surreal realite4
profili

  • 6 haziran 2023 kemal kılıçdaroğlu tweet'i

    ana muhalefet, twitter muhalifliğinden daha somut bir şey içermeli diye düşündüren paylaşım.

    böylesi bir dönemde chp'nin oyu yüzde 25,35 çıkmış ama hala artmış gibi göstermeye çalışıyorsun. üstelik 5 parti birleştirilmiş milletvekili listesine verilen oy oranı bu.

    kaynak

    2018 genel seçimindeki chp'nin oy oranı, yüzde 22,65. aradaki yüzde 2,7'lik farka artış desek bile, bol keseden milletvekilliği sırası dağıtılan 4 partinin oyuysa bu, senin artırdığın oy nerede? onların oyu yoksa neden milletvekilliklerini verdin? ittifağı kurma seçimlerinden, propaganda sürecine, sandık güvenliğine, oradan seçim sonucuna kadar istifa etmen için fiyaskolar zinciri görüyorum.

    istifa et kılıçdaroğlu.

    edit: oran düzeltme ve link

  • 1 litre sütün 4 lira olması

    burada market sütüne laf edenleri de anlayamıyorum. pastörize süt ve uht süt ayrımını yapamayan beyinler, mandıralardan, sütçülerden süt almakla övünüyor.

    öncelikla pastörize süt, şişelerde gördüğünüz günlük süttür. kaynatılarak mikropları kırılmış süttür. sizin de sütü alınca evde yaptığınız şey.

    uht süt ise ultra yüksek ısı anlamına gelip, sütün 180 dereceye ısıtılıp, saniyeler içinde oda sıcaklığına soğutularak tüm bakteri ve virüs içeriği kırılıp sterilize edilmesidir. kutulama ise sterilizasyondan sonra konservelenip saklanmasından ibarettir. uht kutu süt, eşittir konserve süttür. katkı içerdiği için değil steril ve konservelenmiş durumda olduğu için bozulmaz.

    mandıradan geçen açık süt ise yüzde 99 ihtimalle, kreması alınmış yağsız/az yağlı süttür. çoğunlukla tam yağlı paket sütlerden çok daha yağsızdır.

    doğrudan üreticiden alınan süt de yüzde 90 ihtimalle kreması alınmıştır. çünkü süt olduğu gibi satılırsa litre başına 1-1,5 lira kar bırakıyorsa, kremasını alıp tereyağı-kaymak gibi ürünlere çevrilirse litre başına 2-3 lira kar edilebilir. sonuç olarak sütünüzü kaynatırken yağı tencereye yapışmıyorsa muhtemelen kreması alınmıştır ve yoğurdu da oldukça sulu ve lezzetsiz olacaktır.

    bunu bir tarafa koyalım, analizde sorun çıkaracak antibiyotik kalıntısı veya başka sorunlar içeren sütler de normalden çok daha ucuz fiyata tesislere verilmek yerine sokak sütü olarak satılır. sokakta satılan sütün bozulmaması ise ya soğutularak satılmasını ya da koruyucu bir şeyler karıştırılmasını gerektirir. bu da diğer bir risktir. yani sokak sütünde seçim size kalmış.

    tabi eğer yüzde 10'luk, sağdığı sütü olduğu gibi ve içine bir şey katmadan sadece soğutarak veya inekten sağdıktan sonra 1-2 saat içinde size ulaşarak bozulmadan satan üretici bulursanız ise yakasına yapışıp gerekirse fazla para ödeyip o üreticiden alarak destek olun. çünkü işlenmemiş ve doğal haldeki süt anlamına gelen bütün-süt ülkemizde kolay bulunmayan bir nimet haline geldi.

    tanım: süt üretimindeki maliyet ve arz/talep dengesi sıkıntılarından dolayı yaşanan durum.

  • uzay soğuktur yalanı

    bildiğimiz ısı kavramı için konuşursak, madde olmadan ısı olmayacağı için, uzay boşluğunun ısısı yoktur. fakat güneşten yeterince uzak bir şekilde uzay boşluğuna çıkarsan üzerindeki ısıyı, ışıma yoluyla sürekli olarak kaybedecek ama geriye ısı kazanamayacaksın ve dolayısıyla üşüyeceksin ve dolayısıyla uzay soğuktur.

    yani mantıken ve algısal olarak soğuktur ama bilimsel olarak ısısız olduğu için soğuk denilemez. neticede ufuk açan bir şey yok ortada.

  • uçağın televizyondan önce icat edilmesi

    mantıklı bir kronolojik sıralamada gerçekleşmesi hadisesidir.

    uçak dediğimiz şey, belli ve tamamen fizik kurallarına bağlı olarak uçan bir araçtır. insanlar zaten sürekli kuşları taklit eden mekanizmalar yapmıştı ama insan gücü bunu uçurmaya yetmemişti. uçağın yapılması için yeterince güçlü ve hafif motorlar yapabilecek teknikleri bilmeye ihtiyaç vardı ve o teknolojiye ulaşılınca uçak da hemen yapıldı.

    televizyon ise bir bakıma absürt bir teknoloji. saniyede 25 kare fotoğrafı ve sesi analog sinyale dönüştürüyosun, bunu radyo sinyaline dönüştürüyosun ve verici anten ile havada yayıyorsun, başka bir anten ile bu sinyali alıp tekrar analog sinyale ve sayısız transistör tüpleri ve elektronik devrelerin yardımıyla, katot ışın tüpündeki fosfor tabakasında görüntüye dönüşüyor. eeeeööh yani. bir defa böyle bir şeyin kablosuz aktarımı absürt bir kavram.

    uçak ise kuşlar gibi işte her gün görüyorsun. doğada kablosuz bir analog/dijital aktarım ise hiç görmedin. bence böyle bir şeyin yapılamaması gerekirdi. en azından elektronik teknolojisi henüz emekleme aşamasındayken, elektronik hesap makinesi yerine mekanik hesap makineleri kullanılan bir dönemde elektronik tv'nin yapılması, imkansızın başarılması gibi bir şey.