(bkz: yuval noah harari) (bkz: hayvanlardan tanrılara sapiens) isimli kitaptan alıntı
--- spoiler ---
1744'te iskoçya'da presbiteryen din adamları alexander webster ve robert wallace, ölen din adamlarının dul ve yetimlerine ödenek sağlayabilmek için bir hayat sigortası fonu oluşturmaya karar verdiler. bunun için de kilise üyelerinin her birinin gelirlerinin ufak bir kısmını fona aktarmasını, fonun da bu parayı yatırımlarda kullanmasını öngördüler. bir papaz öldüğüne dul eşi fondan kar payı alacaktı ve böylelikle hayatının geri kalanı boyunca rahatça yaşayabilecekti.fonun diğer görevlerine uygun olarak varlığını sürdürebilmesi amacıyla her papazın ne kadar ödemesi gerektiğini hesaplayabilmek için webster ve wallace her yıl tahminen kaç papazın öleceğini, geriye kaç dul ve yetim kalacağını ve dulların ölen kocalarından sonra kaç yıl yaşayacaklarını hesaplayabilmek zorundaydılar.
burada 2 din adamının yaptığı şeye dikkat etmek önemli. cevap için tanrıya dua etmediler, kutsal metinlerde veya eski ilahiyatçıların çalışmalarında aramadılar, soyut bir felsefi tartışmaya da girmediler. colin maclaurin adında edinburgh üniversitesi'nden bir matematik profesörüyle irtibata geçtiler, üçü kafa kafaya vererek insanların ölüm yaşlarıyla ilgili veri topladılar ve herhangi bir yılda kaç papazın ölebileceğini hesapladılar.
çalışmalarında yakın dönemde istatistik ve olasılık alanlarında gerçekleşen bazı çok önemli buluşlardan faydalandılar. bunlardan biri de jacob bernoulli'nin büyük sayılar kuralı idi. bernoulli belirli bir tekil olayın gerçekleşme olasılığını öngörmenin zor olmasına karşın, pek çok benzer olayın ortalama sonucunu büyük bir isabetle tahmin etmenin mümkün olabileceği prensibini tanımladı. yani maclaurin, webster veya wallace'ın gelecek yıl ölüp ölmeyeceğini matematik kullanarak bulamamasına karşın, elinde yeterince veri olursa webster ve wallace'a gelecek yıl iskoçya'da kaç presbiteryen papazın öleceğini neredeyse yüzde yüz kesinlikle söyleyebiliyordu. neyse ki ellerinde kullanabilecekleri hazır veriler vardı. edmond halley'in 50 yıl önce yayınladığı aktuerya tabloları çok kullanışlıydı. halley almanya'nın breslau şehrinden elde ettiği 1.238 doğum ve 1.174 ölüm olayının kayıtlarını analiz etmişti. bu tablolar, 20 yaşındaki bir insanın herhangi bir yılda ölme ihtimalinin 1/100, 50 yaşındaki birinin ölme ihtimalini ise 1/39 olduğunu bulmasını sağlamıştı.
webster ve wallace da bu veriler üzerinde çalışarak, herhangi bir anda ortalama 930 iskoç papazın yaşadığını, bunlardan yılda 27'sinin öleceğini ve 18'inin da ardında dul bir eş bırakacağını hesapladı. ayrıca arkasında dul bırakmayanlardan beşinin çocuklarının yetim kalacağını, dul eşi olanların da önceki evliliklerinden olan ve henüz 16 yaşına gelmemiş çocuklarının da bu papazlardan fazla yaşayacağını buldular. hatta daha da ileri giderek, bu dulların ölene ve tekrar evlenene kadar geçecek zamanı hesapladılar ( her iki durumda da ödemeleri duracaktı).
hesaplarına göre, 1765 yılı itibarıyla iskoçya kilisesi papazları dul ve yetim aylıkları fonu'nun kasasında 58.348 poundluk bir sermaye olacaktı. bu hesapların son derece isabetli olduğu anlaşıldı. 1765'e gelindiğinde fonun sermayesi 58.347 pounddu, yani tahminlerden sadece 1 pound daha az!
--- spoiler ---
4,5 sene sigorta şirketinde çalıştım, ne klasik sigorta aktüerlerinin ne de hayat sigortası aktuerlerinin değil gelecek tahmini, biten yılın hesaplamalarını bile doğru düzgün yapabilenine rastlamadım. bakın papazdan bahsetmiyorum, tüm eğitimini sigorta matematiği anlamına gelen aktüerya, istatistik, finans vs üzerine almış sigorta uzmanlarından bahsediyorum!
--- spoiler ---
bugün webster ve wallace'ın kısaca iskoç dulları olarak bilinen fonu, dünyadaki en büyük bireysel emeklilik ve sigorta şirketlerindendir. 100 milyar poundun üzerinde varlığıyla sadece iskoç dullarını değil, poliçelerinden almak isteyen herkesi sigortalıyorlar.
--- spoiler ---
bizim din adamlarımız ise dulları korumak için ikinci, üçüncü, dördüncü eş olarak himayeye alma gibi bir yöntem öneren dinimizin ne yüce bir din olduğunu anlatmakla meşguller.
ha bir de devletten en büyük ödeneği almalarına rağmen cuma çıkışları hala camiye yardım, boş geçmeyelim muhterem cemaat diyerek yardımlaşma değil yardım sandıklarını açmaya devam ediyorlar.
edit : bir uyarı üzerine spoilerleri yanlış yere koyduğumu öğrenip düzelttim. çok pardon
kaliyuga1 profili
-
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler