hiçbir şey almanıza gerek yok. bünyenizde taşıdığınız ama sizin bağışık olduğunuz hastalıklarla muhtemelen bir toplu yok oluşa sebep olacaksınız. alın sex on the beach'inizi, yaslanın geriye, dünyanın sikilişini izleyin.
hayata fransiz3 profili
-
orta çağ'a geri dönülse yanınıza alınacaklar
-
erasmus ile kızını yurtdışına gönderen baba
ağır küfredeceğim de.. zor tutuyorum kendimi... kişi kendinden bilir işi kıvamında... demek mezhep değil de.. uçkur konusunda herkesi kendi gibi gevşek sanan zevat var.
sakinim... -
ekşi itiraf
son 10 yıldır uğruna çalıştığım şeyi başarmaya yarın itibariyle yalnızca 1 adım uzaktayım. tam 9 ay önce boynu bükük ve gözü yaşlı ayrıldığım evime hayalimdeki şirketin boardında dönüyorum. xo diyorlar bana. önceleri girmek için 5 mülakattan geçtiğim şirket beni elinde tutmak için sınırları zorladığını söylüyor.
komik bi rüyada gibiyim. 5 yıllık ilişkim bitti, evim dediğim ve dünyada daha çok sevdiğim bir yer olmayan kentten ayrıldım, işi bıraktım, ailemle aram kötü vs. vs. sonra sanki allah'a olan inancımı sınar gibi türlü türlü problem.
her şeyin boka sardığı bi dönemde, zamanında alınmadığım şirketin bana bi headhunter vasıtasıyla teklif getirmesi. 4 ay sonra da başka bir şirketten gelen teklifi ezmek için beni board'a almaları.
hayat çok acayip. galiba rabbim yeni filizler verebilmem için hayatımdaki anızları yakmamı ve bunu da zor yoldan yapmamı takdir etti. ölü toprakların içinden ve yanık kokularıyla filiz veriyorum. hem de her şey tam bitti derken. her şeyden umudu kesmişken.
zamanında tutunduğum şeyin beni yanıltmaması en büyük kazancım. "rabbim beni terk etmedi. bana darılmadı da." beni gecenin en karanlık anında çekip, çıkarıp gün doğumuna ulaştırdı. bu saatten sonra ne çalışıyorsam 10 hatta 20 katını çalışmak için kendime söz verdim. zira bana verilenlerin kıymetini biliyor ve şükrediyorum. bunun yanında bunların en büyük şükrünün de çok çalışıp hakkını vermek olduğunu düşünüyorum.
allah utandırmasın.