kötü davranmak, kontrol etmeye çalışmak, bencil olmak, kırmak, anlamamak, önemsememek, ilgi göstermemek, hatta aldatmak vs vs değildir. bu tip hareketler mecvut ilişkinin bitişine sebep olabilir ama bir kadının duygularını bıçak gibi kesmez.
ilgiyi bıçak gibi kesen ve kadını sizden soğutacak şey, kadının size olan saygısını ve hayranlığını sarsacak ve nihayetinde yok edecek hareketler yapmaktır. bir kadın sizin erkekliğinizi sorgulamaya başlarsa soğuyordur. mesela mızmızlık, ağlaklık, aptallık, müzmin başarısızlık, hayata karşı dik duramamak, duygusal güçsüzlük, gavat gavat yorumlar, gevşeklik, sürekli endişeli olmak, telaşlı ifadeler, gurursuzluk, yapışkanlık vs vs bir kadını sizden zamanla soğutur.
bunlar yoksa kadın size saygı ve hayranlık duyuyorsa ama siz kötü/yanlış/eksik davranıyorsanız sadece üzülecektir. üzüntü de kadın tarafında duyguları bitirmek için yeterli değildir. duygu, bir erkek saygınlığını kaybettiğinde biter.
biryayburcukadini8 profili
-
bir kadını kendinden soğutmanın yolları
-
kadının güzel olması önemli midir sorunsalı
önemlidir. erkeğin de güzel olması önemlidir.
binaenaleyh her iki cins için de güzellik önemlidir. her şey satın alınır ama arzu satın alınmıyor. güzel bir insanın suratına bakıp "^^" olma hissi paha biçilemez. -
sakalsız erkekler istiyoruz
bir kadın olarak sakal konusunda samimi açıklamalar yapacağım, dileyen alsın, dileyen kaçsın.
sakal, açık tenli ya da sarışın erkeklere yakışıyor. fakat koyu tenli erkeklere özellikle ortadoğulu tipindeki erkeklere hiç yakışmıyor. zaten bu erkeklerin kıl yoğunluğu da daha farklı. sakal bu erkeklerde yüze bir kirlilik ve dağınıklık getiriyor. ve yine af buyrun ama at hırsızı gibi gösteriyor, bağcılar kekosu gibi gösteriyor, seri köz getir diyecek adam gibi gösteriyor.
sarışın veya açık tenli erkeklerde kıl yoğunluğu düşük, kılların rengi açık. bu, yüzde gerçekten de güzel gözükebiliyor, maskülen bir görüntü katabiliyor. özellikle çene kemikleri gelişmemiş, oval yüzlü, bebeksi erkeklerde bence sakal büyük bir artı getiriyor. ama teniniz koyu ise tipiniz muhammed bin raşit gibi ise bence sakal bırakmayın. bakın bu size çok kıyak bir tavsiyemdir. bana güvenebilirsiniz. -
2021 asgari ücreti 2825 tl olması
buradaki başlıkta yapılan en büyük hata asgari ücretle bir insanı tüm ihtiyaclari ile geçindirmeye çalışmak. hatta işi azıtıp asgari ucretle 4 kişilik aile hesabına giren var. afedersiniz ya da affetmeyin ama çüş ulan çüş. asgari ücretli adam 2 çocuk yapıp karısını da çalıştırmıyor he mi?
asgari ücret kendi başına yaşayan bir bekar ücreti bile değildir. ya evini paylaşırsın, ya ailenle yaşarsın. asgari ücret geçici bir işin, görece çok basit bir işin ücretidir. yani öyle olmalı idi. az biraz gelişmiş ülkelerde böyle, bizde de böyle idi. akp'nin tuzağına düşmeyin, gözünüzü seveyim.
bak ben 2012 yazında öğrenci iken bir dondurmacıda çalışmıştım. maaşım 1200 tl falandı ve o zamanın asgari ücreti 700müş. bak düşün, dondurmacı kız ben bile asgariden fazla alıyormuşum. 2012'de asgari ücret alan da öyle çok yoktu ya. karşımdaki garson kız da tiplerle falan 1200 alıyordu herhalde. siz ne yaptınız bu 8 yılda ya?
siz asgari ücretle bu hesaplara girdiğiniz zaman asgari ücreti piyasa da yanlış anlıyor. herkesin ilk başlama ücreti gibi lanse ediliyor. oğlum allah aşkına yapmayın, asgari ücret bunun ücreti degil. hükümet bizi oraya sürükledi ama siz ayılın.
asgari ücret bak bir firmaya girersin ya;
kapıda seni karşılayan sekreter kız vardır, onun ücretidir.
sana çay getiren abla vardır, onun ücretidir.
içeride bir stajyer vardır, onun ücretidir.
dondurmacıda çalışan öğrenci kız vardır, onun ücretidir.
öyle köşe başındaki küçük bir dönercide kasada duran adamın ücretidir.
asgari ücret;
fabrikada, üretimde çalışan bir işçinin ücreti değildir.
üniversiteden yeni mezun olmuş bir gencin ücreti değildir.
evlenen, çocuk okutan ama karısını da çalıştırmayan bir adamın ücreti değildir.
nasıl bir popülizmin kurbanı olduysanız ayarınız şaştı. asgari ücret ile ilginç hesaplar yapar oldunuz. amma velakin asgari ücretin piyasa koşulları üzerindeki ısrarlı artışı yüzünden ortaya çıkan aşağıdaki sorunlara hiçbiriniz cevap vermiyorsunuz.
1- toplumun büyük kesminin asgari ücret ve civarındaki maaşlarla çalışması, fakirliğin paylaştırılması
2- asgari ücretin her kesim insan için başlama ücreti olarak algılanması ve nitelikli elemanın motivasyonu kaybetmesi, işlerin sallapati yürümesi
3- vasıfsız işçilik için asgari ücreti fazla bulan küçük işletmelerin sigortasız işçi çalıştırma yoluna gitmesi ve vergi kaybı
4- bu kayıp vergilerin de sigortalı çalışanların sırtına yüklenmesi
5- yine bazı şirketlerin az eleman çalıştırmaya başlaması ve artan işsizlik
6 - vasıfsız işçilik için asgari ücreti fazla bulan küçük işletmelerin verdikleri paranın bir kısmını geri alması
7 - buna rağmen piyasanın asgari ücreti bas kabul edip hizmet ve ürünlerinin fiyatını yakın oranda artırmaları
8 ve sonuç : yine yeniden daha fazla fakirlik.
şimdi bunların hangisine karşısınız? nasıl bir oyuna düştüğümüzü hala mı görmüyorsunuz? -
bedava seks paralı seksten pahalıdır
aklıma south park'ın efsane bölümlerinden biri olan butters' bottom bitch 'ten bir sahne geldi bak, paylaşmazsam çatlarım, swh.
9 yaşındaki butters, çevresine bazı kızları toplayıp, 5 dolar karşılığında, erkeklere öpücük satan, öpücük şirketi kurmuştur (şey p.zevenklik evet). küçücük çocuklar, sırf bir kızı öpmek için bütün harçlıklarını butters'a vermektedir.
kyle: butters! kes şunu artık! çocuklar bütün öğle yemeği paralarını, bir kız öpmek için harcıyor. hem sence erkeklerin kızları öpmek için para vermesi doğru mu?
butters: kyle! hiçbir şey bildiğin yok. erkekler kızları öpmek için zaten para verirler. eğer seni öpen bir kız varsa, er ya da geç bunu ödersin. onu yemeğe çıkarırsın, sinemaya götürürsün, bütün zamanını onun aptalca sorunlarını dinlemek için harcarsın. bak, şimdi stan orada oturmuş wendy'nin sikik problemlerini dinliyor. neden? çünkü wendy ona öpücük verdi. her erkek öpücük için para öder ve bana kalırsa bizim şirketimizin öpücük için istediği 5 dolar buna kıyasla hiçbir şey.
kyle: butters! sana ne oldu böyle?!
butters: ne mi oldu? büyüdüm ve bir erkek oldum, artık herkesin gözünü açmasının vakti geldi!
(bkz: south park) (bkz: 13. sezon) (bkz: 9. bölüm) (bkz: yaran replikler)
tık tık
edit : oha, çok mesaj aldım. millet bu bir dark humour çok da şey yapmayın. biraz rahat olun canını yidiklerim ya. elemanlar 9 yaşında ve bu south park. ulan hiç mi kara mizah görmediniz anlamıyorum ki.
bölümü izleyin. 20 dakikanızda bol bol güldüğünüzle kalırsınız. zira bölümdeki başka bir efsane de (bkz: harrison yates)
izlemeyenler, izledikten sonra bu kadar bedavadan kahkaha için bana dua edecek, ayrıca kara mizah nedir öğrenecek swh. -
cv'sine bilkent parantez içinde burslu yazan tip
yeniyuzyıl üniversitesinde eczacılık okuyan bir arkadaşım vardı. mezuniyetinden sonra bir süre iş bulamadı, halbuki tanıdığımız diğer eczacılar çatır çatır iş buluyordu. bir gün sorduk:
-cv'nde burslu diye belirttin mi?
+yoo!
-aaaa! kız belirtsene! burslu yaz hemen yanına.
kız cv'sine öğrenimini burslu diye belirtti ve 2 hafta sonra iş buldu, bingo!
bundan çıkan sonuç şu: işverenler bakıyorlar! vallahi ben olsam ben de bakarım. bu kız eczacılık okumuş da, 5 matematik netiyle mi okumuş 30 matematik netiyle mi okumuş, kafası gerçekten çalışıyor mu sorularına verilecek cevap önemli!
edit: bilkent başlığında yeniyüzyıl örneği vermek garip oldu arkadaşlar tamam, tamam, çok haklısınız. ama siz ana fikre odaklanın swh -
muharrem ince üzerinden oynanan oyun
inceyi akpliler değil, incenin seçmenleri/hayranları gündemde tutuyor ki bunlardan biri de benim.
muharrem ince yıllardır, muhalefetin beklediği isimdi, nihayet geldi ve konuşuyor. 17 yıldır, bir grup insanın içinde patlayan şeyleri şakır şakır söylüyor. enerjisi yüksek, kıvrak zekalı, hazırcevap, mantıklı konuşan veeee çok sevdiğiniz üzere alfa karakterli bir adam. istediğinizi deyin ama bizim millet lider sever, atatürk'ten sonra chp ilk kez lider görüyor. chp tabanı, bilhassa gençleri coştu coştu. zaten ağırlıklı muhaliflerden oluşan başta twitter olmak üzere sosyal medya kaynıyor. ince de günde 20 saat çalıştığından, doğal olarak her gün yeni bir şeyle karşımıza çıkıyor, yeri geliyor karşıdakinin anladığı dilden de konuşuyor, kendi deyimiyle daniskasını yapıyor. e haliyle dillerde oluyor. yok ne olacaktı? manyak mısınız siz? muharrem incenin sürekli gündemde olmasından daha doğal ne olabilir? seçmeni bu adamı yalnız bırakır mı? bu azime ve enerjiye sessiz kalır mı? vallahi insan çarpılır ve dahi taş olur. ibretlik diye okuruz yıllar sonra bile.
muharrem ince, bugün herkesin başkan adayı da olsa, chp tabanından çıkmıştır. chp tabanının yıllardır beklediği bir adam olarak çıkmıştır. bırakın da biraz sevinelim. -
the red pill
yazılanları okuyorum da yok arkadaşım redpillciler sert yapmakta haklıymış. ne diyorsunuz allasen? bir de laf sokmuşsunuz sözde.
hayır, redpill kadınlardan tekme yiyen erkeklerin acı ile kurdukları bir şey falan değildir, kız düşürme şeysi de değildir. aramızda her şeyin bokunu çıkaranlar çokça yaşadığından redpillden de bu yönde nemalanmaya çalışanlar olacak elbette. "kadınlara iyi davranmayın, ben de eskiden iyi çocuktum ama şimdi badboy oldum akıllandım, kızları da götürüyorum vuhuhu" diyen adamlar redpilli götünden anlamış adamlardır. redpill böyle bir şey değil. kadın tavlama taktiği değil, kadın ve erkek doğasını anlatmaya çalışan bir düşünce sistemi bu.
redpillci(başka tabir bulamadım şimdi) arkadaşlar kimi yerlerde çok ağır şeyler de söylüyor doğru. ama bu biraz da, bu anlayışsızlığınızla kafayı yemeklerinden olsa gerek. öyle değilse de bir düşüncenin hepsini almak zorunda değilsiniz anasını satayım. yani benim de sevmediğim ve katılmadığım bazı yerler oluyor ama ne olmuş? yahu din değil bu. azıcık ana fikre bakın, ötede beride yanlışlık varsa da torpuleyin, daha iyi fikirlerle gelin de sizi dinleyelim. hani sizin ne var elinizde?
hem çok merak ediyorum genel olarak redpillin hangi deyisinden rahatsız oldunuz?
-mesela hipergami diye bir şey açıklamışlar. kadınların, erkekler gibi gelişigüzel ilişki kurarlarsa neden mutsuz olacaklarına dair hipergami ve alfa widow başlıkları altında açıklamaları var. açın okuyun ve allah aşkına başlıklarda salak salak sataşan ergenusları bir kenara bırakarak, dürüstlükle söyleyin, yalan mı? kadınlar sizce neye göre seçiyor peki partnerlerini?
-günümüzde kadınların kendilerini erkekler gibi değerlendirdiklerini, erkeklerden beklediklerini, erkeklerin de kendilerinden beklediklerini sanarak ilişki dinamiklerini yanlış anladıklarını söylemeleri yalan mı? bu konuda yanlış yetiştirilmiyor muyuz sizce? bir terslik görmüyor musunuz? gerçekten mi?
-iyi erkek olmak ve erkek olmakta iyi olmak diye bir tabir de vardı... 10 numara! günümüz erkeklerinin erkek olamadıklarını erkek çocuğu gibi sıkışıp kaldıklarını ve bunun sonucunda da ne kadınların ne de erkeklerin ilişkilerinde aradıklarını bulamadıklarını söylüyorlar yalan mı?
-erkeklerden her zaman daha çok şey beklenir. üzerlerinde hayvani bir baskı vardır. sakarlık ya da başarısızlık bir kadın için kimi zaman şirin olabilecekken erkek için asla değildir. kimse erkeğin hatalarını hoş görmez, başarısızlığını tolere etmez, asla. ulan yalan mı bu? başarısız olduğu için intihar eden erkekleri ve kadınları düşünün, oranlayın. acaba neden öyle?
-erkekler hayatı boyunca yaptıkları her şeyi başkaları için yaparlar. onay kazanmak ve statü oluşturmak hayati bir öneme sahiptir ve yaptıkları her şey statülerinde etkilidir. kadının sırf kadın olduğu için bir değeri varken, erkeğin "erkek olmakta" iyi olamadı ise hiçbir değeri yoktur deniyor. evet çok ağır laflar ama yalan mı?
-kadınlar zayıf erkekleri severler şefkat duyarlar ama asla aşık olamazlar diyorlar yalan mı? zorunuza mı gidiyor? bütün ezik erkeklere "iyi çocuk" sıfatını bedavadan dağıtıyoruz da öyle mi gerçekten? neden o iyi çocuklara aşık olmuyor peki kadınlar? "kadınların efendi adam yerine piç sevmesi" başlığında sallayıp durdunuz vakti ile... 'ayy birak kanka siken seviliyor bu devirde' tarzı sitemleriniz pek tatmin edici değildi, başlık desen baştan falso zaten. redpill buna açıklama getiriyor işte, kadınların sevgisi tamamen hayranlık temellidir. öyle şefkatle, iyilikle aşık olmazlar diyor. uzun uzun da anlatıyor, açın okuyun yalan mı?
-günümüz feminizm akımı altındaki eşitlik lafları kadına inanılmaz pozitif ayrımcılıklar veriyor ve erkeğe yapılan haksızlıklara, erkeklerin sorunlarına üzerindeki baskılara hiç ses çıkarmıyor diyor, yalan mı? erkek olmak çok rahat demiyor mu herkes, öyle mi cidden?
-kadınlar başka kadınlar tarafından beğenilmeyen erkeklerden şüphe duymaya başlar diyor, yalan mı? bakın belki kasten yapmıyorsunuzdur, ama yok mu bilinçaltınızda oğlum. dini nedenleri bir kenara atalım, 25 yaşında ve hiç sevgilisi olmamış bir erkek size ne düşündürür? redpill adam gibi açıklıyor nedenlerini, yalan mı diyor?
-kadınlar daha çabuk değer kaybederler denmiş. kabul çok ağır bir cümle ve kimi zaman boku çıkıyor. sol framede kadınlar 35inden sonra ölsünler bence iyy diyen salak ergenlerden bahsetmiyorum ama allah aşkına düşünün. adamlar buna doğurganlık üzerinden evrimsel temel de sunuyorlar. kardeş yalan mı? 40 yaşındaki adamların arzulanabilirligi ile 40 yaşındaki kadının bir mi gerçekten? redpill buna açıklama getirince mi suç?
çok afedersiniz de bazı ağır sözler sebebiyle bir halt anlamadan ortaya atlayıp komik oluyorsunuz sadece. duygusal sataşmaları bırakın. kendi düşüncelerinizi, redpilli neden yanlışladığınızı anlatın, feyz alalım.
ha, ilaveten redpill kadına köle muamelesi yapmaz. evde otur çocuk bak len de demez. kadını ezmez, erkegi yüceltmez. hatta erkeklerin büyük kısmını itin götüne sokar, dikkat ederseniz esas erkeğe acımasızdır, zira en başta doğa erkeğe daha acımasızdır ve redpill de doğayı açıklama derdindedir, gerçektir. ve evet sevgili suserlerim şahsen bana büyük farkındalık kazandirdiydi, hala iddia ediyorum bırakın şu inadı, size de kazandıracak. yahu alfa erkeği olacağım heheh gazindaki ergenlere bakmayın siz, fikre bakın çok rica ediyorum. bazı şeyleri anlayalım, kabul edelim ve nasıl bunu yararımıza çevirebiliriz onu tartışalım. katılmadığınız yerlerde daha iyisi ile gelin, sizi de dinleyelim.