nickiyle oynayan adam3
profili

  • yıldız tilbe'nin iş takvimi

    hayatın pahalı değil bizim fakir olduğumuzu gösteren listedir.

  • cuma namazlarına gitmemek

    adaletten daha önemli değildir.

    bununla ilgili iş yerinde olay çıkardım.

    normalde yemek için bile çıkmak ölümdür fabrikadan. yeni bir arkadaşımız işe başladı. iyi bir çocuk, sıkıntılı bir tip değil. neyse işte cuma namazı için 5 haftadır izin alıyor. 12'de çıkıyor, 2'de geliyor. başka da giden yok. "madem dini işleri için izin var o zaman ben de güneşe tapıyorum, güneşli günlerde çalışmam." dedim müdürün de duyabileceği şekilde. eleman nasıl nasıl bozuldu aq. bir kişiye izin veriliyorsa, o vakitte herkes izinli olmalı. adaletli bir yönetim bunu gerektirir.

    sonuç: 2 haftadır herkes işinin başında. müthiş dindar müdürümüz parayı dine tercih etti.*

  • öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    five dollars day.

    1913'te 15.000 işçi çalıştıran bir işletmede bir yıl içinde 53.000 bin kişi işe alınmıştı. aynı yılın sonunda çalıştırdığı işçi sayısına 100 kişi daha ilave yapmak isteyen bir fabrika 963 işçiye yer vermişti. bunun dışında detroit işverenler derneği'nin genel sekreteri: "fabrikalar birer barut fıçısı, mutlaka bir şeyler yapmak lazım" diyordu.

    bu bir şeylerin ne olduğunu ise bilen tek kişi henry ford'du.

    otomobil sanayisinde günlük ücretlerin 2-3 dolar olduğu bir dönemde o, 1914 ocak ayında ücreti 5 dolara çıkardı, dokuz saatlik iş gününü sekiz saate indirdi. bu, five dollars day sloganıydı. ve sonuçlarını hemen almaya başladı. iş değiştirme binde birin altına düştü; işe gitmeme, çalışmama gibi "aksaklıklar" unutuldu. ford'un işe alma bürolarının önünde uzun kuyruklar oluşuyordu. üretim hızla arttı; 1913'te yılda iki yüz bin araba üretilirken, 1915'te beş yüz bin, 1919'da bir milyon, 1923'te iki milyon ve 1929'da beş milyon araba üretildi. üretim fiyatları ve dolayısıyla satış fiyatları düştü. ford'u ford yapan t modelinin satış fiyatı 1950 dolardan 290 dolara düştü. 1919'da ücretler 6 dolar oldu. henry ford 1919 yılında şöyle diyecekti; "sekiz saatlik iş günü için beş dolar uygulaması hayatımın en kârlı işi oldu ancak ücreti altı dolara çıkarmak bundan da büyük bir kâr sağladı." 1929 yılında ise günlük yedi dolar uygulamasına geçilmişti.

    bu uygulama ford'a disiplinli ve sadık bir iş gücü sağlamakla kalmıyordu, aynı zamanda uçurumları büyütüp işçi sınıfı arasındaki farklılaşmayı da azdırıyordu. nitekim ford'da çalışan ile çalışmayan ayrımı yapılır duruma gelinmişti. başka bir ayrım da ford'da çalışıp "five dollars day" imkanına sahip olanlar ile olmayanlar arasında vardı. bu hakka sahip olmayanlar "altı aydan az kıdeme sahip olanlar, yirmi bir yaşının altındaki genç işçiler ve evlenip gitmeleri söz konusu olduğu için kadınlardı." bu hakka sahip olmak için iyi ahlak da gerekliydi. temizlik, ihtiyatlı olma, sigara içmeme, içki içmeme, kumar oynamama vs. dolayısıyla five dollars day aynı zamanda kontrol ve "terbiye" aracıydı.

    five dollars day uygulamasının başka olumlu yönleri ise "iyi" işçilere iyi bir gelir seviyesine ulaşma olanağı yani ford fabrikaları için sadık bir pazar ve "güzel" çocuklar yetiştime imkanı yani ford fabrikaları için doğuştan sürekli bir iş gücü.

    henry ford şöyle demiştir; "düşük ücret ödeyerek, yetersiz beslenmiş, hem fiziki hem de ahlaken az gelişmiş bir çocuk nesli yaratıyoruz. bunun sonucunda gerek fiziken gerekse ahlaken zayıf bir işçi nesli ortaya çıkacaktır. bu işçiler sanayiye girdiklerinde yetersiz ve verimsiz olacaklar. sonuçta fatura yine sanayiye çıkacak. benim başarım ödediğime bağlıdır. eğer çok para dökersek, insan yapısı gereği, bu para harcanacaktır. bu harcama da tüccarları, perakendecileri, imalatçıları ve bunun da sonucu olarak her türlü işçiyi zenginleştirir ve kişilerin refahını arttırır. bu refah da otomobillerimiz için talebin artmasıyla sonuçlanır."

    ford şirketinin isteği üzerine 1929'da detroit'te gerçekleştirilen bir anket şu sonuçları ortaya koydu: her yüz işçi ailesinden 98'i elektrikli ütüye, 76'sı dikiş makinesine, 50'si çamaşır makinesine, 49'u gramofona, 47'si otomobile, 36'sı bir radyoya ve 35'i elektrik süpürgesine sahipti.1929'da abd'de ulaşıma sokulmuş 23 milyon otomobil vardı yani 100 kişiye 19 otomobil düşüyordu ki aynı tarihte ingiltere'de 3, fransa'da 2 otomobil düşüyordu. lastik sektörü, yan sanayiler, benzin ve tamiratla birlikte otomotive bağlı sektörlerde 5 milyondan fazla insan çalışıyordu. buna paralel olarak yol yapımı ve petrol çıkarma faaliyetleri de artıyor, kentler büyüyor, konut inşaatları görülmemiş bir hızla artıyor ve elektrik tüketimi on yılda üçe katlanıyordu.

    kaynaklar: huw beynon, working for ford

    the legend of henry ford

    ford: the times, the man, the company