"oluşan mevcut gündem itibari ile bu durumu izah ediyor olmaktan dolayı da hicap duyuyoruz" cümlesi ile malum cenahın ne kadar utanmaz, arlanmaz olduğunu herkese göstermiştir.
genius064 profili
-
9 haziran 2019 koç holding basın açıklaması
-
vatanım sensin
genel kanının aksine ikinci sezon ilk bölümünü beğenmediğim dizi.
geçen sezon son bölümlerde uçuşa geçen ve insanları televizyona kitleyen bir yapımdı vatanım sensin. insanların atatürk'e duyduğu özleme milli mücadele günlerini görme isteği de eklenince soluksuz izlendi. fakat gelin görün ki ikinci sezon benim açımdan tam bir fiyasko olarak başladı. öncelikle, cevdet'in vasili'ye kurduğu komployu veronika bilmiyor mu? ali kemal'in dimitri olduğunu onlara söyleyen cevdet, ali kemal'i kaçırması için vasili'ye akıl veren cevdet, vasili'yi yakalatan da cevdet. hatırladığım kadarıyla da veronika bunlara şahit. ama gelin görün ki veronika'nın ağabeyi flippos ali kemal'in dimitri olduğunu bildiği halde bunlardan habersiz ve ilk dakikadan itibaren tabir-i caizse cevdet'e aşık. gerçekten ilginç.
gelelim karakterlerin bir anda saf değiştirmesine. charles türkler adına çalışan bir ajan olmuş, sebebi de lucy'nin öldürülmesi. peki yakup charles'ı tutuklamışken, charles nasıl serbest kaldı? diyelim ki charles türkler'in tarafına geçtiği için salıverildi, peki yakup ile birbirlerinden haberleri yok mu? biri cevdet'i kurtarırken diğeri öldürmeye çalışıyor çünkü. hadi charles yine inandırıcı olabilir de, tevfik'in kara efe olması ne alaka? bir bölüm önce mustafa kemal'e suikast düzenleyen adam efe olmaya nasıl karar verdi? kurguyla bu kadar oynamanın, mantığı bu kadar zorlamanın gereği var mıydı pek emin değilim.
gelelim manda ve himayeyi getirmek isteyen refik bey meselesine. sevr imzalanmışken ve çok daha önceden kongrelerde manda ve himaye kabul edilemez denmişken, refik bey bir kaç kelamla milletvekillerini ikna edebiliyor da, mustafa kemal neden illa ki cevdet-yakup-charles üçlüsünden gelecek telgrafı bekliyor? siz mustafa kemal'i ne sandınız? büyük taarruz öncesi başkomutanlık yasası uzatılmadığında meclisteki konuşmasıyla red oylarını evete döndüren mustafa kemal, ya istiklal ya ölüm demek için o telgrafı mı bekleyecekti? öyle bir senaryo yazılmış ki, lucy'nin ölmesiyle türklerin tarafına geçen charles ve böylece hain damgası yemekten kurtulan cevdet, yanlarına yakubu da alarak refik beyin oyununu ortaya çıkarıyor ve mustafa kemal böylece ingiliz himayesi baskısından kurtuluyor. koca milli mücadele şans faktörüne bağlanmış biraz.lucy öldürülmese, charles taraf değiştirmese yakup cevdeti öldürecek, mustafa kemal ingiliz himayesi baskısı altında kalacak her şey çökecek gibi bir algı oluşmuş. çarpık ve 10 kasım öncesi mustafa kemal atatürk'ün anısına yakışmayacak bir kurgu yapılmış maalesef.
dizi bir tarih belgeseli olmadığı için dağıstanlının çerkez ethem olmasıyla ilgili bir şey yazma gereği duymuyorum. öyle bir kurgulamışlar ki, dağıstanlı hem çerkez ethem hem değil. çerkez ethem'in vereme yakalandığı iddiası vardır ki dizide de dağıstanlı öksürüyordu, çerkez ethem'in mebus abisinin adı reşitti burada da refik. yani ima edilmiş ama aslında o değil denmiş. gerek var mıydı tartışılır. çok da eleştirilmez ama bana kalsa kara fatma tüm gerçekliğiyle gösteriliyorsa çerkez ethem de o şekilde gösterilmeli, böyle sağdan soldan çarpık çurpuk olmamalı.
velhasılı kelam dizide her şey iç içe geçmiş maalesef. çok daha güzel anlatılabilecek bir hikaye varken elde döndü dolaştı başa sardı senaryo. cevdet yine izmir'de yunan ordusu generali, bu seferde çocukları ve annesi vatanperver olduğunu öğrenecek mi öğrenmeyecek mi ekseninde geçecek bir ikinci sezon. maalesef görüntü bundan ibaret. araya da bir iki sakarya savaşı mizanseni eklerler olur biter. kısacası, ikinci sezon başlangıcı beklentilerimin altında kaldı. umarım diğer bölümler daha iyi olur. -
akp'ye oy verip patlamalara üzülen insan
akp'ye oy verip bu olaylardan sonra tepki göstermiyorsa maalesef duygularında samimi değildir.
terör olaylarını ülkeye kim musallat etti? fetö kimler tarafından dolduruldu devlete, osloda pkk ile kimler anlaşma imzaladı, kimler habura seyyar mahkeme götürdü, kimler işide silah verdi? ve halkın çoğu bu olayların sorumlularını her fırsatta alkışlayıp, sonrasında bu olaylara nasıl üzülebiliyor? bu terör örgütlerinin başımıza musallat olmasına sebep olanları ısrarla destekleyip, bu olaylara üzülmek iki yüzlülük değil midir?
gerçekler bunlar kimse kusura bakmasın.
edit: her eylemin bir sebebi vardır. akp'ye oy atanların da haklı bir sebebi vardır elbet ama artık yeter demek gelmiyor mu içinizden? akp'ye oy atan insanlarımıza soruyorum, gerçekten hükümetin hiç mi suçu yok şu olanlarda? bir devlet, insanını koruma görevini bile yerine getiremiyorsa, bu devletin iyi yönetildiğini söyleyebilir misiniz? 14 senedir devleti aynı parti yönetiyor durum ortada işte. terör üst seviyede, bir yılda kan ağladık. ekonomi batmış, enflasyon rakamları, kur değerleri belli. ya şu partini takım tutar gibi tutma kardeşim! eleştir biraz artık! gene akp'li ol ama şu adalet ve kalkınma partisi başlığına da biraz eleştiri yaz be arkadaş! görmüyor musun sen pohpohladıkça ülke uçuruma gidiyor! hadi biz muhalifiz o yüzden ''her şeyi eleştirir bunlar'' diyerek görmezden geliyorlar. ama sizi görmezden gelemezler. bu yüzden biraz da siz gerçeklerin farkında olun! ve anlayın artık parti sizin sahibiniz değil, siz bu partinin sahibisiniz!
bir devlet güçsüz bir seviyeye geldiyse orada kaos olur. devlet iyi yönetilmiyor! çünkü akp'li kardeşim sen ''hükümetin suçu yok'' dedikçe onlar da senden güç alıp sorumluluk almıyor! gerçekten üzülüyorsanız bu patlamalara yapın eleştirinizi. eleştiri yapmak günah değil, suç değil. eleştiri velinimettir hatta, gelişimi, düzelmeyi sağlar, pozitif katkı yapar. ne olur lan ne olur birazcık eleştiri oklarınızı gerçek sorumlulara çevirin de kendilerine çeki düzen versinler. unutma akp'li kardeşim, yanlış işler yapan bu hükümeti doğru yola sen sokabilirsin! ha yok yanlışlarına illa şak şak tutacağım diyorsan da, terör saldırılarında ölen insanlara da, şehitlere de üzülme. üzülürsen iki yüzlü olursun! -
yere çöp atmayın diyen çöpçüyü azarlayan kızlar
insanlık vazifesini yapmış görevlidir. aklınızda bulunsun diye söylüyorum, yere çöp atanları uyarmak insanlık görevidir. öyle zabıta olmanıza gerek yok.
yaşadığınız çevrenin temiz olması için çalışıyor o insanlar. soğuk sıcak dinlemeden süpürgeyle sokak sokak temizlik yapıyorlar. sizinse tek yapmanız gereken şey elinizde ki çöpü, bir çöp kutusuna atmak. zor bir şey değil, zeka da gerektirmiyor, sadece biraz insanlık gerektiriyor.
keşke ülkedeki en büyük dert bu olsaydı.