdan mı korkacağız?” benim bildiğim nihat abi, elbette ne pazusu büyük adamdan ne de başka kimseden korkar. ama benim bildiğim nihat abi, pazusu büyük adamdan korkmadığı gibi, yüreği büyük adamın da yoluna çıkmaz.
sonuç olarak nihat abi, yorgunluğun her halinden belli konuşmanla, seni hedef almayı hiç düşünmediğim bir cevap yüzünden, demediğini bırakmamışsın bana. canın sağ olsun, sen yine de benim güzel bir abimsin, öyle de kalacaksın. ve fakat biz bir yola çıktık nihat abi. senin çıkmadığın bu yolda, gafullukla mücadele boynumuzun borcu olsun. sen yine bize güzel kitaplar yaz. sen yine es, gürle televizyon ekranlarından. sen yine konuş nihat abi. çünkü yazmayı ve konuşmayı iyi biliyorsun ama elini taşın altına koymuyorsun. yani kısaca; ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da lütfen bir zahmet ... git nihat abi. anlayacağın iyi parti, umudunu kesmeyenlerin, yorulmayanların, nereye gideceğini ve ne istediğini bilenlerin, kısaca elini taşın altına koyanların partisidir, bunu da böyle bilesin nihat abi. haydi kal sağlıcakla, benim okur-yazar-konuşur güzel abim...
ali türkşen
--- alıntı sonu ---
edit: imla -
26. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü
the prince of heaven - prince of persia, veya allah*
-
27. iphone x'e 5 bin dolar verip türkiye'ye getirmek
hayatımda gördüğüm en kötü kutu açılışı videosu. biraz iphonedo veya everythingapplepro'dan ders almalılar. çok amatörce.
aarkadajlar iphone var bizde aha aha aha xdxdxd hemi de buruşuk tişörtün üstünde inceliycez aha aha aha çok komiğiz.
artı olarak madem dünyada ilksiniz, ingilizce altyazılı olarak tüm dünyaya servis etmeniz gerekirdi. ayrıca video 10 saat önce yayınlandı hala ikinci bir ciddi inceleme videosu gelmedi. para var vizyon yok. tıpkı milyar dolar basıp residans yapan araplar gibi. o telefon elinde olsa 72 saat uyumadan inceleme hazırlayabilecek youtuberler var piyasada. -
28. tanrının insan için milyarlarca galaksi yaratması
mümkün olmayan hadisedir. arkadaşlar milyarlarca galaksiyi bir kenara bırakın size sadece bir yıldızla alakalı kısa bir bilgi vermek istiyorum. o milyarlaca galaksinin sadece birinin içinde bulunan ve bir kum tanesi kadar yer kaplayan bir yıldız. ismi uy scuti. büyüklüğünü tarif etmek gerekirse ; bizim güneşimizin bize olan uzaklığı 153.000.000 km. bu uzaklıktaki bir cismi görebilmemiz için ne kadar büyük olması gerektiğini bir düşünün... güneşimizin içine yaklaşık 1.300.000 dünya sığabiliyor. peki uy scuti bizim güneşimizden ne kadar büyük ? sıkı durun ! uy scuti’nin içerisine 5.000.000.000 ( beş milyar) güneş sığabiliyor ! böyle devasa bir cismi keşfettiğiniz andan itibaren bu işin felsefesini yapmamak elde değil. dikkat ettiyseniz kara deliklerden , hipernovalardan, yıldız fabrikası olan gaz ve toz bulutlarından , içindeki maddenin bir çay kaşığı kadarı 1.000.000 ton gelen nötron yıldızlarından bahsetmiyorum bile. yani bir yandan bu akılalmaz varlıkları yaratabilme kudretine sahip olacaksın , öte yandan iki sevgilinin el ele tutuşmasını yasaklayan kurallar koyup , alkolü felan yasaklayacaksın... evrene gerçekten ilgi duyup araştıran , öğrendiği gerçekleri dindeki dogmalarla kıyaslayan bir insanın inanmaya devam edebileceğine ihtimal vermiyorum.
edit: imla -
29. carrefoursa'da hırsızlık olayı ve çözümsüzlük
"carrefoursa marmara forum mağazasında yaşadığım bir hırsızlık olayından ve sonrasında carrefoursa ile yaşadığım trajikomik ve gerilim tadında süreçten bahsetmek istiyorum. işin trajikomiklik kısmının carrefoursa’nın içler acısı müşteri memnuniyeti ve kelime anlamını bile bilmediklerinden emin olduğum kriz yönetimi politikalarından dolayı yaşandığını altını çizerek belirtmek isterim.
herşey 14 ekim tarihinde çantamın mağaza içersindeki manav reyonunda çalınmasıyla başladı. ‘istanbul bu sonuçta olur böyle’ dedik ve (alışveriş sepetinde taşıdığımız için bir nebze suçluluk duyduk ancak nolursa olsun güvenlikli bir yerde alışveriş yaptığımızı düşünmemiz imiş asıl suçumuz o ana kadar bilmiyorduk)
çantamın çalındığını anladığım an güvenliği bulmak için koşturmaya başladım. sonuçta mağazada güvenlik kameralarının olduğundan o kadar eminim ki, hemen hırsızın eşgalini alıp polise koşacağım aklımca! tabii güvenliği o kadar uzun uğraşlar sonucu bulduk ki o süreç içersinde hırsızlar istanbul sınırını terketmiş olabilir.
neyse, güvenlik arkadaşlar teşrif ettikten sonra bizi kamera kayıtları inceleniyor diye yaklaşık yarım saat oyaladılar. yarım saat sonra ise ağızlarındaki baklayı çıkardılar. neymiş efendim ‘mağazada 97 adet kamera varmış ancak yalnızca manav reyonunu kayıt altına alan tek bir kamera bile yokmuş. ayrıca konuyu çok büyütmeme de gerek yokmuş. çünkü burada hergün bir sürü hırsızlık olayı yaşanıyormuş!’
yani hergün hırsızlık yaşanan bir yer olduğunu bile bile güvenlik kamerası koymaktan aciziz biz demenin farklı bir yöntemiydi sanırım bu. ayrıca hırsızların da bu kameranın olmadığı alanda icraata geçmeleri ne kadar kısmetli şahıslar olduklarına delalet ediyor sanırım (!). çünkü, bunun zaten hırsızlarca biliniyor olmasını düşünmek dahi istemiyorum!
mağazadaki çalışanlarla hiçbir yere varamayacağımızı zaten ‘burada hergün hırsızlık yaşanıyor çok büyütmenize gerek yok’ şeklideki beyanatlarından anlamıştım. ne olur ne olmaz karakola gittim, zabıt tutturdum.
karakolda zabıt işlemini hallettikten sonra marmara forum’a geri döndüm –hani bir ihtimal içindekileri alıp çantamı otoparka bir yere atmışlardır diye- o sırada es kaza marmara forum’un güvenlik ekibiyle karşılaştım ve konuyu dile getirdim. avm güvenliğinin konudan haberi dahi yoktu. ‘carrefoursa güvenliği neden bize haber vermedi?’ şeklinde sorular yönelttiler şaşkın bir şekilde. kendilerine haber verilse en azından ‘giriş çıkışı tutabileceklerine dair yetkileri olduğunu’ belirttiler. onlara haber verilseydi belki avm den çıkamayacak ve yakalanacaklardı. bunu dönüp carrefoursa daki pek kıymetli güvenlik arkadaşlara ilettiğimizde ise ‘böyle bir zorunluluklarının olmadığı’ yönünde sitcom repliği tadında bir cevap ile karşılaştım. güvenlik elemanının zorunluluk ve yetki tanımıyla ilgili bilgi düzeyini varın siz düşünün!
sonrasında dedim ki ‘ben direkt carrefoursa ile görüşüp mağduriyetimi dile getireyim en azından belki bir özür diler ve af maniyetinde bir adım atarlar’. demez olaydım! call centerları, mağaza çalışanarından daha beter! en az 20 kez aradım. her seferinde 24 saat içersinde tarafınıza dönülecek denilip dönülmedi. her seferinde tekrar terar olayı birilerine izah etmeye çalışmaktan usandım. en son kendsini call center ekip lideri olarak tanıtan bir hanımefendiye yönlendirildim. kendisi bana ‘kendi çantanıza sizin sahip çıkmanız gerekiyor’ şeklinde kaba bir üslupla akıl vermeye kalkıştı. ben de dayanamadım sordum ‘eğer burada bir çanta değilde ailesinin yanından bir çocuk çalınsaydı ve hiçbir güvenlik kamerası olmadığı için kaçıralanlar tespit edilemeseydi o çocuğun ailesine de çocuğunuza sahip çıkmaktan siz sorumlusunuz mu diyecektiniz?’. işte o an pek yetkili ekip liderinin ‘siyah ekran 404 not found’ hatası verdiğine şahit oldum. buna verecek bir cevapları olmadığnı zaten biliyordum. sonrasında zaten kendi afallamasına da bozulup ‘yapacak birşeyimiz yok iyi günler’ diyip kapadı. ama çok yetkili hanımefendi bir özür dilemekten bir çözüm sunmaktan bile acizdi.
bunlada kalmadı. sonrasında bir y kuşağı olarak çözümü sosyal medya kanadında aramaya başladım. carrefoursa nın instagram hesabındaki postlarına yorum bıraktım. mağduriyetimi dile getirdim. kesinlikle hiçbir küfür ya da hakaret olmadan! buna sosyal medya tarafı çok ciddi bir büyüklüğe sahip olan bir e-ticaret sitesi çalışanı olarak çok ama çok dikkat ettim. ilk etapta yorumum silindi sonrasında hesabım engellendi. ‘yok artık’ derken eşimin hesabının da engellendiğini gördük. inada bindirdim ve arkadaşlarıma yorum yaptırdım. hepsinin intagram hesabı kendini demet akalın’ın sosyal medya çalışanı sanan carrefoursa ekibi tarafından engellemeye alındı. –yaklaşık 40 kişi- gerçekten trajikomik sürecin top yaptığı bir an oldu bu. baya baya eski sevgili muamellesi gördük çünkü.
benim çalıştığım şirkette bir müşterinin yorumunu silmek için başta müşteri olmak üzere 10 farklı merciden onay almamız gerekiyor. işte profesyonel ekip ile ergen mantalitesinde çalışan kurumsallıktan nasibini almamış bir ekibin farkı bu oluyor sanırım.
bir özür dilemek ya da az da olsa müşterinin gönlünü almak bu kadar zor olmamalıydı. kurumsallık bunu gerektirir çünkü. bir de koskoca carrefoursa yız diye geçinirler. şu andan itibaren benim gözümde sokağın köşesinde yer alan 3 metrekare dükkanıyla bakkal rüstem amca kadar bile kurumsal değiller.
carrefoursa ya gitmeyin, gidenleri de uyarın. çünkü orada mal ve can güvenliğinizden sizin kadar sorumlu olması gerekirken nerdeyse hırsızların ekmeğine yağ süren bir mantık ile baş etmek zorunda kalabilirsiniz. sinirlerinizi bozduğunuza değmez. halk pazarları bile daha güvenilir yerdir emin olabilirsiniz.
hakkımızı daha fazla nasıl arayabiliriz avukat arkadaşlar varsa bilgilendirsin lütfen."
dedi yakın akrabam. bana da bunu sizlerle paylaşmak düştü. -
30. sınavlarda alınmış komik notlar
lise 1'de çok sevdiğim bir arkadaşım fizikten 05 aldıktan sonra , o dönem çok popüler olan bbg etkisiyle kendisinin lakabı 05 bekir olarak kaldı. adam okudu , alim oldu , üniversitede bölümünün en sevilen hocalarından biri oldu ama 05 bekir'den kurtulamadı.
-
31. ahmet edip uğur
kendinden olmayan vatandaşları yok sayan bir partide kurucu il başkanı, milletvekili, parti genel başkan yardımcısı ve belediye başkanı görevi yapmış birisi gün geliyor aynı parti tarafından tehdit edilerek görevinden ayrılmaya zorlandığını söylüyor.
adalet herkese lazım olacak derken bunu kastediyorduk.
hiç acımadım.
eğer partiden istifa edip başkanlığa devam etseydi belki biraz ama biraz sempati duyabilirdim. ancak akp'li olmak sanırım biraz da korkmayı gerektiriyor. -
32. kadın diye bir şeyin olmaması
en sevmediğim ve en sığ felsefi görüşle açıklanmaya çalışılan durum. neymiş karanlık aydınlığın olmamasıymış, kötülük iyiliğin olmamasıymış, şimdi de kadın erkek olmayanmış. tamam derin düşünemiyorsunuz madem ama o zaman felsefeye neden bulaşıyorsunuz? sonra felsefi kelimesini bile yanlış yazar, "felsefik" olursunuz.
-
33. toplu taşımada canlı müzik terörü
bu durum beni de geriyor. metro istasyonlarında vs. çalanları saygıyla karşılarım. sonuçta orda dinlemek isteyen durup kalır. dinlemek istemeyense basar gider. ama o an orada bulunmak zorunda olan insanlara, oradan başka bir yere gidemeyen insanlara dünyanın en güzel müziğini de dinletsen bu dayatmadır. vapurlarda olan bu olayın bir de metro versiyonu çıktı. vagonların içine girip elde gitar akdeniz akşamları... hele bir de o sıkışık vagonda milleti itekleyerek herkese bire bir "sanatımıza destek olmak ister misiniz?" diye sormaları yok mu... ulan vandal, senin neyine destek oluyum. mümkünse bir köşede sessizce öl.
-
34. kütüphanede ders çalışmak yasaklansın kampanyası
-
35. antidepresan etkisi gösteren şeyler
içinize sinmeyerek aldığınız bir karardan vazgeçmek.
saatlerce, günlerce tüm zihinsel aktivitelerinize ambargo koyan bu rahatsız his, bir anda uçup gider ve sonsuz bir rahatlama hissiyle yeniden hayatınıza odaklanırsınız. -
36. ayla
senaryosu muthis olduğu için herkesi kolaylıkla ağlatabilir, bu açıdan ekip 1-0 önde başlamış. ama filmden şu senaryoyu çıkar bildiğin rezalet bir film olur.
anadolu'lu saf ve mert aile babası süleyman amca'ya topuz saçlı hipster dedeyi uygun gören yönetmen lütfen bi daha film falan çekmesin. çetin tekindor'da azalarak bitsin. resmen 2 güzel insanın tertemiz hikayesini piç etmişler.
hele yukarıda yazılan, yapımcıyla süleyman amcanın gerçek kızı davalık olmuşsa ve bu yüzden nemrut biri olarak gösterilmişşe allah hepsinin belasını versin diyorum. böyle tertemiz iki insanın samimi hikayesine anca bu kadar zarar verebilirdiniz. -
37. üniversite bölümlerinin koku olarak karşılıkları
lojistik - mazot
-
38. türkiye'deki eğitim sisteminin ana sorunu
eğitim sistemini tasarlayanların eğitimsizliğidir.
-
39. hatırladıkça iç burkan yılbaşı anıları
annemle babam ablamı da alıp yılbaşı eğlencesine gitmişlerdi. ben ve kardeşim evde oturacaktık. ama dayım ve yengemi de biz yalnız kalmayalım diye bize çağırdılar. buzdolabını da fullediler. daha 30 lu yaşlardaki dayımlar akşam bize geldi. babysitter vakası yani.
gece 12 yi görmek, sabaha kadar meyve yiyip tv seyretmek, damalı pastayı yemek, anlayacağınız deli gibi eğlenmek istiyordum. ancak kardeşim buna engeldi..onunla ilgilenmek istemiyordum.
akşam bir ara yengem yanıma gelip "sen şimdi yat. sen yatınca o da yatar..ben kardeşini uyutmaya çalışacam. o uyuyunca seni uyandırırım. beraber eğleniriz..çaktırma kıps" deyip göz kırptı. ben de tamam deyip akşam 8 de yattım.
uyandığımda sabah 7 idi.
meğer dayım ve yengem "başbaşa kalalım..çocuklar ortada dolanmasın" diye ikimizi de kandırıp uyutmuştu. sabah kardeşime sordum. ona da yengem aynı lafları söylemiş : " sen şimdi uyu..lanet abin uyuyunca seni kaldıracam.. hatta piyango biletimize sen bakarsın" demişti..kumpascı dayımlar bizi oyuna getirmişti.
sabah salona girdiğimizde after party manzarası vardı. mandalina kabukları, bilet yırtıkları, tombala kağıtları, çekirdek kabukları, çiğköfteler heryerdeydi. dayımlar yılbaşının hakkını vermişlerdi. kardeşimle kalan artıkları bir güzel kemirdik. dayımlar ise fosur fosur uyuyorlardı. annemler çoktan gelmişti. onlar da aynı şekilde.
bu da böyle berbat bir yılbaşı anımdır. -
40. nihat genç
yahu bizimkiler yaşlandı mı iyice saçmalıyorlar. nihat genç, adı gibi biliyor; ali türkşen'in amerikacı olmadığını. amerikacıların kumpaslarıyla ne acılar çektiğini adı gibi biliyor nihat genç.
şimdi senin bu cümleleri kurman bal gibi de bok yemektir. hiçbir halta yaramadığı gibi, destek olmak varken köstek olmaktır. yaşlılık sebebiyle giderek kaybettiğin akıl sağlığın geçmişini de kirletiyor. ben, ali türkşen gibi sana abi falan da demiyorum. nihat! çok geç olmadan artık emekliye ayrıl. yoksa yediğin "siktirler", seni hep sevmiş bizlerden gelecek.
edit: şöyle bir düşünce yok ya. adam diyor ki:
- "15 temmuz'dan sonra nato geldi fetö benim ordum dedi. dedi mi dedi." (burda cevap hakkı tanımadı beyfendi.)
- "sen natoya bağlıyım demişsin o zaman sen fetö'ye bağlısın.
- "sen yazmışsın buraya gelip beni mi döveksin, pazulusun diye korkacak değiliz allahından korkmayız." vs. (çemkirerek ve bağırarak)
biz de tam bağımsız türkiye hayali ile yaşıyoruz ama bu hayali gerçekleştirene kadar da nato denilen iğrenç oluşuma göstermelik de olsa bağlıyız demek zorundayız. siyasetin %100 'ü böyle işliyor. bugün amerika, 1997'den beri pkk'yı terör örügütü olarak kabul ederken, pkk'ya milyarlarca dolarlık silah yardımı yapıyor ve bunu yaparken zerre utanmıyor.
- "batılılar söz üzerine dostluk üzerine ilişkiler yürütür." dedi. evet bunu dedi. sözde nato karşıtı adam resmen bunu dedi. batılılar hiçbir zaman -özellikle türkiye konusunda- sözünde durmak, arkadaş olmak gibi kavramları siklememiştir. az önce dediğin ile çelişme bari. al işte o sözlerden birisi: "suçluların iadesi ile ilgili antlaşma". abd terör örgütü elebaşını bile vermiyor bize. hani nerde sözde durmak?
senin tek derdin; yeni bir partinin güçlenmesi. sana ne girip çıktığı da az çok, sikik vatan partisi ve dansöz doğu perinçek ile ilgili gibi. bilemiyorum ertan. -
41. kışa özgü kokular
tarçın kokusu. salebin üstünden gelmesi tercihimdir. sütlaç da olur, hiç sorun değil.
-
42. stranger things
30 yaş üstü herkesin çocukluğundan birşey bulacağı dizi. bu yüzden epey sardı ayrıca ki ilk sezon baya iyi, 2. sezon ortalama, umarım 3.sezonda(2018 diyo la) biraz daha farklı konular olur.
ayrıca 80-90 larda geçen bu tarz dizileri ciddi özlemişim, ne laptop ne tablet ne cep telefonu var. telsizler ve atari olayları cidden enfes. arkadaşlıklar çok daha iyiydi o yıllar da bence de diziye çok iyi yansıtılmış. -
43. beşiktaş'ın üçüncü büyük olması
sizin beşiktaş'ı tartmaya ne karakteriniz ne de kabiliyetiniz yeter. ağustosta passolig yakıp eylül'de tudor a sakso çekip ekim'de yetiş fatih terim diye ağlayan bok çuvalları sizi.
-
44. atılım mezunlarının havalı oldukları kabulü
(bkz: ülkenin en iyi dört üniversitesinden biri)
alfabetik sıraya bakmış olmayasın?
şu şimdiden şurada dursun: http://prntscr.com/h41eks -
45. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
http://connected2.me/mhmtnsyz
gel öpücem.. -
46. anadolu'dan istanbul'a okumaya gelen tip
istanbul'un yüzde 95 i 7 göbek istanbullu değil kimse kusura bakmasın . kendi gelmediyse ya babası ya dedesi gelmiştir anadolu'nun çeşitli bölgelerinden . bu durumu laf yapanlara aslını inkar eden derim . ulan sen kimsin ki milleti laf yapıyorsun kendi sülalene bak . istanbul'un romanları senden köklü istanbulludur .
-
47. feghouli'nin yumruktan alacağı ceza
olcay şahan'ın feghouli'nin eline kafa atması hafifletici sebep olacaktır.
-
48. vermek fiilini cinsel anlamda kullanan kadın
(bkz: olmayana v'ergi)
-
49. mısır'da kedinin kafasını attıran adamın sonu
-
50. gurbetçilere olan nefretin sebebi
ülkedeki yaşama dair en ufak fikirleri olmayan bireyler olarak oy verme hakkına sahip olmalarıdır.