you are my lethe2
profili

  • yurt dışında yaşayıp mutsuz olmak

    bundan 3-4 yil once yurtdisina tasinirken bir arkadasimla konusmustum, nelere hazir olmam gerekli diye. bana yalnizliga kendini alistir demisti. o zamanlar bunu anlamadim, guldum gectim. ben zaten yillarca isim geregi yurtdisina seyahat etmis ve uzun sureli kalmistim, 4 farkli dil konusabiliyordum. benim icin sorun olmazdi.

    ben yalnizlik cekmedim, her zaman cevremde arkadasim vardi. su an bile birilerine yazsam disarida olan var mi diye, gidecek birilerini bulurum. ama artik yalniz kalmamak icin sacma sapan insanlara katlanmak istemiyorum. haftada bir kere olsun ama gercek arkadaslarimla bulusayim istiyorum. moralim bozuk oldugunda babamla kafede bulusayim, samata yapalim istiyorum. hayatimda guzel olaylar oldugunda annemi yemege cikarmak istiyorum.

    eskiden de zorluklar vardi. misal calistigim donem boyunca biz gocmenlere marquee musteriler verilmezdi, iyi projelerin cogunu biz yapardik ama ismimiz projede gecmezdi. maaslarimiz hep diger is arkadaslarimizdan dusuktu. ama son donemlerde, ozellikle sag partilerin etkisinin artmasinin ardindan daha zor oldu. isten cikarmalarin cogunda benim gibi vizeye ihtiyac duyanlar cikarildi. bazi ulkelerde oturum izni veya vatandaslik almasina 1-2 yil almis kisileri isten cikariyorlar ve bunu son 2-3 ayda yaptiklari icin is bulamadiginiz icin deport ediliyorsunuz.

    yavas yavas turkiyeye donmeyi dusunmeye basladim. burada geceleri kadin basima guvenle yuruyebilmek, arabasiz rahatca yasamak, bir suru konsere uygun fiyata gidebilmek, cocugum olsa belki ucuza iyi egitim almasini saglamak benim icin kalma sebebi olurdu. bunlari inkar edemem. ama turkiyede aileme ve arkadaslarima yakin olma fikri cok agir basmaya basladi. burada iyi bir iste calisan, kendi evine tasinmis, kendi duzenini kurmus arkadaslarim benden daha az kazaniyorlar ama benimkine benzer bir hayat yasiyorlar. haftada 2-3 gun evden calisip, hafta sonlari ormana bisiklet surmeye yada tek gunluk kacamaklara gidiyorlar. hep birlikte sahilde takiliyorlar.

    neyse daha cok yazarim ama kisadan hisse, yurtdisina tasiniyorsaniz yalnizliga hazir olur. temelli ve gercek arkadasliklar kuramayacaginizi bilin. simdi icinizden diyorsunuz ki ben oyle degilim, uyum saglarim, ortamlara girerim. evet bende oyle dedim ve hatta yaptim da. ama bu yalnizlik hissetmeme engel olmadi.

    edit: bazi arkadaslar mesaj atmis bulasikcilik yaparsan boyle olur diye. ben highly-qualified vize ile yasiyorum. alanimda dunyanin en iyi top 10 okulundan birinde master yaptim. sonrasinda is bulup kaldim.

    edit2: su basliga gelip, ben japonyaya gittim, ben avrupaya gittim, ben balkanlara gittim hic sorun yasamadim, sorun sizdedir mesajlari goruyorum. gordugum anda o kisinin avrupada dogru duzgun yasamadigini, yasasa bile kulturu icsellestirmedigini fark ediyorum.ortada sorunlu, suclu bir taraf yok. onlarin kulturu boyle, benim kulturum boyle. olayin giyinmekle, dili ogrenmekle falan alakasi yok.

    cocuklugumdan beri ingilizce biliyorum, lisede fransizce ogrendim, universitede ispanyolca ogrendim. lisede babamin isi sebebiyle bir yil ingilterede yasadim. universitede bir yil ispanyada erasmus yaptim. mezun olunca 6 ay isvicrede staj yaptim. isim sebebiyle 6 ay dubaide, bir yil belcikada yasadim. son dort yildir da su an ki ulkemdeyim.hayatimin 8 yilini yurtdisinda gecirmisim. ilk uc yilimda hic yalnizlik hissetmemistim. ne zaman artik alistim ve buraya ait olmaya basladim, o zaman yalnizlik hissetmeye basladim.

    burada yalniz degilim, dili biliyorum bi suru dostum var ama ailem ve arkadasim yok. bu benim icin onemliymis. ve sunu fark ettim. bir sure sonra her yeri geziyorsun, herseyi deniyorsun. ben fark ettim ki benim icin evimde huzurla yasamak, kopegimle vakit gecirmek, hafta sonlari ormanda bisiklet surmek, ayda bir bir yerlere kacamak yapmak bana yetiyor. avrupada 3.5 birim alacagima, turkiyeye gelip 2.5 birim alip yasamaya raziyim.

    sanki gidebilen ama mutlu olmayan insanlar sizin hakkinizi calmislar gibi kizginsiniz. yaptiginiz erasmusla, 3-4 aylik dil okuluyla ve tatillerle, orada 3-4 yil yasayan insanlarin yasadiklarini anlayamiyorsunuz. empati yapamasaniz bile yasamadiginiz bir seyi sanki yasarsaniz yapacakmissiniz gibi konusmayin en azindan.

  • rüzgar çetin

    kendisiyle 2 yıl önce 2-3 kere aynı masada bulunmuştum. o zamanlarda kaç tane arabayı haşat ettiğiyle, istediğimi yaparım kimse birşey diyemez havasıyla konuşuyordu. sonradan sinan çetinin oğlu olduğunu öğrendim ki onu da kendi babasının çalışanların çoğunu minimum maaşla çalıştırdığını gururla anlatarak ve bunun şark kurnazlığı değil ticari zeka olarak gördüğünü söylüyordu.

    o zamanlar kendisiyle tanışma sebebim bir arkadaşımla olan muhabbetleriydi. daha sonra arkadaşımla aralarındaki şeyi bitirmişler. sebep ise rüzgar çetinin arabayı manyak gibi kullanması, arkadaşımın korkuyorum, düzgün kullan demesi üzerine kavga etmeleri ve en sonunda kendisine hakaret etmesi olmuş.

    haşat ettiği arabalarla, ve babasının insanları az maaşla çalışmaya zorlamasıyla övünen biri için hiç üzülmüyorum açıkçası. keşke hayatını kaybeden polis emniyet kemerini taksaydı da çocuklarını babasız bırakmasaydı. zira bazılarının babaları çok güçlü, onlara birşey olmuyor.