ben çocukken , en büyük düşmanım annemin tahta koltuk değnekleriydi. nefret ediyordum onlardan. bana göre onlar dünyanın en kötü, en korkunç şeyleriydi. korkunç diyorum çünkü aynı zamanda korkuyordum da onlardan.
bir gün plan yaptım. kurtulacaktım onlardan. evin karşısında ki boş arsaya boyum kadar olan otların arasına atacaktım.dün gibi hatırlıyorum. annem ablamın saçlarını tarıyordu , aldım değnekleri ve koşar adımlarla ,sürükleyerek merdivenden aşağı indirdim. tam bahçeyi de geçiyordum ki babamla karşılaştım. ne yapmak istediğimi anlamış gibiydi. kızacak diye çok korktum. koltuk değneklerini aldı,hiç birşey demeden beni de alıp eve çıktık. eve girdiğimizde babam, değnekleri annemin yanına koydu ve beni mutfağa götürüp bir şeyler anlattı. o anda orada anlattıklarının tamamını hatırlamıyorum ama aklımda sadece '' oğlum onlar annenin arkadaşları'' cümlesi net bir şekilde kaldı. benim nefret ettiğim o değneklerin bir arkadaş olacağını hiç düşünmemiştim.artık farklı gözle bakmaya başladım onlara, sonuçta arkadaştılar onlar. anneme yardım eden bir arkadaş.
o değnekleri hala çok sevmiyordum ama ,o gün orada babam bana nefret etmemeyi öğretti.
thesecret4 profili
-
babadan öğrenilen en kıymetli şey
-
uzun boylu erkeklerin iyi insan olmaları
sadece bir örnekle bu tespiti çürütebilirim.
-
siz erkekler neden odun olmak zorundasınız
-
insana kendini güvende hissettiren şeyler
anne ve babayla yaşanan evdeki sana ait oda....
artık büyümüş ve kendi hayatını kurmuşsundur ama hiçbir yer o sana ait küçük odanın verdiği güveni vermez.belki o odada yaşarken daha mutlu oluşundandır güvende hissetme duygusu, bilemiyorum....