... ve buğulu gözlerle günbatımını karşısına alıp kimliksiz bir silüete dönüşmüşken yağmurlu dudaklarından dökülen son cümle şuydu:
"güneş batarken ardından tepelerin
amına koyayım bütün teletabilerin"
loxodonta africana6 profili
-
bir kitap yazıyor olsanız son cümlesi ne olurdu
-
kürtçe'nin en fazla kelimeye sahip 9. dil olması
sene 2215. askerdeyim. geçen karanlık yüzyıllardaki faşist tartışmalar yerini daha ılımlı bir ortama bırakmış. kimsenin ırkı kimsenin umrunda değil... askerde yapacak bir şey yok. canım sıkılıyor, vakit geçmiyor. yerli otomobilin seri üretimine geçilmiş, herkes onu konuşuyor ama otomobil merakım olmadığı için o muhabbete de müdail olmuyorum. karslının tabiriyle "geçmir gardaşım geçmir, bitmiğr." ben de "3-5 kelime dil öğreneyim" bari dedim. lazdan "cumaşkimi" yi öğrendim gerisi gelmedi. lazca sarmadı beni. ayrıca gerçek hayatta ne işime yarayacak!? bari kürtçe öğreneyim dedim. urfalıdan selam vermeyi öğreniyorum. mardinliye selam veriyorum anlamıyor. "öyle denmez o" diyor. mardinliden öğrendiğim yeni selamı malatyalıya veriyorum, anlamıyor. öyle denmez o diyor yenisini öğretiyor. ben de içtimalarda bunları toplayıp "lan oğlum hepiniz ayrı bir şey söylüyorsunuz nedir bunun doğrusu? " diyorum. başlıyorlar tartışmaya. vay efendim mardinlininki türkçe kürtçesidir, vay efendim urfalının ki arap kürtçesidir vs. ortaya yeni bir kelime atıyorlar. "buzağıya sizin oralarda ne derler" diyolarlar. üçününki de apayrı. birbirleriyle en ufak bir alakası yok. sonra yine tartışmaya başlıyorlar. en sonunda her kürt tarafından üç aşağı beş yukarı kabul edilebilir birkaç kelime öğrenip zirvedeyken bıraktım.
şimdi bu anekdottan yola çıkarak şunu sormak istiyorum; hangi kürtçe en fazla kelimeye sahip 9. dil? urfalınınki mi? mardinlininki mi? malatyalınınki mi? hakkarilininki mi? şırnaklınınki mi? ağrılınınki mi? -
kukudan fırlatılan yumurta ile sanat
(bkz: gerçek sanat bu değil)
özellikle genç kadınların vücutlarının çeşitli bölgeleriyle seksist gösteriler/görseller/materyaller hazırlaması da moda oldu. biri regl kanıyla tablo yapıyor, biri vulva kıllarıyla giysi yapıyor işte bu da yumurtluyor falan. yok abi gerçekten gerçek sanat bu değil. neyin sanat eseri olup olmadığına karar verecek donanıma ve birikime sahip değilim ama en azından benim bir sanat eserinden beklentim bu değil. "nasıl olsa kukum var. onunla yaparım işte bir şeyler insanlara garip gelir." anlayaşı kadar sığ bir yaklaşımla ele alınmamalı bir sanat eseri. -
23 yaşında 4 yıllık fakülteye başlamak
23 yaş henüz hayatın başıdır. 40 sene boyunca istenmeyen bir işi yapmaktansa, 36 sene istediğin bir işi yapmak çok daha mantıklıdır. maddi ve manevi engel yok ise hiç düşünmeden yapılması gerekendir.
-
eğitimsiz iyi para kazandıran meslekler
(bkz: milletvekilliği)
-
tasavvuf ayrı bir şirk dinidir
şu uzun şeyleri okumadım bile... tasavvuf bir haldir. yaradanla arandaki derin bağdır. bir ritüeldir. belli bir zeka, sorgulama ve karakter gerektirir. cuma sünnetini kılmadan camiden koşarak çıkanların, namaz kılarken selfi çekenlerin, iftar sofrasında "çalıyor ama çalışıyor adamlar yauv' diye goygoy yapanların, 9 yaşında kızla evlenip, "oruç seksle açılır mı" diye soranların anlayabileceği türden bir olay değildir. kısacası tasavvuf: islamı, kuran-ı kerim'i, allah'ın öğütlerini ödül-çıkar-menfaat olarak görmekten ziyade, gerçek anlamda yaradanı anlayama ve içselleştirmeye yönelik bir yaklaşımdır.