başlık: at gibi kadın güzelliği
entry: benim bu
başka sözüm yok sayın yargıç.
favorileyen iki kişinin de ne amaçla favorilediğini düşündürmüştür.
(bkz: kutsal silgi kaynağı)
(bkz: vereyim mi bi' kesme şeker?)
yitik mimar2 profili
-
at gibi kadın güzelliği
-
tinder
bir gece tinder'ı yüklemenin ardından en güzel fotoğraflarımı düzüp her türk erkeğinin yapması gereken otomatik beğenme moduna girdim. çünkü yalnızım ve aylardır bir tane karşı cinse "merhaba" bile demedim. girince ilk işim arama çapını ve yaşını ayarlamak oldu. "160 km'de 18-29 yaş aralığında ne kadar sağa kaydıralacak kız varsa göster bana tinder!" dedim ve başladım sağa sağa atmaya.
"ne kızlar varmış be...", "bu güzelmiş, bunu da beğen. hıh! bu ne şimdi? ama az öncekini beğendiysek bunu beğenmek olmaz.", "aman be yapıştır beğen sanki ne olacak? parayla mı?"... işte anahtar kelime bu idi: "parayla mı?"
parayla değil diye vurdum sağa bütün kızları. sonra tinder bana dedi ki; "gardaş sağa çok çektin şimdi biraz dinlen. 12 saat sonra görüşmek üzere, buraya kız yığacam." tamamdır tinderciğim, ama bana biraz kız ayarla oralardan. beni sok gözlerine gözlerine diyerek geceye son verdim.
bir hafta boyunca geceleri böyle sağa çeke çeke geçti. ardından ümidimi kestim ve birkaç gün bakmadım. zaten hep çok güzeldi kızlar, bana neden baksınlardı ki? neden? neden derken gündüz vakti şantiyede bir bildirim geldi tinder'dan. beni çok özlemişmiş. "hadi lan oradan" deyip sildim bildirimi. o gün de bitip gece olunca tinder bir bildirim daha gönderdi: "tebrikler lan dallama bi' kız seni beğendi. hadi "selam" de!"
o bildirimi nasıl açıyorum, kıza bir bakışım var, sanki evleniyoruz. öyle sevinçliyim. kız da tam benim "keşke beni beğense lan, ne güzel. bak hele yaa kedili medili." diyerek beğendiğim kızlardandı. ya dedim tinder sen ne güzel şeysin. neler yapıyorsun bana böyle kıyaklar filan. sağol kanki, daha iyisi senin olsun. ;)
tabi hemen atlamadım. neden? çünkü salak olmak bunu gerektirirdi. sabaha kadar bekleyip öğle vakti yazacaktım. kız da sabah uyanıp bakınca mesaj görmediği için eşleşmeyi kaldırsa ne güzel olurdu haa... neyse ki beğen geç yapıp sallamamış. öğlen olunca yazdım.
ym ---- selam
1.girl - selm
ym ---- nasılsın?
ym ---- güzel bir eşleşme olmuş gerçekten :)
1.girl - iyim sen naslsn
ym ---- ben de iyiyim. kedi senin mi?
1.girl - evet benim
ym ---- çok güzel gerçekten. benim de kedim var.
1.girl - hmmm
ym ---- ...
...
duvara toslamıştım. ama bu iş öğle yemeğinde yoğurtlu kabak dolması yerken konuşup bitirelecek bir mesele değild. akşam tekrar yazma kararı alarak dolmayı gömmeye başladım.
akşam olduğunda kedimi nasıl göstereceğimi düşündüm. çünkü muhabbet açmam gerekiyordu. tinder'dan gönderemeyeceğim için oradaki fotoğraflara yükledim. hemen mesaj attım tabi kıza;
ym ---- bak bizim prenses de bu
1.girl - ?
ym ---- profilimdeki fotoğraflarda, en sondaki fotoğraf.
1.girl - aaaa ne kadr güzelmiş. adı ne?
ym ---- (işte şimdi dikkatini çekebildim. ama kedinin adı murtaza. şimdi ben bu elit kıza murtaza dersem direkt kaçabilir. bu ihtimali düşünmem gerek diyerek:) müzeyyen.
1.girl - ayy ne güzel ismi var.
ym ---- tinder kasıyor whatsapp var mı? (esprili bir şekilde numarasını istedim. çünkü odun olmak bunu gerektiriyordu)
1.girl - ...
bundan sonra birkaç gün konuşmadık ve ben bir akşam iş çıkışı delirdim, dedim ki: "ya ben buradan çok sıkıldım. al bu benim numaram, istersen buradan konuşabiliriz." dedim. ardından mesaj atmasını bekledim. tabi ki de yem attım. tinder'da beğendiğim 4562 kızdan eşleşme bekliyordum. aynen tahmin ettiğim gibi oldu, bana whatsapp'tan yazdı. ulan nasıl da sevinmiştim. hemen tinder'dan eşleşmeyi kaldırdım tabi. iyice muhabbet etmeye başladık. zırt üniversitesinde zort bölümü okuyormuş. neyse ertesi gün yemek yemek için anlaştık. çok hızlıyım değil mi arkadaşlar? sadece "şanslı" diyorum ben kendime. çünkü teklifi o yaptı. yoksa ben 32 senede davet edemezdim.
ertesi akşam yemek yedik. ardından kahvemizi içtik. o kadar güzel bir akşamdı ki... neyse işte olay ayrılmaya geldi. gittiğimiz mekanlar onun evine çok yakındı. 100. yılın oralar işte. o da orada oturuyormuş. dedim eve bırakayım akşam vakti tek yürüme. insan bi' "olur" der ya da "ben seni bırakayım" filan diye espri var. yok arkadaş. bir anda kötü davranmaya başladı. "sen git buradan. ben yalnız giderim, bir şey olmaz." filan demeye başladı. eliyle de böyle "git, git" yapıyor bana. lan dedim bu nasıl bir kafadır. sanki karnımı doyurup hadi git der gibiydi. neyse dedim acele etme, zaten ne zaman acele ettin ki. akışına bırak. bıraktım akışına. bir daha yazmadı tabi. 3-4 gün sonra tekrar konuştuk. gelirim yine minvalinde bir şeyler dedim ama nafile, görüşmemek için acayip acayip şeyler uydurdu.
bu sırada numarasını aldıktan sonra instagram, snapchat gibi görüntülü sosyal cep uygulamarından da ekleştik. kız her gün biriyle akıyor. nasıl içim gidiyor anlatamam. "başkan" diyor sakallı şişko bi' oğlana, "bebeğim" diye yazmış 1.98'lik adama, üzüldüm. neyse dedim yitik dön tinder'a sen.
yine kaydırmalara başladım tabi. herkesi sağa atıyorum. o kadar hızlı atıyorum ki, travesti, eskort, teyze ve hatta araya karışmış bir kaç oğlanı da salladım sağa. şükür ki onlar geri beğeni yapmıyo bana :)))))))
bir eş daha geldi. selamlaşmadan sonra direkt numaramı verdim. "konuşuyorsak buradan devam edelim. yoksa sil beni." dedim. yine odunluğumu konuşturuyorum yani. ardından o da mesaj gönderdi. lan bi' sevindim anlatamam. 2 haftada iki kızla eşleşmiştim. buradan tinder'da sıfır çekenlere naaaabbeeeerrrr diyorum.
dikkat etmedim tabi profiline. ilkinin şokunu atamadım çünkü. sonra bu kızın da zırt üniversitesinin zort bölümünde okuduğunu öğrendim. kız türkiye voleybol takımında oynuyorum dese inanırım. o derece boy var. tabi numarayı alınca snapchat ve instagram'dan ekleme mecburiyeti hissettim. snapchat numaradan çıkıyor da instagram'ı alması zor oluyor. kız da tutturdu vermem diye. lan instagram'dan benimle takipleşsen ne olur? faydasız bir adamı mutlu edecektin işte. neyse zar zor 2.girl'den de aldım instagram hesabını.
kızı dışarı davet etmedim tabi. çünkü ilk günden çağrılmazdı. ikinci günden itibaren her gün teklif ettim, her gün reddetti. 1.girl ikinci sınıfta, 2.girl ise dördüncü sınıfta bu arada. çok merak ettim soramadım ama birbirlerini tanımıyorlardır herhalde dedim. sonra instagram'da kim ne beğenmiş diye bakarken bir de ne göreyim. 1.girl, 2.girl'ün fotoğrafını beğenmiş. dedim ben de beğenmiştim oradan denk gelmiştir. ama takipçilerini kontrol etmekte fayda var. birinin 800 küsür diğerinin 500 küsür takipçisi var. bir de benden instagramlarını esirgiyorlar. neyse girdim 500'lük olana, iniyorum aşağıya doğru. diğer kızı arıyorum. buldum da yani, boşa sallamadım oltayı. ondan sonra ne olduysa ikisi birden uzaklaştı benden. lan millet iki kız arasında kalır, ben iki kızın dünyasında bile giremedim. aslında girmiş olabilirim, konuşulmayacak kişi olarak...
gel zaman git zaman tinder'dan ekmek çıkmadı başka. ben de bu kızların mutlu hayatlarını takip ettiğimle kaldım. dün ise olan oldu. snapchat'te bir fotoğraf gördüm. 1.girl almış koynuna 2.girl'ü içiyorlar. yanlarında başka kız ve erkekler. dedim koca ankara'da iki kız buldum tinder'dan, onlar da kanka çıktı iyi mi? iyi tabi müstehak bana. ardından gecenin ilerleyen vakitlerinde bir snap daha geldi. büyük ihtimalle kafaların zuum olduğu bir zamandı. iyice koyun koyuna girmişler* altına da şöyle yazmışlar:
"bizim beyaz atlı prensimiz nerede?? :smiley :smiley :maymun"
ya arkadaşlar, beyaz atlı prensler sınırlı sayıda. hepsi de büyük ihtimalle premium kızlara kapağı attılar. yani sizin gibi orta kesim güzeller bizim gibi efendi odunlara kalacaksınız. biliyorum, her gece başka birinin evinde olan kızlara çok özeniyorsunuz ama sonradan geleceğiniz kapı efendi erkeklerdir. yapmayın, etmeyin de beraber mutlu olalım.
bu arada iki kızı da sildim. tinder'ı da kaldırdım. bir daha yükleme mecburiyetinde kalmam umarım. resmen hayatımı sorgulatıp tersten saplıyor. devlete dilekçe yazıyorum tinder için; yasaklasınlar bu uygulamayı, siteyi. çok sakıncalı halk sağlığı için.