ikinci yarı/üçüncü çeyrek başında barça öyle güzel bir set yaptı, öyle güzel adam boşalttı ki sanat gibiydi yeminle. obra reyizin masterpiece setleri gibi.
20 fark yemeyelim bari ya.
-
bir de öküzün biri "oyuncuların oraya gitmeleri takıma zarar veriyorsa fener nba'e oyuncu vermesin, zorla mı amk" demiş. senin nöronlarını sikeyim afedersin. yani şu "fikre" sahip olabileni de insandan saymak zorundayız ya, gel de kafayı yeme.
cagdas donem kuramcisi4 profili
-
20 kasım 2019 barcelona fenerbahçe beko maçı
-
27 haziran suriye rejiminin türk ordusunu vurması
"pkk'nın akdeniz'e uzanmasını" önlemek diyorlar hala. deli olacağım.
sizin coğrafya bilginizi bir, size coğrafya öğreteni ayrı, okuduğunuz/izlediğiniz "kaynakları" ayrı, o kaynaklarda konuşanları ayrı...
ulan suriye dediğin memleketin (tartus hariç) bir tane limanı var takadan büyük gemilerin yanaşabileceği: lazkiye. suriye topraklarındaki tek liman bu. tek ulan tek. geri kalan tüm sahil şeridi tıraş. işe yarar diğer limanların tümü lübnan'da*.
neymiş, "kürtlerin akdeniz'e ulaşmasını engelliyoruz". afedersin de lazkiye'yi bıraktığı anda esat dediğin yarraklara öyle yan basar ki o kadar olur.
e lazkiye oyun dışıysa elimizde ne kalıyor? hatay.
ulan türkiye hatay'ı mı bırakacak?
idlib'e girme sebebimizin "sünni kardeşlerimiz" olduğunu elli trilyar kere söylediler be. neymiş, güvenli bölge. nasıl güvenli bölgeyse her çeşit "islamcı" orospu çocuğu orada. din kardeşlerimiz ama bunlar. kafa kesen tipler değil.
ulan müslüman kardeşleri sevdiğinin binde biri kadar türkiye'yi seven biri böyle işler yapmazdı. binde bir bak, binde bir.
atatürk boşuna dememiş gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler diye. aha budur gaflet de, dalalet de, hıyanet de.
bu iş burada kalmaz. o garanti. ne olacak onu göreceğiz. umarım daha fazla askerimizin canı yanmaz. yazık lan yazık. el kadar bebeler ölüyor birisi kendince içeride diktatörlük dışarıda halifelik oynayacak diye.
benim canım acıyor bundan. canı acımayanların da ölüsünü bir, dirisini bin siksin az biraz vatanperver olan cümle türk efradı.
-
*orada tartus limanı da var dendi. doğru. fakat atlanılan nokta şu: tartus'la lazkiye "bir" gibi. aralarındaki uzaklık eminönü-gebze veya ereğli-zonguldak kadar. ondan aklımdakini doğru yansıtamadığım için şöyle düzelteyim yukarıya dokunmadan: sahile bir defa ulaşabilirsin ve bu bosna'daki gibi bütün kıyılar hırvatistan'dayken öyle iyilik olsun diye neum'un bırakılması gibi olmaz. olamaz zira yapıya aykırı. lazkiye'yi almadan tartus'a inemezsin, tartus'u da almadan lazkiye'yi elinde tutamazsın. hasılı ortada "akdeniz'e ulaşmak" gibi bir mevzu varsa olay lazkiye'dir.
la zaten tartus limanı dediğin yerin karayoluyla tek bağlantısı var: humus. hadi sizi kırmayalım, sahil şeridinden lazkiye yolunu ve o yol üstünden sapıp hama'ya giden yolları da ekleyelim, ediyor üç bağlantı. e bu üçün (şu anda) üçü de (afaki senaryoda ikisi de) esat'ın elinde. lazkiye'yse idlib-halep bağlantısına sahip. benim "lazkiye'yi mi bırakacak" deme sebebim de bu işte. ha lazkiye'yi bırakmışsın, ha halep'i. aynı bok. herifler de halep'i almış, ucunda bizim askerlerimiz var şimdi. birinin bile canı yanmadan dönsün memleketlerine inşallah. budur umudum.
-
devam edeyim. "akdeniz'e sadece liman için ulaşmak istemiyorlar" dendi. plajda denize girmek mi istiyorlar o zaman?
vay arkadaş...
"el kadar toprak yeter doğu akdeniz mevzunu karıştırmaya" dendi. doğru da burada yukarıda dediğimi tekrardan başka yolum yok: ışid'i attıklarından beri lazkiye dediğin yerde "oooh. deniz, kum, güneş, kızlar" diye takılıyor herifler. ha lazkiye'yi bırakmışsın, ha halep'i. aynı şey. aksi takdirde incecik bir şeridi vermen lazım kürtlere ki denize ulaşsınlar, o iş de yaş ve tıraş yani. -
tekirdağ'da kaybolan engelli kız çocuğu
duyuru'dan gördüm up'lamaya geldim.
"yeğenimiz başak saral, 1 mayıs akşam çorlu önerler mahallesindeki evinden çıkmış ve kaybolmuştur.
pembe bir t-shirt, fotoğraftaki yelek ve gri renkli eşofman altı giymektedir.
kızımız duyamıyor ve konuşamıyor. görenlerin, 0532 265 18 34 nolu telefona haber vermeleri rica olunur."
kızımızın fotoğrafı da bu:
https://pbs.twimg.com/…ia/d5z-a0qxsaayuy6.jpg:large
barça'yı ekrem'i tayyip'i bırakın da az başlığı yukarı taşıyın la. yazık, el kadar bebe daha. kavuşsun ailesine hayırlısıyla. -
ismet özel
kesilen konuşmanın da yer aldığı "panel" buymuş.
https://www.youtube.com/…ko&feature=youtu.be&t=8992
uzun uzun bakmaya gerek yok. sadece şuraya bakın: 24:44-27:52
diyor ki eski yazı gitti, asker kaçakları istiklal madalyası aldı. bak alfabe değiştirmek bize nelere mal oldu.
-
bu eski yazıcı herifleri hiç anlamadım, hiç anlamıyorum, hiç anlamayacağım. bu beynine sıçtığımı da bize alim diye kakalayanların cibilliyetini sikeyim.
öncelikle not: firar ve karar neredeyse tamamen aynı şekilde yazılır. doğru. gel gelelim birinde nokta, diğerinde iki nokta değil çizgi bulunur. biraz osmanlıca okumuş herkese vakidir ki çift noktalar çizgi olur, yazan kişi iki tek nokta atmaya üşenir. herif hikaye anlatıyor, anlattığı hikaye bile sikik, daha yazıya ben kadar bile hakim değil. siktirsin amk.
şuraya bir bakın. istiklal marşının eski kutsal yazıyla bir kopyası. çok uzaklaşmaya gerek yok, sadece ilk kelimeye (korkma) bakacağım. bu kelime aşağıdakilerin hangisidir?
a- korkma
b- kurkma
c- körkme
d- kürkme
doğru cevap hepsi birden. çünkü bu koduğumun arap alfabesinde bizim ö harfimiz yok. yok amına koyim, yok. misal gidin, arap oğlu arap ömer'in birine ömer deyin. mal gibi bakar suratınıza, anlamaz kendisine seslendiğinizi. zira herifin adı ömer değil, omar. çok dilerseniz umar'a doğru evriltirsiniz (ki yanlış olur), o kadar. biz türkçeleştirip ömer yapmışız, hadi o bizim suçumuz olsun. daha bilmem kaç milyon adamın ismini yazamıyor/okuyamıyoruz, "bak eski yazı ne güzel". ulan eski yazıyla önlem yazamıyorsun, hadi yazdım desen ünlem ile birbirinden ayıramıyorsun, neyin tatavasını yapıyorsun bana?
bu tipini siktiklerime kalsa alfabe için dili değiştirmek lazım. önlemi siktiret, onlam olsun. ne olacak. ne de olsa türkçe sikik bir dil. kutsal arap alfabesini kullanalım da gerekirse anlaşılmaz olsun.
sik kafalılar sizi.
yine istiklal marşından bir örnek. altıncı dörtlüğün ilk kelimesi (bastığın). orada kocaman bir kaf harfi var, gördün mü? hah o sana girsin işte. ulan türkçede kaf sesi mi var? hadi kaf'ı da geç. bana şurada ı harfini göster, bin yıl kölen olayım. tipsiz herifler, cahil pezevenkler sizi.
-
ek 1:
bak damlamış aşağıya bir tanesi.
ne demişim? "bu herif ben kadar bile hakim değil eski yazıya". ben hakimimi mi demişim? ulan şu cümle "ben hakim değilim, o hiç değil" anlamına gelir. türkçe bilmeyen pezevenkler sizi.
başka ne demişim? "bastığın kelimesinde kaf var. bizde kaf mı var?" diye sormuşum. ne demiş? kaf ve kef'i ayıramıyormuşum. nasıl ayıramadığımı da öğrensem çok mutlu olacağım.
başka ne demişim? "korkma ve kurkma aynı yazılır" demişim. o ki ben yanlışım, farklı nasıl yazılacağını bilen birisi gösterse ya?
amınıza koyim hepinizin.
-
ek 2: eğer detaylarsa mevzu, eyvallah. korkma-kürkme benim hatam. peki. iyi de hemen altındaki mısradaki ilk kelime düşün. vav'la yazılmış. ü olmuş. korkma kelimesinde aynı vav o olmuş. yani temel argüman olduğu yerde duruyor: o-ö-u-ü için tek harf var elimizde. yine de belirtilen detay doğru, verdiğim örnekte hatalıyım zira elimizde iki tane k harfi var. d, m, l, n... gibi iki tane olmayan bir harf olmasa bu argüman yalan olacaktı. hem doğru, hem yanlış bir karşı tez.
bastığın kelimesinde ise hata tamamen benim. gayın var orada. "ne alaka la burada kaf" diye düşündüm, sonra başka transkripsiyonlara baktım, doğru. orada gayın var. ha türkçe'de gayın var mı? yok. şu durumda sezarın hakkı sezara diyor hatalı olduğumu tekrar ediyorum, ve sözümü değiştiriyorum: kaf girmesin, gayın girsin arap alfabesi isteyenlere.
kedi-kuş ayrımı. doğru, ama yanlış. aynı şekilde türkçe'de yumuşak ve sert l harfleri de var (leman - alık). lam bunu gösteriyor mu? göstermiyor. türkçe'de nazal n var (orta anadolu'da "gelding mi" gibi seslenirler ya, o). nun bunu karşılıyor mu? o da karşılamıyor. devam edelim. türkçedeki kalın k kaf kadar kalın mı? ben hiç görmedim, duymadım. kuştan bir kaf çıkaracaksak işimiz var.