garip bir sanıdır.
yav arkadaş hayret, 78 yaşındaki ediz hun'a bakıyorum da, adam bu 30 yaşında hayatın bittiğini veya yaşlanıldığını veya her şey için artık çok geç kalındığını zanneden kafadaki adamları cebinden çıkartır. delikanlı delikanlı dolaşıyor. adam deden yaşında ama dede diyebilir misin? amca bile demezsin. ediz abi dersin ya, ediz abi. ama 80'li ebru veya 80'li tayfun, kendisini ediz abi'nin yarı yaşında teyze-amca yapma gayretinde. toplumun her dayattığını almanın neticeleri.
45 yaşındaki burak kut'a bakıyorum, çakı gibi, şarkısında türküsünde. 50 yaşındaki emre altuğ'a bakıyorum, adam 25-30 yaş enerjisi ile ortalarda. halbuki bu eleştirdiğim mantığa göre çoktan depresyonda, göbekli, sakallı, ölümü bekleyen biri olmalıydı. 54 yaşındaki sertab erener'e bakıyorum, kadın kendi laylaylomunda. ilişkilerine ağzı açık baktığımız 45'lik arzum onan ve 57'lik mehmet aslantuğ'u da es geçmemek lazım tabi.
ne var sanıyorsunuz bu 30'larda? gençsiniz, ondan böyle konuşuyorsunuz diycem ama, herkes sizin yaşlarınızı yaşadı, hiç de sizin gibi olmadı. aynı şey evlilik konusunda da var. kadın-erkek herkes takıntı yapmış bu dünyalık konuları.
geçen bir başlık gördüm, şu (bkz: 23 yaşında 4 yıllık fakülteye başlamak) ne var bunda anlamadım. 23 yaşında üniversite okusan 27 yaşında mezunsun ?!?!?!?! hayat bitmedi, geriye allah ömür verdiyse bir 50-60 yıl kadarcık kaldı. sen ne yapacaksın bunca yıl bu dünyada? üniversite bu sonuçta, bir şeyler öğrenilen bir yer, 33'te başlasan n'olur, 43'te başlasan n'olur? 47'de mezunsun işte genceciksin daha.
aynı şey evlilik hususunda da yapılıyor. başlıklara bakarsanız bütün evlilik başlıkları evliliğin kötü olduğunu anlatıyor. 30'lu yaşları çok yaşlı zanneden, onlara teyze-amca esprisi yapan bu kafa, sanki evliliği çok tecrübe etmiş de bir randıman alamamış gibi, evlilik çok kötüdür hayatı bitirir gibi güldür güldür skeci kafasında ilerliyor. yahu peki siz hem evli olup hem mutlu olan kimse görmediniz mi hayatınızda? yolda yüzüklerini takmış ve el ele yürüyen kimseler görmüyor musunuz? veya sinemaya gitmiş, ortak popcorn'a dalmış, kahkaha atıp film izleyen çiftlere de mi denk gelmediniz?
evlilik şişmanlatıyormuş, bak sen :) şişmanlama??? daha az ve sağlıklı ye mesela, nasıl? yürüyüş yap, gez, toz, temiz hava al, hareket et. bir sürü çift var evlenmiş, şişmanlamamış, bekar halinden çok daha mutlu. evlilikten anladıkları şu: kadın-erkek çalışsın, çocuk yapılsın, bir yandan çocuk büyürken bir yandan işe gidip gelmeye devam edilsin, krediyle eve girilsin... bak bu saydıklarımın hepsi senin tercihin. o işe girmek için yıllarca okul okudun sen. sonra işe girdin. sonra evleneyim dedin. sonra çocuk yaptın. sonra ev taksidine girdin. girme arkadaş, girme ?? ben mi diyorum sana krediyle ev al diye? "çocuktan vakit mi oluyor da sahilde el ele yürüyüş yapalım, tiyatro izleyelim" yapma arkadaş çocuk, yapma ! senin tercihin.
diyeceğim o ki, nice genç kızlar yaş 32 oldu diyip gönülden istemedikleri birisiyle bir araya geliyorlar. yaşım geçti diyip tutuşuyorlar. nice erkekler yaş 36 oldu elimde hiçbir şey yok diye üzülüyorlar. üzülmeyin kardeşler, ne üzülüyorsunuz, hayat daha bitmedi ki. reklamları, tv dizilerini izleye izleye artık insanlar ciddi ciddi 30'tan sonra hayatın bittiğini falan düşünmeye başladı. dur sen daha başlamadın bile, ne hayatın bitmesi? saçında beyaz çıktı diye aynalara küsüyor herif, peki bu başta saydıklarımın beyazlamıyor mu saçları, beyazdır ya nedir yani, boyatırsın beğenmezsen, beğenirsen de güzel bir hava katar işte, dursun.
yani, bozma moralini, kilo aldıysan verirsin, vermeye çalış, zaten şu depresyondan kurtulmaya çalışsan daha kolay da verirsin. paran yoksa, kazanırsın inşallah, biraz da ümitsizlikten sıyrıl da ümitle bir şeyler dile allah'tan, iyi biri olmaya çalış.
neyse, daha hayatın baharındakiler hakkında açılmış bu ümit kırıcı 30'lu başlıkları göre göre, bir de ben yazayım da insanlara ümit vereyim dedim.
pulcher5 profili
-
30 yaşından sonra hayatın bittiği gerçeği
-
bir evi daha yaşanılır kılan detaylar
bence kombi abi. kombisiz evler de gördük, çok fenaydı önceden. kombi diyorum.
-
yeni neslin iş hayatından beklentileri
(bkz: ben müdürüm demenin alternatif yolları)
anlamaman çok normal :) zira senin gibilerden anlayış benzeri bir şey beklemiyoruz.
işte saat sabah 5'te başlık açan böyle gizli işsizler daha bunun gibi birçok konuyu anlayamadan bu dünyadan göçüp gidecekler.
şartlara bak:
sabah 7'de işbaşı
asgari ücret
yol parası yok
her gün tıraş olunacak
haftada bir gün tatil olacak
ve sana çalışmaya gelenlerin neredeyse hepsi para kazanmaya çok ihtiyacı olduğu için çalışmaya geliyor, yani gıda işine olan aşkından değil
kaçınız kaç çalışanınızı gerçekten insan yerine koyacaksınız? kaç çalışanınız için aa, dur ya, bunun da bir hayatı, beklentileri vardır diyip düşünmektesiniz?
bir de utanmadan, işe başlar başlamaz size para vermiyoruz, siz elde edeceksiniz denmiş :)
çalışıp çabalayıp elde edeceğiniz de % 2 zam :)
arkadaş patron para vermedikten sonra ben nasıl elde edeyim?
ne insanlar var şu dünyada, adam sabah 5'te kalkmış, kariyerini anlatıyor!
sabah 7'de kalkamam diyen arkadaşı da, sakallarımı kesemem diyen arkadaşı da, cumartesi çalışamam diyen arkadaşı da alınlarından öpüyorum. allah şu adam gibilerin işinden daha hayırlısını nasip etsin size. -
kalitesiz insanların övündükleri şeyler
(bkz: zina yapmak)
-
ramazan'da sokakta yemek yiyen dayak yer
bir ahlak bekçisinin zırvası.
islam'da ahlak bekçiliği var mı peki? yok tabi bakınız peygamber ne diyor:
size rabbinizden gerçeği gösteren deliller gelmiştir. artık görenin yararı kendisine, körlük edenin zararı da kendisinedir. ben sizin üzerinize bekçi değilim. enam suresi, 104
peygamber bile kimsenin ahlak bekçisi değilken böyle tipler bekçiliğe soyunur. normal zamanda içki içene, ramazan’da da yemek yiyene saldıran kafa, bu kafa işte! sosyal medyada, orada, burada görüp de, millete ahlak dersi veren kafayla aynı kafa! tecavüze uğrayan kız haberine, “gece 3’te sokakta ne işi var bu kızın? vardır onda bir numara…” diyen, ahlaksız ahlak bekçileridir bunlar!
kuran, içki içene saldır mı diyor? oruçluyken karşınızda yemek yiyen olursa onları döv mü diyor? şort giyen kadına tekme at mı diyor? bunların hiçbirini söylemiyor. kuran, “dinde zorlama yoktur” diyor (bakara suresi, 256). bu ne demek? kimseye karışamazsın demek, kimseyi zorlayamazsın demek. kuran’daki ayetler kimseyi zorlayamazsın diyor.
biz seni onların üzerine bekçi göndermedik diyen ayetler ve konuyla ilgili yazı
insanlara baskı yapmaya kalkan sözde imam efendilere de bir müslüman olarak şu ayeti kapak olarak bırakalım:
eğer rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların hepsi toptan iman ederdi. hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın? yunus suresi, 99