Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 20 mart 2017 david rockefeller'ın vefat etmesi

    illuminati dünyasını yasa boğmuştur.

  • 2. ismail saymaz'ın ekşiciler ile fotoğrafı

    görüldüğü gibi kızlarımız güzel, erkeklerimiz yakışıklıdır.

    edit: (bkz: #66933001)

  • 3. survivor 2017

    devam edeyim.

    sedat: survivor'da içinde ağır dram barınan iki karakter var demiştim ya, diğeri de sedat. furkan'la aralarında bi sıralama yapacak olursak, birincisi hatta.

    "çılgın" sedat, hayatta arada kalmayı, bi yere ait olamamayı, ne kadar çabalarsak çabalayalım bazen kendimizi konumlandırmakta çaresiz kalmayı temsil ediyor. ne "çılgın"'ın çılgınlığını taşıyabiliyoruz ne de olmak istediğimiz "sedat"'ın ağırlığını. öylece savrulup gidiyoruz.

    biraz karışık anlatmış olabilirim. daha net gidelim. sedat survivor adasına neden çağrıldı? daha doğrusu konumu neydi? şöyle söyleyelim; biliyoruz ki, survivor'daki karakterler aslında kendilerinden öncekilerin birer kopyası, muadili. daha doğrusu, bu düşünceyle survivor'a davet ediliyorlar; herkes birinin karşılığı, ee tabii bunun ne kadarını başarabiliyorlar, orası ayrı bi konu.

    diğerlerini boş verip sedat üzerinden gidelim. acun'un sedat'tan beklentisi neydi?
    sedat kim ya da kimlere karşılık geliyordu?

    sedat, yılmaz morgül'dü, nihat doğan'dı, kıbrıslı taner'di. en azından acun için buydu. eee çılgındı sonuçtu. birkaç çılgınlık yapacaktı haliyle. çiğ ama komik hareketler, atarlar giderli laflar, saçma sapan aforizmalar, ağaçlara tırmanmalar, olay çıkarmalar, vs...

    peki sedat naptı? maddi zorluklar çekip çocuğu için mücadele eden ağır, olgun, yaralı bi baba kanalından, duygusaldan, damardan girmeye çalıştı! ve haliyle olmadı. olamazdı da. çünkü sen "çılgın"sın. "çılgın." beklentiyi karşıla.

    gerçi bu sezonki casting ekibi acun medya'da komple başka bi alana kaydırılmalı, gönüllerin adası dedikleri yeri gönüllerin huzurevine ya da ne bileyim, bi nuri bilge ceylan filminin açılış sahnesine çevirmişler. insan gözü kapalı 10-12 kişi seçse, bundan daha kötü casting yapamazdı herhalde. neyse konu dağılmasın. "gerçi" demiştim. gerçi acun için casting genel anlamda hayalkırıklığı yarattı ama, sedat'ın açtığı yara daha derin oldu.

    düşünün acun'sunuz. "got damn it.. oh my god" eser bırakıp gitti. semih'in yerine diye çağırılan erdi'den, erdi'nin kendisi bile 2.hafta sıkıldı. tek tek gidecek vaktimiz yok, kabaca söyleyelim, diğerleri de fos çıktı. ee zaten büyük bi beklenti yoktu, çıkarsa sürpriz olacaktı, ama çılgın sedat o konumda çağrıldığından, bi yllmaz morgül, nihat doğan olmalıydı, o mecburdu, yoksa ne işi vardı?

    gelelim çılgın sedat'ın dramına..sedat, çılgınlığının hakkını verebilseydi, deliye, çılgınlığa yatsaydı, kasmayıp salsaydı, hem kendi hem bizler zevk alacaktık. oysa şu an ruhunun tüm derinlikleriyle mutsuz. adada en mutsuz, mutsuzluktan da ziyade, kendini değersiz hisseden kim diye sorsanız, bunun cevabı uzak ara "sedat" olur.

    lakabınız "çılgın" ise, arabesk fantezi müzik yapıp "tarabya'da bi kata bilmem nerede yata" diye şarkı yapıyorsanuz, ancak o konumun hakkını vererek var olabilirsiniz. kendinizi sevdirebilirsiniz. sen yıldız tilbe'sin, o kadar "çılgınlık"tan yürümem diyorsan "berdan mardini"sin, alişan'sın.. ama sen fahir atakoğlu bile olup bunların yakınından bile geçemedin...

    bunu biraz açalım. çılgın sedat deli gibi sıkıyor kendini. kasıyor. ilhan'ı gördükçe daha da artıyor bu. derdi liderlik değil aslında. hayat boyu gerek müziğinden gerek halinden tavırdan görüntüsünden, kısacası kendisini çılgın sedat yapan ne varsa, her şeyden kurtulmak, temizlenmek, survivor'da başka bi "sedat" yaratmak istiyor bu karakter. tek istediği, bütün arzusu, saygı...

    sedat kim biliyor musunuz? yeni tanıştığınız insanlarla dolu kalabalık bi masaya oturdunuz. aslında çok zekisiniz. esprilisiniz. ve genelde sohbetlerin aranan ismisiniz. muhabbet hep sizin etrafınızda döner. ona buna sararsınız. espri yaptıkça açılır, insanların kahkahalarını duydukça güven kazanırsınız.

    nadir de olsa bazı geceler böyle olmaz. ilk girişi yapamazsınız, espriniz anlaşılmaz, araya laflar girer, özgüvensiz gününüzdür, v.s v.s. olmaz işte. masanın hakimiyetini başkaları alır, güldürür, raks eder. siz de ciddi, karizmatik, cool, arada sohbetlere katılan bi konuma kayarsınız. buradan yürüyeyim bari dersiniz. masadakileri güldüren siz olsaydınız, havaya girecektiniz, oysa sizin yerinizi alanlara şimdi sulu, yavşak tipler gibi bakıyorsunuz di mi? çünkü kaybettiniz. ama belli etmemek gerekir bunu.

    ve artık yeni tanıştığınız insanların gözünde siz "o"sunuzdur. o akşam ne gösterdiyseniz o.

    sedat için survivor, huzursuz bi masa, ama ne yazık ki oradan kalkamıyor. çırpınıyor, debeleniyor, karakterinin üzerinde oynayabildiği kadar oynuyor, ama olmuyor, bi türlü rahatlayamıyor.

    sedat'ın ruh halini daha iyi tarif edebilmek için örnekler üzerinden gidelim. oyun kazandığında ne yapıyor sedat? genelde deli gibi bağırmıyor di mi? coşmuyor. cool, karizmatik bi şekilde yürüyor.. bu duyguyu belki tam olarak ifade edemedim ama, yazarken de anlıyorum beceremediğimi, bu harekette şey var aslında; "beni görün. ben buyum. kazandım, yendim, ama deli gibi sevinmiyorum. benim için önemsiz."

    şöyle anlatayım, yabancı bi takımla ilk kez halı sahada maç yapıyorsunuz. gol attınız. hiç sevinmeden artist artist yürüyerek kendi sahanıza gelirsiniz. bu "bi şeydir" işte. ibrahimovic'in golden sonra öyle bakması gibi...

    sedat, adem'le kavga etti di mi? ilhan'la da.. sabriye, şahika, vs...

    peki sonra noldu?

    sabriye'ye gitti, işte çocuklarımdan vurma v.s dedi.

    adem'le diyalog kurmaya çalıştı.

    ilhan ve grubuyla kafa kafaya geldi..bağırdı, çağırdı, dayılandı.

    peki sonra?

    şu sahne ağır dramdır aslında ve bize sedat'ın survivor'daki halinin özetidir; (videosunu bulduğumda koyacağım)

    hentbol oyununu kaybettiklerinde serhat üzerine gittiğinde naptı sedat? ağlamaklı bi halde.. "bi oyunu da benim için kaybedelim. özür dilerim. ya olsun napıyım hata bendeydi. tamam abi kabul ediyorum her şeyi" v.s dedi. o böyle dedikçe serhat daha da bağırdı, çağırdı. sedat karşılık vermedi, minik bi çocuk gibi denize gitti. sonra da o oyunda bi daha oynamayıp tek başına acınacak bi halde oturdu. hiç konuşmadı.

    peki aynı programda sonra noldu? sedat, tekli röportajlarda başta ilhan olmak üzere o ekibe komple meydan okudu. sert konuştu. birden "erkek", "alfa" oldu. konseyde de "ilhan"ı yazdı.

    peki bunların sebebi ne?

    sedat, önce parlayan, dayılanan, sonra sabriye'den ilhan'a kadar herkese korkudan geri vites yapan biri mi? korkak mı? bi duruşu yok mu?

    işte o ağır dramın yattığı yer burası.

    sedat, korkak filan değil. kaypak olduğunu da sanmıyorum. sedat'ın tek ve çok büyük sorunu, survivor karakterini bulamaması. ne olduğunu kendisi de bilmiyor. bi öyle bi böyle davranmasının sebebi de bu. iyi kötü bi damar bulsa, alışacak, oradan gidecek, ama hiçbiri içine sinmiyor, sürekli başa dönüyor.

    serhat'a alttan alıyor, sonra ulan niye alttan aldım ben, posta koyayım diyorum. posta koymaya çalışıyor, bu sefer altını dolduramıyor.

    furkan'ı, sema'yı, serhat'ı, vs. iyi kötü herkesin bi kimliği var kafamızda. ama sedat'a dair koca bi boşluk var. işte o da tam olarak bu boşlukta kayboluyor.

    "abi" olayına bu kadar takmasının nedeni de bu. hep aynı yere çıkıyor. "saygı". "önemsenme." "kendini kabul ettirme".

    işte furkan'la da benzeştikleri nokta bu.

    birisi doğuştan, yaptığı müzikten, yaşadığı hayattan, v.s'den çemberin içine hiç girememiş. öbürünün de bütün ergenliği çemberin içinde geçmiş, ama halukların pınarların babaların abilerin ablaların annelerin sayesinde olmuş bu...

    ve şimdi ikisi de burayı tırmalıyor.

    sedat için survivor'daki mutluluk tarifi çok basit.

    bi kere serhat'a, ilhan'a dediği gibi furkan'ın ona bütün ruhuyla "abi" demesi, ilhan'ın bi anısını anlatması, serhat'ın uyanır uyanmaz "günaydın" demesi. tüm çabası sadece bunlar için. kendini değerli hissetmek. önemsenmek. sadece"beni de aranıza alın" değil, "bana değer vererek aranıza alın" yakarışı.

    -bi tane fotoğraf vardı. ilhan, serhat, sema, furkan oturuyordu yüksek bi yerde. sedat da yerden onlara bakıyordu. bi daha görürsem ekleyeceğim. sedat'ın survivor'daki ruh hali o fotoğrafta saklı işte.-

  • 4. mart 2017 engelli öğretmen atamaları

    buyur burdan yak;

    (bkz: mart 2017 engelli öğretmen atamaları/@sagol yavrum)
    https://yadi.sk/i/qmuil9cj3g9rzp
    https://eksisozluk.com/biri/sagol-yavrum
    (bkz: sagol yavrum)

    hadi bunu yazan tip "pek şerefli" bir troll; ne var ki toplumun genelinin algısı engellinin çalışamayacağı, boş yere yer işgal etmesindense engelli maaşına tamah etmesi gerektiği yönünde. ezkaza bi' avrupa ülkesine gittiğinizde sokakların engelli ve yürüteçli ihtiyar dolu olduğunu görüp şaşırırsınız; "bu avrupalılarda da amma çok sakat var" dersiniz. oysa bunca engellinin göze çarpmasının sebebi dışarı çıkabilecek şartlara sahip olmaları; yani sosyal hayat ve şehirlerin buna göre düzenlenmiş olmasıdır.

    ben size daha acı bir şey söyleyeyim; türkiye'de şu an engelli çalışan kontenjanını göstermelik dolduran; engelli çalışanları için bankaya yatırdığı asgari maaşın yarısını elden geri alan yüzlerce şirket var. eğer engelliler "otursunlar götlerinin üzerine" diyorsanız bu haltı yiyenler kadar kansızsınız demektir. troll olmak bir şey; milleti kızdırıp eğlenirsin; ama insanların engellerinden ötürü ekmek kazanma haklarıyla dalga geçiyorsan kusura bakma ama insan değilsin.

  • 5. birlikte iyi giden şeyler

    din-siyaset.

  • 6. türk kızlarının çok çabuk kilo almasının nedeni

    komşu kızı reyhan sabahları eşofmanını giyip koşu yaparken parkta tekmelendi. bebeği düşüyordu neredeyse.o günden sonra stresten yedi şişti. evde oturuyor şu an.

    bakkalın kızı didem otobüste uçan tekme yedi o da evden pek dışarı çıkmıyor.

    terzinin kızı buse geçenlerde tecavüze uğrayıp öldü. cenazesini yıkayan kadın, buse nin vücudunun şişmiş olduğunu söyledi.

    arap kızı yağmur ise bu olanlardan etkilenip hep camdan bakıyor.

    o da otura otura şişti.

    nasıl bir yaratılış mucizesidir anlayamadım. madem kadınlar evde oturacak bari ona göre bünye verilseydi de kilo almasalardı.

    deli gibi koşsunlar evde diye yaratıldılar sanırım.

  • 7. o ses türkiye

    referandum provası yapıldı ve #hayır kazandı. tebrikler dodan. tebrikler hadise. tebrikler adem. adem?

  • 8. bayan kelimesinden rahatsız olunmasının sebebi

    toplanın, açıklıyorum. şu mevzuyu çözelim, öpüşüp barışalım.

    bay/bayan, kadın erkek tanımlamalarından ve kullanım yerlerinden önce, başlığın soru önermesini yanıtlayalım.

    sokaktaki adamın riya içereyen "bağyan" tanımlaması rahatsız edicidir, aslına bakarsan sadece komiktir ama "bağzı" kadınlara itici gelebilir. ancak bunun çıkışı da birleşik devletler menşailidir. oradaki feminist ablalarımızın da atarı "woman" sözcüğünedir. "man" sözcüğünden türemiştir, cinsiyetçidir vs.

    kullanım alanlarına gelirse; * *

    evrakta cinsiyet bildirimi için; bay ve bayan kullanılır. örneğin nikah kıyarken; bayan fişmekan bay falanı eşliğe kabul ediyor musunuz? falan. ya da soy isimle hitap gerektiren, liverpool göçmenleri için kullanılabiliecek bay falan, bayan fişmekan.

    kadın, erkek gündelik dilde ve cinsiyet bildirimin kullanılır, bu malumunuz zaten bilal muamelesi yapmaya gerek yok.

    hanımefendi, beyfendi; hitabettir. ancak şehirli hitabetidir. kırsalde hanımefendi ve beyefendi demek karşısındakini burnu büyüklükle itham etmektir.

    bir de "hanfendi" vardır, evlerden ırak. kadınlar kadınlara söyler, çağrı merkezlerinde atarlanma vesilesidir.

    kız, kadın mevzusuna gelince bunu bekaretle iliştirmek zamanla oluşmuş bir yanılgıdır. şöyle ki; kız "dişi çocuklara" söylenendir. kız çocuğu yanı. genç kız da bunun gibidir. oğlan sözcüğü gibi düşünelim.

    kadın ise olgunluğa ulaşmış, birey olmuş "dişi insan"a söylenendir. e toplumumuzda birey olmak kadınlar için evlenmektir. evlenmek demek ise ilk akla gelen sekstir. seks yaptıysa kadın olmuştur yan anlamı türemiştir buradan da.

    özetle; hitabette, şehirde yetişmiş biriyseniz zaten hanımefendi eğreti durmaz ağzınızda. mühim olan niyet. çok da ş'apmamak lazım.

  • 9. müzik aleti olan eve melek girmemesi

    12 yıldır niye salonda cebraille holde mikaille karşılaşmadım diye soruyordum kendime. kızın gitarı yüzündenmiş.

  • 10. anıtkabir'in dozer ve kepçelerle yıkılacağı gün

    (bkz: köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağardı)

    (bkz: götü yiyen buyursun gelsin)

    (bkz: sikerler oğlum hepinizi sikerler)

    bkz.lar çoğaltılabilir ama sanirim bunlar yeterli.

    edit: yukarıdaki bkz.lar ozellikle baslik sahibine değildir. içinden her kim bu dusunceleri geçiriyorsa onlar icin yazılmıştır. küfürlü içerikten rahatsiz olan duyarlı arkadaşlarımdan da ozur dilerim ama bazen bu seviyelere inmek gerekiyor.

  • 11. 20 mart 2017 rte-servis şöförleri gerilimi

    koskoca cumhurbaşkanının servis şöförleriyle ne alıp veremediği olabileceğini düşünürken hangi ülkede yaşadığımı hatırladım.

  • 12. türkiye'de diktatör olmaz diktatör türkçe değil

    bir devlet bahçeli beyanı. ben ikna oldum.

    bu kapsamda türkiyede demokrasi yok ve türkiye laik değil

  • 13. erdoğan ile aziz yıldırım'ın kol kola girmesi

  • 14. selçuk yöntem'li hayır reklamı

    https://twitter.com/…ldu1/status/843540477823483904

    (adeta diğer ünlülere pas niteliğinde. onlardan da bekliyoruz.)

    ayrışmak yerine birleşmek, bizi birbirimize kırdırmaya çalışanlara inat bir arada durmak.

    "bizler birlik beraberlik içinde farklılıklarımızla ve umutlarımızla daha gelişmiş bir türkiye istiyoruz. sandıkta hayır diyoruz!"

  • 15. dinozorlar hiç var olmadı

    güldüren iddia. o fosilleri de sanayide bizim hilmi usta alçıdan yapıyordu zaten.

  • 16. işsizlik yok iş beğenmiyorlar

    bir cumhurbaskani beyanatiymis, ama ben bunu bilmiyordum. twitter'da gercekten cok sık gordugum bir yorum bu; ben oradaki insanlara hitaben yazacagim entryi.

    hayatimda gordugum en sacma arguman.

    efendim bugun twitter'da vardi. neymis, 412 kisiyi cagiriyorlarmis gorusmeye ama sadece 30 kisi geliyormus. ıssizlik yokmus da is begenmeme varmis.

    hatta tecrubesi olmayan universite mezunlari, sirf diplomasi var diye yuksek maas istiyormus.

    bakin cumhurbaskanimiz neticede ulkenin patronu, o yuzden o dogal olarak tenzih ediliyor bu lafimdan. sozum tbmm'den disari hatta.

    patrondan cok patroncu serefsizler.

    6.siniftan lise sona kadar dersaneye gittim. bu sure zarfinda zaten calismam mumkun degildi; zira cocuk isci calistirmak yasaya aykiri. bana "iyi bir universite icin once iyi bir lise kazan, gelecegin kurtulsun" diye vaat verildigi icin ben hayatimi buna endeksledim.

    universiteye geldim, haftanin 5 gunu okula; bazen altinci gunu de vizelere gittim. calisacak saat birakmadilar. yaz tatilinde zaten 30 gunu bir sekilde stajda harcadigim icin 2 ayligina da kimse ise almadi.

    denemedim mi saniyorsunuz? teknosa'ya basvurdum, hem evime yakin, hem sattiklari urunlerin asagi yukari hepsi hakkinda bilgim var diye. beni uygun bulmadiklarindan ise almadilar. bu redden iki ay sonra gittigimde ipad masasindaki gorevliye mini'yle retinali buyuk ipad'in farkli oldugunu anlatmak zorunda kaldim musteri olarak.

    universite mezunu olarak, yuksek lisanstan once yazin calismak icin kac yere basvurdum. eczacibasi staj programi icin basvurumdan 3 dakika sonra reddetti beni bir cumartesi aksami.

    tecrubem yok, oyle mi?

    orta seviye* bir ozel universitenin ingilizce endustri muhendisligi bolumunden mezun oldum onur derecesiyle. university of edinburgh daha mezun olmadan yuksek lisans basvurumu kabul etti; ders durumum ve referanslarim o kadar iyiydi.

    (burs diyenin kalbini kirarim, avrupa birligi vatandasi degilseniz birlesik krallik nah cekiyor burs konusunda.)

    sonuc? su an kariyer.net'ten is basvurusu yapiyorum da 1 tane olumlu/olumsuz donen yok. kasiyer mi olayim issiz kalmamak icin?

    kariyer.net'te arama yapiyorum, egitim seviyesine yuksek lisans diyorum karsima call center cikiyor. arkadas ben yoneylemden yuksek lisansi call centerda calismak icin mi yapiyorum? bu mu ulkenin yuksek lisans mezunu vatandasina layik olan is?

    beni ise almazsaniz ben nerede tecrube kazanacagim?

    ve bu sirf benim icin boyle degil. arkadaslar ulkede belese yapacak 20 gunluk staji bulamiyoruz, almiyorlar. butun arkadaslarimla konustugumuz konu bu her boyle biri* ciktiginda.

    "siz de is begenmiyorsunuz!" heee cunku bayiliyoruz biz issiz olmaya! aklimizdan zorumuz var zira.

    not: avrupa taraflarinda endustri muhendisi isi bilen varsa yesilimi yaksin.

    edit: oncelikle mesaj atan herkese cok tesekkur ederim, cv'mi isteyenler ozellikle. su aralar oncelikli amacim birlesik krallik ve avrupa birligi dahilinde is bulmak oldugu icin turkiye tarafini biraz bosladim. kariyer.net aramalarim genellikle "yok burada is bulma sansim yok, donersem bari isim hazir olsun" anlarinda gerceklesiyor.

    bu entry'nin bu kadar ilgi gormesini gercekten hic beklememistim, icimi dokmeyi amacladim sadece; ama belli ki hepimiz ayni tavirdan cok sikayetciyiz. bu entryi okuyup gelip de hala "sen de okuyacagina o parayla ticarete atilsaydin" diyen var; her issiz ticarete atilirsa kurulan sirketlerde kim calisacak o da ayri bir mesele tabii.

    yuksek lisansla ilgili sorular geliyor ara sira, onlari da suraya yonlendireyim.

  • 17. ara form olmamasına rağmen evrim ispatlandı demek

  • 18. şehirlerarsı otobüs yolculuğunun fark ettirdikleri

    yol üstündeki evlerde sönük aydınlık, biçimsiz çirkin binalar ve o binalarda yaşanan tutsak hayatlar, halkın çoğunun burnunda kemik ya da et probleminin olması, ilk dört koltuğa uykusuzların oturması.

  • 19. insanların hızla izmir'e göç etmesi

    bundan rahatsızlık duyup gelmeyin diyen arkadaşlar bilsin ki istanbul'da yaşayıp izmir'i kaçış olarak gören insanların neredeyse tamamı istanbul'un eğitimli, seviyeli beyaz yakalılarıdır.

    o yüzden korkmayın yani. gelenler ortalamayı düşürmez tersine yükseltir.

  • 20. rusya'nın pyd ile anlaşarak afrin'e üs kurması

    dünya lideri tayyip'in geçen haftalarda yaptığı rusya ziyaretinin nasıl geçtiğine dair ipuçları vermiştir.

    önce rusya'dan hububat ithalatını yasaklıyoruz, sonra rusya afrin'de üs kurmaya karar veriyor. dış politika beee.

    ahmet davidof'u bile mumla arayacağımız günler yakındır.

  • 21. fabri'nin muslera'dan daha iyi kaleci olması

    ben muslera mı iyi yoksa fabri mi diye bakmıyorum,

    ben bir kaleci tolga zengin'den iyi mi diye bakıyorum;

    allaha şükür ikisi de zengin'den iyidir.

  • 22. türkiye'nin gelmiş geçmiş en komik dizisi

    (bkz: tatlı hayat)

  • 23. cumhurbaşkanı yardımcısı olmam yakışık almaz

    devlet bahçeli'nin beyanıdır.

    http://www.milliyet.com.tr/…-olmam-siyaset-2416703/

    "bir siyasi kurum olan, 48 yıllık, geleneği göreneği olan bir siyasi partinin genel başkanı. böyle bir partinin genel başkanının cumhurbaşkanlığı yardımcısı gibi bir sıfatla görev üstlenmesi yakışık almaz. ak parti’de onu yapabilecek çok sayıda insan var. mhp’yi kimse bir yere yamalamaya kalkmasın. 48 yaşındadır mhp. cumhurbaşkanı yardımcısının mhp’den olması gibi bir düşünceye sahip değiliz."

    demiş kendisi.

    iktidar değilsin, muhalefet değilsin. başbakanlık dediler, istemedin. başkan yardımcılığı diyorlar, istemiyorsun. vizyonun mhp genel başkanlığından öteye gitmemiş. bir de utanmadan sağda solda "türk şöyledir, 48 yıllık geleneğimiz" falan diyorsun. keşke zamanında kpss'ye girip memur olsaymışsın devlet bey. terfi, zam istemeden yıllarca takılır giderdin.

  • 24. ekşisözlük siyaset grubu'ndaki bej kazaklı kız

    benim de gözüm masadaki tabağa takıldı. acıktırdı resmen amk. ulan sonra vay ben niye yalnızım?

    kardeşim o limonun yanındaki tatlı mı ya?

    http://i.hizliresim.com/p0qvp8.jpg

    ekleme: mesaj kutusu dolmuş. çoğunluk patlıcan dolması diyor. kesin bilgi. yayalım.

    ekleme 2: oha. başlık bana kalmış.

  • 25. yaşa süleyman soylu paşa yaşa

    bunu da mı çaldınız ? hırsızlık içinize işlemiş amk

  • 26. giyilmiskulot.com

    lan o değil de bu siteleri ne ararken buluyorsunuz ya? dur lan internete bi giyilmiş kadın donu yazayım mı diyorsunuz bilmiyorum ki. hayreti mucip.

  • 27. 19 mart 2017 ülkü ocakları başkanı açıklaması

    referandumda evet diyeceklerini açıklayıp, muhaliflere tepki göstermiş. bir de "gerekirse elimize silah alıp savaşırız" demiş.

    muhalifleri tehdit etmekten başka bir şey yapamayan soysuz sürüsü. siz kim köpeksiniz de silahlanıyorsunuz? sizin orosbu çocuğu pkk'lı teröristlerden zerre farkınız var mı?

    bu arada topunuz korkak ordususunuz.

    kaynak isteyenler olmuş. bir çok haber sitesinde var ama üşenirseniz alın:

    http://www.sozcu.com.tr/…ma-yaratan-sozler-1744265/

  • 28. vincent aboubakar

    psikolojisini anlama çabaları güdüp yaptığı şeyleri bir kılıfa sokmaya uğraşırdım ama benim maaşım yetmez. o beşiktaş'ta oynayıp daha bu yaşta, profesyonel olgunluğa erişemeyip de 3,2 m euro alabilecek olgunluğa erişebilirken ben bir beşiktaş taraftarı olarak, bileti olsun forması olsun kulübe yeteri kadar katkı vermiş bir birey olarak sabahın körüne alarmı kurdum yine, dokuz altı yollarında bir zincir boğazımda, işe gideceğim, bunu bekliyorum. şöyle özet geçebilirim; benim yılda kazandığım para milyon euro'lara biraz olsun yaklaşabilseydi geçtim degaj yapan kalecinin önüne ayak uzatmayı, orta sahada topsuz alanda rakip oyuncuya kafa atmayı, bir maçta iki gol atmış isem maçtan sonra oturur niye üçüncüyü atamadığımı, bu üçüncüyü atmak için neler yapmam gerektiğini düşünürdüm. gerekirse gece uyumaz psikolojik mesaiye kalar; yine de kendimi o üçüncü gole şartlardım. nerde aldığının karşılığını vermeyen değil de vermek adına bir şey yapmayan bir adam görsem forma rengi gözetmeksizin kafa göz dalasım geliyor. onun yüzünden yatan kuponuma girmiyorum bile. asıl mevzunun yanında benim kaçan 450 lira kürdan resmen.

    hacı, 114 yıllık bir kulübün avrupa tarihi açısından en tepesini görme şansını yakaladığı sezonda takımın en yıldız forvetisin. seni görünce zihninde gomez'i canlandıran, bir wofsburg maçı görüp de gomez'li sahnelerde duygulanınca zihninden seni silmeye çalışan insan olarak sadece artık bir şeylerin farkına varmanı, 5 sene sonra şanlıurfaspor'un forveti olmak yerine real'i barça'yı juve'yi hedeflemeni, mümkünse o ara da şu güzelim kulübe akıl mantık çerçevesinde biraz olsun katkı vermeni istiyorum. ulan enteresan goller atıp aralarda heyecanlandırmasan hiç konuşmayacağım da, sende çok bariz bir şekilde potansiyel var aq. anlayamıyorum.

  • 29. ekşi itiraf

    son 10 yıldır uğruna çalıştığım şeyi başarmaya yarın itibariyle yalnızca 1 adım uzaktayım. tam 9 ay önce boynu bükük ve gözü yaşlı ayrıldığım evime hayalimdeki şirketin boardında dönüyorum. xo diyorlar bana. önceleri girmek için 5 mülakattan geçtiğim şirket beni elinde tutmak için sınırları zorladığını söylüyor.

    komik bi rüyada gibiyim. 5 yıllık ilişkim bitti, evim dediğim ve dünyada daha çok sevdiğim bir yer olmayan kentten ayrıldım, işi bıraktım, ailemle aram kötü vs. vs. sonra sanki allah'a olan inancımı sınar gibi türlü türlü problem.

    her şeyin boka sardığı bi dönemde, zamanında alınmadığım şirketin bana bi headhunter vasıtasıyla teklif getirmesi. 4 ay sonra da başka bir şirketten gelen teklifi ezmek için beni board'a almaları.

    hayat çok acayip. galiba rabbim yeni filizler verebilmem için hayatımdaki anızları yakmamı ve bunu da zor yoldan yapmamı takdir etti. ölü toprakların içinden ve yanık kokularıyla filiz veriyorum. hem de her şey tam bitti derken. her şeyden umudu kesmişken.

    zamanında tutunduğum şeyin beni yanıltmaması en büyük kazancım. "rabbim beni terk etmedi. bana darılmadı da." beni gecenin en karanlık anında çekip, çıkarıp gün doğumuna ulaştırdı. bu saatten sonra ne çalışıyorsam 10 hatta 20 katını çalışmak için kendime söz verdim. zira bana verilenlerin kıymetini biliyor ve şükrediyorum. bunun yanında bunların en büyük şükrünün de çok çalışıp hakkını vermek olduğunu düşünüyorum.

    allah utandırmasın.

  • 30. nescafe 3ü1 arada içen tip

    (bkz: fular yetmezliği)

    hepiniz de aristokratsınız ya amk.

    içen içer, içmeyen siktirip gidip başka kahve içer.

    (bkz: tatava yapma siktir git)

  • 31. david rockefeller

    gezi parkı tatsızlığında bana 10 bin amerikan mark'ı göndermişti, hiç unutmam. tayyib'in türküye'si çok büyüdü, acilen onu indirmemiz lazım demişti. toprağı bol olsun.

    yazamamışım bile elim ayağım titriyor ya, çok üzgünüm....

    ek bilgi: mesaj atan arkadaşlar oldu ve 15 bin amerikan yen'i gönderdikleri de varmış. huzur içinde uyusun. çok iyi bir insandır. yumuşacık bir kalbi vardı. sertleştirmek için 6 kere kalb ameliyatı geçirdi ama her seferinde yumuşadı eklenen kalb.

  • 32. telefonumu bulana 1500 tl veriyorum

    telefon sahibinin bir ihtimal kurulumda "ok ok ok" diye geçerken fotoğraf yedeklemeyi açmış olma ihtimali için https://photos.google.com/ adresine androidde kullandığı google hesabıyla bir bakmasını dilediğim üzücü durumdur. aynı şekilde dropbox camera uploadsa da bir bakılmasında fayda olabilir.
    cihazın ve fotoğrafların bulunmasıyla sonuçlanması dilenen olay.

  • 33. türk futbolunda yabancı sınırlaması

    yine alttan alttan ısıtılmaya çalışılan mevzu. çünkü bu yabancı sayısıyla ffp kıskacındaki fenerbahçe'nin gelecek sene şampiyon olma ihtimali %1'den daha az. bu sene 3 türk takımı avrupa liginde 2. tura adını yazdırmışken bu yabancı sayısının türk futbolunu geriye götürdüğünü kim söyleyebilir? olduğu gibi devam etmesi gereken sistemdir, işe yaramaz bir ton yerli futbolcuya astronomik ücretler verilmemeli.

  • 34. ahl'de 500ml suyun 6 lira olması

    kira bedelinden bağımsız olarak orospu çocukluğudur diye düşünüyorum. d&r farklı kira mı ödüyor? orada kitap fiyatları dışarıyla aynı. net orospu çocuklığudur.

  • 35. yanan evine değil kediye ağlayan temiz kalpli dede

    videodan yola çıkarak önce mecitözü belediyesine ulaştım. oradaki bayan bu olay olalı 2 yıl olduğunu söyledi. durum ile daha iyi bilgi alabilmek için yaşadıkları yer olan elvançelebi köyü muhtarlığına ulaştım.

    olayın üzerinden 2 yıl geçtiği için yeni bir ev yapılmış şöyle ki; fondan belirli bir miktar aktarılmış sonrasında muhtarlık ve köyün sakinleri kendi aralarında denkleştirerek yeni bir ev inşa edilmiş kendilerine. çok sevindirici bir haber.

    ben sonrasında durumlarını sordum çünkü belediyenin yardımıyla geçindikleri söyleniyordu videoda. maddi bir destek vermek ister isek bir iban da para toplanabilir belki, ihtiyaçları olduğu kesin. yardım yapabilmek için açılmış bir iban numarası yok. açıkçası bu durumlarda iban numaraları nasıl açılıyor onu da pek bilmiyorum. belki bu konuda yardımcı olmak isteyen birileri olur.

    damlaya damlaya göl olacak çoğunluğa erişemezsek de bireysel yardım edilebilir imkanlar dahilinde.

    edit: @turkmenkizi iban numarasının açılabilmesi için ilgili kişilerle konuştu fakat yardım iban için valilikten izin alınması, sonra banka ile bir hesap numarası belirlenip valiliğin verdiği izin belgesinde bu hesap nosunun yazılması gerekiyormuş. paranın nereye gittiğini soranlara da beyan ediliyormuş. onaysız, izinsiz yapınca sıkıntı olurmuş bilgisini almış. bunun için ben de elvançelebi köyü muhtarı ile tekrar görüştüm yapılabilecek bir şey var mı diye. muhtarlık ibanına amcanın ismi ile gönderilebiliyormuş. sonra gönderilen miktarlar azalar ile bankadan çekilip sahibine ulaştırılıyormuş. istenirse maksut amcanında iban numarasına gönderilebilirmiş.

    bana kalırsa muhtarlık daha güvenilir olabilir. ibanı yarın muhtar bey ulaştıracak bana. arzu eden olursa oradan gönlünden koptuğu kadar yardım edebilir.

    gelişmeleri yarın tekrar bildireceğim.

  • 36. 16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

    akp'nin oynadığı son büyük kumar. bu kadar kumar oynayan kaybeder. akp de kaybedecek.

  • 37. özcan deniz'in batman gibi karizmatik olması

  • 38. televizyonda hiç komedi dizisi kalmaması

    politik baskının ve toplumu yeniden şekillendirme adlı bok yeme faaliyetinin sonucu.

    komedi döner dolaşır iki yerden vurur kardeşim:
    1- siyasi hiciv
    2-toplumsal hiciv.

    bunların ikisini de yaptırmayan, yapanı acımasızca infaz eden bir iktidar var ülkede.

  • 39. yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey

    bulaşık makinesi :/

  • 40. meryem uzerli'nin instagram'da paylaştığı video

    (bkz: süslüman)

  • 41. evet dersen hilal hayır dersen haç kazanacak

    gerçek görsel 1
    gerçek görsel 2

    işin en üzücü kısmı bu ülkede yıllardır terör örgütleriyle iş birliği yapanın kemal kılıçdaroğlu sanılmasıdır.

  • 42. 20 mart 2017 beşiktaş sompo japan galatasaray maçı

    taraftarımızın yaptığı mallık sonucu balıkesir maçını ve gs ile play-off'ta eşleşirsek ilk maçımızı seyircisiz oynarız muhtemel cezayla. vereceğiniz desteğe lanet olsun. lay lay lay baydırıcı şarkı türkü söyle üstüne maç boyunca küfür et. bu mu takıma destek lan?

  • 43. libyanın arama kurtarma işini eline bulaştırması

    perşembe günü libya'da bir türk kuru yük gemisi battı. geminin tamamı türk olan 13 mürettabatından 7'si canlı olarak kurtuldu, 4'ünün bedeni kıyıya vurdu. kalan iki kişi olan gemi kaptanı ile teyzemin oğlu çarkçıbaşı ibrahim öztürk'e ise hala ulaşılamadı.

    libya'nın arama kurtarma alanında özel bir kuruluşu bulunmadığını biz de yeni öğrendik. türkiye cumhuriyeti'nin ise bu alana özel bir kuruluşu var, gemimiz, teçhizatımız, teknik personelimiz bulunmakta. türk yetkililer, gemi kıyıya 3-4 mil mesafede battığı için libya'nın bu işin altından kalkabileceğini düşünerek libya'ya arama kurtarma gemisi veya teknik ekip sevketmedi.

    ancak, aradan geçen 3 günden fazla zamanda libya'nın arama kurtarma faaliyetlerinin tamamının fiyaskoyla sonuçlandığını -kurtulanların kendi imkanlarıyla kurtulduğunu, cansız bedenlere dahi kıyıya vurmalarıyla ulaşıldığını- üzülerek görmekteyiz.

    talebimiz türkiye cumhuriyeti'nin libya'ya arama kurtarma gemisi sevketmesi. teyzemin oğlunun hala hayatta olduğuna inancımız çok az ama en azından evlatlarının "baba mezarı" diye ziyaret edebilecekleri bir mezarı olsun kuzenimin istiyoruz.

    kuzenimin youtube'da daha önce yayınlanmış mesleki tanıtım videosu https://youtu.be/hrbwnfc81tc

    kuzenimin ikisi küçük yaşta, biri üniversite öğrencisi üç kızı var. kızının facebook paylaşımı;
    "yazacak, söyleyecek onca şey varken ne çok düğümler birikiyor içimde babacığım. bu çok zormuş, hiçbir şey yapmadan sevdiğin için beklemek.. ha geldi ha gelir diye beklerken aklından geçen onlarca kötü düşünceyle savaşmak ne zormuş. elleri semaya açıp benim yiyemediğim yemeği ona yedir, onu doyur, onu besle, onu ısıt yarabbi diye dualar etmek. senin hayatın için böyle endişe duymak ne zormuş. senin dolan gözlerine, sesine, ağzından çıkan her kelimeye kurban olurum. hazreti yunusu balığın karnından çıkaran rabbim senide sağsalim çıkarsın olduğun yerden. seni böyle videolarda izlemek çok gücüme gidiyor. gücüme giden nice işler var babam bir gün çözülecek bu düğüm. saatin farkına var kaldır başını bak gökyüzüne saat beş yüz milyon trilyon oldu gelme vaktin artık. o çok sevdiğimiz seni bizden almak isteyen denizin karşısına geçip elele tutuşacağız daha. bizi düşün sadece bizi düşün ve dayan. bizi birbirimize hasret bırakan herkesin vicdanına dokunucam, herkesin karşısında dik durup bu olanların hesabını soracağım. o güzel yüreğin hatrına rabbim kavuşturacak bizi inanıyorum. sende inan ve dayan. dualarımız seninle ve arkadaşınla."

    konuyu istanbul milletvekilimiz sayın haydar ali yıldız takip ediyor.

    konuyla ilgili olarak twitterda #busesekulakverturkiye etiketine mesajlar yazıyoruz.

    change.org'da https://www.change.org/…turkiye?recruiter=179059264 bu kampanyayı başlattık.

    sizden talebim, bu konuyla ilgili farkındalık oluşturmamıza destek olmanız.

    özellikle ekşi sözlük'te iki türk denizcinin hala kayıp olduğunu ve libyanın arama kurtarma işini eline yüzüne bulaştırdığı, türkiye'nin ise hala ekip ve gemi göndermemiş olmasını gündeme getirmenizdir.

    insanlık namına elinizden her ne geliyorsa lütfen yapın.

  • 44. başakşehir'in 2017-2018 sezonunda lige başlamaması

    osmanlyı da al ve siktir git sevgili başkan. var mı vatandaşın parasıyla takım kurup, parti propagandası yapmak.

  • 45. büyük göğüs vs güzel yüz

    (bkz: why don't we have both)

  • 46. sevgilinin erasmus'a gitmesi

    türk kızı, avrupalı erkeklere bayılır.

    eğer sizinle daha önce seviştiyse, şundan emin olun: orada da biriyle sevişecektir.

    eğer sizinle daha önce sevişmediyse, şu konuda rahat olun: geldiği gibi sizinle de sevişecektir.

  • 47. levent nazifoğlu

    bana lise yıllarımı hatırlatan ex yönetici. beyaz futbol çakalları gibi bizde bunun gibi kerizleri gazlayıp makara yapardık.

  • 48. şenol güneş'in tekrar milli takımın başına geçmesi

    kimin tiner çektiğini daha iyi gördüğümüz beklentidir.

    fatih terim kredisini çoktan bitirdi. geçmişe mazi, geleceğe niyazi derler.

    edit: troll bu herhalde ya, ciddi ciddi cevap vermeyin.

  • 49. düşün ki o bunu okuyor

    sen gülersin, ben nefes alırım.

  • 50. 5 trilyon $ maden rezervi için düğmeye basılması

    5 trilyon dolarlık maden rezervimiz var ama çıkarma maliyeti 6 trilyon dolar.