benim annem 20 sene önce intihar ederek hayatına son verdi.
ben o zaman 9 yaşındaydım, şimdiyse 29 yaşında kazık kadar bir kadınım.
bu gece ise, bu konu hakkında ilk defa yeni bir şeyler hissediyorum. 20 sene önceki bu tecrübeyle bağlantılı, daha önce yaşamadığım bir panik atak geçiriyor olmaktan dolayı da beynim şaşkınlıktan komaya girmiş durumda. titriyorum. bu itiraf bile beni hasta ediyor; 20 yılın acısı bugün, birden patlayan irin gibi. oluk oluk akıyor.
ben bunca sene, bir kez olsun bile "neden bizi bırakıp gittin?" diye isyan etmedim. son nefesini verdiği gün dahi, o minik ve naif beynimle -bakın kalbimle değil-, vardır bir bildiği dedim. duramadı, atladı aşağıya.
bu kadar basitti her şey.
bugün ise, sanırım ilk defa, kalbim devreye girdi. öz annem tarafından yalnız bırakıldığımın farkına vardım.
ilk önce bu terkedilmişlik duygusuyla tanıştım. saatlerdir de 20 senedir zaten olmayan kadının hayaletliğine, isyan edercesine, damarlarımı parçalaya parçalaya ağlıyorum.
peki neden şimdi? aslında sebebini de biliyorum.
bugün annemin doğum günü. yaşasaydı, 52 yaşında olacaktı. birden bir fotoğraf albümünü alıp, anneme bakasım geldi. normalde yapacağım iş değildir. geçmişi gömenlerdenim ben..
açtım albümü. baktım; baktım birlikte fotoğraflarımıza. sonra gördüm ulan. ilk defa. gördüm! fotoğraflarda, oradaki bakışlarında, bana dokunuşunda.. aslında yavrusunu sevdiğini gördüm.
sanırım, şu ana kadar beni zaten hiçbir zaman sevmediğini düşümüşüm; çekip gitmesi sebebiyle de bir isyana kapılma hakkını kendimde görmemişim ben.
artık biliyorum ulan. bu kadın beni sevmiş. sevmesine rağmen gitmiş.
vay amına koyayım. gitmeseymiş...
treamorg1 profili
-
ekşi itiraf