dorian greyfurt3
profili

  • kuantum fiziğini çözmek

    öncelikle bu büyük bilimsel gelişmeyi cumhuriyetimizin 100. yılına armağan ediyorum.

    evet arkadaşlar amerikan başkanı dahil herkes duysun. özellikle cambridge üniversitesi fizik bölüm başkanı prof. mete atatüre hocamızı tanıyan varsa haber etsin, ben de birazdan tw dan yazıcam kendisine.

    baştan sizi uyarayım, bu bilimsel keşfimi okuduktan sonra hiçbir şey sizin için eskisi gibi olmayacak.

    evet, bilimin en büyük gizemi olan kuantum mekaniğini ve insanlığın ulaşabileceği son nokta olan her şeyin teorisini dün gece evde çözmüş bulunmaktayım.

    bu meşakkatli yolda yüzlerce yıl emek verip önümü açan, tamamının ismini sayamayacağım, isaac newton’dan, galileoya, max planck’ten heisenberg ve schrödenger hocalarıma, hawking’e, bell’e, einstein’a, bilim programlarıyla çok faydasını gördüğüm fatih altaylı ve evrim ağacı platformunun kurucusu olan çağrı mert bakırcı ya çok teşekkür ederim.

    ee bu bilim işi kısmet tabi. yüzyıllarca insanlar çalışır deney yapar sonunda büyük resmi ilk gören olmak bir kişiye nasip olur, o da bana denk geldiği için mutluyum.

    ayrıca beni okutan aileme ve bu özgür ülkeyi kuran mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına en kalbi minnetlerimi sunarım.

    bir süredir aklımdaydı kuantumla ilgilenmek. gençlik yıllarında evrene enerji göndermişliğim çoktur. zaten deneylerle sabit olarak evrene sürekli enerji gönderip alıyoruz. yıllardır da calgonit quantum bulaşık tableti kullanırım. belli bir altyapım var yani.

    hal böyle olunca hadi dedim, belki bilime bir faydam olur diye yutubdan kuantum fiziği ile ilgili videolar izledim. çok ilgi çekiciydi. neyse 2-3 hafta yemek yerken falan hep video izledim. sonra teorik olarak düşünmeye başladım. masraf da ettim ha büyük beyaz tahta alıp matkapla duvara astım, elimden geliyor sonuçta.

    yazdım tahtaya belli başlı formülleri. maxwell olsun gauss yasaları olsun, rahmetli schrödinger hocamızın denklemleri olsun. e=mc2 olsun. hep yazdım. planck sabiti gibi kilit sayılar çok yardımcı oldu bu teoriyi çözmemde. onları da kırmızıyla yazdım yine masrafa girdim.

    gelelim açıklamaya artık.

    arkadaşlar evrenimiz bir simülasyon. evet kabul etmek başta zor biliyorum ama net gerçek bu. evet kanıtları sıralıyorum:

    1. planck sabiti: bu sayı maddenin ve atom altı parçacıkların alabileceği en kısa mesafeyi tanımlıyor. yani 0,000000000000000000000000000000000062607015 metre.
    madde/foton bir seferde en az bu sayı kadar yol alabiliyor. bunun yarısı kadar yol alamaz. zeno paradoksları da bu sabitle patlamıştı. yani evrenimiz piksellerden oluşuyor. evet yanlış duymadınız. bir piksel, iki pikselin arasında olamaz, yanındaki piksele bu sayıdan daha az yanaşamaz. peki piksel nerde olur? elbette ki bir görüntü biriminde. yani monitör benzeri bir yere yansıtılmış bir evrenin içindeyiz. bu şüphe götürmez bir gerçek.

    2. ışık hızı: bildiğiniz gibi 299.792 km/sn. evrende hiçbir şey, foton quarklar vs bu hızı geçemez. yani bu ne demek oluyor. simüle edildiğimiz sistemin işlemci gücünün bir sınırı var. hatta ışık hızını hesaplamada kullanılan diğer iki evrensel sabit de bu işlemcinin diğer özellikleri. transistör ve çekirdek sayıları olabilir. bilmiyorum. bilmediğime de bilmiyorum derim.

    3. kuantum mekaniği: işte milyon dolarlık kısım burası. kuantumu simülasyonla açıklamak bana nasipmiş. bilidiği üzre heisenberg hocamın belirsizlik ilkesine göre, gözlemlenmeyen atom altı parçacıklar “süperpozisyon” tabir edilen bir pozisyonda durur. bu kabaca ayni anda her yerde olması anlamına gelir. fakat gözlemlendiği zaman belli bir pozisyonda gözlenir, yani simüle edilir. kilit nokta burası. gözlemlenmeyen bir parçacık simüle edilmez. sadece o anki gözlemciye, gözlemcilere simüle edilir. yani gözlemlenmeyen bir şey aslında yoktur. 1 ve 0 yani. binary.

    burada özel görelilik kavramına da değinmek gerekir. şu an bunları yazdığım bilgisayarı sadece ben gözlemliyorum. bu bilgisayar sadece benim için simüle ediliyor (1) sizin için edilmiyor(0).

    mesela james webb teleskobu bizim için yok. hatta ona teleskopla bakan biri yoksa jwst diye bir şey yok. ne zaman ki bir astronom ondan bilgi almaya çalışır, gözlemlendiği süre boyunca simüle edilir sonrasında edilmez. var olur ve günlerce ışık toplamış gibi bilgi aktarımı yapar.

    ya da arkamdaki duvar mesela, onu görmüyorum ama onunla etkileşim içindeyim. o duvar simüle edildiği için belime rüzgar gelmiyor.

    bunun sebebi, işlemci kapasitesi ve yüküdür. yani düşünün, zilyorlarca parçacığı, her parçacık için ayrı ayrı simule etmek zilyor üzeri zilyor gibi bir sayı çıkar karşımıza bu da limiti olan bir işlemci için mümkün değildir. alev alev yanar o işlemci. fıs diye yanar.

    biz nasıl silikon işlemcilerle 5-6 ghz limitteysek onlar da ışık hızı ve kendi birimlerinde limitliler.
    bizi simüle eden uygarlığın da belli bir gelişmişlik limiti var yani. kardashev 4-5 falan bence.
    onlar da haşa allah değil sonuçta.

    kuantum dolanıklığın ışık hızını aşabileceği konusunu ise bizi kodlayanların eğlencesine koyduğu bir easter egg olduğunu düşünüyorum.
    dark matter olaylarına hiç girmiyorum. kafamızı karıştırmak için koyulmuş şeyler.

    işte binlerce kere deneylerle kanıtlanmış bu su götürmez gerçeklere dayanarak simülasyon olduğumuza eminiz artık. kod satırlarıyız yani.

    ispatın matemetiksel formülünü de basitçe yazayım:
    evren = 1,0

    ancak bu bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. insanlık olarak artık bunun farkına vardık. artık simülasyonumuzun sonlandırılma tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz. merak etmeyin birden sonlanırsa farkına bile varmayız. bence uzun vadeli tl borçlanmak mantıklı artık.

    evet artık gerçeğe biraz daha yakın değil tam üzerindeyiz. yine eğlencesine bilimle ilgilenicem ama ben.

    nobel komitesinden ricam, bana sadece kuantum için nobel versinler. çocukken çok heves ederdim nobele. rahmetli annem de keşke simüle edilseydi hala da görseydi bu günleri…

    her şeyin teorisi nobelini ise yaşamış ve yaşayan tüm bilim insanları işle paylaşıyorum, sizin binada durabilir.

    ha ayrıca uçak fobim var benim, isveç’e gelemem. bir diğer ricam da bu seneki töreni bu büyük buluşun şerefine trabzon’un vakfıkebir ilçesinde yapalım. iş için bir süre buradayım.

    ayrıca lütfen röportaj için falan aramayın. asla ünlü falan olmak istemem, sıkılırım ben. bi parka, meydana falan verebilirsiniz nickimi. şan şöhret için yapmıyoruz bu bilimi sonuçta.

    kod satırları olsak da bilimle kalın.

    --------------gelen yaklaşımlar editi-------------------

    arkadaşlar güzel yorumlarınıza ve eleştirilerinize teşekkür ederim. bu insanın evren algısını tamamen değiştiren bir ispat. elbette panikleyenler kabul etmek istemeyenler olacaktır fakat bilim böyle ilerler.

    öncelikle genç değilim 40 ı aşkın yüksek lisanslı insanım. einstein bi patent memuruydu, faraday ilkokul bile bitirmemiş bir mücellitti.

    bazı soruları aydınlatmam gerekirse.

    "peki hocam, 10 milyon kişi 80 mm çapında lensli teleskopla hepimiz aynı anda uzaya baksak, kastırır mıyız?"

    cevap: kasmaz. evrenin etkileşime giremeyeceğimiz sadece izleyebileceğimiz noktaları önceden tasarlanmış animasyon ve fotoğraflardır. james webb ile ancak görmeye başladık bu "önceden" hazırlanmış görüntüleri. simüle edilmez.

    "peki uyuduğumuzda simülasyon duruyor mu bizim için? "

    cevap: duruyor elbette. simülasyonu kontrol eden yapay zeka sistem mühendisi size paket halinde rüyalar simüle ediyor.

    "maalesef tüm sunulanlara rağmen evrenin simülasyon olduğuna inanmıyorum. milyonlarca insan aynı anda konser, miting için toplanıyor kimse zerre lag yaşamıyor. donma, kasma olmuyor. "

    cevap: cevap teorinin kendisi zaten birkaç milyon insan evrenin %0.00000000000000000000000000001 i falan eder. birkaç evren simule eder bence işlemci. nasıl gta oynarken aşağı atıp yutuba girip, tivit atıp, mail bakabiliyosak yaniii. basit şeyler bunlar.

    "ışık hızının aldığı yolu işlemci ile kıyaslamış ve bir process süresi biçmiş."

    cevap: tabi lan manyak mısın

    bir de yazdıklarımı sadece "bilinen evren kanunları" çerçevesinde yorumlayıp "yok öle şey olmaz" diyenleri esefle kınıyorum.

    edit:

    grafik tasarım demiş bir arkadaş. her parçacığa her parçacık simüle edilseydi; 10 üzeri 1000 x 10 üzeri 1000 piksel bir renderı v rayde ayarları dibine dayayıp, işlemciyi, gpuyu bunu 1 saniyede almaya zorlamak konu.

    bu fiziği en azından soru soracak kadar anlayabilecek ve eleştirebilecek insanların varlığı beni gerçekten memnun etti.

  • 23 mayıs 2018 camel istanbul konseri

    ulan dün never let go çalmadılardı. fazladan bir şarkı için her şeyi bıçaklardım ama olsun. allah camela, üyelerine, sevenlerine uzun ömürler versin.

    hacılığımız mübarek olsun.

  • ismail saymaz

    napsın adam? kimseye yürümesin mi?
    paso size tivitırda paylaşacağınız analizler kasıp biatçı mı rezil etsin tv de.

    su mu yakıyo olm iso? yakışır reyize.